Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K “Prof. Dr. Teoman Onat ve Selma Türker’in anılarına” 09.09.2014! Türkiye’nin ilk özel sermayeli ve öncü bankası Yapı Kredi (YKB) 70 yaşında. YKB bankacılık faaliyetleri dışında, kültür ve sanat yaşamımızın ilk kurumsal destekçilerinden oldu. “Kültür ve Sanat Müşavirliği” olan ilk bankaydı. Okuma zevkimizin ateşleyicisi Doğan Kardeş, ilk çocuk sinema ve tiyatrosu, ilk renkli Türk filmi, ilk banka sanat galerisi, halk oyunları ve müzik festivalleri onun girişimleriydi. YKY’nin yayımcılık ve sanat alanlarındaki başarısı, diğer bankaları da benzer yatırımlara çekti. YKB’nin kurucusu, vizyoner işadamı Kâzım Taşkent’ti (18951991). Banka sonra üç kez el değiştirdi ama onun felsefesine hep sahip çıkıldı. Anısına saygıyla… 3377 Elif Şafak’ın Batı’da bir süre gündemde yer bulması kitapları yüzünden değildi. Bir yapay romanında “Ermeni soykırımı” iddiasıyla kendini meşhur 301. maddeden yargılatarak ilgi toplamıştı. (Konuya reklamı için özellikle el attığına inananlardanım.) Küresel adıyla Elif Shafak bu sıralarda T.C. Başbakanı aleyhtarı yazılarıyla zaman zaman Batı medyasında yine sahne almakta. Daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan’ı defterden silme uğraşı içindeki güçler tarafından kullanılmaktadır. Shafak’ın bu (c)esareti, ülkesi veya idealleri uğruna göstermediği görüşündeyim. Kişisel reklamı için sınır tanımayan Shafak, yine “kamusal tepki” toplama uğraşı içindedir. Böylelikle, Batı’nın sempatisine yeniden mazhar olacak; önemli “ödüller” alacaktır. O yapmacık yazarın, ülkesinin darboğazlarından da nemalanmak gibi tuhaf beklentileri olduğu görüşündeyim. 3378 Leylâ Erbil’in ölümünden sonra düzyazımızın kraliçesi, bana göre AYFER TUNÇ’tur (doğ.1964). Yalnızca yazdıklarının gücüyle ilgi toplar. Mayıs ayında, yazarlık sürecinin 25. yılında Mimar Sinan Üniversitesi’nde ona bir saygı ve değerlendirme toplantısı yapıldı. (Bu vesileyle, etkinliğin “ateşleyicisi” Prof. Dr. Handan İnci’yi tebrik ederim.) Ne zaman kapağı bile şaibeli bir Elif Şafak kitabıyla göz göze gelsem, canım Ayfer Tunç okumak ister. 3379 Kısa roman (novella), hem yazar hem de okur için zor bir edebi türdür. Yazarın 300 sayfada anlatılacakları 100 sayfaya indirme yükümlülüğü vardır. Okur birikimli olacak, yazarın verdiği ipuçlarından çözümleme yaparak ilerleyecektir. “Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme” bir kısa romandı. Ben yazarı olarak yükümlülüğümü yerine getirdim mi bilemem ama bazı yazma özürlü, işgüzar okurlar kendi S A Y F A 1 0 n 4 itap İçin...137 SELÇUK ALTUN Ülkesinin darboğazlarından da nemalanmaya (ç)alışan bir yazar 3376nüanslarını atladılar. Kısa romanımın bir kısa roman devamı olacak. Sonra ikisinden bir çeviri (İngilizce) kitap kotarmak niyetindeyim. Okumaktan fırsat kalırsa! 3380 Ürktüğüm iki proje daha var; Gabriel Josipovici’den bir çeviri yapmak ve bir oyun yazmak. İkincisi için bir on yıl daha bekleyebilirim. 3381 Küresel kültürazzi: “Yatağa atacak sayısız kadın bulabilirim; benim derdim el yazımı okuyabilecek bir sekreter bulabilmek” derdi Thomas Wolfe. / “Gulliver’in Seyahatleri’nin yazarı Jonathan Swift (16671745) yaşamı boyunca iki kez gülmüş, ikisinde de yalnızmış. O, bir yıl boyunca da hiçbir insanoğluyla konuşmamıştı. / Virginia Woolf, Charlotte Bronte, Stephen Crane, William Blake ve Marcel Proust ilk kitaplarını kendi paralarıyla bastırtmışlardı. / Anton Çehov tek perdelik “Kuğunun Şarkısı”nı bir saatte, Robert L. Stevenson “Dr. Jekyll ve Mr. Hyde”ı üç günde yazmışlardı. Georges Simenon şafakta kalkar, kahvaltı saatine dek 80 sayfayı tamamlardı. / Oysa James Joyce, “Finnegans Wake”i 17, Gustave Flaubert “Madame Bovary”yi 18 yılda tamamladılar. / Alexander Pope ve JeanPaul Sartre 137 cm, Charlotte Bronte 145 cm. boyundaydılar. / Graham Greene, John Keats, Guy de Maupassant, F. Scott Fitzgerald, Carson McCullers, Edgar Allan Poe ve Charles Baudelaire intihara teşebbüs edip, beceremediler. / Marcel Proust mızmızdan öte evhamlıydı, kalemi yere düşse mikrop kaparım korkusuyla ona bir daha dokunmazdı… 3382 Antonio Porchia’dan (18851968) Aforizmalar: Yoksulluğumda bir eksik var: ben. Hepimiz bir anı olmayı umarak yaşarız. Onlara katılarak sizi onlardan ayıran mesafeye ulaşırsınız. Doğruyu söylüyorsan hiçbir şey anlatmıyorsundur. Acı bizi takip etmez. Önümüzde gider. 3383 On yılda Türk edebiyatında önemli nitelik ve nicelik artışları oldu. Nitelik artışı yeni öykülerle, öykü yazarlarıyla ve çeviri yapıtlarla sağlandı. Bir de adları “aykırı”, cesur yayınevleri türedi; kâr düşünenlerin basmayacağı kitapları basıyor, kitaplarına albenili kapaklar seçiyorlar. Kaç kitap daha basıp, kaç yılı devirecekleri umurlarında bile değil! Kemal Tahir’den desturla onlara, “Ulan iyi, ulan aferin” diyorum. 3384 İstanbul ArtNews – Haziran, 2014: “Değer verdiğimiz ödül gittikçe değersizleşiyor. Afife Tiyatro Ödülleri’nde ‘Komedi kategorisini kaldırdık’ demek diye bir şey olamaz. Bunu dünyanın kendine güvenen en büyük diktatörü bile yapmaz, yapamaz. ‘Dramın içinde komedi de var zaten’ diye bir söylemle yutturmaca olamaz. Tiyatroyu ötekileştiriyorlar.” Ali Poyrazoğlu 3385 Duayen Fransız şair, çevirmen ve denemeci Yves Bonnefoy’un (doğ.1923) aynı adlı yapıtından öğrendiğimize göre, eski Yunan alfabesinde “Digamma” diye bir harf vardı. Şeklen “6” ya benzerdi ve “w” karşıtı ses için kullanılırdı. Derken alfabeden yok oldu. Ondan sonra Yunanlılar için her şey ters gitmeye mi başladı? 3386 “Atların Uykusu”ndan – Salih Bolat, Varlık: Ne? eğer bu ağaçlar taşsa e senin yüzün ordaysa biz nasıl geçeceğiz suyu? gecenin önünde giden bir çakal kendini nasıl kanıtlayabilir ki bir şarkı söylenmeden bitmişse? peki biz şimdi ne yapacağız bir tekerlek iziyle başlayan yağmurla süren günde? 3387 “Kaç Yıl Oldu? 2014”ten – Fırat Budacı: Hazırladığı projeyle Türkiye birincisi olarak ABD’de Bilim Fuarı’na katılan Tuğberk Vural’ın karnesine öğretmeni, “Gereksiz işlerle uğraşma” notu yazalı 4 yıl, Polisin kötü imajını silmek isteyen Bitlis Emniyet Müdürlüğü’nün katıldığı “Fırçalar Çantada, Dişler Yolunda” projesi kapsamında, polisler çocukların dişlerini fırçalarken kameralara poz vereli 4 yıl, Sapanca Belediye Başkanı adayı İ.U., Karabük Belediye Başkan adayından aşırdığı projelerle, “Sapanca 2014 Projeleri Hazır” başlıklı bir broşür bastıralı 5 yıl olmuş (İ.U.’nun bastırdığı broşürün bazı bölümlerinde Sapanca yerine Karabük yazıyor.)… 3388 Marie Claire Maison temmuz ayında 200. sayısına ulaştı. Her ay aldığım dergiyi, genç girişimcilere önem verdiği ve diğer dekorasyon dergilerinin belki de fonunda yitecek değerli tablo, heykel ve objeleri ön plana çektiği için de önemserim. Marie Claire Maison’un Genel Yayın Yönetmeni Sibel Baykam, Yazı İşleri Müdürü Seda Türen ve ekiplerini kutlarım. 3389 “Çapraz Dalga Zamana Karşı”dan – Bedri Baykam “Yaş 17’de ehliyeti hemen aldım. Zaten bunu 1718’de halledemezseniz, yirmi yıl atıveriyor birden. Kuzenim Tuncay Baykam öğretiyor kullanmayı. Bir gün Cihangir’de önden arkadan, sağdan soldan her noktadan aynı anda arabalar çıkıp klakson çalmaya başlıyorlar delicesine. Ehliyetim yok. Açıyorum kapıyı, çekip gidiyorum. Dümdüz yürüyerek. Arkama bakmadan. Tuncay hâlâ anlatıyor bu hikâyeyi. Arabayı bıraktım gittim dedimse, sorumluluktan kaçtım diye üstüme atlamayın hemen. O kargaşa anında, direksiyonu ehline vermeyi ve tıkanıklığı aşmayı uygun gördüm. Yani bizim köyde pek revaçta olmayan iki kurum, istifa ve tıkanıklığı aşmaya katkı. 35 yıl (aaah..) önce yapılamayan bir istifa, yakın tarihimizi toptan değiştirmedi mi?” 3390 Britanya kütüphanelerinin sancak gemisi British Library 14 milyon kitap, 150 milyon obje, 351 bin tekst ve 4.3 milyon resim/grafik’ten mürekkep. En eski obje M.Ö. 2000’lere ait. Giriş katında kitabevi, sergi salonları ve kafe de var. Londra’ya her gittiğimde British Library’ye uğrarım. Bir mabede girmişçesine, içimin hafiflediğini duyumsarım. Jorge L. Borges’in özdeyişi aklıma gelir, “Cennetin bir tür kütüphane olduğunu düşünmüşümdür.” 3391 100. yaş gününde saygıyla andığımız Orhan Kemal’den Fikret Otyam’a bir mektup: Unkapanı, 5.12.1965 “Sevgili Fikret, Sana, içinde iş’le ilgili olmayan, yani senden oradaki bir işim için tavassutunu rica etmeyen, gevezelik dolu mektuplar yazmak istiyorum, ama olmuyor.. Evet, gene iş ricası!. Ama bu seferki seni yormayacak: Açacaksın telefonu, Ahmet Küflü dostumuzu bulacaksın. İstanbul’a gelme işinin ne olduğunu sorduktan sonra, elindeki hikâye kitabı hakkında neler düşündüğünü lütfen öğreneceksin. Laf aramızda, basmak isterse çok sevineceğim. Sevincimin asıl sebebi, kırka yaklaşan kitaplarıma bir yenisinin ekleneceği filandan çok, anlıyorsun ya, telif ücretinin hemen bir cankurtaran simidi gibi elime geçivermesi!. (Belki lazım olur, telif ücreti bir binlikten aşağı olmasın da, ne kadar yukarı olursa o kadar işime yarar. Bu hususu ona bırak. O tayin etsin.) Şayet basmayacaksa, adresime ya postalasın, ya da gelecekse… Haa, dur..Onunla İkbal Kahvesi’nde buluşmayı kararlaştırmıştık. İkbal halıcıya satıldı. Önümüzdeki Cuma günü çıkacak Yön’de, “İkbal Öldü” isimli bir mersiyemi okuyacaksın. Yani artık İkbal Kahvesi yok. Orhan Kemal’i oradan aramak diye bir mesele de kalmadı..” 3392 Larry McMurtry (doğ.1936) yazar, akademisyen, Oscar ödüllü senarist ve emekli sahaftır. “Booked Up” adlı dükkânını, ailesinin üç nesildir yaşadığı Texas’ın Archer City’sinde (nüfus 1271) açmıştı. Yarım milyon yapıttan mürekkep kitabevini Serendipity’nin sahibi, bilge Peter B. HoK İ T A P S A Y I 1281 Kâzım Taşkent E Y L Ü L 2 0 1 4 C U M H U R İ Y E T