04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

selçuk altun’DAN yıl değerlendirmesi >> >> 2016: Tehlikeli yaşam yılı Edebiyat türlerinde yılda, en iyi zamanda yimi bin kitap basılırdı, tehlike dolu bir yılı geride bırakırken sorunlardan yayın dünyası da kötü etkilendi. Kurmaca dışı ve çeviri kitaplar dışında yine nitelik sorunları vardı. Romanda üslup yoksulu ve duygu sömürüsü yapan sığ romanlar çok sattı. selçuk altun B “Turhan Günay için” ibliyofil kolay pes etmez! Tehlike anında, kaplumbağanın kabuğuna saklanması örneği, kütüphanesine sığınır. Ama bu, bibliyofil hastalanmaz anlamına gelmez. Yılın ikinci yarısında bir kara bulut kümesi içime çöktü; hâlâ başım ağrıyor, sallanarak yürüyorum (15 Temmuz gecesi emektar şoförümün yeğeni, FETÖ askerlerine karşı koyarken vuruldu. Timur Aktemur [36] üç küçük çocuk babasıydı, ertesi ay annesi üzüntüden yaşamını yitirdi! Kasım’da Cumhuriyet’in yazar ve yöneticilerinden on kişi gözaltına alınırken bu girişim ülke ve dünyada tepkilere neden oldu. Onların içinde “Kitabistan’ın meleği” ve dostum Turhan Günay’ın da bulunması bana ikinci darbeydi.) Terapi niyetine mi sahaf safarilerine çıktım, internette sahaf sitelerinde uzun voltalar attım. Yabancı imzalı kitaplardan bir önemli kazanımım, öncü şair Robert Lowell’ın 1973 ürünü “The Dolphin”iydi. Kitap George Orwell’in karısı Sonia’ya imzalanmıştı. Türkçeden Almancaya çeviri bir kısa öykü antolojisini; Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir, Aziz Nesin, Haldun Taner ve Burhan Arpad imzalamışlardı. Bir müzayedede, bin liradan satışa sunulan kitabın açılış fiyatından bende kalması, durumun vahametini de gösteriyordu. Kitabevleri ve yayıncıların satış ve stok sorunları giderek büyüdü, büyüyecek... Bu yılki okuma maratonumda beni heyecanlandıran, Eduard Roditi’nin (19101992) daktilo edilmiş basılmayı bekleyen notları, “The Age of Improvidence” (Basiretsizlik Çağı) idi. Yaşar Kemal’in çevirmeni, şair, yazar, denemeci ve eleştirmen Roditi’nin ilk yirmi dört yılının özyaşamöyküsü (492 sayfa) edebiyat tarihine dipnotlarla doluydu. Dört örnek vereceğim: Türk(iye) dostu bellediğimiz Pierre Loti’nin (18501923) bir eşcinsel olduğu Batı’da bilinir ve nicedir yadırganmaz. Roditi’ye göre Loti’yi ünlü statüsüne çıkaran “Aziyade” romanındaki aynı isimli Çerkez güzeli aslında bir Osmanlı deniz subayıdır./ Dedesi Kuzguncuklu olan Roditi de bir eşcinseldi; sarhoşken, tanımadığı gizemli bir adamla birlikte olur. 1936’da faşist askerlerce eşcinsel olduğu için katledilen şair Garcia Lorca’nın ölüm haberini okurken onun fotoğrafını görür görmez şoke olur; demek ki on dokuzunda Lorca’yla halvet olmuştur./ Roditi’nin babası Oscar, bir süre lüks seyahat kumpanyası WagonsLit’de yönetici lik yaptı. WagonsLit, Orient Express yolcuları için İstanbul’da Pera Palas’ı inşa ettirir; inşaattan sorumlu Oscar, Osmanlı yöneticilerle iyi ilişkiler kurmuştur. 1896’da bastırılan Ermeni ayaklanmasında iki yüz kadar varsıl İstanbullu Ermeni ülkeyi terk etmek istiyor ama beceremiyordur. Oscar, tuttuğu bir şileple onların İskenderiye’ye ulaşmasını sağlar. O grubun içinde petrol yatırımcısı Kalust Gülbenkyan ile kundaktaki oğlu Nubar da vardır./ Ülkemize matbaanın geliş tarihi 1729’dur. Oysa İzmir’de, 1660’da Simon Roditi’nin başında olduğu ve dinî kitaplar basan bir matbaa vardı. New York Halk Kütüphanesi’nde, Simon ve Eduard Roditi’nin kitapları yan yana nöbettelermiş. Türkçede, Ayhan Bozfırat’ın (19321981) “Toplu Öyküler”iyle deneysel romanı “Dört Yol Ağzındaki Ev”i birer solukta okudum. Onu geç keşfettiğime üzülemiyorum çünkü Kitabistan daha keşfedemedi. Edebiyat türlerinde yılda, en iyi zamanda yirmi bin kitap basılırdı, tehlike dolu bir yılı geride bırakırken sorunlardan yayın dünyası da kötü etkilendi. Kurmaca dışı ve çeviri ki taplar dışında yine nitelik sorunları vardı. Romanda üslup yoksulu ve duygu sömürüsü yapan sığ romanlar çok sattı. En kuvvetli olduğumuz edebi türün şiir olduğu kanısındayım, gözde şairlerim bu yıl da ürün verdiler. Yasak Meyve’de iki “özgün” şiirini okuduğum Nazlı Yıldırım (doğ. 1993) beni heyecanlandırdı, ilk kitabını merakla bekliyorum. İlk baskıları 2016’da yapılan ve etkilendiğim on kitabın okunma veya izlenme sırasına göre detayı: İngilizce yayın dünyasında da bir nitelik düşüklüğü vardı, denge için Iris Murdoch’tan romanlar okudum. AngloAmerikan ülkelerde şiire saygı var ama yeni şair ve eleştirmen çıkmıyor. Eleştirmen diye şans tanınan vasat gençler haliyle vasat yapıtlara başyapıt muamelesi yapıyorlar. Aslında okur dünyası J. M. Coetzee ile Kazuo Ishiguro’nun son yapıtlarında denedikleri “şiirsel kurmaca” yaklaşımının pek farkında değiller. Kağızman asıllı Bob Dylan nam şarkıcıya güftesindeki şiirsellik için Nobel Edebiyat Ödülü verilmesi bence trajikomikti (Bir sansasyon yaratma peşindeki ödül heyetinin önümüzdeki yıllarda bir sosyal medya yazarına ödül vermesine kendimizi hazırlayalım). İlk baskıları veya çevirileri 2016’da yapılan ve etkilendiğim on kitabın okunma sırasına göre detayı: “The Art of Exile”, Türk(iye) dostu Prof. Dr. John Freely’nin özyaşamöyküsüdür. Horacio C. Moya’nın novellasını çeviri için “Jaguar”a öneririm. Tehlikeli yaşam yılı 2016’ya Nazlı Yıldırım’dan bir ikilikle son noktayı koyuyorum. “tanrının unuttuğu fili öptüm de iyileşmedi kamburumdaki azınlık halk.” n 12 29 Aralık 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle