22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. liği veren şey bu karşıdannçatışmasıdır. Bir yanda Patasana Tabletleri'nin ilkelliğe yaslanan şiiri, öte yanda güncel olanın basitliğine yaslanan güniimüz insanının şiiri. Bu şiirlerin farklılığıdır ki karakterleri ortaya çıkarır. Gelecek yüzyıllarda insanlar günümüzü anlamaya çalışırken futbola bakacaklar. Futbolun insanları neden bu kadar yoğun, neden bu kadar yaygın olarak etkilediği sorusundan yola çıkarak, bizim hakkımızda sosyolojik ve psikolojik çözümlemelerde bulunacaklar. Benim romanımdaki futbolla ya da daha önemsizmiş gibi görünen diyaloglar da karakterleri anlatmak için bana olanaklar veriyor. Ben, kitaba başlarken karakterlerim hakkında uzun uzadıya psikolojik çözümlemeleryapmayı sevmiyorum. Onların psikolojik yapılarını olaylann akışı içinde ortaya sermeyi deniyorum. Bu yüzden de romanım sona ermeden okur, yarattığım karakterler hakkında kesin bir kanıya sahip olamıyor. Hatta belki bittikten sonra bile karakterler üzerine tartışmasını sürdürüyor. tm Küçük ayrntılar Romanda Guneydoğu, özellıkle de Gaziantep 'tn stnır bölgest, bu yörenın özellıklert anlatılıyor özellıkle kaztnın asçısı Baraklı Halafta bunlart gbrüyoruz Veyapılan yemek tarıflerı. Oldukça uzun btr tanhselsurect anlatan romanda bunlar küçük ayrtntılar gibi kalmıyor mu ? Ayrıntı evet ama lcüçük aynntı değil. Çünkü ben aynı mekânı, yani Geç Hitit Kent Devletleri'nin yaşadığı bölgenin iki bin yedi yüz yıl sonrasını yazdım. Bu nedenle nasıl ki Patasana'yı anlatırken, o yörenin sosyoekonomik yapısı üzerine bilgiler veriyorsam, bugünü anlatırken de aynı yörenin özelliklerini yansıtmahydım. Bunu anlatmanın en iyi yolu da kozmopolit bir kişiliği seçmekti. Yani Türkiye'nin şu anki çok yapılı kültürünü yansıtan biri. Yani Halaf. Halaf, Baraklı biri ama yıllarca Istanbul'da yaşamıs. Metropoldeki yaşamı onu kendi küftüründen uzaklaştırmamış amayeni kültürler edinmesini de sağlamış. Tıpkı günümüz Türkive'sinde yaşayan bir insan gibi çeşitli kültürlere açık bir hale eelmiş. Bu yönüyle Halaf yörenin özelüklerini yansıtırken bir yandan da okura, yaşadığımız kozmopolit kültürün etkilerini hissettiriyor. Halaf ı ayrıntılı olarak anlatmamda bir başka etken ise özgün kültürlerden biri olan Barak kültürünü bir renk olarak romanıma taşımaktı. Aynı şekilde yemek kültürünün çok gelişmiş olduğu Gaziantep 'in bu niteliğini de hiç çekınmeden kullandım. Bu unsurlann romanımı çeşitlendirdiği kadar üzerinde yaşadığımız toprakların farkında olmadan bize kadar ulaşmış zengin kültürlere de bir gönderme olduğunu düşünüyorum. Batıhlar, insanlık tarihini dönemlere ayırırken, ilk basamak olarak Antik Yunan Aydınlanması'ndan bahsederler. Oysa Mısır, Mezopotamya ve Anadolu daki uygarlıklar olmasaydı. Yani Mısır Uygarhğı, Sümerler ardindan Hititler olmasaydı o ünlü Antik Yunan Aydınlanması'nın gerçekleşmesi olanaksız olurdu. Romanımı yazarken, unuttuğumuz bir uygarlığı, Hititleri elimden geldiğince ve edebi metnin olanakları içinde yeniden anımsatmayı da düşündüğumü söylemeliyim. Sektz kiştlik kazt ekibindeki karakterler çok ılgınç. Onların dısındaki Yüzbaşı Esref, Tımothy, Abid Hoca da özgün kısilıkler. Bu tiplert yaratırken neyı amaçlıyordunuz? Söyleşimizin başında da belirttiğim gibi ben bu romanı yazarken, insanlığın farklı olanı yok etme geleneğini anlatmayı denediğimi belirtmiştim. Ama bu içerik denilen şeydir. Içerik elbette SAYFA 4 Mezopotamya'daki kanlı gelenek ve. Ahmet Ümit Ü mammzda felsefe neden bu kadar yoğun olarak yer alıyor? Nasıl ki bir roman yalnızca felsefi bir metne indirgenemezse felsefesiz bir roman olacağını da düşünemiyorum. Kimilerinin artık felsefeye gerek kalmamıştır demelerine karşın bence insanlığın bugün her zamankinden daha fazla felsefeye ihtiyacı vardır. Çünkü bilim; dünyanın, insanın bütünselliğini parçalara ayırmaktadır. Bu parçalanma inanılmaz bir bilgi birikimini, adeta bir bilgi patlamasını yaratmaktadır. Bilgi padaması ise; dünyanın, insanın bilinelbilirliğini ortadan kaldırmaktadır. Çünkü herDİlim dalı kendi alanını anlatmaya çalışmaktadır. Oysa felsefe; dünyanın, insanın bütünsel yapısını tartışır. Roman ya da daha genel anlamda söyleyecek olursak sanat da kurgusal, alternatif bir yaşam sunduğu için dünyayı, insanı bütünsel olarak ele alır. Bu yanıyla, bir anlamda felsefeyle yöntemsel olarak benzeşir. Patasana'da felsefenin yoğun olduğu saptaması doğrudur. Çünkü iki bin yedi yüz yıllık bir zaman dılimi içinde insan davranışı ve düşüncesinde aeğişmeyen eğilimleri, olguları tartışmaktadır. Bunu her ne kadar edebıyatın kurallarıyla yapsa da felsefenin yardımına ihtiyaç duyması kaçınılmazaır. Sistemleştirılmiş düsünce olmadan aykın, farklı, özgün rikirlere ulaşmak son derece zordur. Başarılması zor olan şey ise felsefenin, romanın dokusunda olması, bir yama gibi sıntmamasıdır. Yazann yaratıcılığını ölçebileceğimiz alanlardan biridir bu. Patasana yı yazarken en çok önem verdiğim konuDu olmuştu. Başarabilmişsem kendimi muüu sayarım. Roman kahramanlarından bın bastn toplantısında Markı De Sade'dan şu altntıyı yapıyor 'îşlentlen tek btr cınayet vıcdanımızı stzlatabılır Ama anayetler artmaya baslayınca, onlarca, yüzlerce kez tekrarlantnca, vtcdan susar.' Markı De Sade, burada ayrıntılı olarak düşünülmüs, zektce tasarlanmıs ve vahsıce gerçeklesttrılmıs anayetler, toplu öldürmelerden, katltamlardan daha çok dıkkat çeker diyor Buradan kalkarak ıkı soru sormak ıstiyorumBirtncısı; neden bıreysel (tekıl) anayetler daha ilgt çekıci gelıyor insanlara? Iktnast, bir toplumsal sorunu ya da sorunsalı insanlığın gündemtne getirmede anayetin etkilt olabıleceğinı, kalıa ılgt uyandtrabıleceğını düsunüyor musunuz? Türkiye geçen yazın sonlarında bır deprem felaketi yaşadı. Yirmi bine yakın insan bu felakette yaşamını yitirdi. Ama olayın korkunçluğunu hissettiren bu yirmi bin savısı değu, ekranlarda gördüğümüz yıkılmış somut binalar ve binalardan çıkartılan somut cesederdi. Daha etkileyici olanı ise bireysel ölüm hikâyeleriydı. Sayılar nicelikle ilgüidir. Insana fikir verir ama tekil olanı insanı düşündürdüğü kadar etkiler de hele söz konusu olan ölümse. Savaslar da böyledir. îkinci Dünya Savaşı'nda milyonlarca insanın ölmüş olması korkunçtur. Ama savaşta ölüm korkusunu hissederek ölüme giden bir askerin öyküsü bizi daha çok etkiler. Çünkü kendimizi o askerle özdeşleştiririz, onun hissettiklerini hisseder, korkusunu duyarız. Oysa milyonlarca insanla özdeşleşmemiz olanaksızdır. Bu nedenle tekil cinayetler bizi daha çok etkiler. Cinayetin toplumsal sorunlann gündeme getirilmesinde kullanılması oldukça eski bir alışkanlıkür. Gerek AntikYunan'da, gerek eski Roma'da, gerek Ortaçağ krallıklannda gerekse bizim Osmanlj Imparatorluğu nda rakipleri safdışı etmek için cinayet sıkça kullanılmıştır. Ama cinayetin bir suikast olarak yaygınlık kazanması Hasan El Sabah'la başlar. Hasan El Sabah ve Haşhaşin çetesi korkunç cinayetler işlemis, suikastler düzenlemişlerdir. Yaşadıklan çağda olduk' CUMHURİYET KİTAP SAYI 525 Chıayet ve tophımsal sorunlar Afımet Ümit son romanında, Islenen clnayetlerln, akıi dı$ı, vasa dı$ı. vlcdan dı$ı olaylann glz perdelertnln çözümünde ell kolu bafllı kalmanın acısını, umutsuzluğunu dlle gettrtyor. önemlidir ama bir sanat yapıtında bu içeriği nasıl yansıttığınız çok daha önemlidir. Çünkü bir romanı yalnızca bildiri sunan bir metne indirgemek, onu edebi bir metin olmaktan çıkarmakla eş anlamhdır. O halde romanımın bir kurguya, bu kurgunun gerektirdiği bir dile ve en önemlisi yaşayan karakterlere ihtiyacı vardı. Romanın insan benliğinde yapılan bir kazı olduğunu söylerler. Bu görüşe yürekten katılıyorum. Ben de benliğinde kazı yapacağım kişilerimi seçerken, baştan belirlediğim içeriğe uygun tipler seçtim. Yani Yüzbaşı Eşref, Kürt gerilla lideri Cemşid, Vietnam gazisi Timothy, korucubaşı Düzgün gibi bir dönem şiddet uygulamış tipler ya da şiddete tanıklık edecek, buna tepki verecek Esra, Elif ve diğer kişilikler. Ama bu kişilerimi yalnızca anlatacağım konuyla sınırladığım düşünülmesin. Onlan yaşayan, olaylara müdahale eden, hatta zaman zaman yazarı bile takmayan güclü, celişkiler içindeki karakterler olarak anlatmaya çalıştım. Onların yaşayan kişilikler olması çok önemliydi, çünkü hemen hepsi bir arkeoloji kazısı sırasında bir araya gelmişti. Bir yanıyla yaptıklan iş nedeniyle bilimsel tartışmalar yaparken bir yanıy la da yaşamın gündelik, basit gereksinimlerini tartışıyorlardı. Banyo sırası gibi, yemeğin ne olacağı gibi, futbol maçına gitmek, Fırat'ta yüzmenin halkın tepkisini çekmesi gibi. Burada şunu da söylemeliyim ki bir karakteri anlatabilmenin yaratabılmenin olanakları yaşanun kriz anlarından, ya da trajik durumlardan çok gündelik olanın, her gün tekrarlanan sıkıcı davranışlarında daha fazladır. Kuşkusuz kahramanınızın, psikolojik prorilini en iyi, gündelik yaşamla, kriz anlanndaki davranışın biruği içerisinde ortaya serebilirsiniz. Ama gündelik yaşamı anlatabilmek hem çok zordur hem de çok önemlidir. Belki de kriz anlanndaki kesintiyi, coşkuyu, heyecanı anlatabilmeniz için basit yaşamı anlatmanız gerekir. Amacım bu insanlann şiddete verdikleri tepkileri göstercrek, okurun da toplumdaki, kendi içindeki şiddetle yüzleşmesini sağlamaktı. Patasana, tanhı bir roman olarak okunacağt gibi bırpoltstye. btrfelsefı roman olarak da okunabilır. tkı bın yeidiyüzyıllık bir tarih ekseninde sıddet sorgulanıyor. Romantn gerek günümüzde gerekse antik dönemde geçen bölümünde felsefe kendını alttan alta htssettirıyor Bu ro
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle