22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SİNAN CÖMERT’TEN “BİN TANRILI ÜLKEYE BİSİKLETLE YOLCULUK” İki ayak, iki pedal... Sinan Cömert, “Bin Tanrılı Ülkeye Yolculuk” kitabının içeriğine dair bilgi verirken ‘Hayatta dokunduğum şeyleri bir şekilde anlatabilmekti tek derdim’ diyor. Yazargezgin; içinde bisiklet, gezi, doğa, mitoloji ve tarih olan bir kitabı okurla buluştururken satırlar arasında gezinenleri harekete geçirmeyi arzuluyor. ADALET ÇAVDAR S ize garip gelebilir ama benim hiç bisikletim olmadı. Bunu yazmamın nedeni hikâyenin trajikliği değil, gerçekten öyle. Biz üç kız kardeş bisiklete binmeyi hiç öğrenmedik, neden bilmem öğrenmek için de hiç çaba sarf etmedik ama yolda olmanın, yolculuk yapmanın her hâlini her daim sevdik. Sinan Cömert’in yazdığı Bin Tanrılı Ülkeye Bisikletle Yolculuk’un kapağı fantastik roman havası uyandırıyor. Kapak tasarımını Halil Ural’ın yaptığı kitabın illüstrasyonları Fehmi Yurt’a, fotoğraflarıysa Sinan Cömert ve Vedat Özer’e ait. Cömert, açılışı Ernest Hemingway’in cümleleriyle yapmış: “Bir ülkenin kıvrımlarını en iyi bisikletle öğrenirsiniz. Tepeleri inerken ve çıkarken pedal çevirip terinizi akıttığınız için onları olduğu gibi hatırlarsınız. Oysa bir motorlu araçla giderken sadece yüksek tepelerin farkına varabilirsiniz. Dolayısıyla üzerinden geçtiğiniz toprakları bisikletle olduğu kadar iyi hatırlamazsınız.” Bu cümleler aynı zamanda Bin Tanrılı Ülkeye Yolculuk kitabının içeriğine dair bilgi veriyor. “Hayatta dokunduğum şeyleri bir şekilde anlatabilmekti tek derdim” diyor Cömert. İçinde bisiklet, gezi, doğa, mitoloji ve tarih olan bir kitabı okurla buluştururken satırlar arasında gezinenleri harekete geçirmeyi arzuluyor. MADDE MADDE YOLLAR İlk okuduğum kitaplardan biriydi Küçük Kara Balık ve bana gitmeyi öğretti sanırım. İnsan başka dünyaların merakına düştüğünü sanıyor yola çıkarken ama aslında tek merak ettiği ve bulmak istediği kendisi. Yolculuğa çıkınca seyrettiğiniz genelde kendinizsiniz, dünya bir âlem ve kendi yansımanızı bir şe kilde kaydediyorsunuz. Ayak izleriniz görmeden ve neleri yiyip içmeden dön birer hikâyeye dönüşüyor zaman içinde meyeceğinizi de madde madde yazıyor. ve kaybolmak en güzeli. İnsan, aklının Kadim KilikyaToroslar ile başlıyor kılavuzluğunda yaşarken kendisini Cömert yolları anlatmaya. Cicero’dan bilinmez bir güzergâhın içinde buldu bahsediyor ara sıra ve anlatmaya, Kız ğunda benliğini keşfediyor yeniden. Kalesi’ni arkalarına alıp gördükleriyle Uzun seyahatlerde yolunu kaybetmek, devam ediyor. Toroslar’da doluya ya şehir hayatında kaybolduğunuzda, kalanıp doğada olmanın macera anla gideceğiniz yeri ve kendinizi bulmayı mına geldiğini bir kez daha anlayarak da kolaylaştırıyor. Silifke’ye doğru devam ediyorlar seya Dünyanın bir yerinde sadece ken hate. Ardından Bursa’yı anlatmaya baş dinizle kalmayı becerdiyseniz o ânı lıyor yazar, en sonunda Hemingway’in sonsuza kadar hatırlarsınız. “Siz biraz Mudanya’ya yolculuğuna da değiniyor. fazla düşünüyorsunuz” demiş Küçük Sonra Sinop; “Zeus’un çocuğu” ve Kara Balık. “Durmadan düşünmenin “gökyüzünün köpeği” diye tanımlanan yararı yok. İlerlemek istiyorsak harekete geçmeliyiz.” Cömert’in okura hatırlattığı bu cümleyle birleşiyor her şey, bir tembel icadı olan bisikletle ilerlemek istiyorsanız tek yapmanız gereken pedal çevirmek. On üç ayrı başlıkla anlatıyor gezdiği yerle ri Cömert. “Toroslar”, “Bursa”, “Sinip”, “Kapa dokya”, “İznik”, “İzmir”, “Ankara”, “İstanbul”, “Ege kıyıları”, “Rume li”, “Istranca Dağları”, “Arnavutluk” ve “Yu nanistan” rotalarında bisikletle yapılabilecek yolculukların yanı sıra gezdiği yerlerin tari hini, doğal güzellikle rini ve yaşamlarını da anlatmış yazar. Bütün bu bilgiler, fotoğraflar, illüstrasyonlar ve hari talarla âdeta üç boyutlu hâle gelmiş. Cömert’in her bölü mün başında yaptığı alıntılar, hareket edece ğiniz bölgeye dair ufak bir edebî alıntı niteli ğinde. Ne zaman gide ceğinizi, yolda yanınıza ne almanız gerektiğini, Cömert, biraz gezmek biraz deneyimlemek ve bunu başkala neyi yapmadan, nereyi rına aktarmak için yazmış kitabı. Diogenes’in memleketi... Filozofları ve onların hikâyelerini aktarırken Sinop Cezaevi’nde bir dönem yatan yazarlardan alıntılar yapıyor. “İNSANDAN ÇOK DOĞAYA İNANANLARIN YOLCULUĞU” Kitabı bölüm bölüm ve daha uzun anlatmayı elbette isterdim ama o kısım Cömert’in maceralarını merak edenlere kalsın. Yazar, sadece gezip gördüğü yerleri değil, oranın insanını ve yaşam tarzını anlatmakta da başarılı. Dili ve yazımı, hikâyeciliğe çok yatkın olan yazarın bu üslubu seyahat kitabı dışında başka bir alana evirilecek mi, bunu da bize zaman gösterecek. Cömert kendini biraz gezdirip deneyimlemek ve bunu başkalarına aktarıp insanları bir şekilde harekete geçirmek ya da hiç yoktan o güdüyü bir şekilde akıllarına düşürmek için yazmış kitabı. Pandora’nın Kutusu açıldığında, olması gereken yer neresi ise orada olmayı hayal edip durmuş, iki teker üzerinde çekip gidemeyeceğinin bilinciyle hayatının bir kısmını kaçıp bir yerlerde geçirebileceğine ve hengâmede yaşarken gitmeye ya da gittiği yerleri hayal ederek yaşabileceğine kendini ikna etmiş. Cömert, “insandan çok doğaya, buluta, denize, serçeye, balığa güvenen ve inananların yolculuğu” olarak tanımlamış seyahatlerini. Zaman harcanan ve karşılığında ömürden vererek parayla satın alamayacağımız pek çok şeyi genellikle sadece maddi kazanç için gözümüz kapalı yok sayıyoruz. Oysa hayat kısa ama yollar uzun ve yolculuk, şehirde kazanılan ya da kazandığımızı sandığımız pek çok şeyden daha kıymetli. Son zamanlarda özellikle yürüme üzerine yazılan felsefe ve gezi kitapları, insanlara unuttuklarımızı tekrar düşündürmeyi amaçlıyor. Büyük şehirlerin gürültüsünde yaptığımız her şeyi önemseyip büyüterek yaşadığımız hayatlarda, iki ayak ve iki pedal bambaşka kapıların varlığını kanıtlıyor. Evrendeki sonsuz ihtimalin büyüsü ile kaybolabilir insan ve “keşfetmek” çocukluktan sonra kaybedip yeniden bulmak için çaba sarf ettiğimiz en güzel özelliğimiz. Güneş elbette her yerde doğuyor ama toprağın rengi şehirden şehre değişiyor. İnsanların fiziksel özellikleri, coğrafyanınkine göre gelişiyor. Sadece Türkiye’yi bile bir ucundan bir ucuna dolaşsanız yaşadığınız yüzyılın, zamanın ve ülkenin aynı olmadığını görüyorsunuz. Üşenmeden, etrafa gören gözlerle bakmak isteyenler için Bin Tanrılı Ülkeye Bisikletle Yolculuk kitabı pek çok hayalin kapısını aralayabilir. n Bin Tanrılı Ülkeye Bisikletle Yolculuk / Sinan Cömert / Paris Yayınları / 374 s. 18 30 Kasım 2017 KITAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle