Katalog

183 ‘Bu çilli gökyüzü, bu kalaysız ay’ “İsmail Yalçınkaya için” 4526 09.04.2018! Yeri geldiğinde rahmetli babamın (Fahamettin Altun) Fethi Naci ve Asım Bezirci’yle Erzurum Lisesi’nden sınıf arkadaşları olduğunu vurgularım. Kitap İçin’in kıdemli okuru Süreyya Berfe (doğ. 1943) akşamüstü açtığı telefonda babası Metin Kanıpak’ın onların Fransızca hocası olduğunu bildirmesin mi? Şaşırdım, sevindim; onları saygıyla andık. Urla’da mukim usta şair kitaplığını bir kamu kuruluşuna bağışlıyordu, kendisine imzalı otuz yapıtı ise Selçuk Altun’a emanet etti. 4527 İsmet Özel “Şiirler 19621974”ünü adı da güzel Berfe’ye 21.12.1980’de imzalarken demiş ki: “Kardeşim Süreyya, Baktım ilk iki kitabını bana İsmet’e Dostlukla diye imzalamışsın, üçüncüsünde ibare kısalmış, yalnızca: İsmet’e. Anlaşılan bir şeyleri kısa tutmak niyetindesin. Ama ben bu sunuşu uzun tutmak bir şeyleri uzatmak, mümkünse bitmeyecek bir uzunluğa vardırmak isteğindeyim. Çünkü unutmadım beni evinde konukladığın zamanları, çünkü insanların hesapsız, fisebilillah birbirlerine verdikleri unutulmamalıdır. Biz unutsak da onları unutmayan unutmaz. Özetle, ben Fıçı’ya gelmeyeceğim ama sen şiire gel şiire…” [İsmet Özel’in (doğ. 1944) 1820 yaş şiirlerini okuduğumda, Türk şiirinin Arthur Rimbaud’su mudur diye ikirciklenmiştim]. 4528 “Varyete”denMümtaz Zeki Taşkın, 1949: Hafakan Bu çilli gökyüzü, Bu kalaysız ay, Huzurdan semiren erik, Duadan çatlayan güvercin Sükundan çıldıran mescit Sabrından yarılan kubbe. Huzurdan da bezdik ya rabbim! Taşkın miniskül kitabını 1970’de, “Ya işte bir zamanlar böyle şairler de vardı” diyerek imzalamış. Tarihin cilvesine bakın ki şair, Çanakkale’de savaşın başladığı yıl (1915) doğup 2003’te Avustralya’da vefat etmiştir; anısına saygıyla. 4529 26.04.2018! Sabah Boğaziçi Üniversitesi’nde vakfımızla ilgili bir top lantıya, öğleden sonra ise okulun sembol hocalarından Prof. Dr. Oya Başak’a saygı etkinliğine katılacaktım. Ara zamanda nicedir ziyaret etmek istediğim Aşiyan Mezarlığı’na uğradım. Kimini sorarak kimini “serendipity” bağlamında bulduğum şair, yazar, akademisyen ve sanatçı mezarları: Münir Nurettin Selçuk, Tarık Zafer Tunaya, Hayri Çizel, Mehmet Ali Aybar, Ahmet H. Tanpınar, Yahya K. Beyatlı, Abidin Dino, Arif Dino, Rasih N. İleri, Attilâ İlhan, Şevket Dağ, Barbaros Baykara, Şair Nigar, Hasan Pulur, Özdemir Asaf, Osman G. Yağmurdereli, Sadi Irmak, Hürrem Erman, Münevver Ayaşlı, Çiğdem F. Talu, Demirtaş Ceyhun, Onat Kutlar, Avni Arbaş, Tezer Özlü, Can İren, Edip Cansever, Nihad S. Banarlı, Hilmi Z. Ülken ve Orhan Veli… Boğaz’a nazır ve erguvan ağaçlarıyla mücehhez engebeli kabristandaki saydığım ve ıskaladığım tüm büyüklerimizin anılarına saygıyla. 4530 (K)ALEM! Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu tarihî bir anane olduğunu söyleyerek Mührü Hümayun’u istemiş ve almıştı. Sultan Mecid, saraya döndüğü zaman, annesi: ‘Aman evlâdım, ne yaptın? Padişah babanın o vezirden çekmediği kalmamıştı’ deyince o da: ‘Ben ona vermedim, o aldı!’ diye cevap vermişti.” 4531 “Geçmiş Zaman Fıkraları”ndanAbdülhak Ş. Hisar, 1958: “Sultan Mecid’in tahta çıktığı günler, pek ârızalı, buhranlı ve heyecanlı olmuştu. Genç Veliahda, babasının ölümü haberini veren Koca Hüsrev Paşa olmuştu. Cenaze merasimi yapılan yağmurlu bir gün, yeni Padişah ile vükelâsı, Köprülü kütüphanesine sığınmışlarken Hüsrev Paşa, sadrâzamlığın en eski vezire verilmesinin 4532 “Fellini on Fellini”denFederico Fellini: “Bir sabah pasajda, belki on kişilik bir gruba rastladım, Yunanca konuşuyorlardı ve ellerinde, ejderha veya sosis şeklinde balonlar vardı. Hayır, bana gelmiyorlar, kalp krizi geçirmiş bir akrabalarını ziyarete gidiyorlardı. Hasta adamın odası birden rengârenk balonlarla doldu. Neden mi balonlar? Ne getireceklerini bilememiş, önlerine çıkan baloncudan ne bulurlarsa almışlardı.” Solda: Nejat Merey, Mustafa B. Müftüoğlu’ndan. Sağda: Selcan Çağlar jübilesinde Nejat Eczacıbaşı’yla, 1985. 4533 15.04.2018! tarihli Hürriyet’in pazar ekindeki ana konu, Türkiye’de kaybolma tehlikesi altındaki on lisanın (Adigece, Abhazca, Hemşince, Romanes, Romeyika, Turoyo, Lazca, Ubıhça, Ladino ve Gagavuzca) son temsilcileriyle yapılan görüşmelerdi. Hafta sonu eklerinde bu tür dolu dolu maddeler okumak istiyorum. Araştırmaya dayalı, ilginç, öğretici ve insanın içini karartmayan yazıları benimserim. “Türkiye’nin kaybolan dilleri” başlıklı parçayı kesip bir dünya atlasının içine yerleştirdim. Yazıyı hazırlayan Gizem Çoşkunarda ile Yücel Sönmez’i tebrik ediyorum. 4534 Küresel kültürazzi: Yaşamının son kırk yılını Londra’da sürgünde geçiren Kübalı yazar G. Cabrera Infante (19292005), şiddet kaynağı olarak gördüğü futboldan nefret ederdi. / Yazarların yazarı Vladimir Nabokov oysa bir futbol tutkunuydu, her fırsatta maç izlerdi. / Orhan Pamuk’un gözde yazarlarından Javier Marías’a göre “Geçmiş Zamanın İzinde”nin anlatıcısı, yirminci yüzyılın en acımasız “insaniyet gözlemcisiydi.” / Javier Marías’a göre “Büyülü Dağ”ın yazarı sabahları aynaya her bakışta zevkten, “Tanrım, ben Thomas Mann’ım diye inlerdi. / Joseph Conrad (18571924), evlendiğinde 38, eşi Jessie 23 yaşındaydı. Conrad griye çalan sakallarıyla daha da yaşlı gösteriyordu. Bir Fransız tatil kentinde balayındayken bir Fransız delikanlı gelip “İzninizle kızınızla tanışabilir miyim?” diyecektir. / Jessie Conrad’a göre kocasının ölümünden sonra bazı kişiler ona kocasından mesaj getirdiklerini iddia etti. Onlardan biri de Sherlock Holmes’un yaratıcısı Doktor Conan Doyle’dur. / Susan Sontag’a göre, yirminci yüzyılın son başyapıt Amerikan romanı, William Faulkner’dan “Ağustos Işığı”ydı. / Susan Sontag’ın Avrupa’dan yeğlediği yazarlar: Italo Calvino, Bohumil Hrabal, Peter Handke ile Stanislaw Lem, Güney Amerika’dan Jorge L. Borges ve Julio Cortázar’dı. / Susan Sontag’a göre “Bazı kişiler tarafından sevilmemek icabında büyük bir kompliman sayılabilirdi. / “Yapacak o kadar çok işim var ki, yatağıma gidiyorum.” Savoy Atasözü… 4535 “Trafik cezası yediğinde siste min çalıştığını sanıp sevinen kişiye gerçek yurtsever denir.” Gazeteci Bill Vaughan 4536 Yusuf Atılgan’dan (Siz Rahat Yaşayasınız Diye) aforizmalar: En büyük kalabalık iki kişilik kalabalıktır. Bırak ayağına gelinenlerden olmayı artık kalk ta yürü! Kocası istemediği için hasta bile olamayan kadın. Konuşmadığı zaman sakız patlatırdı. 4537 Ferhan Şensoy’un “Aksi” dergisiyle (Nisan, 2018) söyleşisinden: Soru: Mikrofonsuz oynuyorsunuz. Ses Tiyatrosu’nun akustiğinden bahseder misiniz? Yanıt: Bu tiyatro, Patrokli Campanaki isimli Rum mimar tarafından yapılmış. Akustik açıdan da dünyanın en önemli akustiğine sahiptir. “Kuliste osurmayın balkondan duyulur” diye bir laf vardır. 4538 Ülkenin en önemli resim koleksiyonerlerinden İpekAhmet Merey çifti, evliliklerinin 40. yıldönümüne, koleksiyonlarından bir seçkiyle özel bir anlam kattı. Tophanei Amire salonlarında açılan doyurucu sergi için MSGSÜ nitelikli bir katalog hazırlatmıştı. Çiftin birikimli evlatları (ve koleksiyonun dördüncü kuşak emanetçileri) Nejat ile Nazlı da sergi açılışında hazır bulundu. >>(Nejat Merey, University of Sout hern California’da sinema yüksek 8 5 Temmuz 2018 KITAP