Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
üremek için Ona bir gondol havuzu adayacaksın ve şehvctlerinin amforasını Bir gün isteyeceksin sözcüklerinin onun mırıltısı olmasını Hazırlayan: Cevat Çapan Abdüllâtif Laâbi/ Şıirler/ Çeviren: Gürhan Tümer "Yaşamaya çalışıyorum zor is" Aşa&tdaki şiirler, Faslı ozan ozan Abdüllâtif Laâbi'nin, 1996 yılında Paris'te yayımlanan "Le Spleen de Casablanca" (Casablanca Bunalımı) adlı kitabından seçilmiştir. Laâbi, bu yapıtı için şb'yle diyor: Bu kitap, hir dolambacın kitabıdır. Bu kitabın bir bölümü Fas'ta, bir bölümü Fransa'da yazdmışttr. Dönüşü olanaksız bir gemide yazılan bir günce gibi gelişmiştir. Bulacağımı sandığım ülke uzaklaşıyor ve beni yeniden uzaklastırıyor. Bu kez ayrılık, kaybedişin acı tadına sahip. Kendime bir yer aramaktan, herhangi bir yerde yerimi aramaktan vazgeçtim. îşte eksilen bir arayış daha. Bu nostalji yükünden kurtulan başıboşluk yeniden başlıyor. îki sürgünden, sakatlamaaan üzeni ve düşün saygınlığınz koruyanı kabul ediyorum. Bukitap aynı zamanda, bende şiire teşekkür etme isteğini uyandıran dirilişin kitabıdır.Ozanın ötekikitaplan ise şunlar: Güneş Ölüyor Şiir, 1992. Dünyantn Kucaklayışı Şiir, 1993. Hoşgörü Çalışmaları Tiyatro, 1993. Gölgenin Yargıcı Tiyatro, 1994. Kadeh kadeh üstüne uyandırıyoruz yaşamı Bir gözünü açıyor bellı belirsiz gülümsüyor bizc ve yeniden uykuya dalıyor Biiyük kâğıtlar korkutuyor beni Onları ikiye bölüyorum yazmak için yarım şiırler Güneş orada Onu satın almam gerekmiyor artık Ve çabucak unutuyorum onu ıki san büyülenmişim gibi ranlıkfarla karanlı Elini eteğini çektin dünyadan yavaş yavaş dünya çekiyor senden elini eteğini Benim arkadaşım yalnız ve gururlu öyle olmaktan Suskunlufiun konuşacaktır senin için Adımı taşıyan kitaplar açmaya cesaret edemediğim korktu^um için toz halıne gefmelerinden parmaklarımın arasında Çalacağım bütün kapılarını kentin ve bağıracağım: Ben yabancıyım SAYFA 14 Soğuk kaynağa yerleşti Adın tuhaf başkaları söylediğinde Dana da tuhaf o söyleven sen olduğunda Nasıl da benziyorlar birbirlerine ülkeler ve sürgünler birbirlerine Senin adımların kumun üstünde iz bırakan adımlardan değil Sen geçmeden geçiyorsun Ey yağmurlar eğer gökyüzünün gözyaşları olsaydınız inanmaya başlardım Gökyüzü her zaman yerinde sabit ve acımasız O hiçbir zaman kaybolmaz Yerin yok hiçbir yerde çünkü duramazsın artık yolda Gökyüzü boşalttı beni Ben gölü boşalttım Sözcükler verdiler ve ben verdim Bu yolculuğa ne anlam vermeli Başka hangi diü öğrenmem gerekecek Parmaklarımın hangisini kurban etmem Ve dudaklarım istemezse eğer sarılabilecek miyim? Ben o cöçebe değilim yerleşik adamın kazdığı kuyuyu arayan Ben az su içerim ve yürürüm uzağında kervanın Çıksam nereye gideceğim? Kaldırımlar bozuk Ağaclar acınacak durumda Binalar gökyüzünü gizliyorlar Arabalar egemcnlik kurmuşlar herhangi bir tiran gibi Kahvcler erkeklere avrılmış Kadınlar, haklı olarak kendilerine bakılmasından korkuyorlar Ve sonra randevum yok hiç kimseyle Burada söyleşiyor su seninle gece gündüz Belleöin onunkine sürtünccck Balıkların onun içine atacaklar kendilerini Geçen her uçak düşüncenin bir parçasını götürüyor O kadar çok uçak geçiyor ki onlara vermcye başlıyorsun kalmadığı için düşüncelerin elinin altındaki eşyaları sonra gömleklerinin birkaçını sarı pabuçlarını asamadığın resimleri Şimdi kitaplığa saldırıyorsun mutfağın gömme dolaplarına Büron kısa zamanda çıplaklaştı Sana kalan yalnızca bir kâğıt paketi ve yarı yarıya dolu bir dolma kalem îşte, çevreni boşalttın ve kendini geçerken uçaklar gitgide daha çok sayıda Hazırla kendini uçmaya ihtiyatsız adam Zaman ilerledi ve sen istemiyorsun sona ermeyi bir yatakta Babanın resmi duvardaki yerini aldı arkamda Yalnızım kapalı odamda Karım çalışmaya gitti Buna karşın bir el ensemi okşuyor yavaşça bir kuş tüyü gibi Çocukluğun tadı ağzıma geliyor Anne görkemlim sakınımsızım Sen ki beni dünyaya getirmeye hazırlanıyorsun Lütfen bana ad koyma çünkü katiller pusuda Anne derimin tarafsız bir renkte olmasını sağla Katiller pusuda Anne benim önümde konuşma Senin dilini öğrenebilirim ve katiller pusuda Anne dua ederken gizlen beni senin inancının dışında bırak Katiller pusuda Anne sen yoksul olmakta özgürsün ama beni sokağa atma Katiller pusuda Ah anne eğer tutabilseydin kendini daha iyi günleri bekleyebilseydin beni dünyaya getirmek için Kimbilir Ilk çığlığım beni ve seni neselendirebilirdi O zaman atlardım ışığın içine Yaşamdan yaşama bir armağan gibi Anne seni çağırıyorum oysa sen toprak oldun Sana söylemem gerek: Ben senin sonsuza dek çoeuğunum Büyümek benim gücümün üstünde. Sığınağım bir göle bakıyor çevresınde çabucak dofanılan Ama balıkçılar orada asker CUMHURİYET KİTAP SAYI 367