25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNKIDTAEPKİLER Raydan Çıkan Trenler / Hernan Ronsino / Çeviren: Seda Ersavcı / Çınar Yayınları / 80 s. Arjantin’in ıssız bir kasabasında tuhaf şeyler oluyor; tuhaf ama sıradan, sıradan ama karanlık şeyler. Hayatları birbirine ölümüne bağlı erkeklerin kaderi bir kadının etrafında şekilleniyor. Biri hapse giriyor. Biri aldatıldığından şüpheleniyor. Biri suçluluk duygusuyla cebelleşiyor. Biri de cinayete kurban gidiyor. Latin Amerika’nın dikkat çekici yazarları arasında gösterilen Hernán Ronsino, dört farklı anlatıcı ve dört farklı zaman kullanarak bir yapboz oluşturuyor. Kendine has bir dille, sade ama çarpıcı bir kurguya imza atıyor. Raydan Çıkan Trenler, Arjantin toprağına şüphe tohumları serpen, travmalarla yüklü bir suç öyküsü. Atlas’ın Yükü / Jeanette Winterson / Çeviren Dilek Şendil / Sel Yayıncılık / 134 s. Jeanette Winterson, dünyanın yükünü tanrılar tarafından omuzlarında taşıma cezasına çarptırılan Atlas’ın, Odysseia’da resmedilen epik öyküsünü yeniden ele alıp ona yepyeni bir son yazarak tanrıların, suçluların ve kahramanların hikâyesinden özgün bir modern zamanlar miti kurguluyor. Geçmişin yükü ile geleceğin ağırlığı arasında sıkışıp kalan insanın yaşamını, ideallerini ve kendi sınırlarıyla muhasebesini sorgularken, mitolojinin eşsiz mirasından; hayal gücünden faydalanarak bizleri kaderin boyunduruğunu kırmaya, hayata bir yük değil, her daim yeni güzergâhlara gebe bir yolculuk olarak bakmaya davet ediyor. Çevirinin Estetiği ve Çeviri Serüveni / Yüksel Pazarkaya / Yapı Kredi Yayınları / 114 s. Şiir, öykü, roman, tiyatro ve inceleme türündeki eserlerinin yanı sıra Almancadan Türkçeye, Türkçeden Almancaya çevirileriyle de yarım yüzyıldır edebiyat dünyasının yetkin isimleri arasında yer alan Yüksel Pazarkaya, “yazınsal çevirinin temel hedefinin yine yazınsal bir metin olduğuna” dikkat çekiyor ve özellikle şiirsel ileti açısından çevirinin sorunlarına odaklanıyor. Çeviri konusunda düşünenler, çeviri yapanlar, çeviribilim dalında eğitim görenler ve eğitim verenler için yararlı bir inceleme... Modern Hindistan’ın Kısa Tarihi / Barbara ve Thomas Metcalf / Çeviren: Zeynep Hale Akman / Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi / 336 s. Elimizdeki kitap Hindistan’ın hikâyesini; Babürlüler döneminden başlayarak, Britanya Hindistanı olarak bilindiği sömürge dönemine, 1947’de Hindistan ve Pakistan adında iki bağımsız ülkeye bölünmesine ve dünyanın en büyük ekonomileri arasına girdiği günümüze kadar anlatıyor. Hindistan’ın tarihini oldukça kapsayıcı bir şekilde ve gerçeklere olabildiğince sadık kalarak ele alan yazarlar, toplumun geniş kesimlerini (kadınlar, azınlıklar, mülksüzler) kapsamakla kalmayıp aynı yerel deneyimle şekillenmiş alternatif tarihsel anlatılara da yer veriyor. IŞİD Ağları Türkiye’de Radikalleşme, Örgütlenme, Lojistik / Doğu Eroğlu / İletişim Yayınları / 488 s. IŞİD Ağları, Türkiye’de 20142016 arasında IŞİD ve İslâm Devleti markası altında yürütülen radikalleşme, örgütleme ve lojistik faaliyetlerini etraflı biçimde inceliyor. Yerellerde kimi zaman tarihsel elKaide ağlarından gelen ilişkiler, kimi zaman da konjonktürel veya rastlantısal iş birlikleriyle ortaya çıkan yapılanmalara ışık tutuyor. Aynı zamanda Türkiye içinde, “İslâm Devleti” bürokrasisinin yönlendirmesiyle faaliyet göstermiş kurumları, bu kurumlar tarafından yürütülmüş tıbbi yardım şebekelerini, sınır geçiş trafiği ile silah ve patlayıcı sevkiyatlarını araştırıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nda Kölelik ve Kadınlar (17001840) / Madeline C. Zilfi / Çeviren: Ebru Kılıç / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 390 s. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1453’ten beri başkenti olan İstanbul, 17. ve 18. yüzyıllarda dört yüz bin civarında bir nüfusa sahipti. Bu megakent sadece Osmanlı vilayetlerinden değil, imparatorluk sı nırlarının ötesinden erkekleri ve kadınları da kendine çekiyordu. Zaman içinde, yeni göç dalgaları, özgür erkekler ve kadınların yanı sıra çoğunu yabancı esirlerin oluşturduğu zorla iskân edilen insanlar kente aktı. Osmanlı İmparatorluğu’nda Kölelik ve Kadınlar, işte bu İstanbul‘u merkezine koyan karşılaştırmalı bir bakışla, kölelik ve sosyal düzenlemeler üzerinden Osmanlı İmparatorluğu’ndaki toplumsal cinsiyet politikalarını inceliyor. Süreyya / Nil Sakman / İthaki Yayınları / 155 s. Nil Sakman, tüm kadınların coğrafyasını, alelade ya da olağanüstü tüm oluş hâllerini işliyor. Kadınlığın ön bahçesinde kabul edilebilir oyunlar oynarken arka sokaklarında aynı kadınlığın en kuytuda kalmış düşüncelerini gün yüzüne çıkarıyor. Yazarın, birçok metne gönderme yaptığı, feminist yazını bir basamak daha yukarı taşıdığı Süreyya’da ısrarla üzerinde durduğu tek bir benliğin “çoğul seslerini” duymamızı sağlıyor. Pak İnsanlar Ülkesinde / Kenize Mourad / Çeviren: Süleyman Doğru / Everest Yayınları / 302 s. Kenizé Mourad, elimizdeki sarsıcı aşk romanıyla bizi az tanınan ve gizemli bir ülkeye; “Pak İnsanlar Ülkesi” Pakistan’a götürüyor. Fransız gazeteci Anne, nükleer güce sahip tek Müslüman ülke olan Pakistan’da bombanın teröristlerin eline geçme riskini araştırıyor. Sarayları, camileri ve Moğol bahçeleriyle meşhur Lahor’un aristokratik güzelliğinde, genç kadın her türden casusluk şebekeleri, askerler, polisler, köklü aileler ve cihatçılarla karşılaşıyor. Polisiye tadında bir aşk romanı Pak İnsanlar Ülkesi’nde. Beni Bu Kadar Sevme Anne / Ahmet Naç / Doğan Kitap / 192 s. Gölge adında bir kitabı da bulunan Ahmet Naç, Beni Bu Kadar Sevme Anne’yi tüm anne babalar, öğretmenler, eğitmenler için yazdı… Beni Bu Kadar Sevme Anne, çocuğunu en doğru şekilde yetiştirmek isteyen herkes için başucu kitabı olacak nitelikte. İçindeki çocuğun hayallerini gerçekleştirmek isteyenlere ise ilham verecek... BeyoğluYapılar, Mekânlar, İnsanlar (18311923) / Turan Akıncı / Remzi Kitabevi / 512 s. Beyoğlu, 19. yüzyıl ortalarında Avrupa devletlerinin sefaret saraylarının inşa edildiği bir bölgeydi. İstanbul’a gelen Levantenler de bu dönemde Beyoğlu’na yerleşmeye başladı. Bu yoğunlaşma sonunda, ‘Grande Rue de Pera’ ve çevresi bir Avrupa semtine dönüştü. Batı tarzı pasajlar, oteller, balohaneler, birahaneler, pastaneler, tiyatrolar ve sinemalar ilk kez Beyoğlu Caddesi’nde sıralanmaya başladı. Zaman içinde Beyoğlu, Osmanlı Devleti’nin çağdaş dünyaya açılan penceresi oldu. Turan Akıncı, Beyoğlu’nda yaşanmış olayları, döneme damga vurmuş kurumları, yapıları, ünlü aileleri, mimarları ve sokakları anlatıyor kitabında. Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale / Osman Balcıgil / Destek Yayınları / 488 s. Osmanlı’nın ilk Müslüman kadın oyuncusuydu Afife Jale. Babasından Şeyhülislam’a, Dahiliye Nazırı’ndan Şehremini’ne kadar kimler uğraşmadı ki onunla, yılmadı. Teyzesinin oğlu çok âşıktı güzel kıza. O da seviyordu dünya yakışıklısı delikanlıyı. Aralarına önce sahne, sonra Afife’nin “beyninde taşıdığı hançer” girdi. “Bir Bahar Akşamı” ikinci aşkı Selahattin’e (Pınar) rastladı Afife. Büyük bir aşkla sarıldı ünlü sanatçı güzel Afife’ye. Paşa dedesinin de tutkusu olan tiyatroya beşikten mezara ve ölümüne bağlı kaldı Afife. Osman Balcıgil’in kaleminden tanıyoruz bu kez Afife Jale’yi. Kadının Erki / Feyza Altun / İnkılap Kitabevi / 184 s. Avukat Feyza Altun, Kadının Erki’nde her zaman olduğu gibi yazılmayanları, konuşulmayanları, hasıraltı edilmek istenenleri anlatıyor. Öykülerinde ve tespitlerinde kadınların uğradığı psikolojik, fiziksel ve siber şiddeti ele alan Altun, hem toplumsal hem de hukuki mücadele yöntemleriyle okurlarına yol gösteriyor. Tamamı gerçek olaylardan esinlenilerek kaleme alınmış öyküler; ataerkil sistemin ve eril dilin dayatmalarına dair tespitler; nafaka, boşanma, suç duyurusu gibi hukuki işlemlerde yapılması gerekenlere yönelik pratik bilgiler içeriyor. n 22 27 Eylül 2018 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle