Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> de bir başka öğrencisi olan G. A. Boltraffio’ya ait olduğu görüşüyle 45 sterline satılmıştı. 2011’de bir sergide, da Vinci’nin başyapıtları arasında gösterildi. 2013’te bir İsviçreli galerici onu 80 milyon dolara alıp, 127.5 milyon dolara bir Rus milyardere sattı (Da Vinci’nin 1474’te yaptığı ilk portre Floransalı şair Ginevra de Benci’ye aitti. Onu görmek için “Ardıç Ağacının Altında”nın kapağına bakmanız yeterlidir). 4391 “Köpeğim ve Ben”Rodney Dangerfield’ten: i) Çocukken o kadar çirkinmişim ki, köpeğimizin benimle oynaması için boynuma et asarlarmış. ii) Üç yaşımdayken ailem bir köpek yavrusu almış. Ben köpeği kıskanmaya başlayınca beni yollamışlar. iii) Köpeğimin adı Mısır çünkü her odaya piramit şeklinde dışkı bırakıyor. 4392 Soru: Keşke bunu ben yazsaydım dediğiniz bir yapıt var mı? Ottessa Moshfegh: Yok. Yalnız bazen kendi yazdıklarıma, keşke bunu ben yazmasaydım dediğim olmuştur (Genç yazarın “Homesick for Another World” adlı öykü kitabını bitirdikten sonra Amazon’dan, onun yayımlanmış iki kitabını da sipariş ettim. Galiba o ABD öykü dünyasının Bayan Raymond Carver’ıdır). 4393 Spotify’den öneri: Iva Zanicchi’den “Ciao Cara Come Stai?” 4394 “Anadolu Büyüleri”ndenİ. Zeki Eyuboğlu Uykusuzluğu Önleme Aşırı uykusuzluk yüzünden tedirgin olanlar muska yazdırıp yataklarının başucunda yüksekçe bir yere asarlar. Uykusuzluk birini sevmekten, sevilmekten, sevgilinin uzak yerlerde olmasından, ayrılıktan daha başka nedenlerden doğabilir. Muska yazdırmak isteyen cinciye gider durumunu anlatır, cinci önce falına bakar, uykusuzluğun nedenini öğrenip söyler, sonra muskayı yazar verir. Muska yazılmadan önce, yazdırmak isteyen kadınsa yedi kez, erkekse üç kez «elhamdulillahirrabbilalemin» söyleyip göğe doğru üfler. Sonra ocakbaşına gidip «Nâs» suresini okuyarak ocağa üfler, cincinin verdiği bir bardak okunmuş bal şerbetini içer, «elhamdulillah yâ ilah» söyler. Muska şöyle yazılır… 4395 Gözde yazarlarımdan İbrahim Yıldırım ile birlikteyken bir başka zaman diliminden tebdili kıyafet bir dervişle sohbet ediyormuşum gibi üzerime bir tuhaf ağırlık çöker. Ayrıldıktan sonra İbrahim sanki Galata Mevlevihanesi’ne doğru uçup gidecektir… 4396 “Mavra Zamanı”ndanMetin Üstündağ: Boş gezenin hoş düşleri doktor olsaydım, hiç hasta olmazdım bana gel litvanya cumhurbaşkanı ol deseler, hiç hayır demem japonya’da doğsaydım, herkesi döverdim ben başbakan olsaydım, memleketin en azından benim gibi bir sorunu kalmazdı çorum’da doğsaydım, adam olmak için kırk fırın beyaz leblebi unlu ekmek yerdim bir gün bir kitap okusam ve tüm hayatım değişse keşke amerika’nın Türkiye maslahatgüzarı olsaydım, tüm artizleri kendime metres tutardım uzaya çıksaydım, tüm uzaylılarla şahane dostluklar kurar, hem evrenin bütün sırlarını öğrenir, hem de tüm kıymetli eşyalarını ellerinden çalıp kaçardım lavukların. 4397 “Yaşadığım Günler”denKâzım Taşkent (18941991): 26 Nisan 1966 Falih Rıfkı Atay, Dünya’da çıkan yazısında, “O bir kurtarıcı idi, bizler koruyucu bile olamadık, Atatürk sonrası devri Türklük tarihinin bir lekesi olarak kalacak” diyor. Korkarım, Atatürk’le övünme hakkını bile yitiriyoruz. 10 Ekim 1966 Atatürk hem memleketi işgalden kurtardı, yeniden egemenlik haklarımızı kazandırdı hem de düşünce duygu ve davranışlarımızı çağdaş düzeye çıkarmada büyük atılımlar yaptı. Bugün her şeye karşın tehlikeleri önleyebilecek gücümüz varsa ve bunalımlar içinde de kendimizi kurtarma umudumuzu kaybetmiyorsak, bize bu inancı kazandıran Atatürk’tür. 17 Eylül 1969 Ben bir parti kursam, sadece bir maddelik bir tüzük hazırlarım. “Atatürk’ün kaybından sonra bütün partilerin yaptıkları yapılmayacak, yapamadıkları ise dikkatle ele alınacak” derim. 4398 Hotel de Lambelle, Prenses Marie Antoinette’in yakın arkadaşı ve Fransız İhtilali’nde öldürülen Prenses de Lambelle’in mülküydü. Ailesi görkemli rezidansı bilahare bir grup doktora kiraladı; orası artık Paris’in en ünlü akıl hastanesiydi. Şair Gerard de Nerval İstanbul seyahatinden iki yıl sonra hastaneye yatırıldı. 1892’de Guy de Maupassant’ta son çare oraya getirildi, ertesi yıl orada öldü. Rezidans 1922’de bir zengin Amerikalıya satıldı, 1940’larda işgalci Gestapo’nun kullanımına verildi. 1945’te Türkiye’ye kiralandı, büyükelçilik binamız olarak hizmete devam etti, 1951’de Türkiye’nin malı oldu. Rezidansın satın alınması için Nevin Menemencioğlu (19152001) amcası büyükelçi Numan Bey’e baskı yapmıştı. Nevin Hanım ölene dek Paris Büyükelçiliğinde çalıştı… 4399 “Tuvaletimde bedavaya gördüğüm şeyi sahnede izlemek için neden 10 dolar vereyim ki?” “1970’lerde sanatçıların çıplak oynadıkları ‘Hair’ müzikali için Groucho Marx’ın görüşü”. 4400“Kürk Mantolu Madonna”nın ABD’deki yayımcısı (Other Press), Nermin Mollaoğlu aracılığıyla benden “Madonna In A Fur Coat” için bir blurb (kitaba tanıtım destek cümlesi) istedi. Türkçesini okumadığım romanın önce İngilizcesini okudum. İki gün içinde yayıncıyı memnun eden o cümle hazırdı. Sabahattin Ali ustamıza ve Türk(iye) dostu çevirmen Maureen Freely’e bir jest yapmış olmanın ötesinde Selçuk Altun, bir önemli yapıta ilk kez “blurb” sunuyordu. n KITAP 94 Ocak 2018 Selçuk Altun’un Yeni romanı çıktı! Varsıl bir hayat sürdüren, orta yaşlarında, kadın delisi Erkan bir kaza haberiyle sarsılır. Aynı araç içinde ölen karısı ve en yakın arkadaşının haberidir gelen. Tanıştıkları günden beri geçinemeyen bu iki kişinin hayatı nasıl olur da aynı arabanın içinde son bulur? Bu sorunun ardındaki sırlar Erkan’ı giderek koyu bir bunalıma iter ve Karadeniz’in bir kasabasındaki, dedesinden miras kalan fındık ağacı bahçesine kapanmasına neden olur. Bahçenin en kadim varlığı bir ardıç ağacıdır. Erkan günlerce ona içini döker. Okur, ardıç ağacının gövdesine yaslanarak, Erkan’ın birbirinden farklı karakterlerle örülü gizemli geçmişini dinlerken, o çarpıcı gerçeğe yaklaşmaktadır: Hayat romanlardan daha tuhaftır... Ardıç Ağacının Altında Selçuk Altun 276 sayfa, 14 TL /iskultur /iskultur /isbankasikulturyayinlari iskultur.com.tr Kitabevlerimiz: İstanbul Kadıköy, Tel: (0216) 348 97 84 Eminönü Müze, Tel: (0212) 511 13 37 Caddebostan, Tel: (0216) 386 65 62 Beşiktaş, Tel: (0212) 258 77 43 Bakırköy, Tel: (0212) 571 20 32 Nişantaşı, Tel: (0212) 234 80 71 Taksim, Tel: (0212) 238 08 37 Ankara Yenişehir, Tel: (0312) 430 33 66 Tunalı Hilmi, Tel: (0312) 324 10 73 • İzmir Karşıyaka, Tel: (0232) 364 71 42 Diyarbakır Ofis, Tel: (0412) 228 42 16 • Eskişehir Tepebaşı, Tel: (0222) 220 49 13 • Konya Selçuklu, Tel: (0332) 351 16 07 Kayseri Melikgazi, Tel: (0352) 222 56 92 • Manisa, Tel: (0236) 231 69 24 • Mersin, Tel: (0324) 238 18 14 Samsun Çiftlik, Tel: (0362) 233 38 30 • Trabzon Merkez, Tel: (0462) 326 98 39