Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JOHN DUNN’DAN “HALKIN ÖZGÜRLÜĞÜ” Demokrasinin hikâyesi John Dunn’ın “Halkın Özgürlüğü” adlı çalışması, demokrasi kavramının geçirdiği evreleri tespit etmeye çalışırken geçmişe ve şimdiye dair önem taşıyan noktaların altını çiziyor. SONER SERT “D emokrasi nedir?” Geçen günlerde Akın Emre Pilgir çevirisi ile çıkan Halkın Özgürlüğü isimli kitabın temel sorununu yazının hemen başlangıcındaki bu soru oluşturuyor. Cambridge King’s College’da Siyaset Teorisi profesörü John Dunn’un kaleme aldığı kitap, demokrasinin geçmişini ve bugününü, ontolojik ve sosyolojik bilgi ve bulgularını irdeliyor. Demokrasinin bir kavram olarak nasıl ve ne zaman ortaya çıktığına ve insanlar tarafından eylemselliğe neden itildiğine yoğunlaşan Dunn, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası, demokrasinin kendini yeniden üretişinin üzerinde dururken periyodik aralıklarla kendini tekrarladığının, halkların ve egemenlerin nezdinde tanımlarının değiştiğinin altını çiziyor. Demokrasi kavramının, ontolojik olarak sınıfsal yapısına dikkat çeken Dunn, kavramın ortaya çıkışını şu sözlerle aktarıyor: “Atina’daki demokrasi, zengin toprak sahiplerini ile topraklarını kaybetmiş veya kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan ve bu sebepten ötürü birikmiş borçları sonucu zorla özgür olmayan emekçilere dönüşme riski altındaki fakir aileler arasındaki mücadelelerden doğdu.” Yazar, “bu mücadelenin kendisi içerisinde, doğrudan ve öz bilince sahip bir biçimde fakirlerin zenginler üzerindeki kesin zaferi sonucunda açığa çıkmadı”ğını da eklerken asıl belirleyici olanın, bu kavramı eylemselliğe döken kurumların oluşmasının müsebbibi olarak “mücadeleye politik bir kimlikle bu kimliğin ifadesiyle savunması için benimsenen bir özyönetim sistemi bahşeden bir dizi politik girişim”in sebep olduğunu söylüyor. Amerikan Bağımsızlık Savaşı sürecinde de demokrasinin bir kavram olarak savunuluşunun bağımsız olma hâliyle iç içe geçtiğini de belirten Dunn, demokrasinin pratikte Fransız Devrimi’yle işlevsellik kazandığını da aktarıyor. Bu yönüyle demokrasi kavramını, oligarşi yerine halkın iktidarı diye nitelemek mümkün. Ancak Dunn, demokrasi kavramını tanımlamaya, konjonktürel olarak değişimine ve dönüşümüne İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da yaşanan yeniden tanımlama süreciyle devam ediyor. İletişimin ve bilginin demokratizasyonunun her geçen gün kendini güncellediği 1900’lerin ve günümüzün yaşam anlayışının etkisiyle Dunn tiranların, despotların ve diktatörlerin de karşımıza neden sürekli olarak çıktığına kafa yoruyor. İŞLEVİNİ YİTİREN DEMOKRASİ Şüphesiz ki Dunn’ın kitabının en önemli özelliği, kapitalizmin kendini güncelleyerek ki kapitalizm yıkılmadığı sürece güçlenir peş peşe zafer kazandığının ve zaferlerin ne kadar demokratik olduğunu tüm dünyaya ilan etmesinin önemine de dikkat çekiyor. Kapitalizmin demokrasiyi yoksullara pazarlamaya çalışarak eşitlik, özgürlük ve adalet getirmediği malumunuz. Yazar tam da bu noktada devreye giriyor ve günümüz demokrasi anlayışının belirsiz bir niteliğe kavuşup işlevselliğini yitirdiğini söylüyor. Kapitalizmin demokratik anlamda insanlığa sunduğu tek özgürlük, tüketim oluyor. O da borçlanarak mümkün. Bu “özgürlük biçiminin” dışında kalan çoğu kavramı insanlık için ürettiğini söyleyip sadece kârın sürekliliği ve artan oranı ile ilgilenen bu ekonomi biçimi, her seferinde çağdaş ve meşru olduğunu yineliyor. Lenin’in yüz sene önce tarif ettiği bu biçim güncelliğini koruyor: “Kapitalistler, kendini asacak olan ipi bile satar.” Dunn’ın çalışması, demokrasi kavramının geçirdiği evreleri tespit etmeye çalışırken geçmişe ve şimdiye dair önem taşıyan noktaların altını çiziyor. Dolayısıyla bugün, egemen olanlar için demokrasi, özgürlük maskesiyle faşizmi temsil ederken halklar içinse yöneticilerin kim olduğuna karar verme, ekonomik olarak fırsat eşitliği vaat etme, söz söyleme hakkı gibi işlevselliğini çoktan yitirdi. Halkların gerçek anlamda özgür olmasının tek yolu, iktidarı ele geçirmesi. Aksi, mümkün değil. n Halkın Özgürlüğü / John Dunn / Çeviren: Akın Emre Pilgir / Ayrıntı Yayınları / 240 s. KITAP 1719 Ekim 2017 A’dan Z’ye Psikoloji, psikoloji biliminin tarihini, temel kavramlarını ve tüm ayrıntılarını sizin için özetliyor. A'dan Z'ye PSİKOLOJİ Psikoloji Biliminin Tarihi, Bölümleri, Kapsamı ve Tüm Ayrıntıları Dr. Lisa J. Cohen • Çeviren: Mihriban Doğan • 560 sayfa A'dan Z'ye DÜNYA MİTOLOJİSİ Dünya Halklarının Tüm Yaratılış, Tanrı ve Kahraman Mitleri David A. Leeming • Çeviren: Nurdan Soysal • 456 sayfa “Britanya tarihini, ilk aşamalarından bugüne değin kusursuz biçimde aktaran bir eser.” – William Gibson, Oxford Üniversitesi KISA İNGİLTERE TARİHİ Jeremy Black • Çeviren: Ekin Duru • 240 sayfa KISA AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ TARİHİ James West Davidson • Çeviren: Can Evren Topaktaş • 416 sayfa www.sayyayincilik.com / www.saykitap.com Tel.: (0212) 512 21 58 • eposta: dagitim@saykitap.com www.facebook.com/sayyayinlari www.twitter.com/sayyayinlari www.instagram.com/sayyayincilik