05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MERHABA Lozan’ı okumak 24 Temmuz Lozan Antlaşması’nın imzalandığı gün. O nyıllar önce bir siyasetçiyle Lozan Antlaşması’yla ilgili bir konuyu görüşmem gerekmişti. İş uzadı, sormak zorunda kaldım, “Siz Lozan’ı okudunuz mu?” diye. Olumsuz yanıt alınca patladım: “Müslümanlar Kur’an’ı, Türk olanları da Lozan’ı okumazlar”. Bu münasebetsiz tepkime kızmadı siyasetçi. Birkaç gün sonra Lozan’ın ilgili bölümünü okuduğunu bildirdi. İkinci kez görüşmemiz tatlı bir sohbet oldu. Evet! Kur’anı Kerim’i mutlaka okumak gerekir. Tanpınar’ın Mümtaz’ı gibi Tevrat’ı da, giderek İncil’i de okumak yararlıdır içine doğdumuz kültürle ciddi bir aidiyet ilişkisi kurmak istiyorsak. Lozan Antlaşması aynı düzeyde, yani kutsal bir metin değil elbette, insan elinden çıkma ama T.C. vatandaşıysanız, hele mürekkep yalamışlardan sayılıyorsanız okumanız gerekir. Bırakın bu metni okumayı, laikliği savunan birçok kişinin laik sözcüğünün nereden, hangi anlama geldiğini bilmediğini görünce üzülüyorum. Biliyorum, başka ülkelerde de görülebilen bir olgu bu. İnsanlar hayatlarını kurucu temel metinleri okumak yerine o metinler üzerine söylenenleri dinlemeyi yeğliyorlar. Hele kurucu metnin dili eskiyse okunmaması için bir bahane sayılıveriliyor. Yeni dile aktarılmış biçimlerini veriyorsunuz. Bu kez de bir türlü okumaya vakit bulamıyorlar ama okumadıkları metin hakkında bin bir türlü yoruma daha çok ilgi gösteriyorlar. O günün siyasal saflaşmalarına göre tutum alıp fikir de “beyan” ediyorlar. Lütfen Lozan Antlaşmasını okuyalım. Sadece o hukuki metni değil, o dönemi özellikle uluslararası ilişkiler açısından anlatan yapıtlara da bakalım. Bu çerçevede az bilinen iki yapıt salık vereceğim. Birincisi Margaret McMillan’ın 1919 Paris, Dünyayı Değiştiren Altı Ay kitabı (Türkçesi Belkis Dışbudak, 2004, ODTÜ Yayınları). İkincisi Cemil Bilsel’in Lozan’ı (Ben 1933 baskısını okudum. Bir de 1998 Sosyal Yayınlar baskısı var. Başka baskılarını bilmiyorum.) zelos, Anadolu’nun batısının Yunanistan’a verilmesi, doğusunda Ermenistan kurulması, ortasının Türklere bırakılması, ancak Orta Anadolu’daki Rumların batıya, Ermenilerin doğuya, her iki taraftaki Türklerin de Orta Anadolu’ya gönderilmesi planını da Paris’te ortaya atmıştır. Paris’ten geriye kalan, bu mübadele fikridir. Ne yazık ki, o zamanın uluslararası toplumunun yanı sıra ilgili tarafların da benimsemesiyle insani açıdan dramatik bir mübadele sonunda gerçekleşmiştir. Bilsel’in yapıtıysa Birinci Dünya Savaşı öncesinden cumhuriyetimizin kuruluş dönemine değin uzanan dönemi ayrıntılı işler. Atatürk’ün, I. Dünya Savaşı’na girilmesine karşı çıkması, uzgörüsünün erken bir kanıtı olarak dikkatini çeker. Paris’te hiç hesaba katılmayan bir cesuryüreğin uluslararası hesapları nasıl altüst ettiğini görürsünüz. İSMET PAŞA Bu tür kitapları okuyunca Lozan ile ilgili nice iddianın palavra olduğunu anlarsınız. Örneğin, İsmet Paşa o müzakareler için en uygun isimdi, kabul edersiniz. Elbette, Mondros’ta İngilizlerden hâlâ acısını hissettiğimiz bir kazık yemiş olan Rauf Orbay yerine Mudanya Anlaşması’nı büyük başarıyla sonuçlandırmış olan İsmet Paşa gidecekti Lozan’a. Kültürlü, kıvrak zekâlı ama kibirli ve saldırgan Lord Curzon’u ancak soğukkanlı ve kurnaz İsmet Paşa dengeleyebilirdi Lozan’da. İsmet Paşa kamu diplomasisini de örnek şekilde başarmış, basında olumlu imaj yaratmıştır. Cenevreli ünlü yontucu Pedro Meylan’ın İsmet Paşa’nın büstünü yapmış olmasını bu bağlamda değerlendiriyorum. SEVRES’E GİDEN YOLLAR Biz genellikle Sevres’den söz ederiz. Oysa diplomatik rezaletin bir önceki perdesi Paris’tir. Venizelos, sunuşlarıyla özellikle İngilizlerin gözüne girerek Anadolu’yu işgal iznini orada koparmıştır. Damat Ferit Paşa ise evlere şenlik bir mesai yaparak alay ve aşağılama konusu olmuştur. Veni LOZAN’IN BAŞARISI Lozan’ın başarı olup olmadığı tartışılır hep. Müzakerelerde başarıyı ölçmek güç değildir. Müzakere başlamadan önce heyete verilen talimat ile müzakere sonuçlarını karşılaştırırsınız. Böyle kaç çalışma yapıldı, bilmiyorum. Sonuç Lozan heyetimizin başarılı olduğudur. Aynı karşılaştırmayı özellikle İngilizler açısından yapar, bizimkilerin sonuçlarıyla karşılaştırırsanız, gene bizimkilerin kefesi ağır basar. Birçok kişi, bugünün sorunlarına bakarak ve o günün koşullarını unuturak, “Daha da başarılı olamaz mıydık?” diye soruyor. Örneğin, adalar konusunda... Adaları üstündeki ahaliyle birlikte düşünmek gerekir. Eğer Osmanlı döneminde adalarda müslüman nüfus çoğunluk oluştursaydı, durum başka olurdu. “Toprağı al, ahaliyi yolla” anlayışını ya da Bozcaada / Gökçeada formülünü karamıza yakın öteki adalarda uygulamak olanak dışıydı. Lozan’ın Boğazlar ile ilgili bölümü pek doyurucu değildir. Atatürk bu açığı ilk fırsatta, Montreux Antlaşmasıyla kapatmıştır. Atatürk yaşasaydı, eminim, başka fırsatlar da görür ve değerlendirirdi. Hatay örnektir. Lozan devletimizi kurucu bir başarıdır. Bağımsızlık utkumuzun taçlandırılmasıdır. Ancak, Lozan’ın azınlıklarla ilgili uygulanmasında, daha önce de yazdım, ne Yunanistan ne de Türkiye başarılı olabilmiştir. Lozan’da sadece Rum, Ermeni, Yahudi azınlıklarının tanındığı doğru değildir. 1925 Türkiye Bulgaristan Dostluk Antlaşması’nda Türkiye’deki Bulgar azınlığının Lozan kapsamına girdiği kabul edilmiştir. Lozan, Süryanileri de kapsar. Ayrıca, Lozan’ın 39. maddesinin son iki fıkrası anadili Türkçe olmayan vatandaşlarımıza dilsel özgürlük hükümleri getirmektedir. Bunlar uygulanmamıştır. Lozan geçmişte kalmış bir hukuk metni değil, “yurtta barış, dünyada barış” ülkümüze hâlâ ışık tutan bir rehberdir. n KITAP l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir Gürer Mut l Tasarım: İlknur Filiz l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 24 Temmuz Lozan Antlaşmasının 96. yılı. Bu hafta bu büyük tarihsel olay yeniden anımsanacak ve üstüne düşünülecek. Ne kadar zaman geçerse geçsin, Cumhuriyetimizin kuruluş belgesi olmasıyla asla eskimeyecek, önemini koruyacak bir olay. Bu ve gelecek sayımızda yazarlığının yanında diplomat kimliği de olan Oğuz Demiralp’in Lozan üstüne hem siyasal düzlemde hem de edebiyata yansıyan örneklere değinen yazılarını okuyacaksınız. 1990’larda Sunay Akın’la birlikte gerçekleştirdikleri şiir etkinlikleriyle büyük ilgi toplayan Akgün Akova’yla yeni yayımlanan kitabı çevresinde o günlerden günümüze hayatındaki ve şiirindeki değişimleri konuştuk. Ataol Behramoğlu şiirine “psikodinamik” açıdan bakan Uçurumdan Geçerek Gelirim Sana kitabını Hüseyin Peker inceledi. İlk romanı Proleterler İçin Patafizik Dersleri’yle, zaman mekân gerçeklik gibi kavramları alt üst ederek yeni bir dil yaratan Onur Akyıl’ın kitabını arkadaşımız Gürer Mut tanıttı. “Sözebesi” köşesi, dilimizin günlük kullanımında artık kontrolden çıkmış olan yanlış kullanımlara yöneldikçe okurlardan giderek artan bir ilgi görüyor. Ülkemizin varlığı kadar önemli bir konu, dilimizin varlığını sürdürebilmesi. Dil duyarlığının sürdüğünü görmek sevindirici. İyi okumalar. [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle