Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YELİZ ALTUNEL’DEN “BÜYÜK GECELER GERİ GELİYOR” DŞiiilrlaçebviriermnteinndi e bir kâşif: Yeliz Altunel yayımladığı iki kitap dışında, yıllardır “Şiirden Dergisi”ndeki çevirileriyle dikkat çeken bir çevirmen. Aynı yıllardan bu yana Cumhuriyet Kitap Eki’nde usta şair ve çevirmen Cevat Çapan’ın yönettiği Şiir Atlası sayfasında da başarılı çevirilerini okura taşımayı sürdürüyor. CELÂL SOYCAN Günümüze gelesiye 1.6 milyon yıllık bir dönemi kapsayan Pleistosen, insanın öteki insansılardan ayrılarak Homo–Sapiens’e evrildiği süreçtir. Modern zamanlar felsefesi başta olmak üzere dilbilim, antropoloji, sosyoloji ve özellikle gelişim psikolojisi, geçirgen yorumlarla bu dönemde insanın zihinsel gelişimini, tekniğe ve alet kullanımına dönük başarılarını, dış dünyaya dair tefekkür kapasitesini, özetle şimdiki değerler, inançlar, yönelimler, arzular, duyumlar durağına gelesiye nasıl yoğrulduğunu büyük ölçüde aydınlattı. Bu uzun ve zorlu süreçte insanın en büyük mucizesi, onu varoluşsal dolayımlara açan, kendilik bilinci eşiğinde çırpınma imkanı ve şartı olan dildir. Adaptasyon sürecinde büyüyen (bu nedenle psişik karmaşanın kaynağı olan) beynin ve bir mucize ölçüsünde gelişen gözün diyalektiğinde ortaya çıkan dilsel yetenek, insanın dizgeli bir dünya kurmasına ve kendi kurduğu o dünya içinde kendine iknâ olmasına yetti; dil sayesinde insan, anlam peşinde bir var olan olarak zamana/mekâna bir tanım ve sınır koydu; kendisi de oraya dâhil olup, sükunet buldu. Bu nedenle dil büyük bir mucizedir, benzersiz bir zorunluluktur ve imkândır. Varoluşsal düşünümü dizgeleştirdiği için de bir sınırdır; zaman/ mekân içinde güvenli bir anlam kurucudur. Dilsel olmayan duyumsamalara, yönelimlere ve arzulara el koyar, indirger; saptırır ya da susturur. Şiirin uç verdiği dilsel/ontik sıkışma ânı da burasıdır. DİLİÇİ LABİRENTTE... Her dil, kendi kültürel, sosyolojik, etnografik ve tarihsel bağlamı içinde bir zihniyettir, dünyadır. Şu kadarını biliyoruz: Dilin ortaya çıkışı, gelişim psikolojisi açısından bazı evrensel kodlara sahiptir; mekândan bağımsız bir düzen içinde ve öngörülebilir biçimde gelişir. Tüm kültürlerde görülen yapısal özellikleriyle; özne, nesne, edat, yüklem, bağlaç, noktalama işaretleri vb... Bunların önceliği değişebilir; mesela İngilizcede fiil özneye yapışırken Türkçede durum çok farklıdır; bu da bir farklı dünyaya karşılık gelir. Dilin biçimse öğeleri aynıdır; uyumsal işleyişi benzer bir örüntüdür. Hemen ekleyelim: Bir dizge içinde dilin işleyişi, kavramsal üretim süreçleri, imge ve çağrışım hacmi tarihsel, kültürel, coğrafî şartları soğurarak ilerler. Dilbilimci Benjamin Lee Whort bu bağlamda her dilin farklı bir dünya oluşunu teorize eder; Wittgenstein ve Heidegger de kendi filozofik yolculuklarında meseleye dair kendi mottolarını masaya koyar. Diliçi bir labirentte çalışan şiiri, yatay ve dikey yapısını koruyarak bir başka labirente nasıl taşırız? Bunun imkânları ve sınırları nedir? Şiir çevirisi, bu ve benzer poetik sorunları çözerek ilerleyen bir yaratıcı inşâ Yeliz Altunel çalışmasıdır. Alfabe bilgisidir: İyi bir şiir çevirisi, kaynak dile hedef dilde karşılık bulmanın çok ötesinde, güçlü bir poetik donanımla sağlanabilen zihinsel ve duyumsal bir kodlamadır; dolayısıyla çeviri gereklerini her çevirmen kendi tecrübesi, dil dünyası, algılama/alımlama kapasitesi, poetik donanımı ve elbette sezgileriyle karşılar. Yeliz Altunel de yayımladığı iki kitap dışında, yıllardır Şiirden Dergisi’ndeki çevirileriyle dikkat çeken bir çevirmen. Aynı yıllardan bu yana Cumhuriyet Kitap Eki’nde usta şair ve çevirmen Cevat Çapan’ın yönettiği Şiir Atlası sayfasında başarılı çevirilerini okura taşımayı sürdürüyor. Poetik donanımı yanında, özellikle çeviri odaklı sağlam bir alt yapısı olan Altunel, her çevirmen için ertelenemez bir önşart olan iyi şiir okuru olmanın imkânlarını, ana dili olan Arapçanın ses, ritim ve çağrışım zenginliğiyle besleyerek derin duyarlıklı bir çeviri geliştirmekte. Ana metnin gövdesine sadık kalarak gerekli cesur kaymalarla, derin yapıyı ele geçirmek üzere ses, ritim ve anlam dolayında yaptığı atak çözümlerle şiirin hedef dilde ve kültürde soluklanmasını sağlıyor. ZİHNİYET DÜNYASINDAN İMKÂN DEVŞİRMEK Şiirden Yayıncılık’tan çıkan Büyük Geceler Geri GeliyorÇağdaş İngiliz Şii rinden Seçmeler kitabı, şiir çevirisindeki bu poetikanın seçkin örnekleri olarak öne çıkıyor. Öte yandan, Altunel’in kitabın girişinde ‘Çağdaş İngiliz Şiiri ve Çeviri Üzerine’ başlıklı oylumlu iki yazısı, konuyla ilgili okur için arşivlik değerde. Edebî verimin, özellikle de şiirin kültürel/tarihsel olanın ötesine taşan evrensel soluğunu hissetmek, anlamlandırma sürecine başka bir dil/zihniyet dünyasından imkân devşirmek, imge örgüsü, psişik yönelim, dilsel kalkışma ve kavramsal etütler için farklı dilleri dinlemek zorundayız. Bu zorunluluk, aynı zamanda insan varoluşuna içkin arketipsel duyumsamaların, temel insanî yönelimlerin ve sıkışmaların, çıkışsızlığın, tutkuların ve korkuların, anlam eşiklerindeki savrulmaların evrenselliğini işaret eder. Kritik eşiklerde insanın duyumsadığı acı, gerilim, tereddüt, endişe, dokunuş, bekleyiş, içsel kuraklık vb. her dilde aynı yaşanıyor. İnsanın psişik gelişim haritasına ve duyumsama kertelerine yüz binlerce yılda kazınmış dışavurumsal işaretler, kültürler üstü bir ortak dilde karşılık bulur. İmgeler, metaforik örgüler, çağrışımlar ve sezgiler, ses ve ritim, dile sığmayan bilinçaltı çökeltiler, tarihselötesi evrensel bir duyarlık çadırı olan şiiri mekân tutar. Bu nedenle iyi şiir çevirileri hepimiz için, özellikle de şiir çevresi için büyük bir imkândır ve ihtiyaçtır; kültürü, dili, inancı, zamanı ve mekânı yaran bir çıkış deneyimidir. Her dilden modern şiirin, özünde feminen bir ilişkisellikle, duyarlıkla ve inceliklerle dolu sentaktik/semantik yapısının dilimizde soluklanmasında özellikle kadın çevirmenlerimiz kalıcı bir değer üretiyor. Eril söylemin ses ve çağrışım dinamikleri yanında, sezgisel olanı karşılamak üzere çağrılan seçimler, kadın çevirmenlerimizce aşılmaya başlandı. Yeliz Altunel’in buna ilişkin özenine, kaynak dildeki duyumsamanın feminen tınılarını korumaya dönük dikkatine bu kitaptaki çeviriler tanıklık edecektir. Öte yandan, şiir çevirisi alanındaki akademik çalışmaları dışında, yıllar içinde kendisi bir akademik kurum hâline gelen, ustaçırak geleneği içinde emeğini ve ilgisini isteyene cömertçe sunan değerli Cevat Çapan’ın kaleme aldığı arka kapak yazısında belirttiği üzere: “Yeliz Altunel’in seçip çevirdiği bu şairler, Britanya’da ve İrlanda’da yaşanan gerçekliğin şiir aracılığıyla nasıl yansıtıldığının gösteren ve bu alanda çalışan öğrencilere de yararlı olacak başarılı örneklerdir.” n Büyük Geceler Geri GeliyorÇağdaş İngiliz Şiiri / Yeliz Altunel / Şiirden Yayınları / 132 s. 10 27 Eylül 2018 KITAP