25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KItap KİTAPÇI Hazırlayanlar: AYTÜL Akal, ÇİĞDEM Gündeş, MAVİSEL Yener Misafir Yılan / Julia Donaldson / Resimleyen: Hannah Shaw / Çeviren: Begüm Kovulmaz / YKY / 2016 / 88 s. / 57 yaş Poli, evin ön kapısına bir ilan asar: “Bu yaz tatile mi çıkıyorsunuz? Neden evcil hayvanlarınız da tatil yapmasın?” Poli, yaz tatilini evde geçireceği için tatile gidenlerin evcil hayvanlarına bakmaya gönüllüdür. İki kobay faresi, bir mina kuşu, yan bahçedeki havuzda iki süs balığı… Hepsi iyi de Cekler de tatile gidiyor ve onun Doris adlı bir yılanı var. Şimdi ne olacak? Annesi önce karşı koysa da Cek’in yılanı da akvaryumunda gelip evin en sıcak yeri olan mutfağa yerleşiverir. Önceleri her şey yolunda gider. Bir gün Poli, akvaryumun kapağını kapatmayı unutunca Doris kayboluverir. Poli her yeri arar ama onu bulamaz. Cek tatilden dönmek üzeredir. Acaba Doris bulunacak mı? Ya kobay faresi Ben’in sürprizi ne acaba? Konaktakiler / Karin Karakaşlı / Günışığı Kitaplığı / 2016 / 144 s. / 9+ Karin Karakaşlı’nın yeni romanı Konaktakiler, sevimli bir mahallede yaşanan yer yer hüzün dolu, yer yer eğlenceli ama özünde “öteki” kavramına değinen, ötekileştirdiğimiz insanlarla duygudaşlık kurmamızı sağlayan ve farkındalık yaratabilecek bir hikâye. Gülperi küçük bir kızdır, akıllı, neşeli ve duyarlı. Anneannesi Nigâr Hanım ile çok sıcacık bir ilişkileri vardır. Nigâr Hanım torununa mahallenin eski halini anlatır, komşularını, ilk aşkını… Gülperi bayılır bu anılara. O da pek çok şey paylaşır anneannesiyle. İkilinin anlaşamadığı tek konu mahalledeki yıkık dökük konaktır. Nigâr Hanım çok sever aslında bu konağı; onun gençliğinden beri oradadır ve sanki yıkık dökük de olsa tarihin tanıklarından biridir. Konağın ilk sahibi Seniha Hanım öldükten sonra, Vartuhi Hanım ve eşi kuyumcu Aram Bey satın almıştır konağı. Mahalleye yeni bir renk, sıcacık bir dostluk gelmiştir. Ne ki bu dostluk ve huzur, kötü politika ve kötü politikacıların kurbanı olur. Vartuhi Hanım ve eşi diğer Hıristiyan vatandaşlar gibi öteki oluverir birden, yerinden yurdundan edilir, uzaklaştırılır… Sonrası hoyrat günlerdir artık konak için. Yavaş yavaş çürür, sesi soluğu kesilir. Günden güne perili olduğuna ilişkin dedikodular başlar. Kimi gece yarısı solgun ışık gördüğünü söyler, kimi müzik sesi duyduğunu. Gülperi ve arkadaşları Çınar ile Poyraz ise hiç aldırmaz bunlara. Konak onlar için harika bir oyun alanıdır. Kendilerine “Üç Kat Tat Çetesi” diyen çocuklar giderek daha çok merak eder konağı ve bir gün olanlar olur. Yine oyun oynarken tamamen bir rastlantı sonucu, gizli bir kapı bulur ve bazı fısıltılar duyarlar. Meraklarını yenemeyen çocuklar konuşmaların geldiği karanlık odaya girince kendi yaşlarında dünyalar güzeli bir kızla burun buruna gelir. Kız ürkmüş, çekingen bir haldedir. Ta ki Tevfik Bey gelip her şeyi anlatana dek… Günümüzün en dokunaklı, en yürek burkan ve insanlık ayıbı olan ötekileştirme üzerine umut dolu bir roman Konaktakiler. Bizden bu kadar, birkaç soru geldi aklımıza, yanıtları Gülperi ve arkadaşlarından dinlemek en güzeli olsa gerek. Kim bilir, belki yeni sorular düşer usunuza, umut dolu yanıtlar bulursunuz. İyi okumalar! Kar Yağınca / Ayla Çınaroğlu / Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Uçanbalık / 2016 / 34 s. / 5+ Mızmız Mırnav’ın serüvenleri, Kar Yağınca adlı yedinci kitapla devam ediyor. Aniden bastıran kar yağışı nedeniyle öğretmenleri okulun tatil edildiğini söyleyince tüm mırnavlar sevinir. Ah bir de şu ödev olmasaydı… Neyse ki ödev çok kolay üstelik keyiflidir. Eve dönerken kar yağışı iyice hızlanmıştır. Mızmız Mırnav, ertesi sabah uyanınca ne görsün; her yer karla kaplanmış. Arkadaşları çoktan uyanmış, bahçeye çıkmıştır bile. Mızmız, mızmızlana mızmızlana kahvaltısını bitirir ve giyinmeye başlar. Ama o kadar kolay değildir ki bu iş. Hangi giysisini seçse annesi hemen atılır; kazağını ince bulur, mavi pantolonu yeni yıkanmıştır ve henüz kurumamıştır… Ah hele o şapka ve eldivenler! İkisi de küçülmüştür üstelik de çok komiktir. Mızmız, her şeye razı olur ama eldivenleri giymez. Sokağa çıkıp arkadaşlarına katılır ve başlarlar kartopu oynamaya. Çok geçmeden Mızmız Mırnav eve geri döner. Niye bu kadar erkenden geldi acaba eve? Bir aksilik mi oldu yoksa? Ah bir de ödev vardı, değil mi? Sizce Mızmız Mırnav ödevini yapmış mıdır? Siz de sever misiniz karda oynamayı? Ya kar manzarası yapmayı… “Mızmız Mırnav, Kar Yağınca”, çocuk bakışını asla kaybetmemiş usta yazar Ayla Çınaroğlu’nun renkli ve neşeli kaleminden çıkan sevimli bir öykü. Mustafa Delioğlu’nun harika çizimleri, kar yağışının eğlenceli, sihirli ve masalsı yüzünü yansıtıyor. Lütfen (Çocuklar İçin Görgü Kuralları) / Şenay Duru / Büyülü Fener / 2016 / 144 s. / Her yaşa Çocukken öğrenilen, büyüyünce unutuluyor mu, yoksa bazı büyükler çocukluklarında hiç mi görgü kurallarıyla karşılaşmamış bilinmez ama çocuklar kadar yetişkinler de bu kitabı okusa keşke… Neden terbiyeli olmamız gerektiğiyle başlayıp birisiyle tanıştığımızda neler yapmamız, sofrada otururken ya da değişik ortamlarda nasıl davranmamız gerektiği kısa kısa ama eğlenceli bilgilerle akta rılıyor. Giyimde, temizlikte, taşıma araçlarında, okulda her durumda içselleştirmemiz ve uygulamamız gereken kurallar bunlar. Argo ve küfür konusuna ya da bağırarak konuşmaya değinildiği gibi cep telefonları ve müzik dinleme konuları da ele alınmış. Her bölümün sonunda konu ile ilgili test soruları yer alıyor. Yanıtlar son sayfada. Nazik biri misiniz yoksa kaba mı, kendinizi sınayın bakalım ne çıkacak. Üç Şiir / Nâzım Hikmet / Resimleyen: Sedat Girgin / YKY / 2016 / 48 s. / 9+ Büyük usta Nâzım Hikmet’in üç şiirinin yer aldığı sıra dışı bir kitap bu. “Su başında durmuşuz/ Önce kedi gidecek/ kaybolacak suda sureti./ Sonra ben gideceğim/ kaybolacak suda suretim/Sonra çınar gidecek/ kaybolacak suda sureti/ Sonra su gidecek/ Güneş kalacak/ sonra o da gidecek” diyor Nâzım, “Masalların Masalı” başlıklı şiirinde. Satırların derinliğinde farkındalığı bulmak, algıyı güçlendirmek ve hayatı gerçekten olduğu gibi görebilmek için bir davet, bu şiirler. “Yaşamak şakaya gelmez/ büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın” diyor “Yaşamaya Dair”de. İşimiz gücümüz yaşamak olmalı yani. Tüm varlığımızla, tüm bilincimiz, tüm sevgimizle. Kitabın anlama eşlik eden özgün resimleri, üçüncü şiir olarak Ceviz Ağacı’na eşlik ediyor. Özel, farklı, güzel ve çarpıcı. Nâzım okumalı bugünlerde. Tekrar tekrar... Bitmemiş Hikâyeler Kütüphanesi / Sachiko Kashiwaba / Çeviren: Levent Toksöz / Kelime Yayınları / 2016 / 168 s. / 9+ Sevdiğiniz kitabın kahramanının sizi aradığını, tanışmak istediğini düşünsenize, ne kadar eğlenceli olurdu değil mi? Japonya’nın ünlü yazarı, bu fantastik yapıtında sorumuzun yanıtını veriyor. Küçük bir kasabanın kütüphanesinde, çocuk kitaplarının kahramanları kitaplardan çıkıp maceralarını okuyan çocukları merak ediyor. Kütüphaneci Momo onlara yardım edince ilginç olaylar yaşanıyor. Okurlar nasıl ki kitaptaki öykünün devamını öğrenmek isterse karakterlerinin de kitabı okuyanların öykülerinin devamını öğrenmek gibi bir hakkı var! Kitaptaki kişilerin bizi merak edebileceğini düşünmek bile çok eğlenceli. Sizin hikâyenizi, hangi masal kahramanı merak etsin isterdiniz? Atatürk’te Birleşmek / Ahmet Köklügiller / IQ Kültür ve Sanat Yayıncılık / 2016 / 160 s. / 12+ Atatürk’ü anlamak ve anlatmak için yazılmış bu kitap onu kutsallaştırmadan, Atatürkçülüğün ne olduğunu gençlere aktarıyor. Köklügiller kitabında şöyle diyor: “Atatürk belli bir çağa damgasını vurmuş, belli bir dünya görüşünün eylemcisi olmuş, kalıcı ölçüler ve ilkeler getirmiş bir devlet adamıdır. Ne efsane ne destan kahramanıdır; kelimenin tam anlamıyla insandır. İnsan olan Atatürk’e insani ölçülerden varılır. Bilimin ölçülerinden varılır. Efsane kafasıyla Atatürk’e varılmaz.” İncelemearaştırma diliyle yazılmış bu kitabın gençlere söyleyecek çok sözü var. Ahmet Köklügiller’in bu kitapla eşzamanlı yayımlanan “Ünlü Kişilerin Çocukluk Anıları” başlıklı yapıtı da araştırmacılar ve gençler için kaynak niteliğinde. İki kitap da Ahmet Köklügiller’in varsıl diliyle bezenmiş. Uyuyan Topaç / Liz Kessler / Resimleyen: Esin Bayhan / Can Çocuk / 2016 / 142 s. / 8+ Arda’nın annesine, Büyük Teyze’sinden kocaman ahşap bir ev miras kalır. Arda’nın annesinin çocukluğu o evde geçmiştir. Eski evi satmak yerine tamir edip yerleşmeye karar verince Arda’nın yaşamı alt üst olur. Sevdiği arkadaşlarından, okulundan ve mahallesinden ayrılmaktan hiç hoşnut değildir. Üstelik Arda, şehirden kasabaya taşınmayı da istemez, orada internet bağlantısı bile yoktur. Bilgisayarında oyun oynamadan nasıl vakit geçirecek? Arda, ailesinin zoruyla geldiği kasabada kısa zamanda arkadaş bulur, ahşap ustası Sorgun Amca’yla tanışıp ondan projesi için yardım alır ve arkadaşlarıyla birlikte heyecanlı bir macera bile yaşar. Çok Âlemsiniz! YılanlarHayvanlar Âleminden Şaşırtıcı Bilgiler / Alain M. BergeronMichel Quintin Sampar / Resimleyen: Sampar / Çeviren: Acar Erdoğan / Mavibulut Yayınları / 2016 / 64 s. / 8+ “Hayvanlar Âleminden Şaşırtıcı Bilgiler” adlı dizinin yılanları anlatan kitabının ismi “Çok Âlemsiniz! Yılanlar”. Yılan, deyince bazıları ürperir, hatta bu sözcüğü duymaya dayanamayanlar bile vardır. Ama hiç kimse yeni şeyler öğrenmeye karşı duramaz, değil mi? “Çok Âlemsiniz! Yılanlar”, bu ürkütücü sürüngenler hakkında pek çok ilginç bilgiyi eğlenceli bir dille anlatıyor. Örneğin; bir yılanın omurgasında kaç tane omur vardır sizce? Yirmi, otuz, altmış? Bilemediniz işte… Başka bir soru; bir yılan bir seferde kaç yavru dünyaya getirebilir? Yavrular nasıl beslenir? Kim öğretir onlara nasıl avlanacaklarını? Avlanmak demişken yılanlar nasıl yakalar avlarını? Kaç lokmada yutar dersiniz? Kitaptaki bilgiler, karikatürlerle desteklenmiş; hem okuyacak hem eğleneceksiniz. Öğrendiklerinizle arkadaşlarınızı da şaşırtmak güzel olmaz mı? Meraklılara iyi okumalar! n KItap 22 Aralık 2016 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle