18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sinemanın garsonları Seçtiğim filmlerden, seçeceğim kesitlerden bir tür antoloji kurmak, ikide bir kamera karşısında araya girmek, bazen neredeyse çatık kaşlı, “ağır ol molla sansınlar” minvalli yorumlar geliştirmek, bazen ayağa fırlayıp komik sahne çeşitlemeleri kurmak bana şimdi çok daha çekici geliyor açıkçası. U lus gazetesi, bu kez haftalık düzende, yeniden çıkacakmış. Haber beni heyecanlandırdı: Yayın hayatına, 1970 yılında, sinema eleştirileriyle orada atılmıştım. Dönem, bu uğraş için pek parlak sayılmazdı açıkçası: Sinematek kapanmıştı; Film Festivali devreye girmemişti; televizyon tek “devlet kanalı”yla sınırlıydı; video henüz icat edilmemişti. Sözün özü, azın azıyla yetinmek durumundaydık. Bugün koşullar farklı. Yeni teknolojiler, iletişim hatlarının çoğulluğu geniş ölçüde erişim kolaylığı sağlıyor. Sinemanın kütüphanesi de çok genişledi 45 yıl içinde, yayın sayısında ciddi bir artış söz konusu. Bir ara, Es Yayınları sinema üzerine yazdıklarımı bir kitapta toplamıştı; Ulus’ta çıkan aceminin acemisi yazılarımı oraya almadım tabii. Şimdi “iş”in başında olsam günümüzün sağladığı altyapının üstüne bambaşka bir yazı perspektifi geliştirir miydim? Sanırım evet. Geçenlerde Arte televizyonu, bir defa daha üst üste Tati geceleri gerçekleştirdi ve bir defa daha, ekran karşısına mıhlanmış, hem çok değer verdiğim hem çok sevdiğim o sinema dâhisinin iyi tanıdığımı düşündüğüm filmlerini izlerken birden canım, “sinema tarihinde garson figürü” üzerine yazmak isteğiyle doldu ama şu yaşta, tezgâhı hâlâ yüksek sayıda projeyle kaplı biri için oldukça güç böylesi işlere kalkışmak, anlamakta gecikmedim, geri çekildim. Bilen bilir, Blake Edwards’ın The Party’sindeki dilsiz sarhoş garson rolünü görkemli bulanlardanım; bin kez izlesem doymam. Tati’de de “Sinemanın Garson(lar) Antolojisi”nde ağırlıklı yeri olacak roller verilmiştir onlara: Özellikle Play Time’dan en az yarım düzinesi örnek olarak seçilebilir. Buna, Bay Hulot’nun Tatili’nin (Tati ve Tatil bir tek bizim dilimizde iç içe geçebiliyor!) sessiz homurdanan suratsız garsonlarını eklemek gerekir. Ya LaurelHardy ikilisinin A Chump at Oxford’da (1940) sergiledikleri garsonluk yeteneklerine, özellikle Agnes (!) rolünde Stan’e ne demeli? Bugün, bu konuyu yazmaktansa bir vakitler TRT’deki Okudukça’da naif örneklerini gerçekleştirdiğim “görsel deneme”lerin biraz daha gelişkin bir uygulamasına girişmeyi yeğlerim gene de. Seçtiğim filmlerden seçeceğim kesitlerden bir tür antoloji kurmak, ikide bir kamera karşısında araya girmek, bazen neredeyse çatık kaşlı, “ağır ol molla sansınlar” minvalli yorumlar geliştirmek, bazen ayağa fırlayıp komik sahne çeşit Jacques Tati lemeleri kurmak… bana şimdi çok daha çekici geliyor açıkçası. Garsonlar: Yaklaşık yarım saatlik bir sunum. * Zihnimdeki çarklar bir kere dönmeye koyulmasın, durmak bilmiyorlar, bir projeden ötekine sıçrıyorum, aynı yöntem ve yaklaşımı benimseyerek: Bir dizi “yemek sahnesi” üzerinde odaklanmak, sözgelimi: Ferreri’nin Büyük Tıkınması’ndan Bunuel’in unutulmaz tuvaletkoltuklu yemek masasına, Amarcord’daki aile yemeğinden Greenaway’in yıldırıcı yemeğine giden geniş bir yelpaze çatmak. Veronese’nin Louvre’daki Cana’nın Düğünü tablosunu (circa 1580) Yeni Vahşiler’in (2014) görkemli düğün sahnesiyle karşılaştırmalı okumak. Sirk’e Kluge’nin, Rivette’in, Barış Pirhasan’ın içinden geçerek bakmak. Ya Chaplin’in Diktatör’ünü şimdi okumak? n Federico Fellini’nin Amarcord’undan aile yemeği, Blake Edwards’ın The Party’sinin afişi ve Chaplin’in Diktatör’ü... KITAP İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 317 Mart 2016 OKURLARA Manguel’le Tanpınar’ın izinde “T anpınar’ın İzinde Beş Şehir” kitabında Alberto Manguel, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın güzergâhını yeni bir okumayla takip ederek Ankara’nın, İstanbul’un, Konya’nın, Erzurum’un ve Bursa’nın geçmişini ve günümüzdeki halini karşılaştırıyor. Manguel gezilerini, kitabını ve bir “yabancı” gözüyle baktığında Türkiye’nin nasıl göründüğünü Ali Bulunmaz’a anlattı. Işıl Özgentürk, “Kedilerin, Martıların ve Delilerin Zamanı”nda yeni öyküleriyle okurların karşısında. Özgentürk, hayatın içinden çekip çıkardığı konularıyla ve acıtan gerçekçiliğiyle farklı dünyaları anlatıyor. Özgentürk’le kitabı üzerine söyleştik. “Bebuquin”, Carl Einstein’ın ilk ve son kitabı; ilk dışavurumcu, ilk antiroman ve bir “metaroman” olduğu iddia edilir. Dahası, “avantgarde akımın peygamberi” unvanını Einstein’a kazandırır. Kitaptaki mizahtan en fazla nasibini alan ise din ve Tanrı inancı. Kitabı Elvan Kıvılcım değerlendirdi. “Yoksa Sen misin?”, Gülten Dayıoğlu’nun yanı sıra Orhan Erinç’in meslek yaşamı açısından da önem taşıyor. Kitap, Erinç’e, Gülten Dayıoğlu ile 51 yıl sonra yeniden röportaj yapma olanağı sağladı. Dayıoğlu ile ilk röportajı Orhan Erinç yapmıştı. Biz de onları gazetemizde buluşturduk. TÜYAP Bursa Kitap Fuarı bu yıl 1929 Mart 2016 günleri arasında gerçekşiyor. Sayfalarımızda fuarda yer alacak etkinliklerin bir listesini bulacaksınız. Bol kitaplı günler... [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle