25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Çorabı Kaçan Fil Jeremi / Eda Durak Yüksel / Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Top Yayıncılık / 2016 / 48 s. / 7+ Eda Durak’ın ilk kitabı okurlarla buluştu. Jeremi, iç sesini dinlemeyi çok seven, iç dünyasındaki değişiklikleri not defterine yazan bir fil. Jeremi, çoraplarını kaybedince olanlar oluyor, telaşlanıp kaygılanıyor. Onların yerini herkese sormaya başlıyor. Timsah, hipopotam, koala, kedi, kaplumbağa, kirpi, maymun ona yanıt veremiyor çünkü çorabın nerede olduğunu bilmiyor. Üstelik hepsinin kendi sorunu var. Turudi, sadece kendi sorunuyla ilgili, yoksa da o bencil biri mi? Sahi, nerede bu çorap? Jeremi çorabını ararken kelebek ile uğurböceğinin aşkına da tanık oluveriyoruz. Nasıl mı? Biz anlatmayız, okuyun öğrenin! Mustafa Delioğlu’nun resimleri sayesinde çocuklar bu kitabı daha da çok sevecek. Penguen Adında Bir Kedi / Holly Web / Resimleyen: Polly Dunbar / Çeviren: Ozan Kızıler / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2016 / 139 s. / 8+ Alfie, bir gün kapının önünde bir yavru kedi bulur. Anne ve babasını razı ederek onu sahiplenir. Kısa sürede büyüyüp serpilen kediye Penguen ismini verir. Çünkü kedinin simsiyah tüylerinin aksine göğsünde tıpkı bir pengueninki gibi beyaz bir leke vardır. Penguen ve Alfie kısa sürede ayrılmaz bir ikili olur. Hatta Alfie’nin en yakın dostu olur Penguen. İki kafadar, yan bahçedeki bir ağacın tepesine yaptığı ağaç evde mutlu mesut oynayıp vakit geçirirken Alfie’nin hayatını değiştiren bir haber gelir. Yan bahçedeki evde tek başına yaşayan Bayan Barratt’ın kızı, iyice hastalanan annesine bakmak için yakında yaşlı kadının yanına yerleşecektir. “Ne var bunda?” demeyin, Alfie için çok şey fark edecek gibi. Çünkü Bayan Barratt’ın bir de torunu vardır, hem de bir kız! Alfie için bahçeyi, ağaç evi paylaşmaktan daha beter bir haberdir bu; yan komşularının bir kız oluşu. Alfie başına gelecekleri tahmin etse bu duruma mutlaka engel olurdu inanın. Çünkü bu kız yani Grace, yetişkinlerin gözünde tam bir hanımefendiyken Alfie’nin dünyasını cehenneme çevirecek kadar korkunç bir kız. Grace sadece Alfie’nin ağacını ve ağaç evini, yan bahçeyi değil sevgili kedisi Penguen’i de sahiplenmeye kalmasın mı? Eyvah eyvah! Alfie nasıl baş edecek acaba bu durumla? Birbirini tanımayan iki çocuğun yan yana iki evde yaşaması zor değil mi sizce de? Ne dersiniz, Alfie ve Grace bir gün barışır mı acaba? Ya kedi Penguen, o ne yapmıştır dersiniz? En iyisi Penguen’in peşine düşüp her şeyi ondan öğrenmek… Arkadaşlık ilişkileri, ön yargılar, hayvan sevgisi gibi konuların anlatıldığı “Penguen Adında Bir Kedi” size daha neler anlatır kim bilir. Kiralık Evde İki Gün Bir Gece / Aytül Akal / Resimleyen: Zafer Okur / Doğan Egmont / 2016 / 141 s. / 9+ Kerem, ablası Sinem’i razı edebilse de arkadaşlarıyla birlikte rahatça yaşayabilecekleri bir ev bulsa. Çünkü kimin evine giderlerse gitsinler diledikleri gibi hoplayıp zıplayamıyorlar. Hele çocuklar müzik çalışmak isteyince iyice kıyamet kopuyor. Komşular da şikâyete başla yınca tek çarenin ayrı bir eve çıkmak olduğuna karar verip kolları sıvıyorlar. Ama henüz bir ev bulup kiralayacak yaşta değiller. Mutlaka bir yetişkinin yardımına gereksinimleri var. Bu da Kerem’in ablası Sinem’den başkası değil. Sinem, biraz nazlansa da bunun kendisi için de iyi bir fikir olduğunu düşünüyor; bu ev doğum günü partileri için harika olmaz mı? Hemen emlakçı ilanlarına göz atıyorlar, bir yandan da yakın çevreyi gözden geçiriyorlar. Bir gün tek katlı, yıkık dökük bir eve rastlıyorlar. Sinem, ev sahibi yaşlı kadın ile konuşurken Kerem, bodrum kata inip bir göz atmak istiyor. Aslında niyeti, ablasının oyununa gelmemek… Tam yukarı çıkacakken yerde bir kolye görüyor. Bu ablasının hiç boynundan çıkartmadığı kolye değil mi? Bu ev de Sinem’in tatsız şakalarından biri olmasın! “Kiralık Evde İki Gün Bir Gece”, gizemli bir dedektiflik romanı... Kurguya gizlenmiş iletilerle, bir ev sahibi olmanın getireceği sorumluluklar, yükümlülükler ve zorluklar anlatılıyor. Ne dersiniz, sizce de çok mu zordur yetişkin olmayanların kendi başlarına yaşaması? Bir dedektiflik olayını çözebilecek denli akıllı ve becerikli çocuklar için hiç de zor olmamalı. En iyisi bu kararı okurlarımız versin. Bir kolye zincirinin peşine düşmeye hazır mısınız? Uyurgezer Ayı / Joan Aiken / Resimleyen: Quentin Blake / Çeviren: Arif Cem Ünver/ TUDEM / 2016 / 118 s. / 9+ Modern masallarda krallar, kraliçeler, cadılar, konuşan hayvanlar, büyüler, canavarlar olmaz mı, olur tabii! Hatta uzaylılar bile olabilir. İlk masalda, Tahyr ülkesinin Prens ve Prensesi olan Teb ile Scilla’nın heyecanlı macerasını okuyoruz. İkizlerin annesi ölmüştür ve geceleri onlara güzel tavsiyeler veren büyülü mavi çizmelerini bırakmıştır. Kral, ikizlerin okula gitmesini istemez ama Schilla ne yapar eder, kral babasını razı eder. Ancak Teb yaramaz bir çocuk… Hayalet kaplanların fotoğraflarını çekmek isteyince… Neler oluyor okumanız gerek. İkinci öyküde, kasabanın cadısı sizi korkudan tir tir titretebilir. Sizi de kaza çevirmesini istemiyorsanız masalı çabucak okumalısınız. “Melusine” adlı masalda, zavallı postacının kızının başına gelenler sizi şaşırtacak. Pembe bir yılana dönüşmeyi kim ister ki? “Uyurgezer Ayı” adlı masalda, değirmenci Bernard’ın güzel kızı Alyss’e bir eş arayacağız ama Alyss kimseyi beğenmiyor ki. Tahtadan oyma yapmayı pek seven Bernard, gözünü dört yolun ortasındaki devasa meşe ağacına dikince olanlar olur. Ağacı kesip yeni biblolar yapmaya kalkar ama ağacın bir laneti vardır. “Sana ait olmayan bir ağacı öldürdün.” Ağaç kesmenin ağır bir bedeli var ama ne yazık ki sadece masallarda… Bremen Mızıkacıları / Grimm Kardeşler / Resimleyen: Seçil Çokan / Çeviren: Kâmuran Şipal/ YKY / 2016 / 32 s. / 47 Bremen Mızıkacıları’nı bilmeyen var mı? Onlar, yaşlandığı ve artık işe yaramadığı için sahipleri tarafından kötü muamele gören hayvanlar… Bir eşek, bir köpek, bir kedi, bir de horoz… Toplaşıp Bremen’e gitmeye ve orada şehir bandosuna yazılmaya karar verirler. Sonra… Bir dakika, biz biliyoruz masalı ama ya çocuklar? Ya onlar henüz okumadıysa? Bremen Mızıkacıları’nın haydutlarla karşılaştığında neler yaptığını merak etmezler mi? Klasik Dünya Masalları dizisinden yayımlanan kitap, kaliteli baskısı ve güzel resimleriyle bütün çocuklara sesleniyor. n HASAN AKARSU Makineler ve İnsanlar M akinelerle dolu bir dünyada yaşadığımız, okula gitmek için sabahleyin erken kalkan Fırat’ın kullandığı on beş makineyle kanıtlanır. Bakalım bu makineler nelermiş: Çalar saat, müzik aleti, buzdolabı, tıraş makinesi, ekmek kızartma aleti, Facebook, bulaşık makinesi, çamaşır ve kurutma makineleri, diş fırçası ve servis otobüsü ilk akla gelenler. Yarım saatte okula hazırlanan bir çocuğun kullandığı makineler, nasıl bir dünyada yaşadığımızı gösterir bize. Fırat, kız arkadaşı Selin’e güzel görünmek için kirlide kalan mavi gömleğini yıkayıp giymek ister. Çamaşır makinesi bozuksa elde yıkaması gerekir, o da zor gelir. Bu bize makinelere ne denli bağlı olduğumuzu kanıtlar. Sözgelimi; elektrikler kesilince cep telefonu kaybolunca vb. yaşadıklarımızı düşünelim: “…Makineler bizi komik durumlara düşürür. Onlar çalışmadığında sanki hayat durur, dünya başımıza yıkılır” (s. 6). Fırat, Selin, Ozan, Lale, Belma, geç Çıtır Çıtır Felsefe dizisinin 28. kitabı “Makineler ve İnsanlar”da, on sekiz başlık altında çocukların ilgisini çeken önemli konulara açıklık getirildiğini görüyoruz. Konuk harfler mişteki makinesiz yaşamla şimdiki yaşamı karşılaştırır ve makinelerin insanı özgürleştirdiğini anlar. İşler kolaylaşınca da insanlara çok zaman kalır. Bu zamanı iyi değerlendirmek gerekir. Köyün yakınından geçen bir tren yolunun ulaşımı kolaylaştırdığı için ne denli yararlı olduğunu anlar köylüler. Ulaşım zorlaşınca yaşamak da zorlaşır. Makineler, yaşadığımız dünyayı değiştirerek işlerimizi kolaylaştırır. İnsanoğlu, doğayı dönüştürmek için buluşlar, keşifler yapar. Televizyon örneğine bakalım. Ali, babasına tv içine adamın nasıl girdiğini sorar. GPS’nin içindeki kadın sesini merak eder. Makinelerin yüzyılların bilgisini barındırdığını öğreniriz. Bilginlerin çalışmalarıyla doğanın işleyişi anlaşılır. Kitapta, makinelerin ve buluşların olumsuzlukları üzerine de bilgiler vardır. Trafik kazaları, hava kirliliği, radyoaktif atıklar ve yakın zamanda yaşanan Çernobil, Fukuşima kazaları, genetiğiyle oynanmış sebze ve meyveler vb. düşündürücüdür. İnsanı öldüren makineler de vardır. Hindi dilimlerini ambalajlamada çalışan Ayşe’nin durumunu merak etmez misiniz? Makinelerin düzenine yetişememenin sıkıntıları, insa nın makineleşmeye zorlanması ve yavaş yavaş öldürülmesi üzücü değil mi? Ne yapalım ki makinelerin kolaylığına alışırız. Robotlara iş yaptırırız. Çözemediğimiz matematik sorusunu bilgisayar çözer. Satranç oyununda iyi bir oyuncu bilgisayara yenilebilir. Kısaca olumsuz yönleri olsa da makineler, yaşamımızı kolaylaştırır. Yazar, makineleri şöyle tanıtır: “…Makineler ne keyif ne de acı duyar, onlar için hiçbir şeyin anlamı yoktur, dünyayı anlamak için gereken bedenden yoksundurlar” (s. 32). Makineler verimlilik sağlar. Çocuklar da makine gibi olup verimli bir eğitimden geçerler. Yazar, makineler sayesinde insanların verimlilik virüsüne yakalandığını savunur. Yazarlar Brigitte Labbe ve P. F. Dupont Beurier, bu yapıtta, makine ve insan ilişkisini örneklerle sorulara verilen yanıtlarla açıklarken çocukları düşündürmeye yönlendirir. “Makineler ve İnsanlar”, bu konuda düşünmek isteyenler için önemli bir yapıt. n Makineler ve İnsanlar / B. Labbe, P. F. DupontBeurier / Resimleyen: Jacgues Azam / Çeviren: Azade Aslan / Günışığı Kitaplığı / 40 s. 22 12 Mayıs 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle