05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MELISA KESMEZ’DEN ‘NOHUT ODA’ Kadının kendi yolu Nohut Oda, kadınların ayağa kalkmak için her zaman bir yolu olduğunu gösteriyor okura. O yol bazen taşlı, bazen de dimdik yokuşlu olsa da... SACIDE ALKAR DOSTER [email protected] B ir öykü kitabını okurken duyduğum heyecan kitap bittikten sonra ya başka bir yere evrilir ya da hissettiğim coşkunun sebeplerini düşündürür bana. Melisa Kesmez, ilk kitabı Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz’den itibaren, okurla sıkı bağlar kurmuş bir yazar. Bazen Bahar ve son kitabı Nohut Oda’da ivme kazanarak güçlenen bağa, yazarın öykülere samimiyetle aktardığı; aile, duygusal ilişkiler, keşkeler, kayıplar ve dayanışma ruhunun da katkı sunduğu kuşkusuz. Ancak Nohut Oda’da nerdeyse kitabı bitirdiğim ilk andan itibaren beni içine çeken, başka türlü bir kadın imajının mümkün olduğu fikriydi. Çünkü kitap toplumsal cinsiyete dair gelenekselliği yerinden oynatan, cesur, ne istediğini bilen ve değişime açık kadın karakterlerin merkeze yerleştiği öykülerden oluşuyor. Toplumsal cinsiyete dair algıların, edebiyat ya da öteki sanat dalları üzerinden yeniden üretildiğinin farkında olunması, son günlerde kafamı oldukça meşgul eden bir mesele. Sanırım bu meseleyi içselleştirmemin bir nedeni de yine son günlerde okuduğum, kadını klişe sonlara mahkum eden öykülerle karşılaşmamış olmam. O öyküleri okurken yaşadığım hayıflanma hissi, kadın algısının neden hala erkek gözünden yansıtıldığı, erkeğin kadını tepeden tırnağa cinsellik olarak gördüğü metinlerin neden ısrarla çoğaltıldığı üzerine temellenmişti. İşte tam da bu yüzden, Melisa Kesmez’in bilinçli tutumunu, bu hayıflanmaların tam tersi bir örnek oluşturduğu için kıymetli buluyorum. Başka bir kadın algısı yaratmak mümkün ve sözcüklerle kurulan dünya sanılanın aksine oldukça güçlü. YUVAYI DIŞI KUŞ BOZAR! Annemin Çadırı öyküsü kadının aile içindeki yazgısını yeni baştan yaratıyor. Yazar ataerkil aklın; yuvayı dişi kuş yapar sözüne karşı yuvayı dişi kuş bozar diyerek yeni bir başlangıç hamlesini yapmış. Bunu yaparken de kadın karakterin karar veren, kendinden emin ve ona sunulan hikâyeyi kabullenmeyen ayrıksı yönlerini karakterin güçlü yanları olarak yansıtmış. “Dört kişilik yemek masası ve iki kişilik yatağın somut bir gerçeklik kazandırdığı evliliğinden kaçmış, bir branda bezinin ardında kendine müşterek eşyadan bağımsız bir dünya kurmuştu… Bu bizi bırakmak değildi sorsan, başka bir şeyi tercih etmek de değildi, bu, buydu işte o kadar.” Son Bir Çay öyküsünde ise bitmiş bir ilişkinin ardından yaşanan tutulmayı gösterir yazar. Tutulma, çünkü gitmek tam anlamıyla uzaklaşmak, terk etmek, silmek anlamlarına gelmediğinde aralık kalmış bir kapının ardındaki ihtimaller bir tutulmayı da beraberinde getirir. Burada önemli bulduğum nokta, kadının cinsel beklentileri ve tecrübeleri aktarılırken erkeğin daima üstün daima yeterli imajını yıkan yeni bir bakış getirmesi. Erkeğin güç takıntısı, cinsel konuları bir yarış haline getirişi öykünün gerilimini yükseltse de sonrasındaki şu satırlar yine söylenecek başka bir söz olduğu ihtimalini gösteriyor. “Beni hala sevdiğini sanıyor. Oysa artık sadece bir yaslanma olasılığıyım onun için. Dengesini kaybettiğinde elini boşluğa uzatıp da tutunuverdiği ilk şey. Artık kimsenin düşeyazarken tutunuverdiği bir şey olmak istemiyorum.” Nohut Oda’nın kadınları ayağa kalkmak için her zaman bir yol olduğunu gösteriyor okura. O yol bazen taşlı bazen de dimdik bir yokuş ama kendini bulmak için gerekli. n Nohut Oda / Melisa Kesmez / İletişim Yayınları / 108 s. / 2019 2129 Ağustos 2019
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle