05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Turan Güneş'in gerçeklere uygun görüşlerini yansıtan bu yazıları bugün için de güncel birçok konuyu içermektedir. Toplumumuzun bugün de yaşadığı çalkantılı durumu yıllar önce görüp ortaya koyan yazıların gerçekten Türk Dcmokrasisinin Analizi olduğunu belirtmekte yarar var. MUZAFFER UYGUNER T uran Güneş, siyasal yaşantımızcia önctnli yeri olan bir kişidir. 1922 Mart'ının ortalarında Kandıra'da doğmıış; Calatasaray ve tstanbııl Üniversitcsi Hukuk Fakültcsi'nde okumuş, daha sonra da Paris'te doktorasını yapmıştır. Anayasa alanında öütcnim üyeliğinin yanında milletvekilliği ve çeşitli oakanlıklarda bakanhk görevlcrinde bulunmuştur. Insanlarla çok iyi ilişkiler kurabilen bir kisiydi. Gençlik yıllarırnızda değişik alanlarda arkadaşlığımız olmuştur. Futbolcu formasıyla çekilmiş bir fotoğrafımızı zaman zaman çıkarıp eski günlerimizi anırnsarım. Turan, 32 yaşında milletvekili seçilmiştir Kocacli'den. 1954 yılı seçimlerindc milletvekili olur olmaz Avruna Konsey toplantılarına katılmaya başıamıştır. O yıllarda, adı Kıbrıs Harekâtı'nın parolası olan kızı Ayşe doğmuştur. Daha sonra da kitabı basıma hazırlayan oğlu Hurşit Güneş dünyaya gelmiştir. Eşi Nermin Büyükgökçe ile mutlu bir evlilik yaşamıştır. îki çocuğu da bugün üniversitelerde öğretim görevlisidir. Turan Güneş, milletvekili oluşundan başlayarak, birçok konuda sürekli muhalefet ve savaşım içinde olmuştur. îlkin, seçildiği Demokrat Parti'de ortaya çıkan sosyal demokrat grup içinde yer almıştır. Kırşehir'in ilçe yapılması yasası. Görülen Lüzum Üzerine Yasası, seçim yasası değişiklikleri konularında, üyesi bulunduöu Anayasa ve Içişleri komisyonlarında, DP grubunda ve Millet Meclisi genel kurulunda sert tepkilerini ortaya koymuştur. Turan Güneş, çok iyi bildifii hukukun temellerine getirilen tersliklerin karşısında olmuştur yaşamı boyunca. Ispat hakkı konusunda da Adnan Menderes ile karşı karşıya gelmiştir. Daha sonra partiden ayrılır ve arkadaşları ile Hürriyet Partisi'ni kurar. Bu arada DP yönetimini elcştiren Korum dergisinde yazılar yayımlamaya yönelir. Bu kitapta ycr alan yazılannın birçoğu bu dergide yayımlanmıştır. Daha sonra da, 1962 yılında çıkmaya başlayan Yön dergisinde yazılar yayımlar. 27 Mayıs döncminde Kurucu Meclis'in CHP Kocaeli üyesi olarak görev yapmıştır. Bu arada Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Idare Hukuku kürsüsünde görev yapar ve "Türk Pozitif Hukukunda Yürütme Organının Düzenleyici lşlemleri" konusundaki tezi ile profesörlük sanını alır. 1974 yılında kurulan hükümette Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenir. Bu Bakanlık'ta öncmli görevler yapar ve Kıbrıs Harekâtında rol oynar. Daha sonra başka bakanlık görevlerinde de bulunan Güneş, 9 Nisan 1982 cuma günü bir vapur gezisinde aramızdan ayrılmıştır. Turan Güneş'in çeşitli dergilerde yayımlanan yazıları ile bazı konuşmaları, oğlu Pror. Dr. Hurşit Güneş tarafından derlenmiş ve Türk Demokrasisinin Analizi adlı kitapta okura sunulmuştur. Hurşit Güneş, kitabın önsözünde, babasının toplumsal ve siyasal yaşamını anlatmıştır. Turan Güneş'in da yer almıştır. Turan, bu yazısında ülkemizde demokrasi olabilir mi görüşünden yola çıkmış, Türk topluın tipi ve demokrasi üzerinde durmuştur. 1 ürk toplumu ile Batı toplumları arasındaki farklar üzerinde bilgiler vermiştir. Ona göre, "Batıda hukuk kurallarının çoğu, kralların iradesi dışında, toplum içinde oluşurdu. Gelenek hukuku, genellikle kral iradesinin üstünde idi. Bizde ise padişahın fermanı, hatia herhangi bir emri hcr şeyin üstünde idi" (s. 45). Bizde "Iktidarı elinde bulunduran, tek meşruiyeti kendisi temsil ediyormuş inancında bulunduğu için, her türlü muhalefet, eleştiri, hatta uyarı, düzeni bozmak, yıkmak sayılmıştır." Bugün de pek değişen bir şey yoK gibi. O yıllarda, DP'nin iktidara geldiöi yıllarda, toplum kendi dcğer yargılarını uygulamaya yönelmişti. Ama, Türk demokrasisinin analizi 1960 yılında başlayan sol akımlar karşısındaki tutumuna da değinen Hurşit Güneş, bu konuda şunları belirtmiştir: "O dönemin birçok solcu aydını, Turan Güneş'i, yeterincc sol temeli olmayan, sadece fiberal düşüncelere sahip bir kişi olarak algılamıştı. Oysa Güneş, sivil demokrasinin kökleşmediği kanısındaydı. Ona göre, Türk demokrasisinin, gerek onu Dİçimlendiren hukuksal rejimde, gerekse işleyişinde birçok eksiği vardı. Siyasal sistem bireylere yeterince özgürîük sağlamamakta, hatta daha da öte devlet katında bireylcr arasında ciddi farklılıklar bulunmaktaydı." Bireydevlet ilişkisinin Osmanlılar'dan gelen yapının özelliklerini taşıdığına inanıyordu. 1976 yılında CHP'nin izlediği siyaset ile kendisinin amaçladığı heuefler arasında önemli çelişmelcr görmeye başlamış ve parti i eleştirilerini yoğunlaştırmıştı. Yön ergisindcki yazılarında C H P ve DP'nin özellikleri konusunda önemli siyasal ve toplumsal açıklamalarını, analizlerini ortaya koymuştur. Ayrıca, Prof. Dr. Ahmet Naki Yücekök de "Turan Güneş'i Tanımak" başlıklı önyazısında onun bilimsel yönünü, toplumsal ve siyasal görüşlerindeki sağlamlığı ve içtenliği belirtmiştir. Ona göre, Turan Güneş'in ciddiyeti kravat kostüm ciddiyeti değildi. "Onunki, bir inanç ve inancı hayata geçirmedeki tutarlılığın ciddiyeti idi." Belirttiği gibi, "Cakası, gösterişi olmadığı gibi, yıllanmış kinleri, hesapları da yoktu." Kitap yedi bölümden oluşmuştur. Her bölümde birbirini bütünleyen yazılara yer verilmiştir. Bu bölümlerdeki görüşleri, onun sağlam temellere oturttuğu görüşleridir. Birinci bölümde Tek Partili Düzen ve CHP ele alınmıştır. Burada yer alan bir konuşmada, CHP'nin doğduğu yıllar ile bağımsızlık savaşımız dönemindeki toplumsal ve tarinsel durumlar, koşullar üzerinde durmuştur. Tek partili dönem ile DP'nin ortaya çıkış yılları bu konuşmada irdelenmiştir. Bu bölümde yer alan vc daha önce Yön dergisinde yayımlanan yazısında CHP'nin nalktan nasıl uzaklaştığı ele alınmıştır. Bu bölümden önce, Turan'ın tasarladığı kitabı için yazdığı önsöz ile "Bu Noktaya Nasıl Geldik" başlıklı yazısı "Arapça ezan gibi birçok konuda Demokrat Parti'nin en basit, en kolay, en demagojik yolları seçtiği söylenebilir. Ama bu, olayın çıplalc gerçeğini ortadan kaldırmaz. Türkiye ilk kez bir çeşit sivil topluma yöneliyordu. Yahut bir başka aeyimle, halk şimdiye değin yabancısı bulunduöu iktidarı ele geçiriyor veya etkileyebiliyordu" (s. 53). Turan, dıpnotunda bu konuda şunları yazmıştır: "Demokrasiye geçişten sonra, Türkiye'nin her yerinde mantar gibi camiler bitmeye başlamıştır. Bu olay karşısında Türk mimarının tepkisi sadece olumsuz olmuştur. Yeni bir cami modeli, yeni bir form ortaya konmuş mudur? Hayır, çünkü bu toplumda olayı, Cumhuriyet'in kültüründe yer almıyordu. Bu nedenle de son yılların en büyük yapı raaliyetlerinden biri, gericilik, zevksizlik, bir kelimeyle kültürsüzlük gösterişi haline dönüşmüştür" (s. 53). O, sanki bugünleri anlatmıştır böylece. Turan Güneş'in bu yazısı tüm olumsuzlukları ibrct verici bir anlatımla ortaya koymuştur. Kitabın ikinci bölümündeki yazılarında ise DP olgusunu da aynı anlayış ve yaklaşımla ayrıntılı olarak ortaya koymuştur. Halkın bu oluşumu nasıl algıladığı da açıklanmıştır. "llk Sosyai Demokrat Esintiler" başlıklı üçüncü bölümde, Yön'de çıkan yazılannın yanında, 14 Mart 1962 tarininde Doğan Avcıoğlu, Bahri Savcı, Mümtaz Soysal ve Ahmet Yıldız ile gerçekleştirilen açıkoturumun metni de yer almıştır. Gerek bu toplantıdaki konuşmalannda ve gerekse yazılarında dcmokrasi konusundaki görüşlerini keskin çizgileriyle ortaya koymuş, terslikler karşısındaki eleştirilerini açıklamıştır. CHP parti mecfisinde toplumsal demokrasiyi temel alan bir yapılanma tartışması da görülmektedir. Turan Güneş'in siyasetin sivilleşmesi konusundaki görüşleri de kitabın ''Sivil Demokrasi Üzerine" başlığı konulan dördüncü bölümündeki yazılarında belirtilmiştir. Aydınların durumu ile halka dayanmayan siyasal hareketlere ilişkin görüşleri bu yazılarında görülmektedir. larında görüyoruz. Hurşit Güneş'in dediği gibi, "Rahmetli Güneş, 12 Eylül'e gelinmesinde siyasi liderlerin çok önemli sorumlulukları olduğunu, çünkü 12 Eylül'ün aniden değil, görünerek geldiğini" düşünmüş ve bu görüşünü açıkca yazmıştır. Hurşit Güneş, babasının yazılarındaki özü çok iyi belirtmiştir önyazısında. Askeri yönetimlerin hazırladığı anayasalar üzerinde de durmuş ve yazısının sonunda şunları yazmıştır: "Turan Güneş in en önemli vurgularından birisi, kitapta da yansıdığı gibi, aydınlar ile halk arasındaki kopuklufiun varlığı, daha doğrusu, aydınların başlattığı siyasal hareketlcrin çoğunun hafktan kopuk bir biçimde gelişmesiydi. Bugüne baktığımızda birçok yeni siyasal harekctin de bu anlamdahalktan kopuk geliştiğini veya mevcut olanların da gidcrek halktan kopmakta olduğunu, sonuç olarak da marjinalleştiğini görüyoruz" (s. 17). Turan Güneş'in gerçeklere uygun görüşlerini yansıtan bu yazıları bugün için de güncel birçok konuyu içermektedir. Bunlara değinmekle yetiniyorum. Aldığım notları ortaya koyarak bir irdelemeye yönelsem bu yazı yerine bir kitap yazmak gerekiyor. Günümüzde oluşan durumlar, onun görüşlerinin ne kadar doğru, yerinde olauğunu göstermektedır. Siyasetçilerimizin bu kitaptaki yazıları okuyup bclirtilen görüşlere yönelebilecekleri düşünülebilir mi? Her şeyden önce, bu kitabı okuyacaklar mı? Yoksa, "Geç yahu! O yazılardakileri zaten biliyoruz. Bize ne katacak?" mı diyecekler. Toplumumuzun bugün de yaşadığı çalkantılı durumu yıllar önce görüp ortaya koyan yazıların gerçekten Türk Demokrasisinin Anaıizi olduğunu belirtmekte yarar görüyorum. "Siyasal yaşama farklı söyleyişle renk katan Turan Güneş'i saygıyla anarken, düşüncelerinin, içinde Dulunduğumuz sancılı günlerden geçerken, arabayı devirmemeye çalışanlara ışık tutacağma inanıyoruz." • Türk Demokrasisinin Analizi/ Turan Cünej/ Yazılar/ Hazırlayan Ylurşıt Güneş, Prof. Dr / Ütnıt Yayınalık 1996/ 303 s. SAYFA 11 Turan Güneş, günümüz politikacılarına yol gösteriyor yen bu bölümde, beşinci bölümde açıklamıştır. Sözgelimi, partilerüstü bir hükümetin parlamento çoğunluğuna dayanmayan hükümetlerin sürdürülmesinin de mümkün olmadığını, olmaması gerektiğini vurgulamıştır. Koalisyon hükümetleri konusunda olumlu görüşü varsa da "döner başbakanlık" oluşumuna aykırı görüştedir. Partizanlık yaparak kadrolaşma davranışlarına da karşı olup muhalefetin her türlü eleştirisinin hoşgörüyle karşılanması inancındadır. Kitabın altıncı bölümü Anayasa Uzerine yazılara ayrılmıştır. Burada, "Danıştay ve tdarenin Etkinliği", "Anayasa ve 27 Mayıs Anayasası" ile "Anayasa Üzerine 1, 11" başlıklı yazılarla "Kcndini Savunamayan Dilsiz, Cîünahkâr Anayasa" başlıklı yazıları yer almıştır. Demokrasinin belli bir anayasal rejim içinde nasıl etkin olabileceğini belirtmiştir bu yazılarında. Hatta, diyebilirim ki, bir anayasanın nasıl olması gerektiğini ortaya koymuştur. 12 Eylül 1980 hareketine dönük görüşlerinin dc 12 Eylül'ün llk Günlerinde başlıklı yedinci bölümdeki yazı S Kltaptaki yazılar Tüpk Demokrasisinin Analizi Turan Güneş, bu konudaki görüşlerini de, düşüncclcrinden ödün vcrme Parlamenter Rajim VB Partilerüstü Hükümet CUMHURİYET KİTAP SAYI 367
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle