Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tı. îkiilebir, sadece inançlarını sorgulamaya başlayan Nevzat Köroğlu'nun ya da geçmişteki izdüşümü Börü Bahadır'ın romanı değil. Hepimizin romanı... Ikiilcbir, somııt tarihsel örnekJeri toplumsal örnekleri toplumsal düzlemde sorguladığı romanlarıyla beğeni kazanan Reha Çamuroğlu'ndan aynı problematiği bu kez anakronik bir yönremle ve bireysel düzlemde gündcmc getiren bir tezroman. Şizofren Aşka Mektup/ C.ezmi Crsöz/ Cendaş AŞ/ 15XS Ersöz kitabında mektuplar aracı lığıyla çizdiği karakterleri son de rece net çizgüerle belirlerken, adanışla başlayan bir aşkın yavaş yavaş bir şizofreniye dönüşümünü görüyorıız Bir mektupla başlar her şey... Ve mektuplar âşıkla rın samimiyctle konuşabildikleri tek mekân olur. Kadın hayatını bu aşka adarken, yalnızdır; adamin hayatında başka kadınların olduğunu anladığında ne yapacağını bilemez... Sığınılacak limanlar vardır, birini seçer, rehlikeli bir liman... ü günden sonra kadın büyuk bir parçalanışın içine girer... Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçimi/ Necati losuner/ Dogan Kitapçılık A Ş / X9 s Bir Tutkunun Dile Getirilme Biçi mi, Necati Tosuner'in 7 öyküsün den oluşuyor. Bunlardan "Armağan" 1997 yılında "Haldun Taner Oykü Odülü" yarışmasında birinci oldıı. Kitaba adını veren uzun öyküsüyse Istanbul'da yatdı bir "kızlar okulu"nu anlatıyor. Yıl, 1984. O zamanki öğ renciler Karen, Umut ve Ayça'nın kendi dünyaları. Bir öğretmen: Ceylan Hanım. Oğrenciler, Ceylan Hanım'a dtıytılan tutkunun dile getirilmesine yardımcı oluyorlar. Gölge Yaşatan/ Hakan Akdoğan/ Dogan Kitapçthk A.Ş./ 157 s. Nü Peride'yle 1998 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü'ne layık görülen Hakan Akdoğan Gölge Yaşatan'la bir kez daha okur karşısında... Yaşadıklarını yazmaktan öte yazdıklarını yaşayan yazar, kahramanlarının yüzlerini doludurmanız için boş bırakıyor. Kahramanların yüzlerini kendi anılarımizdan süzdüklerimizle dolduruyoruz. Kahve ile Nargile/ Levcrtt Kavas/ Uetişim Yaytnları/ 115 s. Levent Kavas'ın 'zehir' gibi denemeleri... Faşizm, küreselleşme, sermayenin yeniden örgütlenmesi, demokrasi, irticalaiklik, devlet vb. "günümüzün acil meseleleri" üstiine, aktüaliteyi kovalama telaşıyla değil, "tarih şuuru" ve düşünce disipliniyle, ama kahve ile nargileyi de elden bırakmadan ya zılmış. Tohum ve Toprak/ Carol Delaney/ tletişim Yayınları/ 390 s. Erkeğin rahme tohumu bırakan yaratıcı; kadının da bunu besleyen toprak olduğuna ınanılır. Tohum ve toprak görünürde masum iki imge. Oysa aralarında bir hiyerarşi var; erkeklere atfedilen yaratıcılık ve hayat verme gücü onları simgesel olarak Tanrı'ya yaklaştınrken, kadınların besleyici rolü onları Tanrı tarafından yaratılanla, yani dünya ile eşleştiriyor. Antropolog Carol Delaney, Sünni bir Orta Anadolu köyünde yaptığı saha araştırmasından yola çıkarak, "yaratılış"la ilgili inanış ve simgeleri ve bunların köylülerin, beden, cinsellik, evlilik, yemeiçme ve zamanuzam algıları ile hanenin yeniden üretimindeki C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 6 1 2 işböliimü ve milliyetçilik retoriğinin şekillenmesindeki rolünü inceliyor. Delaney'in temel tezi, "tekkaynaklı" üreme teorisi ile teolojik tektanrıcılık doktrininin birbirleriyle ilişkili olduğu; dinin ve yeniden üretimin ayrı ayrı ele alınamayacagı. Türkiye üzerıne yapılan önemli antropolojik çalışmaJardan biri olan Tohum ve Toprak'ta Delaney'in çıkış noktasını oluşturan sorular ise şıınlar: "Neden tektanrılı üç dinde de Tanrı açık ya da kapalı biçimde erkek olarak simgelenmektedir" ve "Neden biyolojik yeniden üretim değersizleştirilmiş ve böylece kadınlar duşük bir statüye yerleştirilmiştir?". Yerli Bir Feminizme Doğru/ Yayına I lazırlayanlar. Aynur tlyasofcluNecla Akgakçe/ Sel Yayıncıhk/ 496 v Erkek egemenligine karşı bazılarımız, açıktan müsaade bayragını çekmiş durumda, bazılarımız, sessiz ve sedasız koşulları lehleri ne dönüştürmekle meşgul. Tep kinin ve direnmenin kendini ortaya koyduğu alanlar, görmek istediğimiz öğeleri taşıyor. Uyum ve koşulları kendi lehine yönlendirme çabasında, kadınların başvurdukları pratikler ise ataerkil kısıtlamaların alanında kalıyor. Ancak bu iki alanın biigisi, birlikte bir bütüniı, kadınlara özgü öz gün ve yaşam bilgisini oluijturabilir. Ev içlerinde, mahallelerde, konfeksiyon atölyelerinde, kabul günlerinde filizlenen bu içerden bilginin, bu "kadınlık bilgisinin" alanlarına sızarak, teoriyi bu alanlara, bu cograryanın kadınlarının tepkilerine, eylemliliklerine aktararak yol alabiliriz... Elinizdeki kitap, bu yolda atılmış, bir adını olmayı hedefliyor... Mayo mu Osmanlı mı/ Tülay Ferah/ Telos Yayınalık/ 176 s. Tülay Ferah, "Mayo mu Osmanlı mı" adlı bu romanında bizi, kahkaha ve hüzünle bezenmiş bir tarih müzesinde gezdiriyor. Kahuğunu kırmak, modernleşmek isteyen bir toplum ve daha çok da bu istemi dillendiren aydınların serüvenine tanık oluyoruz bu .4? müzede. Olaylar tarihi bir mekân olan Pera'da geçiyor. Tülay Ferah'ın "Mayo mu Osmanlı mı" adlı bu yapıtı yüz yıllık tarihsel/toplumsal yaşamımıza ve onun dillerden düşmeyen "Batılılaşma" serüveninin trajikomik sonuçlarına ilişkin olarak, temiz, akıcı bir dille, kısa ve bir o kadar da çarpıcı vurgular yapıyor. MSVO MU OSMANLI M nın hedefi, "atomistik" diye nitelebilecek bir okuma tarzını eleştirmek ve aşmaktır. Her metin, sözlü ya da yazılı ve silik ya da belirgin başka metinlerle birlikte çokboyutlu bir anlam ağının içinde yer alır ve çeşitli eksenler üzerinde başka medinlerden ayrışır. Poetika nın asıl konusunu oluşturan "yazınsallığın" elde edilmesi de okurun bu matrisi şu ya da bu şekilde zihninde canlandırabilmesine, başka bir deyişle bu farklılaşmaları kendi okuması içinde "işletebilmesine", bağlıdır: Todorov'un Poetikaya Giriş'i, her iyi okurun kısmen bilinçli kısmen de bilinçsiz olarak gerçekleştirdigi bu işlemlerin bir ilk dökümünü sunmaktadır. Shannara'nın ElftaşlanShannara Efsanesi'nin tkinci Cildi/ Tcrry Brooks/ Çevıren: Bartş Emre Alhnı/ \thakı Yaytnları/ 686 s. Kötülüğü hapseden büyünün simgesi Ellcrys ölüyor. Yeniden doğabilmesi için, Elfkızı Amberle Ellcrys'ın tohumunu taşımak zorunda. Shea Ohmsford'un torunu Wilise dedesinin kendisine verdiği Elhaşlan'nın gücüyle Amberle'yi koruyacak. Ama Dört Kara'yi kurtaracak. Bu iki gencin önce kcndilerine inanmaları gerekiyor. Elflerin ve tüm Dört Kara halklarının yok olmaması, iblislerin yeniden Yasaklama'ya hapsedilmesi bu arayışa bağlı. Elli yıldan sonra geri dönen Allanon, iki genci bir araya getirip ırkların kurtulmasına yardım ediyor. Macera, büyü ve efsanenin büyüleyici anlatımı. Kar Kokusu/ Ahtnet Ümıt/ Om YayınevU 311 s. Sovyetler Birliği henüz yıkılmamış. Moskova'da aralarında Türklerin de bulunduğu değişik ülkelerden komünistlerin bir arada eğitim gördüğü Marksizm Enstitüsü'ndekı yaşam, Türklerden birinin öldürülmesiyle hareketlenir. Herkes korku içinde birbirinden kuşkulanmaya başlar. Ahmet Ümit, Kar Kokusu'nda politik faaliyetin, inanca bağlılığın, insan yazgısı üzerindeki etkilerini bir cinayet soruşturması ekseninde okura sunuyor. KGB, MİT gibi iktidarı korumakla görevli örgütlerle, TKP gibi iktidarı yıkmaya çalışan devrimci bir örgütün anlayışını karşılaştırıp, bireyin tarihsel olayların rüzgârında nasıl savrulduğunu, kendi varhğını koruyabilmek için, toplumsal olana duyduğu gereksinimi akıcı bir dille soluk soluğa anlatıyor. Floransalı Karlo/ Necmi Gunakal/ Everest Yayınları/ 119 s. Colombus'tan DavidoPa Tiitün ve Kültür/ Detlef Blııhm/ Dost Kıtabevı/ 164 s. Colombus'un "keşfettiği" tütünün tarihini okurken bazen çok zevklenecek, bazen de şaşırıp hüzünleneceksiniz. Tütünün okuma ve yazma, düşünme ve düş kurma üzerindeki etkisi bu mucizevi bitkiye neredeyse ilahi bir anlam yüklüyor. Bir zamanlar devrimin, özgürlüğün, isyanın simgesi olan pipo, puro, sigara tarihte hayli duman savurmuş. Edebiyatla tarih arasındaki o görkemli köprüyü kuran bu kitap kültur tarihınin nadide bir incisi. Geor ge Sand, Charles Baudelaire, Honore de Balzac, Al bert Einstein, Thomas Mann, Friedrich Durrenmatt, Paııl Auster ve daha pek çok ünlü bu kitaba eser ve portreleriyle katkıda bulundu. Poetikaya Giriş/ Tzvetan ToJorov/ Metis Yaytnları/ //6 c Tzvetan Todorov, insan bilimleri ve edebiyat eleştirisinde birçok farklı eğilimin toplanma noktalarından birini temsil eder. Şklovski ve Tinyanv gibi Rus Biçimcilerinin, Roman Jakobson ve Prag Dilbilim Çevresinin, Roland Barthes ve Gerard Genette gibi yapısalcı ve postyapısalci eleştirmenlerin yöntemleri, Todorov'un çalışmalarında bir senteze ulaşmaktadır. Poetika, tek tek yapıtlarla ilgilenmekten çok, bu yapıtları "yazınsal" kılan koşullan ve öğelerı araştırır. Todorov'un ve yapısalcı edebiyat araştırmaları Yazar, elinizdeki pikaresk romanın bir yerinde, "Hayatınızı bilmem, ama yaşadığınız şehir bir romansa, size de geçmişini kumaşlara dokuyan, sevinciyle gözyaşlarını metre metre ipliklere düğümleyen bir masal sultanının anlattıklarını yazmak düşer zaten," diyor. Moransalı Karlo, on yedinci yüzyılda uzak diyarlardan Bursa'ya gelen bir tüccardır. Kader onu orada üç parçaya ayrılmış bir define haritasıyla, Bursa'daki kerili olan Osman'la, Rusya'dan kürk getirip oradan ipek ve kumaş satın alan Rus Vladimir'le, The Levant Company'nin adamı olan Harvey Briggs'le ve suların sırrını merak eden Hasan Çelebi'yle buluşturur... Necmi Gürsakal l'loransalı Karlo'da masal diyarı Bursa'yı bir masal sultanıyla birlikte anlatıyor. iki kuş kanat çırparak bir dut ağacından havalanırken, radyoda hâlâ "Mazi Kalbimde Bir Yaradır" çalarken... Krom Sarısı/ Aldous Huxley/ Çeviren: Berat Çelik/ tthaki Yayınları/243 s. "Krom Sarısı, en zeki ve neşeli haliyle genç Huxley'dir. Düşünceler üzerine, düşüncelerle çatışan veya Krom Stnıı onlara ihanet eden şeyler üzerine bir kitap bu. Entelektüel geçiş, cinsel değişme, ahlaki belirsizlik, artık can sıkan idealizmin çağından geçen bir düşünce karmaşasına çok şey borçludur. Bize ilıanet eden şeylerin düşünceler olduğunu ima etmekle birlikte; konuşmalarda, tartışmalarda, kendine dair absürd bilgiler ve zihnin bitmeyen oyunSAYFA 21