23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MİDHAT CEMAL KUNTAY’DAN DOĞAN HIZLAN’A... OKURLARA Dünden bugüne sorularla edebiyat Yakın zaman önce yayımlanan “Tahkikatı Edebiye” ve “...Yazı Kalır”, edebiyat anket, söyleşi ve röportajlarının gelecek için ne denli önemli kaynaklar olduğunu bir kez daha gösterdi. “Tahkikatı Edebiye”, Midhat Cemal Kuntay’ın çalışması ve ilk edebiyat anketi olma özelliği taşıyor. “... Yazı Kalır” ise Doğan Hızlan’ın radyo ve televizyonlarda gerçekleştirdiği edebiyat söyleşilerinden oluşuyor. ERAY AK erayak@cumhuriyet.com.tr R uşen Eşref Ünaydın’ın Diyorlar ki adını taşıyan kitabı, edebiyat tarihimizde önemli bir yerde durur. Edebiyat röportajlarının öncüsü olarak görülür Ünaydın bu kitabıyla ve konuğu olduğu yazarlara yönelttiği sorularla birlikte onların tepkilerini, bulundukları ortamı, dahası zaman zaman yiyip içtiklerini dahi ortaya çıkardığı metinlere taşır; sonuçta da bugüne, şimdi bile keyifle okunan dönemine dair çok önemli bir kaynak miras kalır. Edebiyatımızda yazara yöneltilmiş sorulardan oluşan anketsoruşturmaröportaj türü çalışmaların ilk örneği olarak kabul edilen Diyorlar ki, 1918’de yayımlanır. Fakat Handan İnci’nin ortaya çıkardığı Tahkikatı Edebiye, Ünaydın’dan daha önce bu yolda ilerlemeye başlamış bir başkasının da olduğunu gösteriyor: Türkiye’de romanın kilometre taşlarından biri olarak gösterilen Üç İstanbul adlı romanıyla Midhat Cemal Kuntay. Olay şöyle seyrediyor: Kuntay, Serveti Fünun’da yayımlanmak üzere “1909’dan itibaren dönemin tanınmış yazarlarına edebî kimliklerini kendilerinden öğrenmek amacıyla” birkaç sorudan oluşan mektuplar gönderir. Cevapları yayımlamak ise 1919’a kalır. Cevapların yayımlanması için beklenen bu on yıllık uzun zaman dilimi üzerine İnci, kitabın sunuş yazısında bazı tahminlerde bulunuyor. Fakat sonuçta Tahkikatı Edebiye’nin yayımlanması, Ünaydın’ın Diyolar ki’sininden sonraya kalıyor. Bugünden bakarsak; Tahkikatı Edebiye sütunlarına gönderilen cevaplar, edebiyat tarihimiz için önemli belgeler olarak öne çıkıyor. Dönemin yazarlarının kendilerinden ve edebiyatlarından bahsetmeleri hem meraklı okur hem de araştırmacılar için değerli bir kaynak meydana getiriyor. Handan İnci’nin kitap için yazdığı sunuş yazısında belirttiği gibi; “Anketin asıl amacı günün okurunun ilgisini çekecek bir dizi hazırlamak değil, geleceğin edebiyat tarihçileri adına birinci elden çeşitli bilgiler derlemektir.” Mithat Cemal Kuntay Kuntay da bu soruşturmanın neden yapıldığına dair birkaç cümle kuruyor: “’Eski yazarlar kimleri okumuşlar, nasıl yazmışlar ve ne türlü yaşamışlardır?’ sorularına genellikle bir cevap vermeyen biyografi derlemelerinin mezar taşı ya da nüfus kütüğü kadar özet ve ruhsuz sayfalarıyla bir edebiyat tarihi yazmanın ne kadar güç olduğunu düşündük...” Kuntay’ın konukları ise Abdülhak Hâmid Tarhan’dan Halide Edib Adıvar’a kadar uzanıyor. SÖZ UÇAR “...YAZI KALIR” Bu iki ismin attığı temelden sonra edebiyat söyleşleri güçlü bir ivme kazandı. Bugün ise edebiyat dergilerinin vazgeçilmezleri durumunda. Yazarın, okurla buluşup kendini açtığı bir ortak nokta olarak kabul ediliyorlar. Bunun yanında ise söyleşilerin okurlara ne kazandırdığı sorusu üzerine epey kafa yoruluyor. Kimi eleştiriyi öldürdüğünü, mümkünse yazarların kitaplarını okura sunduktan sonra köşesine çekilip gelen tepkileri dinlemesi gerektiğini söylüyor. Kimi ise bu söyleşilerin, edebiyat eleştirilerinin bir parçası olduğunu ve yazın dünyasının tam merkezinde durduğunu... Bu eleştirilere yanıt da edebiyat dünyamızın çınarlarından Doğan Hızlan veriyor ...Yazı Kalır adını verdiği söyleşiler toplamından oluşan kitabında. Hızlan, söz uçar yazı kalır, diyerek yola çıkmış bu kitabı hazırlarken ve yıllar süren radyotelevizyon günlerinden biriken edebiyat söyleşilerini kitaplaştırmış. “Sıcağı sıcağına yapılmış o konuşmaların edebiyat tarihi açısından önem taşıdığına inanıyorum,” diyor Doğan Hızlan, “o yüzden gök kubbede bir hoş seda olarak kalmalarını istemedim.” Doğan Hızlan’ın kimi artık aramızda olmayan yazar ve şair dostları, Hızlan’a kendi hikâyelerini anlatıyor, ilham aldıkları eski ustaları açıklıyor, yazdıkları kitapları tartışıyor bu söyleşilerde. Pek çoğu da yazarların, yayımlanan yeni kitapları üzerine gerçekleştirilen söyleşiler olduğundan hem o günün edebiyat atmosferine hem de kitaba yönelik bakışlara açıklık getiriliyor böylelikle. Hızlan’ın kitabında bir araya getirdiği yazarların listesi epey kabarık. Çağdaş edebiyatın yetmiş dokuz nitelikli ismi ve onların dünyaları, ...Yazı Kalır’la birlikte kitaplıklara konuk oluyor. Söyleşilerin böyle bir özelliği de var işte: Yazarlar, evlerinize konuk gelir. Midhat Cemal Kuntay ve Ruşen Eşref Ünaydın’dan Doğan Hızlan’a uzanan çerçevede edebiyat anketleri, söyleşileri, röportajları önemini hâlâ koruyor. Daha da önemlisi; yazarların kendilerini sadece bugüne değil, geleceğe de anlatmalarının önemli bir kanalı olmayı sürdürüyor. n Tahkikatıı Edebiyeİlk Edebiyat Anketi / Midhat Cemal Kuntay / Yayına Haızrlayan: Handan İnci / Everest Yayınları / 176 s. ...Yazı KalırSöyleşiler / Doğan Hızlan / Doğan Kitap / 390 s. ‘O Sesler’ “O Sesler”, bombardıman altındaki bir şehri, Diyarbakır’ı anlatıyor. Nurcan Baysal, yüz gün boyunca Sur’da yaşanan çatışmaların şehri nasıl etkilediğine, bombardıman altındaki kentte gündelik yaşamın nasıl aktığına, farklı kesimlerin bu dehşeti nasıl deneyimlediğine odaklanıyor. Melisa Bulut, Baysal’la süreç boyunca hem ülkenin batısında hem de bölgede ön plana çıkan değerlendirmeleri konuştu. Oya Baydar da Baysal’ın kitabı üzerine yazdığı değerlendırmesiyle eşlik ediyor bu söyleşiye. Cevat Çapan’ın kaleminden çıkanlar her seferinde yolculukların, yolculuklar ise elmaslaşma süreçlerinin şiirleri. Yalınlaştıkça yoğunlaşan, yoğunlaştıkça zenginleşen, durulaştıkça billurlaşarak ışıyan şiirler... İsmail Mert Başat ,Cevat Çapan şiirine çok sayıda alt başlıkla yaklaşmayı deniyor 22 Nisan 2018’de Seferihisar Teos Yazar Evi’nde yaptığı konuşmada. “Lizbon: Her Turistin Görmesi Gerekenler”, Fernando Pessoa’nın kentte sadece ikamet etmediğini, orayı yaşadığını bir kez daha hatırlatıyor. Huzursuzluğunun ve huzurunun şehri Lizbon, yazarın elinde yalın ve aynı zamanda derin turistik bir merkeze dönüşürken kitap; yirminci yüzyıl başlarındaki kentle uzak geçmişi ve bugünü kıyaslama olanağı da veriyor. Ertuğrul Özüaydın’ın yeni dizeleri “Sokak Kapısı” adlı kitapla okur önüne çıktı. Özüaydın’la şiirleri üzerine söyleştik. Söyleşiyi Nurdane Özdemir Sağkan gerçekleştirdi. Bol kitaplı günler... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Editörler: Ali Bulunmaz, Eray Ak l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Faruk Eren l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Direktörü: Deniz Tufan l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 328 Haziran 2018 turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle