Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KItap Renkler... Sesler... Harfler... AYTÜL AKALl ÇİĞDEM GÜNDEŞ lMAVİSEL YENER lMUSTAFA DELİOĞLU Kitap Gölgesi Kaygı Kuşu Züleyha Ersingün, çocuklar için kaleme aldığı ikinci kitabı “Kaygı Kuşu”nda, bir çocuğun kendini ve başkalarını keşfetme yolculuğunu anlatıyor. MAVİSEL YENER www.maviselyener.com Y aratıcı eylem yalnızca yazar tarafından ortaya konmaz, okur da yapıtın yüreğine yolculuk yapıp yorumunu katarak yaratıcılığa katkı sunar. Kaygı Kuşu, çocuk okurun böyle katkılar verebilmesi için olanak tanıyan bir kitap. Küçük Deniz’in kendini keşfetmesini, çevresindeki insanlarla, ailesiyle yeniden tanışmasını okurken onun kaygılarıyla nasıl başa çıktığı konusunda da önemli ipuçları alıyoruz. Anlatının Deniz’in dilinden yapılması, çocuk okurun özdeşim kurmasını kolaylaştırıyor. Deniz’deki talihsizliğe bakın ki on dört milyonluk şehirdeki en yetenekli, en genç keman virtüözü komşuları! Eh, annesinin manidar iç çekişleri “bizim oğlan neden böyle değil” deyişleri, annesinin Deniz’e laf çakmaları bitip tükenmiyor. Üstelik Deniz okulda da popüler biri değil. Sınıfın sakarlık ve yeteneksizlik abidesi! Annesi sürekli olarak çocuğu için yetersizlik hissine kapılıyor. Deniz, ne annesinin ne babasının istediği gibi bir çocuk. Aslında, hayallerini gerçekleştirebilmek için ça Züleyha Ersingün balamış ama bir türlü mutlu edememiş ebeveynini. Bilgisayar oyunlarında bile iyi değil. İçinde bir yerlerde çöreklenen kaygı kuşu sürekli cikcikleyip duruyor. Z.O.Ç.K.O Japonya’dan adına bir paket gelene değin, kendini “Hayatta bir şeyi bile doğru dürüst yapamayan biri” olarak hissediyor Deniz. Bu paketi, sınıf arkadaşı Arda ile birlikte açıyor. İçinden Japonca bir mektup, el becerisi faaliyetlerine benzeyen şeylerin resimleriyle dolu bir kitap, bir sürü de renkli kâğıt çıkıyor. Bu paketi kimin, neden gönderdiğini bilmese, yazılanları okuyamasa da bu paket sayesinde kendini özel hissediyor. Buna Finlandiya ve İspanya’dan gelen zarflar da eklenince Deniz’in hem merakı hem de özgüveni artıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen hediyeler gizemini korumayı sürdürürken hepsinin ortak özelliği olduğunu, her zarfın onu bir dertten kurtardığını fark ediyor Deniz. Acaba zor durumda kalan çocukları kurtaran Z.O.Ç.K.O adlı bir örgütten mi geliyor bu esrarengiz paketler? Deniz’in yaşama bakışını değiştiren paketlerden çıkan mektuplar Türkçeye çevrildiğinde, Deniz’in şaşkınlığı daha da artıyor. Kitabın sonuna değin okuru bırakmayan merak, keyifli okumayı da beraberinde getiriyor. Freud’un “serbest çağrışım”, Jung’un “aktif hayal” dediği hal, zaman zaman okuru davet ediyor, sezgi kapılarını açıyor. Kurgu, anne babalara da seslenen pulsuz bir dilekçe aslında; benden söylemesi! Kitabın resimleme ve tasarımı Deniz’in ruh halini yansıtmakta çok başarılı. Mavisu Demirağ’ın naif çizgileri kurguyu destekliyor. VATANSIZ BİRİNE SARILDIN MI HİÇ? Züleyha Ersingün’ün Deniz’e kul landırdığı “delitepeleme”, “delidevşaşırma”, “superşahaneötesi” gibi yeni ifade arayışları dikkat çekici. Hissettiği duyguları açıklayacak sözcük bulmakta zorluk çeken Deniz’in “süper” sözcüğüne yenilerini de ekleyerek anlatımını güçlendirmeye çalışması, eleştirel bir bakışı da içeriyor. Deniz’in kendini yazarak ifade etmeye başlaması en büyük keşfi. Bu keşif bakın nasıl aktarılmış: “Sonra yazmaya başladım. Yazarken büyüyor, yükseliyordum. Derinleşiyor, başkalaşıyordum. Meğer ne çok kelime birikmiş içinde, ne çok söz… Yazmak bana kendimi hatırlatıyordu. Unuttuğum her şey zihnime üşüşüyordu. Meğer ne çok şey varmış unutmak kuyusunun dibini boylayan. Yazmak bana unutturuyordu. Ne gereksizmiş dert ettiğim şeyler. Çok da önemli değilmiş günlük kuruntularım. Yazmak bana öğretiyordu. Ne çok keder varmış dünyada, ne çok mutluluk” (s. 58). Savaş, öncelikle çocukların yaşamını altüst eder. Deniz’in mülteci kampındaki Suriyeli bir çocukla mektuplaşması, son yıllarda çocuk edebiyatına da konu olan sığınmacı sorununa farklı bir yorum getiriyor. Çocukların özgür doğup büyüyebilecekleri bir dünya sağlayabilmek Deniz’in hayallerinden biri. Kitabın, çocuk hakları bağlamında da söyleyecekleri var. Züleyha Ersingün, basmakalıp yaklaşımlardan, yapay tutkulardan, zorlama heyecanlardan arındırdığı kitabıyla, okurun yüreğine şu soruyu da koyuyor: “Hayata, geleceğe dair umutlarını yitirmek üzere olan vatansız birine sarıldınız mı hiç?” n Kaygı Kuşu / Züleyha Ersingün / Resimleyen: Mavisu Demirağ / FOM Kitap / 78 s. / 2016 / 9+ Mavisel Yener Ata Cad., Defne Sok., No: 1 D: 1, Balçovaİzmir 14 29 Aralık 2016 KItap