Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş iir Atlası CEVAT ÇAPAN Charles SIMIC/ Şiirler/ Çeviren: Baki Yiğit Dışarıda kar atıştırıyor. Hava kararmış gibi sanki Mutfak kapısının sesini Arkamda son duyduğumdan beri, Sokaktan geçen birini Son gördüğümden beri. Bir bardak buzlu su Arkadaşlık ediyor bana Girişteki Kendi seçtiğim bu masada. Ve bir istek, İnanılmaz istek Aşçıların Muhabbetine Kulak misafiri olmaya. KUKLA YAPIMCISI Yalnızlık korkusuyla yaptı bizi. Zamanı verdi bize sonsuzluktan korkarak. Duyuyorum beyaz bastonunun Salonda gidip gelen tak tak seslerini. Komşuların yakınacağını umdum, ama olmadı. Babası yatağına sürünerek girdiğinde Hıçkıran küçük kız Sessiz şimdi. Saat ikiye çeyrek var Bu kararmış rehinciler sokağında Sosyal yardım otelleri ve kirası ucuz evler; Bir iki bakımsız kukla uyanık. KÜTÜPHANEDE ‘Derin ve uzun olur uyku...’ BD’li şair, yazar ve çevirmen Charles Simic, 1938’de o zamanki Yugoslavya’nın başkenti Belgrad’da doğdu. On beş yaşındayken ailesiyle ABD’ye göç etti. İlk şiirleri 1958’de yayımlandı. 1966’da New York Üniversitesi’ni bitirdi. Aynı yıl Çimenlerin Söylediği adlı ilk şiir kitabını yayımladı. Denemeler de yazdı. Fransız ve Balkanlı şairlerden çeviriler yaptı. Amerikan Şairler Akademisi’ne rektör seçildi. 1973’ten beri Amerikan Edebiyatı ve yaratıcı yazarlık dersleri verdiği New Hampshire Üniversitesi’nden emekli oldu. Kapsamlı dünya görüşü, empati yeteneği, özgün şiirsel derinliği ve duruluğu, olağanüstü güzel ve zengin imgeleriyle çağdaşlarından ayrılan çok popüler bir şairdir. PEN Çeviri, Pulitzer Şiir, Uluslararası Griffin Şiir, Edgar Allan Poe, Wallace Stevens ödüllerini ve Frost Madalyası’nı aldı. Kitaplarından bazıları: Kuklalar, Gece Pikniği, Dünya Sona Ermez, Uykusuzluk Oteli, Cehennemde Bir Düğün, İşsiz Falcı, Yürüyen Kara Kedi, Sessiz Çevrem, Altmış Şiir, Canavar Labirentini Sever... A BAŞLIKSIZ ŞİİR Kurşuna dedim: Neden izin verdin Seni mermi yapmalarına? Unuttun mu simyacıları? Kestin mi umudunu Altına dönüşmekten? Kimseden cevap yok. Kurşun. Mermi. Böyle isimlerle Derin ve uzun olur uyku. DİNLE Seninle ilgili her şey, hayatım, hem yapmacık hem gerçek. Bomba fabrikasında gece vardiyasında çalışan bir çift gibiyiz. Usulca gel, diyor biri diğerine, onu elinden tutup çıkarırken kenti gören bir çatıya. Bu saatte, kulak verir de iyi dinlerse insan bir itfaiye aracının sesini duyabilir uzaktan, yani imdat çığlıklarını değil, yanan geceliğiyle pencereden atlayan küçük bir çocuk görülünce derinleşen sessizliği sadece. KAYIP ELDİVEN İşte siyah bir kadın eldiveni. Bir anlamı olsa gerek. Düşünceli bir yabancı bıraktı onu Köşedeki kırmızı posta kutusunun üstüne. Hava üç gündür sıkıcıydı, Birkaç kar tanesi düştü bugün Birinin bu arada çevirdiği Eldivene, Öyle kapanabildi parmakları Biraz olsun... Yumruk değil henüz. Ben de bekledim çöken karanlıkla. Gitme dedi bana bir şey. Çöp bidonlarından alevlerin yükseldiği Ve evsizlerin ayakta gecelediği burada. KISMİ AÇIKLAMA Uzun zaman oldu sanki Garson siparişimi aldığından beri. Öğle yemeği için küçük, kirli bir yer. HÖBEK KURULTAYINDAN SAFEVİ DEVLETİNE ŞAH SMA L Octavio için “Melekler Sözlüğü” Adlı bir kitap var. Kimse açmamış onu elli yıl boyunca, Biliyorum, çünkü ben açınca Ufalandı. O anda anladım, Melekler bir zamanlar Sinek türleri kadar çoktu. Hava kararırken Onlarla kaplanırdı gökyüzü. Kollarınızı sallamalıydınız Sadece uzaklaştırmak için onları. Şimdi gün ışığı giriyor Uzun pencerelerden. Sessiz bir yerdir kütüphane. Meleklerle tanrılar toplanmış Açılmayan kara kitaplarda. Büyük sır yatar Bayan Jones’un her gün Dönüp dolaştığı rafta. Boyu çok uzun olduğundan Eğilir sanki dinliyormuş gibi. Kitaplar fısıldaşır. Ben bir şey duymam, ama o duyar. ÇATAL Bu acayip şey cehennemden yeni çıkmış olmalı sürüne sürüne. Yamyamın boynunda asılı duran Kuş ayağına benziyor. Onu elinizde tutarken, Bir parça ete batırırken Düşleyebilirsiniz kuşun kalan kısmını; Başı yumruğunuz gibi İri, tüysüz, gagasız ve kör. n K İ T A P S A Y I 1227 “Hasani Kanunlarla” ünlenen Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ı tarih kitaplarından hep dü man olarak belleriz. Tarih yazılarında ah İsmail ne yazık ki Koca Timur ve Uzun Hasan'la aynı kaderi payla mıstır. 847 Sokak 10/AB KONAKİZMİR Tel: 0232 483 72 22 n A Ğ U S T O S Sergi Yayınevi N BÜTÜ RDA ÇILA P A T İ K S A Y F A 18 22 2013 C U M H U R İ Y E T