25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Burcu Karakaş ve Bawer Çakır'dan "Erkeklik Ofsayta Düşünce” Çirkin ördek yavruları önem taşıdığını son derece başarılı bir şekilde aktarmış; Dinçdağ canlı yayında, o ağızlara sakız olan yetmiş milyonun önünde “ utanmamayı” seçerek bitime saniyelere kala golünü atmış ve maçı uzatmaya götürmüştür. Ancak uzatmalar o esnada hiçbirimizin umurunda değildi. Çünkü maçın sonucu ile değil, her şeyin bittiğine herkesin ikna olduğu o anda, atılan gol ile ilgileniyorduk. Halil İbrahim Dinçdağ’ın golü her birimiz için başka hislere tekabül etmişti. Ancak ortak hissiyatımız utanmamak, kendinle gurur duymaktı. FARKINDALIK YARATMAK Bu program sonrası Dinçdağ’ın hukuk mücadelesi görünür olur. Aynı zamanda sansasyonal de bir hal alır. Gazetelerin manşetlerine “İbne hakem davası” olarak taşınması ise pek “şaşırtıcı” olmayacaktır. İlk duruşmaya gösterilen yoğun ilgi sonraki duruşmalarda sürmez ve davayı takip eden kişi sayısı hayli azalır. Sonrasında LGBT örgütlerinin desteği dışında ilgi gösteren pek olmaz. En son duruşması geçen ekim ayında olan Dinçdağ’ın bir sonraki duruşması Mart 2014’a ertelenir. Peki, süreç böyle yaşanırken ve mesleğinden men edilmişken Halil İbrahim Dinçdağ geçimini nasıl sağlar, hayatını nasıl idame ettirir? Dinçdağ, eşcinselliğinin ifşa olması dolayısı ile bir türlü iş bulamaz. Hayli zor günler geçirir. İstanbul gibi koskocaman bir şehirde ona göre iş yoktur. Çünkü ismini herhangi bir arama motorunda taratan onun “sansasyonal” yaşantısı hakkında bilgi sahibi olur. İş başvurularının bir tanesine bile dönüş alamaz. Ancak Dinçdağ’ın şanslı olduğu bir şey vardır ki o da onu hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve arkasında duran ailesidir. Erkeklik Ofsayta Düşünce, Burcu Karakaş ve Bawer Çakır tarafından hazırlanmış. İlk bölümde Bawer Çakır’ın anlatımı ile Türkiye’deki eşcinsellerin tanınma, örgütlenme, mücadele süreçlerini ve futbolun nasıl bu sürece dahil olduğunu izliyoruz. Bawer Çakır kendi kişisel tarihi ile LGBT mücadelesinin basamaklarını başarılı bir şekilde harmanlamış. Örgütlenmenin altını özellikle çizen Çakır, homofobiklere karşı nasıl bir mücadele biçimi geliştirdiklerini anlatıyor. Erman Toroğlu vakası ve sonrasında her yıl verilmeye başlanan hormonlu domates ödülleri hafızamızı tazelememizi sağlıyor. Tüm bunların yanında bambaşka bir futbolun mümkün olduğunu da örneklerle anlatıyor. Burcu Karakaş’ın röportajında ise Halil İbrahim Dinçdağ’ın yaşadıklarının kronolojik bir akışının ve tüm detaylarının olmasının yanı sıra böyle bir mücadele esnasında manevi olarak da bir insanın neler yaşadığına tanık oluyorsunuz. Her şeyin aslında son derece basit bir değişiklikle yoluna girmesi mümkünken mevzubahis eşcinsellik olunca futbol ile asla yan yana getirilmediğini görüyorsunuz. Erkeklik Ofsayta Düşünce Halil İbrahim Dinçdağ’ın hukuk mücadelesini görünür kılmada sağladığı yarar ile birlikte heteroseksüel ve homofobların LGBT bireylerin yaşadıklarını anlaması için de hayli önem taşıyor. n Erkeklik Ofsayta Düşünce/ Burcu Karakaş, Bawer Çakır/ İletişim Yayınları/ 182 s. K İ T A P S A Y I 1252 Burcu Karakaş Burcu Karakaş ve Bawer Çakır tarafından hazırlanan “Erkeklik Ofsayta Düşünce” adlı kitapta, Türkiye’deki eşcinsellerin tanınma, örgütlenme, mücadele süreçlerini ve futbolun nasıl bu sürece dahil olduğunu izliyoruz. Bawer Çakır kendi kişisel tarihi ile LGBT mücadelesinin basamaklarını başarılı bir şekilde harmanlamış. Örgütlenmenin altını özellikle çizen Çakır, homofobiklere karşı nasıl bir mücadele biçimi geliştirdiklerini anlatıyor. r Bahar ÇELİK OMUR ncelikle uyarmalıyım ki Halil İbrahim Dinçdağ’ın hikâyesini okuyanlar Kafka’nın Şato ’su karşısında kapılacak bir çaresizlik ve boğulma hissi yaşayabilirler. Üstelik karşı karşıya olduğumuz şey ne yazık ki kurgu değil ve olaylar günümüz Türkiye’sinde geçiyor. Hakemlik yapan bir erkeğin eşcinsel olduğu ortaya çıkarsa ne olur, bir de bunu kabul eder ve hakkını aramaktan vazgeçmezse neler yaşar, başına neler gelir hepsine tanık olacaksınız bu hikâyede. Hakem Halil İbrahim Dinçdağ için sıkıntılı günler 2006’da Hakemlik Derneği’ne gelen yazı ile başlar. Yazının gelmesinin ardından askerlik şubesine giden Dinçdağ eşcinsel olduğunu söyler ve askerlik yapamayacağını bildirir. Ancak şubedeki doktor bu konuda yetkili olmadıklarından rapor veremediklerini ve teslim olacağı askeri birlikteki doktorun sevki ile rapor alabileceğini söyler. Ancak Dinçdağ hemen birliğine teslim olmaz. 2008’de ikinci yazının gelmesiyle yeniden şubeye gider ve Sivas 5. Piyade Er Eğitim Tugayı’na düşer. Ancak mevcut kurallar bir erkeğin eşcinsel olduğunu kendi beyanı ile kabul etmez. Birtakım tetkiklerden geçmesini ister. Kişiye hasta muamelesi yapar, psikolojik baskı uygular. Dinçdağ kitapta tüm detayları ile anlatılan hayli çetrefilli bir süreçten sonra askerlik yapamayacağına dair raporu alır. Ancak her şey burada bitmez. Zira Türkiye Futbol Federasyonu iç talimatnamesinin 25. maddesine göre sağlık sorunları nedeniyle askerlikten muaf olanlar hakemlik yapamaz. Bu sebeple Dinçdağ hakemlik sınavlarına giremez ve profesyonel hakem olma ihtimali ortadan kalkar. Bu gelişmeler sonrası Dinçdağ Futbol Federasyonu’na karşı bugün hâlâ devam eden maddi ve manevi tazminat davası açar. YÜZDEKİ MOZAİK KALKINCA... Halil İbrahim Dinçdağ, gerek hukuk mücadelesi gerek yaptıkları ile aslında bu ülkede bir devrim yapar. Hem Türkiye’deki futbol ortamında eşcinsel kimliği ile tek başına var olma mücadelesi vererek hem de toplumda ve medyada sadece olumsuz sıfatlarla nitelenen, kendilerinden utanmaları, saklanmaları, kimliklerini aşikâr etmemeleri için açık ya da gizli mesajlar verilen insanlara hayır biz varız mesajını göndererek. Büyük bir televizyon kanalının canlı yayınında yapar bunu. Türkiye’de LGBT bireylerin kendilerini ifade etmeleri nispeten daha iyi bir duruma gelmiş, medyadaki temsilleri hayli yol almış olsa da hâlâ oldukça sıkıntılı bir konumda. Kitapta yer alan önsözde Yasemin İnceoğlu eşcinselliğin temsilini kabaca üç dönemde sınıflandırmış. Buna göre; “12 Eylül askeri darbesi sonrası, adeta normal dışı ve hayali bir varlık olarak algılanan ve homoseksüel diye adlandırılan eşcinseller, medyada cinayet, ahlaksızlık, ters ilişki, fuhuş, dönme, çocuklara kötü örnek oluşturmakla ve AIDS hastalığıyla anılıyorlardı. İkinci dönemde Kaos GL, Türkiye’nin ilk gay ve lezbiyen dergisini 1994’te çıkardı. Ayrıca dönemin 2 0 1 4 Bawer Çakır Ö Halil İbrahim Dinçdağ, gerek hukuk, gerek Türkiye’deki futbol ortamında verdiği mücadele ile aslında bu ülkede bir devrim yaptı. Express dergisi ve Cumhuriyet gazetesi de eşcinsel hareketine sayfalarında yer verdi. Üçüncü dönem artık “maskesiz” olarak tanımlanabilecek bir dönem. Kaos GL 1 Mayıs 2001’de “eşcinseliz, gerçeğiz, buradayız” pankartlarıyla özgür ve özgüvenli bir biçimde meydanlara işçiler ve öğrencilerle birlikte indiler.” Halil İbrahim Dinçdağ’ın neler yaşadığını konuşmak üzere konuk olduğu televizyon kanalında yaşananlar ise artık bambaşka bir döneme girildiğini işaret ediyor. Eşcinsel olduğu Türkiye Futbol Federasyonu tarafından basına servis edildikten sonra yaşadıklarını anlatan Dinçdağ kendi rızasıyla yüzündeki mozaiği kaldırıp konuşmaya yüzünü saklamadan devam etmesi hem kendisi hem de Türkiye’deki LGBT’ler için bambaşka bir dönemi başlatmıştır. Bawer Çakır, bu hareketin eşcinseller için nasıl büyük bir S A Y F A 1 6 n 1 3 Ş U B A T C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle