Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KUTLU ÖZDEMİR’DEN ‘DEĞİŞEN DÜNYADA SEÇMEN VE SİYASET’ ‘Dijital medya, siyasal kültürde bir yönetim aracı’ CHP Pendik Belediye Meclis Üyesi ve Siyaset Bilimci Kutlu Özdemir, kitabında, dijital demokrasiye geçerken siyasette ve sosyal kültürde yaşanan değişimlere dikkat çekiyor. Dijital çağın bireylerin ideolojileri üzerinde yarattığı etkileri mercek altına alıyor. Dijital medyanın, siyasal kültürün içinde bir yönetim aracı olarak kullanılmaya başlandığını da önemle vurgulayan Özdemir ile Değişen Dünyada Seçmen ve Siyaset’i konuştuk. İLAYDA KAYA BİLİŞSEL DEĞİŞİM VE TOPLUM n Kitabınızda 1960’lardan günümüze uzanan bir olguyu ele alıyorsunuz. Dijital çağın topluma etkilerinden bahseder misiniz? Kitabımı özellikle 60’lı yıllardan itibaren kaleme almamın nedeni, ülke olarak bilişsel anlamda toplumsallaşmaya başlamamızın bu yıllara dayanmasıdır. Kitabın asıl teması da ülkemizdeki bilişsel değişimin başlangıcından günümüze toplumu nasıl bir evrime sürüklediğidir. Günümüz çağın getirmiş olduğu dijitalleşme; uluslararası bir kimlikleşme olgusunu da beraberinde getirmiştir. Hepimiz görüyoruz ki bugün ülkemizde bazı konularda adaletin aranması için sosyal mecralardaki tek elden yansıtılmaya çalışılan fikir bütünlüğü sayesinde gerçekleşmektedir. n Dijital medyayı siyasal kültürün içinde bir yönetim aracı olarak görebilir miyiz? Elbette. Eğer gerçekten ideolojinizin toplumlara yansımasını ve etkilemesini arzuluyorsanız, diğer siyasi partilerden çok daha hızlı hareket etmek zorundasınız. Aksi halde kazanmak gibi bir düşüncenizin olması, çağın getirmiş olduğu toplum olgusundan habersizsiniz demektir. Bugün yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada dijital medya haberleşme, birlik olma, görevlendirme aracı olarak kullanılıyor. Bugün görev başındaki kişilerin istifa dilekçelerini devlet kurumlarından değil de sosyal medyadan öğreniyorsak; tabii ki görebiliriz. ‘BOT HESAPLAR SİYASETİN EMRİNDE!’ n BOT hesaplar (herhangi bir cihaz kullanmadan yazılım ile kısa sürede açılan hesaplar) hakkında neler düşünüyorsunuz? Botların çok yaygın olmasının sebebi, amaca uygun hareket ediyor ve insanları taklit edebiliyor olmalarındandır. Bot hesapların özellikle siyasal amaç için kullanılması, politikanın insanların fikri düşüncelerini yönetebilmekle ilgilidir. Bir düşünün; elinizde yüzlerce bot hesap var ve kendi siyasi fikrinizi öne sürerken, bir yandan da karşı ideolojinin düşüncelerini çarpıtıyorsunuz. Bu geleneksel propaganda ile yapılmaya çalışılsa olanaksız bir durum. Gerçek bir bireyin, Twitter’da botlar ile oluşturulan yalan haber etiketlerine maruz kaldığı bir gerçek ve bu gerçek karşısında bireylerin yalan gündemler ile siyasal algılarıyla oynanabilmektedir. Bunu hepimiz FETÖ örgütleşmesinde gördük. Ermenistan ile Azerbaycan çatışmalarında bot hesaplar ile oluşturulan onlarca yalan etiketler sıkıntıya sokmadı mı? Bot hesaplar, toplumun algısını değiştirebilecek kadar etkilidir. ‘İLK SEÇİMDE Z KUŞAĞI, Y KUŞAĞINI GEÇECEK!’ n Kitabınızda X, Y ve Z kuşağının seçmen politikalarına da yer vermişsiniz... Bu kuşakların seçmen politikalarını nasıl görüyorsunuz? X, Y, Z kuşaklarının seçmen politikaları birbirinden çok farklıdır. Hal böyle iken dönemsel konjonktüre uygun davranan kuşak liderleri de kendi dönemsel algısına göre politika yürütmektedir. Bugün X kuşağı ve daha öncesi kuşaktan bir siyasi lider daha çok geleneksel siyasal propaganda yolunu seçmekte ve daha çok toplumsal gelişmişlik üzerine ideoloji yürütmektedir. Günümüzde hemen hemen tüm siyasi partilerin önderleri X kuşağı mensubudur ve geleneksel medyayı ilke edinerek politikalarını yürütmektedirler. X kuşağının sonu ile Y kuşağının ilk çeyreğinde doğanlar ise biraz daha elitist kitle olup, yürütülen politika da buna uygun biçimde gerçekleşmiştir. Z kuşağı ise çok daha başkadır. Günümüzde Z kuşağı hakkında yürütülen politikanın nasıl olmayacağı konusunda hepimiz bire bir yaşanan olaylarla tanık olmaktayız. Y kuşağı, şu an için siyasal politika karşısında daha baskın durumdadır. Fakat ilk seçimle beraber Z kuşağı, Y kuşağını geçecektir. Yalnızca Y kuşağı üzerine yürütülen politika, kazançlı olmayacaktır. Z KUŞAĞI NE BEKLİYOR? n Z kuşağı siyasi liderlerden ne bekliyor? Z kuşağı liderlerden küresel düşünmelerini, özgürlükçü olmalarını, analitik düşünebilmelerini, fikir ayrılıklarına saygılı olmalarını, samimi ve öngörülü olmalarını, sorgulayıcı olmalarını istemektedir. Özellikle de 2023 seçimlerinde, 7.543 bin 614 genç Z kuşağının oy kullanacağı genel seçim dönemi düşünüldüğünde, siyasal partilerin bu kuşağı anlamaları ve bu doğrulta yeni bir siyasal yaklaşım oluşturmaları gerektiğini görüyoruz. n Değişen Dünyada Seçmen ve Siyaset / Kutlu Özdemir / Arnas Yayınevi / 216 s. / 2020. Dr. Koray Özalp’ten ‘Atatürk’ün Ankara’sı (19191938)’ Cumhuriyet Kitapları Projesi kapsamında, Atatürk’ün Ankara’ya verdiği değeri fotoğraflarıyla anlatan kitaplar yayımlayan Çankaya Belediyesi bu belgesel kitaplara, Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 101. yılı anısına bir yenisini daha ekledi: Atatürk’ün Ankara’sı (19191938). A tatürk’ün Ankara’sı (19191938); Atatürk’ün Ankara’ya kazandırdığı yapıları, Ziraat Mektebi’nden Çankaya Köşkü’ne, Ankara Palas’tan Çubuk Barajı’na şehrin her noktasında bıraktığı izleri fotoğraflarla ortaya koyuyor. Atatürk’ün, şehirle özdeşleşen pek çok fotoğrafını, şehrin onun sayesinde büründüğü yeni çehrenin fotoğraflarını, anıyı, tanıklığı bir araya getirdiklerini söyleyen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, kitabın yol hikâyesini şöyle anlatıyor: “Ankara’ya, Mustafa Kemal 101 yıl önce 27 Aralık’ta geldiğinde, karizmasından, vizyonundan doğan yeni bir şehir, modern bir başkent olmaktadır artık Ankara. Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi, şehrin onun kimliğinde billurlaşması, onun inançlarına katılması nice tarihi anlara, enstantanelere olanak sağlamıştır. Bunun fotoğraf karelerinde, anlatılışlarda bir ulusun sevincine dönüşmüş halleri; toplumsal bilinç, duyarlılık ve direnç için büyük bir dayanak noktasıdır.” Ankara’nın inatçılığın, mücadelenin, imkânsızı yaratma düşüncesinin somutlaşmış hali olduğunu vurgulayan Dr. Koray Özalp de kitabın duygusunu şu sözlerle dile getiriyor:“Yollarıyla, parklarıyla, modern binalarıyla ve Karaoğlan’dan Yenişehir’e uzanan çağdaş yapılarıyla Ankara, 1920’lerden başlayarak yepyeni çehreli bir başkent olarak günümüze ulaşır. Koleksiyonumu oluştururken Atatürk’süz bir Ankara’nın olamayacağını fark ettim. O, Ankara ile bütünleşmiş bir önderdir. Ben de bu çalışma için İstasyon’dan Gazi Orman Çiftliği’ne, Çankaya Köşkü’nden Ziraat Mektebi’ne Ankara’da onun Ankara’daki anılarını ve izlerini fotoğraflarla aradım.” n 12 28 Ocak 2021