Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA Kıtmîr’in selamı var İnsanın başka hayvanlara oranla köpek ile daha yakın ilişki kurabilmesinin nedeni bence muammadır. İnsan ile köpek arasındaki özel ilişkinin hemen Kher yerde her zaman görülegelmesi muammayı iyice gizemli kılar. öpekle ilgili efsaneler, masallar üretmemiş kültür yok gibidir. Köpek bazen göklere çıkarılır, bazen yerin dibine batırılır. Şu yaradılış efsanesini ğe iki ayrı bakış. Gerçi iki metinde de köpek ile ‘sahibi’ dediğimiz insan arasında derin bir ilişki işlenir ama karşıt biçimlerde. Kurmaca nitelikli birinci metinde adının baş harfleri yazarınkilerle aynı olan başki insanı iyi yetiştirmek gerekiyorsa bir köpeği de öyle iyi yetiştirmek gerekiyor, karşılık beklemeden, sevgiyle. Ancak, Kaan Müjdeci’nin Sivas filmindeki gibi o güzelim Sivas kangallarını döğüş için beslerseniz, bilirsiniz. Sözde insan çamur şi, kendi iradesine tümüyle bağımlı ve ona onları köpeklikten çıkarmış, insanın şiddet dan yapılırken Şeytan gelip tükürmüş. Tü yüzde yüz muhtaç bir varlığa dönüştürmek içgüdülerinin aracı haline getirmiş olursu kürülen parçayı hemen ayırmışlar, ondan ister köpeği. Başaramaz, çünkü insan ile nuz. Köpeği kıyıcı yetiştirmek canavarlıktır. da köpek olmuş. Sinik Diyojen ve Domini köpek arasındaki doğa ayrımını aşamaz. İnsanın şiddete eğilimi köpeğinkinden çok ken keşişler bu efsaneyi ciddiye almış ola Sevgilisine tam sahip olmak isteyen bazı daha güçlüdür. Zevk için şiddet uygular bilir. Kafka da! Ya Rilke! 16. Sonesinde Hz. âşıkların yaptığı gibi öldürür onu. Özyaşa insan, köpek yapmaz öyle bir şey. Yakub’un kardeşi Esau’ya benzetir köpeği. möyküsel olan ikinci metinde köpek ve in Köylerde, evlerde, sokaklarda köpek Esau, gövde yüzeyi bakımından Hafız Post sanın doğal farklılıklarının kabul edilmesi ler sosyal hayatımızın parçasıdır artık. Şule gibidir. Rilke, Azteklerin Xoloitzcuintli’sinin üzerine kurulur ilişki. Sahibi, köpeği oyun Köklü’nün o güzel Baltar romanında ( Şule tüysüz olduğunu bilseydi bu benzetmeyi cağı ya da kuklası gibi görmez, öz doğa yay. 2018) insan köpek doğa toplum yapar mıydı acaba? Önemli olan köpeği in sını dışa vurmasına olanak sağlar. İki tara denkleminin dengesi aranır, köy yerinde, sanın yanına koymasıdır. fın da birbirine yaşam enerjisi katttığı mut Baltar kangalımız da öykünün tam ortasın Nerede bir muamma, edebiyat orada! lu bir ilişki kurulur. Birinci metne dönelim. da. Kent yaşamında sokak köpekleri açı Kendimi bildim bileli köpek sevdiğimden Sahibinin sadizmine kurban giden köpeğin sından bir çok şey yapılıyor olsa da, daha insan köpek dostluğunu işleyen metin adı Esau’dur (gene). Her bakımdan olum gidilecek yol vardır. Telef çözüm değildir. lere ilgi duyarım. Zaten efsanelerde, ma lu bir köpek olarak betimlenir. Oysa Tev 1910 yılında İstanbul’da bütün sokak kö sallarda köpeğin olumlu imgesi olumsu rat’taki Esau, kar peklerinin toplana zundan fazladır. Köpeğin saldırgan yönü deşi Yakub’un ter rak Hayırsız Ada’ya nün değillenmesini anlıyorum ama teme sine, şer cephesin götürülüp, aç susuz li olmayan dinsel gerekçelerle köpeği insa dedir. Tobias köpe birbirini yiyerek, ay nın yaşam alanından dışlamaya çalışılma ğine Esau demekle larca uluyarak ölü sını hiç anlamıyorum. Gel de Sivas kanga ona insansal nitelik me terkedilmiş ol lına ‘mekruh’ de bakalım! Yakışır mı? Bı yakıştırır. Ancak asıl maları toplumsal ta rakalım bu ön yargıları. Her köpek gizilgüç Esau kendisidir. Kö rihimizin bir utanç (potansiyel) Kıtmîr’dir. pek, Esau değil ma sayfasıdır. Ne za sumdur. Bunu Tobi man bir vicdan TÜRKLERDE as da bilir. Ölen kö sız teleften söz etse Üstelik, Türkler Müslüman olmadan ön peğinin gözlerindeki aklıma bu olay gelir. ce köpeği yarı kutsal sayarmış. Bence, masumiyeti, ânı ya Hayvan konusu aynı dinselci önyargılara karşın Osmanlı mahal şama doğallığını, yaşam sevincini ele ge zamanda bir vicdan konusudur. lelerinde köpeklere yaşam olanağı sağlan çirememektir onu çılgına döndüren şey. Evet! İyi yetiştirilirse köpek dostluk ve ması, Müslümanlık öncesi kültürün bilin sevgi ilişkisi kurabileceğimiz bir hayvan çaltına yerleşmiş olan etkisidir. Önyargı “SAF BAKIŞ” dır. Argos’u unutmayalım! Ulysses yirmi yıl larla eski kültürün bağdaştırılması, köpek Köpeğin bakışları genellikle insanı en et sonra yuvasına döndüğünde onu tek ta lerin dışlanmaması ama mahalle hiyerar kileyen yönüdür. Nuray Tekin’in Köpek gi nıyan köpeği oldu. Victor Hugo’nun ben şisinde en alta yerleştirilmesi şeklinde ol bi Görmek: Rilke ve Edebiyat denemesin zer bir olayı işleyen “Köpeğin Ölümü” şiiri muş. Ne ki, bunun sonucunda, kültürümüz de çok güzel anlattığı gibi, Rilke, “saf ba vardır. Yaşlı sayrı bir köpek limanda ölme gibi küfürlerimiz de hiyerarşik olduğu için kış” der buna. “İnsanın kültüre, dile giri ye yatmıştır. Ancak gemici sahibi dönme köpek deyimi aşağılayıcı bir yakıştırmaya şi ile dünyaya “saf bakış”ını, dünyayla do den can vermeye niyeti yoktur. Sonunda dönüşmüş. Bunu aşmalı. Edebiyattan yar layımsız ilişkisini kaybettiği”ni açıklar Te gelir gemici, o da yaşlanmıştır. Sever kö dım almalı. kin. Hayvanların, özellikle köpeğin bakış peğinin başını. Gözlerini son bir kez açar larında duygularının dolayımsız dışa vuru köpek, son bir kez sevinçle sallar kuyru EDEBİYATTA munu gördüğümüz için etkileniyoruz belki, ğunu, sonra, sonra gider işte! Ya sahibi? Thomas Mann’ın köpeklerle ilgili iki met köpeklerin gözleriyle konuştuklarını söy Azteklere göre, köpek, ölen insana yeraltı nini biliyorum. Birincisi 1897’de yazdığı leyebiliyoruz. Deneyimime dayanarak, bir dünyasına inişinde eşlik eder. Bu yüzden Tobisa Mindernickel, ikincisi 1918 tarihli köpekle iletişim kurup anlaşmanın o kadar bazen köpekleri sahipleri ölünce öldürür, Efendi ile Köpeği. Yirmi bir yıl arayla köpe güç olmadığını öne sürebilirim. Nasıl bir onunla birlikte gömerlermiş. n Yılın son sayısıyla karşınızdayız. Yayıncılık mesleği bakımından güçlüklerle dolu bir yılı geride bırakıyoruz. Kitap yayımlamak geçmiş yıllara göre artık epey maliyetli bir iş oldu. Ülkemizde ne kitaplık kâğıt üreten fabrika ne de matbaa makineleri yapabilen var. Her şey dışardan dövizle alınıyor. Basılan kitapların önemli bir oranını oluşturan yabancı yazarların telif hakları da döviz olarak ödeniyor. Bütün bu maliyetler ister istemez kitap fiyatlarına yansıyor. Kitap artık öğrencinin, memurun, geniş okur kesimlerinin kolayca ulaşabileceği bir ürün olmaktan uzaklaşıyor. Sayılara da yansıyor bu gelişme. Kitap fuarlarının bütün yurda yayılması, indirimli satışlar önleyemedi yayın dünyasının kan kaybını. Fuarlar arttıkça, yerel kitabevleri daha da güç duruma düşüyor. Internet üzerinden indirimli satışlar, hem kitabevlerinin satışlarını hem de fuar ziyaretçilerini azaltıyor. Çözüm için Türkiye Yayıncılar Birliği’nin önerileri henüz bir karşılık bulmuş değil. Tek fiyat uygulaması, kamu yönetiminin halk kütüphaneleri yoluyla yeterli alımlar yaparak kitapları halkın bedelsiz biçimde yararlanmasına sunması gibi talepler gerçekleşmeyi bekliyor. Her şeye karşın kitapların günlük yaşamda yeri giderek artıyor. Kitapların okurlarına sunduğu benzersiz dünyaların, yeri doldurulamayacak güzelliklerin her gün biraz daha farkına varıyoruz. Barış, özgürlük ve adalet içinde kitaplarla dolu mutlu bir yıl dileğiyle… Düzeltme ve Özür: Geçen hafta yayımlanan Aslı Davaz söyleşimizin sağ üst köşesinde yer alan fotoğraf, Necile Tevfik’in kızkardeşi Meliha Tevfik’e aittir. Düzeltir, özür dileriz. KItap l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. turgay.fisekci@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap