26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Zor Oyunu / Erol Toy / Cumhuriyet Kitapları / 410 s. Zor Oyunu, bir dönem romanı olarak, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda nöbet tutan genç subayların özdeşleşme ödeviyle başlar. Ülke talihini ve dünya tarihini değiştiren bir büyük insan, doğa yasasına uymuş, saat 9’u 5 geçe gözlerini yummuştur. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni, başında nöbet tutanların da kendilerini içinde saydığı gençliğe emanet etmiş ve çağdaş uygarlığı yakalama, hatta aşma ödevini yüklemiştir. Genç subaylar, yükümlülükleri üzerine, bütün saflık ve iyi niyetleriyle ant içerler. Niyetlerinde haklı, sözlerinde kararlıdırlar. Ancak İkinci Dünya Savaşı, dengeleri allak bullak eder. Partiler kurulur… Seçimler yapılır… NATO’ya girilir. İkinci Dünya Savaşı’nın diğer galibi SSCB öncülüğünde kurulan Varşova Paktı, “Demirperde” olarak nitelenir. Ve çok partili yaşam, iktidar kanadıyla muhalefeti düşman kardeşlere dönüştürür… Zor Oyunu, hem ordunun, hem Türkiye’nin geçiş dönemlerinin öyküsüdür. Genç Bir Köy Hekimi / Mihail Bulgakov / Çeviren: Ergin Altay / Can Yayınları / 198 s. Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1916 yılında üniversiteden diplomasını alan genç doktor Bulgakov gönüllü olarak Kiev’de çalışmaya gitti. Smolensk bölgesinin küçük bir köy hastanesinde çalışmak, genç doktorun bir genç yazar haline gelmesinde büyük bir rol oynadı. Rusya yeni bir devrime ve içsavaşa doğru sürüklenirken Bulgakov, Rus halkını en çıplak haliyle ve en hayati sorunlarıyla tanıdı. Korku içinde yaptığı ilk ameliyatıyla genç bir kızın hayatını kurtaran genç doktor, başka bir gün morfin kullanmaya başlamış meslektaşını kurtarmaya çalışır. Fakat trajik ve dehşet verici görünen her şey Bulgakov’da hayatın ciddi mizahıyla anlatılır. Bulgakov’un hayatının bu ilk doktorluk dönemini anlatan “Bir Doktorun Olağanüstü Serüvenleri”, “Genç Bir Köy Hekiminin Hatıraları”, “Ben Öldürdüm” ve “Morfin” adlı öyküleri Türkçede ilk kez bu kitapta bir araya geliyor. Yazmak Üzerine / Ernest Hemingway / Çeviren: Deniz Kurt / 6:45 Yayın / 96 s. Dünya edebiyatının devi Ernest Hemingway, nasıl yazılacağından ve yazar olunacağından bahsediyor bu kitapta. Hemingway’in mektupları, romanları, konuşmaları, basılmış ve basılmamış tüm metinlerinde yer alan yazmak ve yazarlık kavramı üzerine düşüncelerini bu kitap bir araya getiriyor. Bir yandan yazmanın köşebentlerini ve özünü irdeleyen ve sunan Hemingway, diğer yandan bir nevi “yazarlara tavsiyeler” reçetesini oluşturuyor ve elbetteki kitap, Hemingway’in bir dünya büyüğü olmasının sırlarını taşıyor. Yakındaki Uzak / Rebecca Solint / Çeviren: Müge Karahan, Mehmet Öznur / Encore Yayınları / 260 s. Amerikalı yazar Rebecca Solnit, bir yaz günü, üç kasa dolusu kayısıyla kalakalıyor. Alzheimer hastası annesinin artık yaşamadığı evinin bahçesindeki ağacın son S A Y F A 2 4 n 8 O C A K hasadı bu kayısılar. Bir armağan, bir miras, bir hafıza belki de. Bu mirası ve hafızayı muhafaza etmenin yollarını okuruyla birlikte arıyor Solnit. Çıktığı bu yolda da pek çok durak var. Hastalıklar, ölümler, doğumlar; en önemlisi de masallar ve edebiyat. Frankenstein’ın yaratıcısı Mary Shelley’den Marquis de Sade’a gönderiyor okurunu; bununla da kalmıyor Karlar Kraliçesi’nin yolculuğuna çıkarıyor ve İzlanda’daki gerçek yaşam öykülerine sokuyor. Yakındaki Uzak, Rebecca Solnit’in sınırsız hüner ve hayal gücünün yanı sıra olgun bir donanımla yazdığı bir anı, yolculuk ve edebiyat metni. Mavi Geceler / Joan Didion / Çeviren: Püren Özgören / Domingo Yayıncılık / 200 s. “Belli bölgelerde, yaz gündönümü öncesinde ve sonrasında, alacakaranlığın uzadığı ve mavileştiği, sadece birkaç hafta sürecek bir zaman dilimi yaşanır. Mavi gecelerde, günün asla bitmeyeceği duygusuna kapılırsınız. Mavi gecelerin sonu yaklaşırken (sonu gelecektir, mutlaka gelir) ciddi ciddi ürperir, kendinizi hastalanacakmış gibi hisseder ve aynı anda, ilk kez farkına varırsınız: Mavi ışık azalmaktadır, günler şimdiden kısalmaya başlamıştır, yaz bitmiştir.” Ulusal Kitap Ödülü sahibi Joan Didion Mavi Geceler’de kızı Quintana’yı anıyor. Elimizdeki kitap çağımızın en önemli yazarlarından birinin, genç yaşta kaybettiği kızının ardından önce ona dair hatıralarla, sonra kendiyle, yaşlanmakla ve tüm unutup gidemedikleriyle hesaplaşmasının sersemletici bir dürüstlükle kâğıda dökülmüş hali. Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih ve Kimlik Söylemi / Zafer Doğan / İthaki Yayınları / 322 s. Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih ve Kimlik Söylemi, Türkiye’deki kimlik sorunlarının Orhan Pamuk’un eserlerinde hangi söylem biçimleriyle ifade edildiğini edebiyat ve tarihin kesiştiği bir eksende incelemeyi hedefleyen ve sadece içerdiği kavramsal zenginlik açısından değil, yöntemindeki tutarlılık ve berraklık açısından da “Orhan Pamuk incelemeleri” arasında özel yeri olma iddiasında bir kitap. Disiplinlerarası bir yaklaşımın zenginliğini ve derinliğini barındıran çalışmasında Zafer Doğan ulusal alegori, merkeztaşra ve DoğuBatı karşıtlığının yarattığı gerilim, modernleşme ve gelenek gibi Türk edebiyatının hep merkezinde yer almış izleklerin Orhan Pamuk edebiyatında nasıl ele alındığını inceliyor. Mart Menekşeleri / Philip Kerr / Çeviren: Zeliha Babayiğit / Alfa Yayınları / 352 s. Bernhard Günther, Türk cephesinde savaşmış madalyalı bir asker ve Kripo’da çalışmış eski bir polis. Şimdiyse Hitler’in başkentinde, insanların kaybolmayı alışkanlık haline getirdiği 1936 Berlini’nde, uzmanlığı kayıp insanları bulmak olan bir özel dedektif. Çalınmış elmas bir gerdanlık ve milyarder Hermann Six’in kızı ile damadının yatağında vurularak öldürüldüğü bir dava yüzünden Bernie, karanlık ve acımasız Nazi 2 0 1 5 Almanyası’nın içlerine doğru sürüklenirken kendini Hitler’in sağ kolu sayılan Himmler ve Goering’in arasında politik bir skandalın ortasında bulacaktır. Bulduğu ipuçları Bernie’yi, Nazilerin kurbanlarıyla dolup taşan morglara; köhne gece kulüplerine; Jesse Owens’ın Aryan üstün ırk teorilerini yerle bir ettiği Olimpiyat Oyunlarına; ünlü bir aktrisin yatak odasına ve son olarak bir toplama kampı olan Dachau’ya götürüyor. Salman Rushdie’ın yenilikçi ve dâhi polisiye yazarı dediği Philip Kerr, yarattığı dikkat çekici ve gerilim dolu, karanlık hikâyeleriyle dikkat çekiyor. Unutmanın Büyüsü / Lesley Kagen / Çeviren: Bahar Yaldız Çelik / Martı Yayıncılık / 400 s. Ailesiyle birlikte geçirdiği trafik kazasında başına aldığı darbeyle hafızasını kaybeden romanın kahramanı Gibby, bir unutup bir hatırladığı geçmişindeki bilinmeyenleri çözmeye girişir. Aklı karışmış, kelimelerini unutmuş, geçmişi silinmiş olsa da hayatını geri kazanmaya kararlıdır. Hatırlamasına yardımcı olmak ve kendini kanıtlamak için gazete çıkarmaya başlayan Gibby’nin, masum başlayan bu macerası bir ceset bulmasıyla rayından çıkar. Gelgitli hafızasıyla bu cinayeti aydınlatmaya çalışan Gibby, başını türlü belalara sokarken aşk, arkadaşlık ve küçük mucizeler ona bu yolda eşlik edecektir. Sinemamızın Yüzüncü Yılında 100 Yönetmen / Rıza Kıraç / Say Yayınları / 392 s. Sinemamızın Yüzüncü Yılında 100 Yönetmen, Türkiye sinemasının tarihsel gelişiminde iz bırakan, ulusal ya da uluslararası alanda başarılı olan ya da olmayan ama kendi türü içinde özgünlüğe sahip yönetmenlerin hikâyesini anlatıyor. Fuat Uzkınay’dan genç yaşta kaybettiğimiz Seyfi Teoman’a uzanan 100 yönetmenin hayatına, eserlerine ve sinema filmi yapma iradesine tanık olduğunuzda sinemamıza, yönetmenlere bakışınız değişecek. Bu kitap, Türkiye sinemasının yaratıcı öznesi olan yönetmenlerimize bir saygı duruşu niteliğinde. Apple’ın Ardındaki Deha: Jony Ive / Leander Kahney / Çeviren: Ebru Kızıldağ / MediaCat Kitapları / 313 s. Jony Ive... Steve Jobs’la birlikteliği ikonik teknoloji ürünlerinin (iMac, iPod, iPad ve iPhone) doğuşuyla sonuçlanan bir deha, disleksiden mustarip bir tasarım öğrencisi. Leander Kahney, Jobs’un “aramızda ruhsal bir ortaklık var” dediği Jony Ive’ın nasıl olup da yaşamlarımızı değiştiren bir mucite dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Ive’ın meslektaşlarıyla yapılan söyleşilere dayanan Kahney kitapta, çağdaş insanın çalışma, eğlenme ve genel olarak iletişim kurma yollarının yeniden tanımlanma sürecini, yaratıcısının yaşamından kesitler eşliğinde sunuyor. Mavi Kubbe / Hüseyin Muharrem Arat / Sokak Kitapları / 190 s. Özellikle günümüzde düşüncenin, fiilin kirlendiği bir dönemde saflığa, sadeliğe, güzelliğe, nezakete duyulan haklı ihtiyacı dile getiren şiirler Mavi Kubbe’nin dağarından yansıyanlar. Şair Hüseyin Muharrem Arat, ilişkilerin çıkar kaygısına dönüştüğü, temel değerlerin törpülenerek temelsizleştiği, insanı insan yapan aşkın içerik değişimine odaklandığı kitabında günümüzde insanın giderek daha da zehirlenen doğasına panzehir niteliğindeki şiirlerle sesleniyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 2 9 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle