Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tatilde kitap okunur Avrupa Birliği’nin resmî kurumlarından Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), on beş Avrupa ülkesinde 20082015 arasında kitaba ayrılan bütçe, okuma süreleri ve okuyan insanların oranlarına dair veriler içeren bir araştırmanın sonucunu yayımladı. 23 Nisan Dünya Kitap Günü’nda açıklanan araştırmaya göre “okumaya ayrılan süre” bakımından, günde 7 dakika kitap okunan Türkiye; Estonya (13 dk.), Finlandiya (12 dk.), Polonya (12 dk.), Macaristan (10 dk.) ve Yunanistan’ın (9 dk.) arkasından gelirken; Almanya ve Lüksemburg ile aynı düzeyde yer alıyor. İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya, İspanya, Hollanda ve Romanya ise daha geride. K ötü haberleri sevdiğimiz için çok okuduğumuzla değil hiç okumadığımızla övünüyoruz. “Televizyon seyretmeye ayırdığımız süre günde 2 saat 14 dakika, kitap okumaya ayrılan süre ise günde sadece 1 dakika” biligisine internette yaygın olarak rastlamak mümkün. Kimin nasıl araştırdığı belirisiz bu bilgiye kötü haber niteliği taşıdığı için kaynağını araştırmadan inanıyoruz ama daha ciddi araştırmalar pek hoşumuza gitmiyor olmalı ki onları pek paylaşmıyoruz. Avrupa Birliği’nin resmî kurumlarından Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), on beş Avrupa ülkesinde 20082015 arasında kitaba ayrılan bütçe, okuma süreleri ve okuyan insanların oranlarına dair veriler içeren bir araştırmanın sonucunu yayımladı. 23 Nisan Dünya Kitap Günü’nda açıklanan araştırmaya göre “okumaya ayrılan süre” bakımından, günde 7 dakika kitap okunan Türkiye, Estonya (13 dk.), Finlandiya (12 dk.), Polonya (12 dk.), Macaristan (10 dk.) ve Yunanistan’ın (9 dk.) arkasından geliyor; Almanya ve Lüksemburg ile aynı düzeyde yer alıyor. İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya, İspanya, Hollanda ve Romanya ise daha geride. Günde 7 dakika da az diyeceksiniz. Haklısınız. İdeali günde 20 dakika. Zaten bir kitap okumaya başladığınızda kolayca bu süreye ulaşıyorsunuz. Öte yandan bu 7 dakikayı günde 23 saate çıkarıp ortalamayı yükseltme şansınız var. Tatilde bol bol kitap okuyabilirsiniz. Ben öyle yapıyorum. İLK ROMANLAR, YENİ KİTAPLAR Javier Marias merakla izlediğim yazarlardan. Her zaman anlatımı ve seçtiği konularla yenilikçi. Türkçedeki yeni kitabı Acı Bir Başlangıç Bu’da (çev. Seda Ersavcı, Yapı Kredi Yay.) kırk yıllık dikatatörlükten sonra 1980’de İspanya’da yaşanan değişim rüzgârını anlatıyor Marias. Ünlü yönetmen ve yapımcı Eduardo Muriel’in ve eşi Beatriz Noguera’nın eksenlerinde geçmişin karanlıklarına doğru bakıyor. Bugün özgürlüğü kutlayanların diktatörlüğü nasıl besleyip yaşattığını aydınlatıyor. Aşk Benim Dilsizliğim (Yitik Ülke Yay.) adlı şiir seçkisi ile iyi bir şair olarak tanıdığımız Matthias Göritz’in Türkçedeki ilk romanı Hayalperestler ve Günahkârlar (Çev. Yasemin Yelbay Yılmaz, Yitik Ülke Yay.). İkinci Dünya Savaşı’nın, nasıl asılsız bir hikâyeye dayandırılarak çıkarıldığını anlatan ‘Gleiwitz’ adlı film hakkında bilgi alma amacındaki gazeteci yaşlı yapımcı ile buluşur. Uzun söyleşilerle Almanya’dan başlayıp Hollywood’a uzanan bir baba oğul öyküsü sinemanın sanattan endüstriye dönüşümünü sorgulayan bir hâl alır. Haruki Murakami’nin ilk romanı Rüzgârın Şarkısını Dinle (Çev. Ali Volkan Erdemir, Doğan Kit.), Japoncada 1979’da yayımlanmış. Murakami romanın yabancı dillere çevrilmesine izin vermiyormuş. Sanırım bunu ilk romandan duyulan mahcubiyet olarak tanımlayabiliriz. Zaten kitabın sonunda da Murakami edebiyata nasıl başladığını, ilk romanını yazma serüvenini anlatırken ilk iki romanını eski dostlar olarak anıp bir daha onlarla buluşmasının kolay olmadığını söylüyor. Oysa genç bir üniversite öğrencisinin kısıtlı çevresini anlatırken bireyin yalınızlığına vurgu yapan, Murakami’nin tüm özelliklerini taşıyan, kısa ve hoş bir novella Rüzgârın Şarkısını Dinle. Menekşe Toprak’ın yeni romanı Arı Fısıltıları’nın (İletişim Yay.) “Kavgalar, patlamalar, köye getirilen cenazeler… Suna’nın Deniz’e olan aşkı... Büyük sözler, insanın kalbini ve ruhunu cendereye sokan ebeveynler… Tahakkümle hesaplaşan genç isyanlar. Uykusuz bir Derviş, konuşulan Berkin, usul usul Alevi türküleri… Şimdiki zamanın siyaseti, harareti ve bitimsiz deveranları…” diyen tanıtımı “Arı Fısıltıları, dünyanın kokusunu anlatıyor” cümlesi ile tamamlanıyor. Menekşe Toprak iyi bir yazar, arka kapak yazısı da çağırıcı. Okuma listeme alıyorum. Enis Batur’un yayın yönetmenliğini yaptığı Kırmızı Kedi Yayınevi, ‘Yeni Edebiyat’ başlığıyla bir diziye başladı. Leyla Çapan’ın Adı Yağmur, Deniz Arslan, Melik Saraçoğlu ve Hakkı Kurtuluş’un Vatandaş Berzins, Şükür Keleş’in İmiş, Alper Beşe’nin Kırılgan’ı dizinin ilk kitapları. Türk edebiyatındaki yeni yönelimleri, yeni yazarları tanımak için izlenmesi gereken bir dizi. Kırmızı Kedi, şiir yayıncılığında da önemli bir rol oynuyor. Tuğrul Tanyol’un ilk kitap öncesindeki şiirlerinden oluşan Şiirler I (19741984), İzzet Göldeli’nin toplu şiirleri Çıplak Kalem, Tarık Günersel’in İzdüşümler’i de listemde. Şiir kitapları listeme Betül Dünder’in “sana soyundum eyy kara nehir ver bana bunun cevabını / içine indim beyaz bir gövde hepten bir keder olarak” dediği yeni kitabı Unutmanın Kısa Tarihi’ni (Yitik Ülke Yay.) de ekliyorum. TEKRAR BASIMLAR, KALIN KİTAPLAR Jose J. Veiga, çağdaş Brezilya edebiyatının büyük isimlerinden onlarca dile çevrilmiş bir yazar. Türkçede ilk kez Gevişgetirenler Zamanı (Çev. Canberk Koçak, Delidolu Yay.) ile okuyoruz. “Her şehrin, her kasabanın, halkı aklın yoluna davet eden bir deliye ihtiyacı vardır” diyen yazar gerçekçi bir dille bir kasabada yaşananlardan yola çıkarak evrensel sorunlara doğru uzanmış. Daha önce Mitos Boyut Yayınları’ndan çıkan kısa oyunu Köpek, Kadın, Erkek’le (2014) tanıdığımız, Alman edebiyatının önemli isimlerinde Sibylle Berg’in iki romanı aynı anda yayımlandı. Uyuyan Adam ve Hayat İçin Teşekkürler (Can Yay.). “Modern bir aşk öyküsü” olarak sunulan Uyuyan Adam, arka kapağındaki “Adam ve kadın, Güney Çin Denizi’nde küçük bir adada beraber tatil yaparlar. Sonra bir gün adam gazete almak üzere anakaraya gider. Geri dönmez. Kadın kalır” tanıtımıyla tatil okumalarına uygun gibi görünüyor. Son yılların en çok okunan, ilgi çeken yazarlarından Jonathan Franzen’in yeni romanı Saflık (Çev. Emrah Serdan, Sel Yay.) 632 sayfalık kalınlığı ile tam bir tatil romanı. Franzen, bir anne ve kızın “tuhaf” ilişkisinden yola çıkarak aile kurumunun çöküşünü anlatıyormuş. 632 sayfa biraz uzun görünebilir ama Franzen ustalıklı kurgusu, merak unsurunu hiç yitirmeyen anlatımı ile iyi bir anlatıcı. Zeynep Delav’ın Kemik Tozu (hep kitap), Şiir Erkök Yılmaz’ın Aile İçi Muhabbet (Yapı Kredi Yay.), Selçuk Orhan’ın 100 Soruda Oğuz Atay (Kara Karga Yay.), Ayça Güçlüten’in Disko Topu (İthaki Yay.), Melih Esen Cengiz’in Paylaşılmayan Cinayet’i (Altın Kitaplar), Rıza Kıraç’ın Ucuz Ölüm’ü (Doğan Kitap) ve Hans Fallada’nın Köylüler, Kodamanlar ve Bombalar’ı (Everest Yay.) listemdeki diğer kitaplar. Hepinize iyi tatiller... n 10 28 Haziran 2018 KITAP