18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O KU RLA R A ıfzı Topuz, yeni bir biyografik romanla geldi okur önüne. İnişli çıkışlı ömrü birbirinden renkli serüvenlerle geçen, Türk aydınları arasında kendine özgü duruşuyla dikkat çeken Neyzen Tevfik’in yaşamını romanlaştırdı. İstibdat ve ardından gelen Cumhuriyet döneminin ilginç kişiliklerinden biri olan Neyzen Tevfik’in tüm yaşamı, ney üflemesiyle, özgür yaşam mücadelesiyle, yergileriyle ve hatta sinema oyunculuğuyla bu biyografik romanda öne çıkıyor. “Çılgın ve Özgür”de Neyzen Tevfik’in dönemin sanatçılarıyla yakın ilişkileri de ele alınıyor. Bunlar arasında özellikle Ahmet Rasim, Şair Eşref, Mehmet Akif, Arif ve Abidin Dino, Fikret Adil, Fikret Mualla, Mesut Cemil, Necip Fazıl, Cahit Irgat tanıklıkları ve anekdotlarıyla romana renk katıyor. Hıfzı Topuz’la “Çılgın ve Özgür: Neyzen Tevfik’in Romanı”nı konuştuk. Caz müziğinin büyük ustası Miles Davis’in, müziğini andıran otobiyografisi yıllar sonra yeniden basıldı. Davis dinlemekten keyif alanlar onu okumalı da. Hem de kendi dilinden! Çünkü tutkusunun peşinden gidenler dünyayı değiştirebilir ancak. Davis’in hayatı da tutku ve müzikle örülü. Bildiğini okuyan, caz müziğini dönüşü olmaksızın değiştiren, öte yandan da şöhretin kıskacında hayata direnen büyük bir müzik efsanesiydi Miles Davis. Samimi otobiyograifisinde yakalananlar da bunların ispatı niteliğinde. Aslı Tohumcu yeni romanı “Ölü Reşat”ta, dünyaya gelirken yanlışlıkla bir başkasının sırasını çalan kahramanı Adnan’ın yaşamını anlatıyor. Bu bir yaşam hikâyesi. Diğer yandan da hayatta kalma mücadelesi aslında. Çünkü sırasını çaldığı dünyaya gelemeyen Reşat, açtığı belalarla Adnan’ın peşini bırakmaz. Reşat ve Adnan’ın bu mücadelesi sürerken de Bursa, adeta bir diğer kahraman olarak tüm renkleriyle sahneye çıkıyor ve roman, izlediği fantastik güzergâhın sınırlarını çiğnemeden bir kent güzellemesine dönüşüyor. Bol kitaplı günler… [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap John Burnside’ın anıları H Bir baba masalı John Burnside “Babam Hakkında Bir Yalan”da geçmişe dönüyor, başkahramanının babası olduğu ve otobiyografik bir romanı andıran bir metinle eskiyi hatırlıyor. Her zamanki gibi zengin anlatımıyla Burnside, yalanların adamı babasıyla arasındaki hiç de basitleştirilemeyecek gerilimi kitaplaştırıyor. r Ali BULUNMAZ da “başka türlüsünü görmediği için onu örnek alıyor.” Babasının yalanlarının kökünde, yersiz yurtsuzluğunun ve kimsesizliğinin olduğunu düşünüyor. Tam da bu yüzden annesinin, bir geçmişe herkesten fazla ihtiyaç duyarak yalana sarılan babasında ne bulduğunu hep merak ediyor. Aslında kendisi de babasının neyini anlatacağını ya da onda ne bulduğunu pek bilmiyor. Bildiği şeylerden biri ise babasının, özgüvenini kemirdiği ve “dünyada yer kaplama hakkını bile sorguladığı.” Yersiz yurtsuzluğu, kimsesizliği ve bundan doğan yalanları yüzünden babasının sürekli “yeni” bir yere göçme isteği Burnside’ın kafasını epey meşgul etmiş. Tabii bu gitme arzusu, Burnside için etrafındakilere babasıyla ilgili taze yalanlar üretmesi de demek. Dahası var; kendine arkadaşlar icat ettiği ve onlara ölen yakınlarının isimlerini verdiği bir dönem aynı zamanda bu. GÜNAHLAR VE EVLATLAR Burnside’ı babasıyla kafa kafaya getiren şey büyük, adı tam konulmamış bir nefret ve tuhaf bir mücadele. Herhangi bir yerde iki yabancı gibi karşılaşmaya bile razı olabilecekleri ya da birbirini öldürebilecekleri türden bir uzaklık. İşte bu, Burnside’ı ertelediği kaçışa veya gidişe sürüklüyor: Gönülsüzce seyirtilen bir zamandan temelli gidişe uzanan bir öykü. Babası, olmayan geçmişinden kaçarken Burnside da zaman zaman babasından kaçıyor ama belli anlarda üstüne gidiyor. Bu arada her ikisinin elinden kayan anneyi de unutmamalı. Babasıyla Burnside arasında, dışarıdan bakınca basit bir iktidar savaşı olduğu sanılabilir. Ama yalan üstüne kurulu ve hayli kompleksli bir evrende yaşayan babanın oğlu tarafından gözlenip kâğıda dökülen yanları bunlar. Tüm bu gözlemin geçmişte Burnside’ı kayboluşa ittiği de açık: Nerede uyuduğunu bilmediği bir sabah kanındaki uyuşturucuyla ve alkolle ayılmaya çalıştığı günler. Doğal olarak bunun arkasından da tedavi süreci geliyor. Aynı günlerde üstüne çöken “babaların günahlarını evlatlar çeker” sözü her şeye tuz biber ekiyor. Bunun devamında Burnside ve arkadaşları bir mantık geliştiriyor: “Babaların günahlarını oğullar çekiyorsa babalarımızdan kaçmak için onların tanrılarını öldürmek zorundayız.” Fakat iş oralara varmıyor, Tanrılarından önce Burnside’ın “bazı zamanlarda ölümsüz sandığı” babası gidiyor; “yakasını yalanla sıyıramayacağını bildiği” ölüme yürüyor. Burnside anılarını anlatıyor, başrolde babası var. Yaşayıp gördüklerini, bir oğlunun olmasının ardından “masal” diye adlandırıyor; “bir baba masalı.” O masaldaki baba, büyük bir yalan, bir hayalet ve çoğu zaman eksik, bazen de Burnside’ın unutmak isteyeceği ve ona fenalık getirecek kadar fazla bir figür. n [email protected] Babam Hakkında Bir Yalan/ John Burnside/ Çeviren: Özlem Yüksel/ Yapı Kredi Yayınları/ 286 s. ohn Burnside’ın Türkçeye çevrilmiş iki kitabı var: Şeytanın Ayak İzleri ve Kutup Dairesi’nde Bir Ev. İskoç edebiyatının yükselişteki isimlerinden Burnside’ın ayırıcı özelliklerinin başında insan ilişkilerini en ince ayrıntısına inene dek işlemesi ve bunların arasına heyecan dozu yüksek hikâyeler yerleştirmesi geliyor. Bu hikâye, kimi zaman gerçekliği kimi zaman da fantastik öğeleri barındırıyor. Türkçedeki üçüncü kitabı Babam Hakkında Bir Yalan ise önceki ikisinden farklı. Burnside anılarını, merkeze koyduğu babası aracılığıyla anlatıyor. Fakat bunu yaparken küçük bir uyarıda bulunup kitabın “kurmaca olarak okunması gerektiğini” ve babasının da bunu paylaşacağını söylüyor: “Benim babasız olduğum ne kadar gerçekse onun da oğlunun olmadığı o kadar gerçek.” Romanlar kaleme alan Burnside’ın bu kez kendisinin ve babasının hikâyesinin kapısı aralanıyor anlayacağınız. ÖZGÜVEN KEMİRGENİ Burnside, babasını bize (ve arkadaşı Mike’a) anlatırken çoğu zaman olanı değil, bir kurguyu gündeme getiriyor. Zaten kitap da roman gibi. Burnside’ın o karanlık, bazen rahatsız edici, genellikle şaşırtıcı ve güçlü tarzı bu kitaba da hâkim. Babasını kaybedeli epey zaman geçmesine rağmen kafasın J da hâlâ kapanmayan hesap defterleri var. O adamın, diğer tüm erkekler gibi baba olduğunda bambaşka birine dönüştüğünü veya dönüşmesi gerektiğini biliyor. Bu tam da Burnside’ın anımsattığı “babalık bir öyküdür, yalnızca anlatılacak değil, başkaları tarafından da anlatılacak bir şeydir o” aşamasına denk düşüyor. Babasının nasıl biri olduğunu açıkça ifade ediyor: “Babam ömrü boyunca yalan söyledi.” Burnside TURHAN GÜNAY John Burnside, yalanlarla örülü bir yaşam sürmüş babasını anlatırken eskiye dönüyor ve orada hatırlamaktan kaçındığı pek çok şey buluyor. “Babam Hakkında Bir Yalan”, Burnside’ın babasıyla hesaplaşması ve kendine çıkardığı kimi derslerin toplamı aynı zamanda. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Müdür: Ayşe Yıldırım Başlangıç t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 2 8 1 4 E Y L Ü L 2 0 1 4 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle