Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>> Hayatlar’ yazarına başvurup eserin yayımı için gereken izni alırlar. Eser daha sonra 1924’te İkbal Kütüphanesi sahibi Hüseyin [Kitapçı] tarafından 539 sayfalık, tek baskı yapan bir kitap olarak yayımlanır. Fethi Naci Cumhuriyet Kitap’ın 509. sayısında (18 Kasım 1999) Halit Ziya Uşaklıgil’in romanları hakkında bir yazısında “Halit Ziya’nın memleketin hakiki hayatından bir levha vermek dileğiyle yazdığı Kırık Hayatlar, Mai ve Siyah’ın yanında, Aşkı Memnu’nun yanında pek sönük kalır. Çünkü Halit Ziya ancak Ömer Behiç’in evinin aracılığıyla görüyor “memleketin hakiki hayatını” o evin ilişkileri içinde görüyor; bu bir. Sonra, toplum yaşamından bir kesit vermek isterken hep bireysel ve olağandışı durumlara takılıp kalıyor, toplumsal nedenlere inemiyor bir türlü; ona göre ‘Kırık Hayatlar’ toplumsal bir olgu değil, bireysel bir olgudur. Bunun sonucu olarak “Ne yapmalı?” diye sorar ama bir cevap bulamaz. Üstelik roman olarak da iyi kurulamamıştır Kırık Hayatlar; Halit Ziya tanıdığı, gözlemlediği birtakım kişileri bir araya toplamış, ama kişiler arasında pek öyle bir bağlılık yok; kişilerini bir roman düzeni içinde ele alıp karşılıklı ilişkilerine göre inceleyerek geliştirememesi bundan. Yer yer sözü uzatması da bundan. Roman, Ömer Behiç’in “hayatının en mühim feragatını yapmasıyla biter. Metresini bırakır Ömer Behiç ve üzüntüden saçlarına ak düşen karısına döner!” der. Turkuaz Sahaf’a gelen bir evrak arasından çıkan bir Halit Ziya Uşaklıgil mektubu işte tam bu konuyla, ‘Kırık Hayatlar’ın Vakit’te tefrika edilmesi ve telif ücreti ile ilgilidir. 17,5 x 13 cm. ölçülerinde iki sayfadan oluşan 15 Mart 1922 tarihli bu belge Uşakizâde Halit Ziya imzasını taşıyor. “Muhibi muhteremim efendim” hitabının üst kısmında dört santimlik bir kesik var. Kurşun kalemle atılan tarih kaydının yanında mektubun Ayastefanos, yani Yeşilköy’den gönderildiği belirtiliyor. Halit Ziya’nın kaleminden çıkan bu mektup Vakit gazetesi yöneticilerine hitap ediyor ve romanın tefrikasının ne kadar süreceği, yayın ücretinin saptanması konularını içeriyor. Edebiyatı Cedide’nin ünlü kalemi Osmanlıca, ağdalı bir dille yazdığı bu mektupta ‘Kırık Hayatlar’ isimli 1901 yılı ürünü eserinin yeniden sansürsüz, hür bir şekilde yayımlanmasının verdiği bir sevinç ve huzurla, maddi bir karşılık beklemediğini ifade etmektedir. Vakit gazetesi sahibi Hakkı Tarık Us ve yöneticilerden Ahmed Emin Yalman ile anlaşamayacağı hiçbir konu olmadığını belirten Halit Ziya, işin önem verdiği yanının şeref ve haysiyet meselesi olduğunu söyler. Tefrikanın üç aydan fazla süreceğini sanmadığını vurgulayan yazar, tefrika başına bir ücretlendirmeyi örnekler ve topluca bir ücretlendirme politikasının doğru bir tercih olmayacağını belirtir. Ölümünün üzerinden yetmiş yıl geçmesi nedeniyle telif ödeme zorunluluğu üzerinden kalkan Halit Ziya Uşaklıgil’in bu mektubuyla eserlerinin yayımından maddi beklentiden çok şan, şeref ve haysiyet gibi durumlara önem verdiğini belirtmesi günümüz koşullarını önceden tahmin etmiş izlenimi yaratmaktadır. n Belge/ Mektup: Muhibi muhteremim efendim ‘Kırık Hayatlar’ın şekli masrufede (yazma süreci çinde) kaç tefrika tutacağı alelvech ü’lsahiha (açıkcası) ta’yini mümkün değil gibi görünüyorsa da geçen gün Ahmed Emin Beyefendi’ye söylediğim vechile bunun üç aydan pek fazla süreceğini zann etmiyorum. Bunun ne için sual edildiğini bilememekle beraber eğer heyeti mecmuası üzerinden bir hesap yapmak tasavvuruna mebni ise pek doğru bir esas intihab edilmemiş olacağını farz edeceğim. Elyevm (günlük) İkdam’ın Hüseyin Rahmi Bey ve vaktiyle Sabah’ın benim hakkımda yaptıkları muamele tefrika başına hesab üzerine müstenid olup bugün ba’zı taraflardan yine bu esasa binayı muamele edilmekte olduğu (dayandırılmak istendiği) söylenilmektedir. Haddizatında bu maddi mesaile o kadar atfı ehemmiyet etmemek itiyadında (önem vermemek alışkanlığında) olduğum için bence gözetilecek şey işin ciheti maliyesinden ziyade şeref ve haysiyete taalluku noktasıdır. Her halde hangi zemin üzerinde olursa olsun Vakit heyeti tahririyesiyle ‘Kırık Hayatlar’ müellifinin uzlaşıp, anlaşmayacağı bir mesele tahaddüs edemez itikadındayım. Cevabınıza intizaren hissiyâtı hâlisaneme itimadınızı rica ediyorum. Azizim efendim. Uşakizâde Hâlid Ziya. Ayastefanos [Yeşilköy] 15 Mart 1922 Mektubun orijinali ve Halit Ziya’nın kartviziti... KItap 1912 Mayıs 2016