23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘BİR VEGAN İLE EVLENDİM’ YASMINA REZA’DAN ‘BABİL’ Ne yazık ki gerçek İtalyan senaryocu ve yönetmen Fausto Brizzi, otobiyografik anlatımıyla eğlenceli bir modern zaman serüvenine sürüklüyor. Veganlık hakkında akla gelmeyen sorulara bile cevap veriyor EBRU ELBAŞIOĞLU e.elbasioglu@gmail.com ‘‘Y ani vegan, tam anlamıyla vegan mı?”… Vegan ile vejetaryen arasındaki farkı henüz çözmeye çalışırken Bir Vegan ile Evlendim adlı kitap imdadıma yetişiverdi. İtalyan senarist ve yönetmen Fausto Brizzi, otobiyografik anlatımıyla okuru müthiş eğlenceli bir modern zaman serüvenine sürüklüyor. Öte yandan veganlık hakkında akla gelmeyen sorulara bile cevap veriyor. Üstelik Fausto deneyimleyerek zor yoldan buluyor cevapları. Okur için keyifli, yazar için “maalesef gerçek bir hikâye.” İÇTEN ANLATIM Kitap romantik komedi tadında başlıyor. Tipik İtalyan erkeği Fausto tamamen estetik kaygılarla Claudia’nın peşine düşüyor, ilgisini çekip etkilemeye çalışıyor. İlk buluşmalarında Claudia söz arasında vegan olduğunu açıklayıveriyor. Öylesine sıradan ve doğal. Fausto’nun naif, “Yani vegan, tam anlamıyla vegan mı?” sorusuna Claudia’nın alaycı bir şamar gibi patlayan yanıtı şöyle: “Hayır, haftada bir ormana ava gidiyorum, bir geyik vurup boğazlıyorum ve şiş yapıp yiyorum.” Sessiz bir kavrayışla kabulleniyor Fausto. “Demek ki vegan.” Tam anlamıyla. Kitap boyunca yazarın anlatımı öyle samimi ki sözünü kesmeye kıyamıyoruz hiç. Claudia’ya aşkıyla başlayan vegan adaylığının geçici bir heves olduğuna inansak da sesimizi çıkarmıyor, yoldan çıktığında kahkahalarla gülüyor, suçüstü yakalandığında Fausto’yla birlikte yerin dibine giriyoruz. Ne de olsa kitabın başında Mark Twain’in söylediği gibi: “İnsan kızaran tek hayvandır ama aynı zamanda buna ihtiyaç duyan da bir tek odur.” Aşk uğruna sadece yeme alışkanlıklarını değil yaşam biçimini değiştirmeyi göze alan Fausto’nun fütursuz sorularının kendi aklınızdan defalarca geçtiğini gülümseyerek fark edecek, Claudia’nın kararlı cevapları karşısında bocalayacaksınız. Neyse ki kıvrak manevralarıyla hepimizi kurtarıyor Fausto. Aldığı cevaplardan tatmin olmasa bile iyi niyetle uygulamayı kabul ediyor. Alışkanlıklarına, bünyesine, iş ve arkadaş çevresine meydan okuyup vegan yaşam biçimine uyum sağlamaya çaba lıyor. Laf aramızda hiç de fena gitmiyor. Zaman zaman yaramazlıkların hesabını veremeyen sarsak bir erkek çocuğu, kız peşinde acemi bir ergen veya tutkulu bir âşık olabilen Fausto’nun yanında Claudia’yı her zaman sağlam duruşuyla tanıyoruz. “Yok artık, bu kadarı fazla,” dedirten “demokratik” Claudia tutumunu Fausto’nun çabucak benimsediğini, gitgide yoldan daha az çıktığını fark ediyor, işin sırrını merak ediyoruz. Vegan felsefesini, yeme ve yaşam alışkanlıklarını anlamaya başlıyor, tarihte vegan beslenen ünlülere şaşırıyor, az ama öz tüketim tarzlarından ilham alıp navegan dayatmalara rağmen felsefelerinde niye ve nasıl direndiklerini görüyoruz. Eren Cendey’in usta çevirisi, Pan Yayıncılık’ın titiz çalışmasıyla yayınlanan bu keyifli kitabı birkaç saat içinde kahkahalarla okuyup bitirecek, vegan sofrasından müthiş keyifle kalkacaksınız. Kim bilir belki hiç kalkmazsınız… n Bir Vegan ile Evlendim / Fausto Brizzi / Çeviren: Eren Cendey / Pan Yayıncılık / 144 s. / 2020. 14 17 Eylül 2020 Olağan cinayetler! Fransız oyun yazarı, romancı, senarist Yasmina Reza’nın Babil isimli kitabı bir cinayet romanı değil. Polisiye bir dili, gerilim kurgusu ve bir soruşturma örgüsü de yok. ELÇİN POYRAZLAR A partman komşunuzun eşini boğarak öldürdükten sonra gecenin bir vakti kapınıza dayanarak cinayeti itiraf etmesi şaşırtıcı ama yine de insana dair bir durum olarak görülebilir. Fakat siz komşunuza cesedi başka yere taşıması için yardım ediyorsanız “olağanlık” sınırları muğlaklaşmış, mantık beklemeye geçmiş demektir. Fransız oyun yazarı, romancı, senarist Yasmina Reza’nın Babil isimli kitabı bir cinayet romanı değil. Polisiye bir dili, gerilim kurgusu ve bir soruşturma örgüsü de yok. Aksine, romanın anlatıcısı Elisabeth’in geçmişi, ailesi, çevresi, apartman komşuları ve gençliğini okuduğumuz sıradan yaşamı, evlerinde verdiği bir davetle tahmin edilemez kararlara gebe kalır. Elisabeth ve onun matematik profesör eşi Pierre, komşuları JeanLino’nun geç saatlerde kapılarını çalarak eşi Lydie’yi boğduğunu itiraf etmesinden sonra bu sağduyulu çift yapılması gereken beklendik şeyleri neden yapmaz? NEDENSİZ CİNAYET Yatakta yatan ölü kadını görmeye gittikten sonra Elisabeth ve Pierre şoktaki JeanLino’ya polisi arama sorumluluğunu yıkarak evlerine dönerler. İçkili olduğunu söyleyen Pierre gidip uyur ve Elisabeth huzursuzluk yaşadığı için yeniden JeanLino’nun dairesine gider. Polisiye romanlarda önemli bir çekim noktası olan ‘katilin motivasyonu’ ya da cinayet nedeni Babil’de arka planda. Ancak bu okuru rahatsız eden bir durum değil. Çünkü cinayet için her zaman sağlam bir nedene sahip ol mak gerekmez. “Bana ters baktı”dan “Beni kışkırttı”ya uzayan geniş bir cinayet nedeni yelpazesi her zaman var. Ancak Elisabeth’in neden JeanLino’ya yardım etmeye kalkıştığı konusunda okur yalnız kalıyor. Albert Camus’nun Yabancı romanında kahraman hava çok sıcak olduğu için bir adam öldürür, kendini pek de savunmaya kalkmaz ve ölüme mahkum edilişini uyuşuk bir umursamazlık içinde izler. Babil’i okurken de Elisabeth o anda öyle hissettiği için, adama acıdığı için ya da mantığını uykuya yatırıp otomatik bir biçimde cesedi bir valize sıkıştırmaya girişmiş olabileceği gibi açıklamaları okur olarak kendi ken dimize yaptığımızı hissediyoruz. Ya da “Elisabeth sadece var olmak istiyordur” diyoruz. Romanda yalnız ve kimsesiz olmak sıklıkla fakat okuru sıkmadan değinilen bir kavram. “Yalnız olmak kendine bile sahip olmamak demektir. Sizi seven kişi varlığıyla sizin yaşamınızı (veya varoluşunuzu) da onaylar. Kendimizi yalnız hissettiğimizde masal dinlemeye ihtiyaç duyarız” diyor Elisabeth’in sesi. Hayatındaki seçimlerle kendini sadece var olmamaktan kurtardığını düşünen Elisabeth belki de JenaLino’nun cinayet masalının bir parçası olmak istemiştir. Şehir yaşamı, yabancılaşma, çift ve aile ilişkilerine ince bir mizahla dokunmayı iyi başaran Yasmina Reza, Babil isimli kitabıyla 2016’da Fransa’nın prestijli Renaudot Ödülü’ne layık görüldü. Reza, romanı Babil’de, kasvetli bir konuyu gerçeküstüne batırılmış bir kalemle işlerken bizi kendi sıradan varoluşumuza bakmaya zorluyor. n Yasmina Reza / Babil / Çeviren: Ekin Özlü Akhaseki / Can Yayınları / 165 s. / 2020.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle