Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> reddetmeksizin, yerler içinde ve arasında değişen insan ve deneyim ağlarının hiç durmadan farklı görünümlere bürünen kaleydeskopunu sunar (...) ‘Akdenizleşme’, dinamik bir süreçse mutlaka değişimler, çoğu zaman da çatışmalı değişimler içermiş, bu yüzden kazananlar ve kaybedenler yaratmış demektir. Kazananların gözünden bakıldığında, kaybedenlerin çoğunlukla Akdeniz içinde ama Akdeniz ‘dışından’ görüldüğü kesindir.” SINIRLARIN ESNEKLİĞİ Akdeniz havzasının, tarihin coğrafya tarafından kışkırtılmasına örnek gösterildiği yerlerden biri olduğunu söyleyen Broodbank, karayla denizin çeşitliliğinin bunu tetiklediğini belirtir ve mevcut durum kültürel zenginliği oluşturur. Böylece Akdeniz, fiziki sınırlarını aşar; kenar kavramı, yalnızca coğrafi bir terim olarak kalır. İklimi, bitki örtüsü ve benzer kültürel yapıları göz önüne alarak Akdeniz ve “Akdenizsi” bölge nitelemesiyle Broodbank, jeolojik tarihin Cyrene Harabeleri, Libya (üstte). MısırTanis’teki kraliyet mezarları ve harabeler. başlangıcının bulunmadığı coğrafyanın sınırlarını epey esnetiyor. Orada, hem iklimsel hem de tarihsel karmaşıklığın hüküm sürdüğünü anımsatan yazar, bölge insanının bununla yaşamayı öğrendiğini vurgular. Akdeniz’in, insan eli değmeden önceki oluşum süreçlerini açıklayan yazar, bu anlarda arkeologluğunu konuşturup jeolojik bilgiler sıralıyor. Havzanın ekolojik yapısının, kimi bölgelerde sağladığı olanaklarla beraber insanların birbiriyle etkileşiminde oynadığı rolü de ortaya koyuyor. Broodbank, bölgenin, ortasında deniz ışıldayan bir kara kitlesinden daha fazlası olduğunu, insanlarla dolu bu coğrafyanın değişme potansiyelinin kişiler tarafından her dönemde nasıl öğrenildiğini de anlatıyor. Kısacası, kitabın tamamı Akdeniz hayatının bir yansıması. Bu hayatın kuruluşunun epey zaman aldığı ise ortada, zaten kitabın toza toprağa bulanmış sayfaları ona işaret ediyor. Buzullardan denizlere doğru uzanan, toplumların ve kültürlerin temelini atan tarihsel gelişmeler, beri yandan bahsi geçen yaşamı zenginleştiren birer öğe. Broodbank, onları masaya yatırırken arkeolojiyle birlikte tarih, antropoloji ve biyoloji gibi alanlara da sık sık başvuruyor. Bunun başlıca nedeni ise buluntuları, işaretleri ve ipuçlarını yorumlamak için farklı disiplinlerin, aynı bölgeye nasıl baktığını anlama zorunluluğu. Çünkü Akdeniz, Broodbank’in de vurguladığı gibi sadece arkeolojik bir alan değil, farklı disiplinlerin rahatlıkla ve birlikte el atabileceği bir coğrafya. AKDENİZ’İN GEÇMİŞİ HEPİMİZİN Akdeniz’in maviliği, adaları, derinliği, etrafını saran dağlar, çöller, nehirler ve limanlar, yazara göre bölgeye ilgi duyanları bir yolculuğa çağırıyor. Orta Deniz’in Yapımı, her şeyden önce böyle tarihî bir seyahat. Suyun ve toprağın altında olsun, Broodbank’in satırları ve kitaba aldığı görsellerle çıkılan bu yolculuk, Akdeniz’i Akdeniz yapan özellik leri gözler önüne seriyor. Böylece Orta Deniz’de uygarlıkların ve kültürlerin birbirine uzak görünse de gerçekte çok yakın durduğu belirginleşiyor. Söz konusu yakınlığın araştırılmasını hızlandıracak soruyu Broodbank dillendiriyor: “Klasik Akdeniz neden birey, toplum, siyaset ve aşkın olan arasındaki ilişkilerle ilgili olarak dünyayı değiştiren bu kadar çok kavramsal ve dinsel atılıma sahne oldu?” Mevcut soru bize, Akdeniz’in sıkışıp kalmış görüntüsünün ötesinde, dünyaya seslenen ve yeryüzünü etkileyen evrenselliğine götüren başka ipuçları sunuyor. Broodbank, Akdeniz’in geçmişinin derinlerine inerken iklimle ve coğrafi şartlarla birlikte Orta Deniz’in oluşumunda insani boyutu da gündeme getirir. Tarım, ticaret, savaş, keşifler ve seyahat, ayrı kollardan yürüyerek Akdeniz kültürünü kurarken biz de bölgenin tarihinin damarlarında gezinmeye başlarız. Yazar, bu gezintinin neden önemli olduğunu açıklıyor: “Genel olarak bir hareketlilik, karşılaşma ve akış alanı olan erken Akdeniz, dünyayı incelemek için iyi, öğretici, hatta ihtiyat payıyla birlikte umut verici bir yerdir. Akdeniz’in geçmişini görmezden gelerek kendimizi yoksul kılıyor ve muhtemelen tehlikeye atıyoruz. Oysa Akdeniz’in karanlık yönleri, onun şimdisi ve geleceğinin, hem orada yaşayanlar hem de geri kalanımız tarafından nasıl şekillendirileceğiyle bir o kadar ilişkilidir.” Broodbank, Akdeniz’le ilgili bilgi kazısına giriştiği kitabında, Braudel’in tarihyazımı yöntemini arkeolojiye uyarlıyor. Merkezde olan ve çeperde kalanlarla Akdeniz, Braudel’in ve onun Broodbank gibi ardıllarının, araştırmaları ve eserleri sayesinde, sorulara ve yanıtlara hep açık olacak. Geçmişle bugünü karşılaştırmamıza imkân verecek keşiflere de... n Orta Deniz‘in Yapımı/ Cyprian Broodbank/ Çeviren: Ebru Kılıç/ Koç Üniversitesi Yayınları/ 712 s. KItap 8 Eylül 2016 13