Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BRADBURY’DEN ‘KARAHİNDİBA ŞARABI’ Akıl Hastalığı Nedir, Ne Değildir? Düzyazının şairinden geçmişe dön(dür)üş! Bir yanıyla otobiyografi özelliği taşıyan roman, Bradbury’nin, zaman makinesi eşliğinde ve ütopyası doğrultusunda yaptığı düzenlemelerle bugünden çocukluğuna yaptığı bir yolculuk. ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR GEÇMİŞE TUTULAN GÜNLÜK Geriye saran bir kaset ve yıl 1928!.. Karahindiba Şarabı’nda (İttaki Yayınları) Ray Bradbury, kaseti geriye sararken değişimi kendiyle sınırlı tutmuyor. Çocukluğundaki karakterleri “olması istediği şekilde” biçimlendirirken, onlardaki bazı özellikleri de aktarıp Douglas Spaulding karakterine can veriyor. Bir yanıyla otobiyografi olarak da nitelenebilecek kitabında, Douglas’ın bir yaz boyu günlüklerine tüm yazlarını sıkıştırıyor. Zaman makinesiyle ışınlandığı yerde mutluluk makinesini yapmaya çalışırken, teorik bir izdüşüm sunuyor. Çocukluğun masumiyeti ile iç içe geçen yaşam coşkusunda ölümün inkâr edilemezliği ve Douglas’ın kaçınılmaz yüzleşmesi, Jose Mauro de Vasconcelos’un Şeker Portakalı’ndaki türden bir etki yaratıyor insanda. Kitap, “düzyazının şairi” unvanlı yazarın kalem cambazlığının yanında duygu cambazlığını da gözler önüne seriyor. Coşkunun olduğu bir yerde hüzün serpilmeye başlarken, hüznün ortasına doğru ilerlerken de bir tebessüm oluşabiliyor yüzünüzde. Zeynep Kayalıoğlu’nun dilimize çevirdiği Karahindiba Şarabı, birbirinden farklı aynalı bir oda gibi. Baktığınız yere göre çıkarımınız değişiyor. Bir yanıyla kişiye çocukluğuna yolculuk yapma fırsatı. Diğer yanıyla yazarın belki de çocukluğunu onarımı. Ortaya çıkardığı her kitabı kendisine de sürpriz olarak değerlendiren bir yazardan bahsediyoruz. Başka bir yanıyla da okura yine ve bir şekilde esin verme olanağı. Tanıdık olmayanlar için belirtecek olursak; karahindiba, papatyagiller familyasından bir bitki türü. Çiçekleri sarı, yaprakları yeşil olsa da bitkinin adına karahindiba denmiş. Mısırlılar ve Kıpçak Türklerinin “katagan” olarak bildikleri bitki günümüze karahindiba olarak gelirken, hindiba kelimesinin de Arapça kökenli olduğunu belirtelim. Anadolu’daki en yaygın adı da “Arslandişi”. Karahindiba Şarabı, babası ve kardeşiyle topladıkları karahindibaların içine doldurulmuş hayallerin hikâyesi. Yazarın kendi şaraplaşma sürecini anlatması. Hasatsa hasat, ayıklamaysa ayıklama… Yaşam tarafından mayalanırken, olgunlaşma, durulma, hazırlanma ve bekleme… Bradbury; bu kitabı yazmasındaki temel motivasyonu, iç muhasebesinin derinliği ve geçmişine dair başka türlü olabilme isteği gizleme gereği de duymuyor. UNUTMAMA İSTEMİNE EDEBİ BİR DİRENİŞ Hiçbir şeyi unutmayacağını düşünmek büyük hata. Çözümü ise yazmak, ne şekilde olursa olsun. İşte bunu; bu kadar derin hayal gücüyle, edebi ve hayranlık uyandıracak biçimde yapan Ray Bradbury, bu yanıyla da çağının hayalperestlerini yanına çekebildi. Sözcükleri katalizör olarak kullanarak bir şekilde kendini geriye göndermek zorunda hissediyordu… Ve tüm yazlarını da bir yazda toplamak. Bunu da Karahindiba Şarabı ile denedi, başardı! n 13 11 Şubat 2021 Susannah Cahalan çev. Enes Toplanır 416 sayfa 1970’lerde, psikolog David Rosenhan “normal” insanların “deli” taklidi yaparak akıl hastanelerine girip giremeyeceğini, girseler bile kendilerine nasıl bir tanı konulacağını araştırmak üzere bir deneye girişti. Rosenhan ve yedi sahte hasta, sahte kimlikler ve sahte hastalıklarla çeşitli akıl hastanelerine girdiler. Susannah Cahalan, Rosenhan’ın deneyinin peşinden giderek psikiyatrinin en derinlerine iniyor, akıl sağlığı sisteminden ilaç sanayisine, o zamandan bugüne dek yaşananları gün yüzüne çıkarıyor. SAY YAYINLARI’NDAN YENİ KİTAPLAR Alfred J. Church Arthur Gilman çev. Ekin Duru 240 sayfa Gregory N. Derry çev. Ümit Hüsrev Yolsal 440 sayfa Platon çev. Furkan Akderin 480 sayfa www.sayyayincilik.com / www.saykitap.com Tel.: (0212) 512 21 58 • eposta: dagitim@saykitap.com www.facebook.com/sayyayinlari www.twitter.com/sayyayinlari www.instagram.com/sayyayincilik