05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

NUR ALTINYILDIZ ARTUN VE ALİ ARTUN’DAN “DADA KILAVUZ: 19131923” Her şey ve hiçbir şey: Dada Nur Altınyıldız Artun ve Ali Artun’un hazırladığı “Dada Kılavuz: 19131923”, ‘düzenli bir düzensizlik’ içeren metinlerle Dada’yı hiçbir kalıba sokmuyor. Bu durum Dada’nın farklılığını, öfkesini ve çatışmacı ruhunu ortaya koyuyor; tam da olması gerektiği gibi… BÜŞRA UYAR Ali Artun Nur Altınyıldız Artun İ stisnai durumlar dışında birçok insan edebiyat akımlarıyla lise yıllarında tanışmak “zorunda” kalır. Birkaç satırda anlatılan akımların hepsinin sahip olduğu ivme bir eylem olarak var olan bu hareketi keşfetmek, bir “yol gösterici” olmadığı sürece epey zor. Dada Kılavuz: 19131923, işte bu noktada önemli bir yol gösterici. Kaçılan lincin sanat dallarını ezip anlamların ötesine de geçer. 1917 Ekim Devrimi sonrası, yalnız propaganda aracı olarak kullanılan sinemanın, devrimden yıllar sonra içe aynıdır: Benzer tepki gösterişe, ve karşı konulan savaşları, bedenini bir dönük ve şiirsel bir kişilik kazanması bu yükselişe ve tepkiye neden oluş. Ancak bu propaganda aracı olarak tanımlayan sanat nun en büyük örneklerinden. Oysa Dada, kitaplarda birkaç satır bile anlatılmayan ve bahsi geçmedikçe kimseyle tanıştırıl çıları, azalan ya da artan grupları ve sürekli değişen fikirleri anlayabilmek, muh kimse ona böyle anlam biçmeden, kendini en güçlü propaganda aracı olarak ortaya mayan bir hareket vardır ki kendisini ya temelen Dadacıların hiç hoşlanmayacağı ratanlar için sığınak ve en şiddetli deprem bir nizam gerektiriyor. Kitap, Dada’nın koymuştu. Korkusuzluğu, sert dili, katı gerçekçiliği ve çatışmacı ruhuyla Dada, olmuştur. Biz bu harekete, bir anlam ifade ettiği dillerde bile aynı anlamı ifade etme Münih, Zürih, Berlin ve Paris süreçlerini illüstrasyonlar, “fotomontaj”lar, dergi diktatörlerin kâbusu değilse bile “rahatsız edici” rüyası olmuştu. yen bir kelimeyle hitap ediyoruz: Dada. kapakları, sergi fotoğraflarıyla zenginleşti Dada’yı ilgi çekici kılan unsurlardan MAKİNELEŞMEYE KARŞI rerek anlatıyor ve bu gerekli nizamı bizim diğeri de şüphesiz ki makineleşmeye karşı için sağlıyor. Nur Altınyıldız Artun ve Ali bakış açısı. Makineleşme, edebiyatta taş Yirminci yüzyılın başında; sanatın belki Artun’un “düzenli bir düzensizlik içeri rayla şehir arasındaki uçurum, resimde de en özerk çağında, “katı olan her şey sinde” derlediği metinler Dada’yı hiçbir fütürizm, mimaride ise eskiden tamamen buharlaşırken” kübizm, doğayı geometrik kalıba sokmuyor. Bu düzenli düzensizlik, kopuş olarak gözlemlenir. Bu sanat dalları bir parça hâline getirmekle meşguldü. Dada’nın farklılığını, öfkesini ve çatışmacı başta makineleşmeyi yadırgasa da değişi Sembolizm ise en basit şeye bile binlerce ruhunu ortaya koyuyor; tam da olması ge me çabuk uyum sağlar. Bir süre sonra onu anlam bahşediyordu. Dada, tüm bu akım rektiği gibi... eleştirmek başlı başına bir eleştiri nedeni ları sindirip reddederek ortaya çıktığında Sanat politiktir çünkü sanat hayattır, hâline gelir. Oysa Dada için makineleşme, şüphesiz ki özerk ortamın en dikkat çeken hayat ise politiktir. Bu denklemin sonucu savaşın sebebi ve ta kendisidir. Sanatçıla ve anlaşılmaz unsuru oldu. Dikkat çekiyor olarak birçok sanat dalı savaşın yarattığı rın makineleşmeye dair düşünceleri ürkü du çünkü bu sanat hareketi bir “eylem”di. kaos ortamında politik bilinç sahip olmuş, tücü ve karamsardır. Onlar için makine Çıkarılan tiz ses, damarda akan kan, basit savaş karşıtı bir cephe oluşturma görevini leşme geleceğe değil, dişli çarkların hâkim bir nefes alış bile Dadacılar için bir sanat seve seve üstlenmiştir. Ancak bu politik bi olduğu distopyaya atılan ilk adımdır. Dada eseriydi. Belki de Dada’yı, a ranmadığı süre ce bulunmayan, bulunduğunda da anlaşılama yan bir hareket hâline getiren buydu. Birçok akım kaosu ve tutarsızlığı ken dine özgü bir dil ve tutarlılıkla anlatırken Dada, her şeyi çıplak bir şekilde orta ya koyuyordu. Sözcüksüz şiirler yazan, çirkinlikten utanmayan ve “Dada Kılavuz: 19131923”, Hugo Ball’dan Tristan Tzara’ya kadar birçok ismi tanımamızı sağlıyor. Hareketin sanatçılarını öğrenmek ise bize Dada hakkında bambaşka bir perspektif kazandırıyor. Kılavuz: 19131923’te yer alan illüstrasyon ve kolajlar, Dadacıların makineleşmeye karşı tepkilerini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor. Aynı zamanda bunların içinde nasıl bir “gizli” hayranlık taşıdığını görebilmek de kitabın nizamıyla fark edilebilir bir unsur. HIRS DADA’YI ÖLDÜRDÜ Dada Kılavuz: 19131923, Hugo Ball’dan Tristan Tzara’ya kadar birçok ismi tanımamızı sağlıyor. Hareketin sanatçılarını öğrenmek ise bize Dada hakkında bambaşka bir perspektif kazandırıyor. Zira, Hugo Ball’un sanat özellikle tiyatro tutkusundan ve buhranından doğan “saf” bir gücün Tristan Tzara’nın hırsları nedeniyle nasıl sönüp gittiğini görebilmemiz ancak sanatçıları tanıyabilmemizle mümkün. “Eylem” ve “olay” şeklinde var olan, kanı ve teri sanat eseri olarak kabul eden bir hareketin kişisel hırslar sebebiyle sonlanması Dada’yı mükemmel bir şekilde anlatıyor aslında: Dada hayattır, kişilik sahibidir. Hırs kişiliği öldürür. Hırs, Dada’yı öldürmüştür. Çağdaş sanat, iddialı manifestolarla sınırlı kalmış akımlarla dolu. Birçok sanatçı mutlak bir hareketsizlikle insanları harekete geçirmeyi hayal ediyor. Popüler kültürü besleyen boş işler ortaya koymak üretkenlik diye adlandırılıyor. Yeni kültür durmadan eleştiriliyor ancak bu eleştiriler insanı tatmin etmeyen bir çiğlik olarak karşımıza çıkıyor. Muhalif olmak isteyen sanatın sesini duyuramama nedeni her zaman iktidar değil çünkü kendisine muhalif diyenler, yaratıcılıktan uzak kalıpların ötesine gidemiyor. Böyle bir sanat ortamında Dada Kılavuz: 19131923, sanatın gücünü hafife alanların mutlaka okuması gereken bir antoloji. Çünkü Dada, hâlâ en zor koşullarda var olmanın ve üretkenliğin dersini veriyor. Sanatta habis bir illet olarak kök salmış utangaçlığın nasıl alt edilebileceğini, tutarsızlığın nasıl tetikleyici güce dönüşebileceğini, yaratıcılığın nasıl sinir bozucu bir muhalif güç şeklini alabileceğini gösteriyor. Birçok çalışmanın aksine Dada Kılavuz: 19131923, yol gösterirken tepeden bakmadığı okuru olaya dâhil ediyor. Tüm bu cümbüşü elle tutulur bir hâle getiren kitap, içimizde bir yerlerde saklanan yaratıcılığı harekete geçiriyor. Kılavuz, zor bir sanat akımını kusursuz şekilde derlemesiyle okuyanda da sorumluluk bilinci yaratıyor. Bir sanat hareketini bu kadar ayrıntılı tanıma fırsatını bulmak, diğer sanat hareketlerini de anlama, yorumlama isteği uyandırıyor. Sanatın ve sanata eleştirel bakmanın “çocuk oyuncağı” olarak görüldüğü bir toplumda bu hisleri uyandırmak oldukça güç. İşte bu noktada Nur Altınyıldız Artun ve Ali Artun’un incelikli çalışması insanı zor olana teşvik ediyor. Dada Kılavuz: 19131923, içimizde Emmy Hennings cümlelerini dillendiriyor: “Sanatın kehanetine inanıldığı bir zamanda, zihnin dolambaçlı yollarına sapmadan, sanatın içinde hayatın yakalanabileceğine inanıyorduk.” n Dada Kılavuz: 19131923 / Nur Altınyıldız Artun, Ali Artun / İletişim Yayınları / 862 s. 8 21 Haziran 2018 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle