Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Ketum Kahraman / Mario Vargas Llosa / Çeviren: Havva Mutlu / Can Yayınları / 416 s. Peru’da iki şehir ve iki patron. Başkent Lima’da sigortacı Ismael Carrera, taşra güneşinin altında kavrulan Piura’daysa nakliyeci Felícito Yanaqué. Bir tarafta Felícito’nun, kapısına sıkıştırılan örümcek imzalı haraç mektubuna meydan okumasıyla değişen hayatı. Diğer taraftaysa ikinci baharının zirvesindeki Ismael’in ailevi antikalıkları yüzünden kabağın, sadık dostu ve şirketinin yöneticisi Don Rigoberto’nun başında patlaması. Tam da emeklilik hayalleri kurarken... Mario Vargas Llosa, Don Rigoberto’nun Not Defterleri, Üvey Anneye Övgü, And Dağlarında Terör ve Palomino Molero’yu Kim Öldürdü romanlarından karakterlerle renklendirdiği, sürükleyiciliğiyle arkası yarınlara taş çıkaran bu kitabında dalaverenin evrenselliğini bolca tebessümle gözler önüne seriyor. Ağaca Tüneyen Sweeny / Flann O’Bwrien / Çeviren: Gülden Hatipoğlu / Everest Yayınları / 310 s. İrlanda kültürü hakkında alabildiğine komik bir parodi olarak da okunan Ağaca Tüneyen Sweeny, pinti amcasıyla birlikte Dublin’de yaşayan miskin ve derbeder bir üniversite öğrencisinin öyküsünü anlatıyor. Dublin sokaklarında aylaklık eden, fırsat buldukça kafa çeken, ahbaplarıyla felsefi ve edebi konularda sohbet etmeyi seven bu genç, vaktinin çoğunu yatağında okumakla ya da romanını yazmakla geçirir. Yazmakta olduğu romanda, kendisi gibi yatağına düşkün, tuhaf mı tuhaf bir yazar olan başkarakter Trellis de bir roman yazmaktadır. Trellis’in yarattığı ve diğer yazarlardan ödünç aldığı kurgu karakterler zaman içinde kontrolden çıkıp başkaldırarak kötü yazarlığının bedelini ona fena ödetirler. Flann O’Brien’ın çılgın zekâsı ile İrlandalılara özgü hiciv ve espri anlayışının adeta dizginlerinden boşanmışçasına dans ettiği; absürd, grotesk, kara mizah, mitoloji ve en saf haliyle saçmalığın baş döndürücü bir şekilde harmanlandığı Ağaca Tüneyen Sweeny, tüm bunların yanı sıra, Joyce’un Ulysses’te yaptığı gibi bir Dublin betimlemesi sunuyor. Çınarlı Yol / John Grisham / Çeviren: Leyla İsmier Özcengiz / Remzi Kitabevi / 520 s. John Grisham okurları Öldürme Zamanı’nı bilir. Grisham’ın en popüler gerilim romanlarından biridir ve romanın kahramanı da bir o kadar tanınır. Çınarlı Yol’la, Öldürme Zamanı’ndan bildiğimiz tekrar o ünlü Clanton Adliyesi’ne dönüyoruz. Avukat Jake Brigance bir kez daha kendini çok çekişmeli bir davanın ortasında buluvermiştir. Geçmişin ırkçılık temelli gerginliklerini su yüzüne çıkaracak olan dava, Ford beldesi halkını karanlık tarihiyle yüzleşmek zorunda bırakacaktır. Yargıç Hubbard neden tüm servetini siyah hizmetçisine bırakmıştır? Tedavisinin düşünme yetisini etkilemiş olma ihtimali var mıdır? Bütün bunların “Çınarlı Yol” diye bilinen küçük bir arazi parçasıyla ne gibi bir bağlantısı olabilir? John Grisham, bu iddialı ve ilginç hikâyeyle, yirmi beş yıl sonra hâlâ duruşma salonu gerilimlerinin tartışılmaz ustası olduğunu kanıtlıyor. S A Y F A 2 0 n 4 E Y L Ü L Bin Gözle Sevdik Birbirimizi / Şebnem Şenyener / Labirent Yayınları / 90 s. İstanbul’da iki yaka, iki kara öykü: Sedir ve Divan. Ortaköy ve Kandilli. Tavus kuşları, kuşlarla kendi dilinde sohbet eden bir dedektif. Sanat tarihi kaçakçılığı ve bu kovalamacanın içinde Cevriye’nin aşkı, Yusuf. Şebnem Şenyener, ustaca kurguladığı dili, olay örgüsü ve Osmanlı’ya varan tarihî kesitleriyle okuma lezzeti verecek bir kitap sunuyor okuyuculara. Şenyener’in romanda sorduğu en önemli soru ise şu: “Suç, en saf haliyle de suç mudur?” The Godfather – Baba / Jon Lewis / Çeviren: Kemal Atakay / Alfa Yayınları / 134 s. Coppola’nın yönettiği Baba (1972) filmi, Hollywood’daki film anlayışını kökünden değiştirdi. Sinema gişelerinin önünde uzun kuyrukların oluşmasına sebep olan bu film, sanatsal anlatım ile ticari başarıyı bir araya getiren ilk filmlerden biriydi. Serisi çekilen, gerçek hayattaki gangsterleri derinden etkileyen, birçok konuda aşılamaz bir film olan Baba, Jon Lewis’in yaptığı gibi derinden incelenmeyi hak ediyor. Hollywood’un en önemli klasiklerinden biri olan Baba filmini yeniden düşünmek, kamera arkasında olan biteni öğrenmek, test çekimleri hikâyeleri, kurgu süresi, Coppola ile Paramount yöneticileri arasındaki gerilim ve filmde gözden kaçan ayrıntıları öğrenmek için Lewis’in kitabı kaçırılmaz bir fırsat sunuyor. Meraklılar, aynı dizi kapsamında yayımlanan ve Michel Chion’un kaleminden çıkan Gözleri Tamamen Kapalı incelemesini de kaçırmayacaktır... Kayıp Krallıklar Muamması / Philip Coppens / Çeviren: Pelin Tornay / Omega Yayınları / 312 s. Tarih kitapları uygarlığın başlangıcı ve gelişimi hakkında bize tüm gerçekleri anlatıyor mu? Yoksa tarih bize öğretilenden çok daha eski ve çok daha karmaşık mı? Okuldaki ders kitaplar, 6000 yıl önce yerleşik hayata geçen Sümer uygarlığından çok az bahseder ama Eriha ve Türkiye’deki Göbekli Tepe alanlarındaki en son arkeolojik buluntular, uygarlığın MÖ 10.000’e dayandığını gösteriyor. Kayıp Uygarlıklar Muamması şu gerçekleri ortaya seriyor: Bosna piramitleri ve Eski Avrupa uygarlığı gibi bilinen kültürlerin kayıp yönlerini. Uygarlık tarihinin yeniden yazılmasına yol açan Göbekli Tepe’nin gizemini. Yavaş yavaş yeniden keşfedilen Amazon ve Güney Amerika’nın altın şehirlerini. Antikythera cihazı gibi kayıp teknolojilerin büyüleyici örneklerini. Atlantis’in varlığı ve nerede bulunduğu hakkındaki güncel araştırmaları. Philip Coppens, tarihi ve arkeolojik kayıtları inceleyerek uygarlığın şu anda kabul edilenden çok daha eski, çok daha ileri ve çok daha karmaşık olduğunu ve bunları destekleyen sağlam kanıtların bulunduğunu gösteriyor. Musibet Şafağı / Steve Hockensmith / Çeviren: Berna Gülpınar / Artemis Yayınları / 366 s. Bennet kardeşler, İngiltere kırsalında huzurlu bir yaşam sürüyor, günlerini kitap okuyup bahçeyle ilgilenerek ya da müstakbel kocalarını hayal ederek aylaklık içinde geçiriyordu. Ta ki, köy kilisesindeki bir cenazede, işler feci ve hiç beklenmedik şekilde sarpa sarana dek. Birdenbire, toprağın yumuşak bağrından cesetler fışkırmaya başlamıştı. Cesetler üst üste yığılırken, Elizabeth Bennet, hanım hanımcık bir genç kızdan acımasız bir zombi avcısına dönüşecekti. Bu kanlı hikâyenin en büyük sürprizi ise Elizabeth’in aşkı için rekabete girişen iki adamdı. Genç kadına öldürmeyi öğreten güçlü savaşçı Efendi Hawksworth ve yaşayan ölüleri kaba kuvvet yerine bilim yoluyla dize getirmenin yollarını arayan Doktor Keckilpenny. Peki, Elizabeth’in kalbini hangisi kazanacaktı? Romantizm, aksiyon ve komedinin harmanından doğmuş bir roman Musibet Şafağı... 1913: Fırtınadan Önce / Florian Illies / Çeviren: Sami Türk / Can Yayınları / 324 s. “Kırkmerak” dizisinin yeni kitabı 1913: Fırtınadan Önce’de Floran Illies, başlangıç ile sonun, zaferle melankolinin iç içe geçtiği ve her şeyin sanata dönüştüğü bir tarih kesitini anlatıyor. Illies, Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde, geri dönüşü olmayan felaketlere gebe bir geçiş döneminin portresini çiziyor. Kitap, uzun on dokuzuncu yüzyılın ardından, savaşların ve aşırılıkların çağı olarak tarihe damgasını vuracak kısa yirminci yüzyılın ilk büyük krizinin eşiğinde sanata, edebiyata ve kültüre dair anekdotlar sunuyor. Şevket Rado’ya Mektuplar / Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday / Yayına Hazırlayan: Emin Nedret İşli / Yapı Kredi Yayınları / 196 s. Türk şiirine “Garip Hareketi” ve sonrasıyla “çıkış”lar ve “yükseliş”ler sağlayan üç büyük şairin, Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday’ın şair, yazar, gazeteci ve yayıncı Şevket Rado’ya aşağı yukarı aynı yılları kapsayan bir dönemde yazılmış ve konuları büyük ölçüde ortaklık taşıyan mektupları okur karşısında. Emin Nedret İşli’nin yayına hazırladığı çalışmada, Orhan Veli’nin La Fontaine çevirilerinin perde arkası, Oktay Rifat’ın yayımlanmamış ve akıbeti “şimdilik” meçhul “Ahmet” adlı bir romanı ve Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler kitabıyla ilgili bilinmeyen bir yayıncılık serüveni ve Melih Cevdet Anday’ın Ankara yıllarına ilişkin anılarında bile üstü kapalı geçilmiş kimi ayrıntıları yer alıyor. Filistin Kurtuluşunun Simgesi: Leyla Halid / Sarah Irving / Çeviren: Ayşe Düzkan / İntifada Yayınları / 196 s. Filistin halkının, direnişinin ve solunun simge isimlerinden Leyla Halid’in bu eleştirel yaşam öyküsünde Leyla Halid’in Filistin halkının tarihiyle iç içe geçen devrimci hayatı tüm yönleriyle ortaya konuluyor. Sarah Irving, Filistin direnişinin ve Leyla Halid’in üyesi olduğu Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin geçirdiği tarihsel dönüşümlere ayna tutarken Filistinli kadınların mücadelesinin ulusal kurtuluş mücadelesi ve silahlı mücadele ile olan etkileşimini tartışıyor. Kargaların Çığlığı / Osman Aysu / Alfa Yayınları / 234 s. Genç ve yakışıklı gazeteci Tarık için sıradan bir gündü. Ta ki posta kutusundaki o sarı zarfı açıncaya C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 2 8 1 2 0 1 4