24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

“Emine” Sevgi Özdamar’dan ‘Annedili’ Gurbete ‘dil’den bakmak Fikret Doğan tarafından Türkçeye ilk kez çevrilen “Annedili”, insanın evinden, dilinden uzak olması, evin kelimeleriyle evi hatırlama çabası, eve doğru bakma uğraşı üzerine yazılan dört hikâyeden oluşuyor. Özdamar, merkeze keskin bir konu olan dil’i alarak geniş bir bakış açısında büyük işçi göçünün yaşattıklarını ve yaşadıklarını tek bir çatı altında toplamaya çalışıyor. Yanına en az konunun kendisi kadar keskin, yine aynı şekilde hassas kalemini de alarak... r Eray AK lmanya dendiğinde hemen herkesin kafasında bir "ülke" fikrinin dışında duygusal anlamda da birçok şey canlanır bizde çünkü Almanya sadece bir ülke değildir Türkiye insanları için. "Hasret", "gurbet", "misafir işçi", "emek", "kadın" ve daha birçok anlamlı kelimenin vücut bulmuş halidir. Gidilmese de görülmese de duygusal bir birikimin yoğunlaştığı coğrafya olarak hatırlanır hep Almanya. Gitmemiştir ama duymuştur Almanya'nın ne menem bir yer olduğunu Türkiye insanı, görmemiştir ama bilir ki ona anlatacak, oraları gören birileri mutlaka var. Hatta Almanya bile değildir orası, "Alamanya"dır! Daha da ileri gidersek "ikinci vatan"dır. Şimdilerde, orada kalanlar için ise "anavatan"... Dünyayı tanıma olanakları arttıkça Almanya için hissedilen bu duygusal yoğunluk biraz dağıldı belki ama iyi kötü hatıralarda izlerini hâlâ bulmak mümkün. İnsana özel anıları bir kenara bırakıp insan için yapılan sanata baktığımızda bu duygusal birikimin yansımalarını görmek ise fazlasıyla olanak dahilinde. "Fazlasıyla" diyorum çünkü Almanya'ya yapılan büyük işçi göçünün ardından, bu göç ve yaşattıkları üzerine çok şey söylendi. Gerek edebiyatta, gerek medyada gerekse de günlük yaşamda herkesin konuyla ilgili en azından bir kulak dolgunluğu oldu. Medya ve fısıltı gazetesi gibi tüm bu sosyal organların içinde edebiyat ayrı bir yer tuttu. Büyük işçi göçünün edebiyata yansıması bambaşkaydı. "Bir olay kendine edebiyatta yer bulmuyorsa gerçekleşmiş sayılmaz!" sözünü doğrulama çabasına girişti adeta yazarlar. Yaşananları bir de hayal süzgecinden geçirerek birçok farklı bakış açısıyla sundular. Bazıları görüp yaşadıklarını kendi hikâyesine bırakıp olaylara ayna tuttular sadece. Bazıları da kurmacanın dehlizlerinde gerçek olmasa da gerçek yaşamları seyrettirdi bize. İşin diğer tarafı ise bu işçi göçünün hiçbir yazara yer bırakmadan kendi hikâyesini yine kendi yaratmasıydı. Bu türden hikâyeler de bir isim üzerinden değil, "anonim" eserler halinde aramızda dolaşmaya başladı. Hâlâ da dolaşır, kulak vermek yeter duymak için. Göç eksenli bu edebi verimlerde ise birçok izlek üzerinden gidildi haliyle. Yaşananlar çeşit çeşitti çünkü. Aynı topraklar üzerinde yapılan göç bile farklı acılara, çatışmalara, karmaşalara yol açarken ülke değiştirmek elbet daha zor, daha çetrefilli olacaktı. Bu zorlukların temel nedenini ise "kültür" meydana getirecekti. Doğu ile Batı'nın "medeniyet" anlamında çatışmasından çok, yaşam tarzı ekseninde karşı karşıya gelmesiydi bu açmazların başını çeken. Bu iki ayrı yaşam formunda hayat süren insanların kaynaşmasına engel oluşturan A en büyük etken ise "dil" olacaktı. Bu da elbet çokça yer buldu kendine edebiyatta. Ancak büyük işçi göçüne bu eksenden bakmak birçok ayrıntıyı da berberinde getirir. Dil, kapsayıcılığıyla geri kalan dertleri de peşinden sürükler çünkü. Olayı bu geniş kapsamıyla ele almak da zorlaşır doğal olarak. Sonuçta işin içinde "dil" gibi keskin bir konu var. Üstesinden gelecek keskin bir yazar gerek. O da "Emine" Sevgi Özdamar oldu bu süreç içinde. Yazdıklarıyla göçmen nesillerin sesini bugünlere taşıdı. KELİMELERE HİKÂYE "Emine" Sevgi Özdamar'ın 1990'da Almanca olarak kaleme aldığı Annedili adlı kitabı, işte tam olarak yukarıda KİTAPTAN... “T Kapı komşumuz kadar yakın insanların hikâyelerini anlatıyor Özdamar. ürkler kendi dillerini Almanca kelimeler katarak konuşuyordu. Türkçede karşılığı olmayan şu kelimeler gibi: Çalışma Dairesi, Maliye Dairesi, Vergi Kartı, Meslek Okulu. Yıllanmış bir misafir işçi konuştu: ‘Sonra Dolmacer (tercüman) geldi. Maysterle konuştu. Bu Lohn ştoyer (vergi kartı) kaybetmiş dedi. Finansamt (Maliye Dairesi) çok fena dedi. Bombok. Kindergeld (çocuk parası) falan alamazsın dedi. Yok. Aufenthalt (oturum) da yok. Fremdpolizay (yabancılar polisi) vermiyor. Arbaytsamt (Çalışma Dairesi) da erlaubnis (izin) vermedi. Ben oğlanı Berufşuleye (meslek okulu) gönderiyorum. Çok şayze bu. Sen kranka (rapor) mı çıktın?” İkinci yıllanmış bir misafir işçi konuştu: ‘Krankenhausta (hastane) doktorla gavga etim. Nirde krankenşaynın (vizite kâğıdı) dedi. Yahu, doktor, etme tutma, ben krankım. Yahu krank görmüyorum. Yok krankenşayn yok – para yok. Yahu, doktor, dedim. Fabrika yollar urlauba (izin, tatil) gidiyorum. Haymveh (memleket hasreti) falan dedim. Doktor: Nikis (değil) krank. Gesundşırayben (sağlam raporu vermek) yaptı. Ver gutpapiyer (iyi kâğıdı), ulan nikis schlecht (kötü kâğıdı) papier dedim. Ben urlauba gidiyorum dedim.” n bahsedilen türden bir yapıt. Merkeze o keskin konuyu, dil'i alarak geniş bir bakış açısında bu göçün yaşattıklarını ve yaşadıklarını tek bir çatı altında toplamaya çalışıyor. Bu büyük göçü tek bir çatı altında toplamak elbet mümkün değil ancak Özdamar, en az konunun kendisi kadar keskin, yine aynı şekilde hassas kalemiyle gerçek hikâyelerden de beslenen bir fotoğraf yaratma derdine düşüyor Annedili'nde. Fikret Doğan tarafından Türkçeye ilk kez çevrilen Annedili, insanın evinden, dilinden uzak olması, evin kelimeleriyle evi hatırlama çabası, eve doğru bakma uğraşı üzerine yazılan dört hikâyeden oluşuyor: Kitaba adını da veren "Annedili", "Dededili", yazar tarafından aynı zamanda tiyatro eseri olarak da kaleme alınan "Karagöz Almanya'da" ve yine aynı şekilde "Bir Temizlikçi Kadının Kariyeri". Bu hikâyelerin dördü de birbirinin üzerine gidiyor. Bir o kadar da birbirini sırtlıyor. Birinin unuttuğunu diğeri dillendiriyor. Ayrı uçlardan yürüseler de aynı hedefe ulaşmak için çırpınıyor. Birbirlerinden kaçsalar da kurtulamıyor bu hikâyeler çünkü yine kendilerinden başka sığınacak çatıları yok. Bu bağlamda, güçlü bağlarla birbirine tutturulmuş dört hikâyenin de bir bütünün parçaları olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla. Her biri ayrı ayrı ele alındığında da bir anlam bütünlüğünü yakalıyor. Ancak duruma "kitap" genelinde baktığımızda her birinin adeta yarım kalan bir hikâyeyi sırtlayıp bitimine doğru yol aldırdığını görüyoruz. Almanya'ya gidişin, orada bulunuşun ve oradan geri dönüşün acı hatıraları besliyor hikâyeleri. Özdamar'ın, romanlarında da gördüğümüz yaşanmışlığın izlerini taşıyor bu hikâyeler ve kendi anlamlarını kendileri çoğaltıyor. Tek yönlü bir bakış açısından uzak durarak okuyucaya her anlamda çokdilli bir okuma imkânı sunuyor. Yazarın kahramanlarını ise çok düşünmeye gerek yok. Her zaman görebileceğimiz, kapı komşumuz kadar yakın insanların hikâyelerini alatıyor Özdamar. Bir köylü, sosyalist bir genç ya da temizlik işçisi fark etmez... Anlatılanın "biz" olması önemli olan ve Özdamar'da bunu da çok iyi yakalıyor. Tanıdık olduğu kadar da yürekli metinler bunlar aynı zamanda. Yazarın kendini sakınmadan kelimelerine açmasının yanında dokunduğu hassasiyetler bakımından da bu gerçek kendini belli ediyor. Annedili'ni kelimelere hikâyeler yazan bir kitap olarak da nitelendirebiliriz diğer bir yanıyla. Özdamar'ın şiire yaklaşan diliyle vatanı çağrıştıran kelimeler üzerinden buluyor gerçek kimliğini hikâyeler genelde. Halk hikâyelerinde de kendine güçlü bir yer bulan meseller, yine yazarın anlatımını besleyen önemli öğelerin başını çekiyor. Ancak Özdamar bunu modern hikâyenin unsurlarıyla bezemeyi ihmal etmiyor. Annedili'indeki dört hikâye de bu bağlamda modern edebiyatın sınırları içinde sağlam bir yer ediniyor kendine. Yazarın dilindeki keskin ironi de bu modern ilintiyi güçlendiriyor. n e.erayak@gmail.com Annedili/ “Emine” Sevgi Özdamar/ Çeviren: Fikret Doğan/ İletişim Yayınları/ 104 s. K İ T A P S A Y I 1227 S A Y F A 8 n 2 2 A Ğ U S T O S 2 0 1 3 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle