Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Milli Görüş Teşkilatlan'nın içyüzünü ortaya koymakla kendini gösteriyor. Milli Görüş'ün gizli ilişkileri ve parasal gücü, Türkiye'de bir şeriat devletinin kurulması hazırlıklan çerçevesinde özel eğitimden geçirilcn 20 bin militan, gizli eğitim notları ve eski Milli Görüşçülerin itirafları tchlikenin kapıya dayandığının birer belgesi. tnokinBir Aşk Bilmecesi/ Çetın Yiğenoğlu/ Çağdaş Yayınlan/ 128 s "lnokinBir Aşk Bilmecesi" mclez, ama Kürt kimliği baskın kadınla mclez, ama Türk kimliği baskın erkek arasındaki aşkın öyküsü. Inokin'de "Paranın en yüce değer olduğu, insan ilişkilerinin metalaştığı, aşkın öldüğü küreselleşme çağında" aşk yüceltilmektedir. lzleksel açıdan aşka, melankoli çizgisinde yaklaşılıyor, ancak yaşam da birçok boyutuyla kucaklanıyor. Içinde "aşka dair" çok şey bulunan vc şiirsel dille yazılan lnokin, birbirinin benzeri bir gecelik ilişkilerin aşk diye algılandığı günümüzde, geçmişte kalan gerçek aşklara özlemin romanı. Yalnız Kadın/ Nccatı Cumah/ Çağdas Yayınlan/ 192 s Çağdaş Yayınlarınca yayımlanan bu kitap,"Yalnız Kadın"ın 8. basısı.Dördüncü basıdan başlayarak süregeldiği gibi Cumalı'nın ilk öykü kitabı Yalnız Kadın'ı, altıncı öykü kitabı Kente Inen Kaplanlar'la bir araya getiriyor. Gerçekte de ortak bir duyarlık yansıtır bu iki kitapta toplanan öyküler. Yalnız Kadın'ın Kurt, Istanbul, Türkânın Günleri, Kar vb. öykülerinde taşranın hüzünlü havasını yansıtan yazar, Yalnız Kadın, Kırda Geçen Pazar Günü, Dertler, Hayatımızı Güzelleştirelim, Kanarya gibi öykülerinde bu hüznü büyük kent yaşamına taşır. Her iki kitapta da umutsuz aşkların, büyük kentlerin parçalanmış duygu dünyasının izlenimlerini sergiler. Niçin Oyun?Çocuğun Gelişiminde ve Çocuğu Tanımada Oyunun Önemi/ Prof Dr. Mücella Ormanlıoğlu Uluğ/ Göçebe Yayınlan/ 229 s. "Prof. Dr. Mücella Uluğ, bu kitabında insan yaşamının her evresi için geçerli olan çok değerli bir etkinliği, oyunu kuramsal ve uygulama boyutlarıyla irdelemektedir. Oyun doğuştan itibaren başlayan ve bireyin eğitim ve gelişimini önemli ölçüde etkileyen bir etkinliktir. Oyun sayesinde, bireyin zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi gerçekleşir. Işte yazar kitabında okul öncesi dönemden ergenliğe kadar, engelli ve problemli çocuklar dahil, farklı bireylerle oyun ilişkisini ele almış ve bunu konu ile ilgili uzmanlara olduğu kadar, eğitimcilere ve anne babalara da akıcı bir dille yansıtmıştır. Çocukla ilgilenen tüm yetişkinlere önereceğimiz bir başucu kitabı ve son derece yararlı ve önemli bir yapıttır." diyor Prof. Dr. Haluk Yavuzer kitap için. Düşünceler ve GerekçelerFelsefe Yazıları 1/ Arda Dcnkel/ Göçebe Yayınlan/ 318 s. Arda Dcnkel 19851997 yılan arasında yayımladığı makalelerini topladığı kitabında " Bir şeyleri açıklıyormuş gibi görünen dizgesel, derin ve ilginç bir düşüncc yapısı, mantıksal uslamlamalarla temellenmedikçe bir felsefe olmayacaktır. Çünkü derin, dizgesel, ilginç, soyut ya da karmaşık oluşları düşünceleri felsefe kılmaz. Edebiyat ya da tasavvuf yapıtları felsefeden daha derin, vs. oldukları zaman bile felsefe değildirler. Vecizeler de öyle. Onların değerleri felsefi oluşları ya da olmayışlaCUMHURİYET KİTAP SAYI 407 rı nedeniyle kazanılan bir şey değildir. Buna karşılık, felsefe olmaları amacıyla ortaya atılmış kimi kurgu ürünleri de, uslamsal bir temel taşımadıkları sürece, felsefe adını haketmeyeceklerdir. Felsefeyi "felsefemsi'den ayırt etmek gerektiği gibi, önüne gelen her görüşü ve "kuramı" ciddiye almak gerekmez. Once bunların nasıl temellendirildiğini sormak esas olmalıdır."diyor. Erkek Aşkının OtesindeRönesanstan Günümüze Kadınlar Arasında Romantik Dostluk ve Aşk/ Lıllıan Faderman/ Çevıren Zülal Kılıç/ Guçebe Yayınlan/ 608 s Lillian Faderman romanları, dava tutanakları, aşk mektupları ve pornografi yazını gibi çok çeşitli kaynaklara dayanarak, yüzyıllar boyunca kadınların konumunda ve kadınlar arası aşkta meydana gelen değişimlcri çarpıcı biçimde sergilemektedir. Faderman kadınların aynıcins aşkı ile kadın cinselliği konusunda sürekli değişen kurumlar arasındaki o parmak basılması güç ilişkiyi araştırıyor. Ayrıca, yeni gelişmeye başlayan feminist değerlerin, kadınların birbirine tutkularında ve erkeklerin bunlara gösterdiği küçümsemeden hayranlığa ve sonra tiksintiye uzanan tepkilerinde her zaman önemli bir rol oynadıklarını gösteriyor. Erkek Aşkının Ötesinde gürültüsüz bir devrim yapmış, ilk baskısından bu yana bu konudaki bütün çalışmalara temel oluşturmuştur. Kitap, tarihin unutulmuş ve gözardı edilmiş parçacıklarından parlak bir bütün örmekte. Felsefeyi YaşamakAhlak Düşüncesine Giriş/ Ray Bıllıngton/ Çevıren • Abdullah Yılmaz/ Ayrıntı Yayınlan/45 s Kendimize sahip çıkmak, hayatla kurduğumuz ilişkide aktif olmak, giderek hayatımızı bir sanat eserine dönüştürmek bilgi ve çaba ister. însanoğlu var olduğu günden beri mutluluğu, o "imkansız laneti" aradı. Hâlâ arıyoruz. Arayış ıse felsefenin ta kendisidir. Ve felsefe yaşanan bir şey değilse hiçbir şeydir. Ray Billington "Felsefeyi Yaşamak" adlı kitabında felsefenin yaşanan, gündelik sorunlarımıza, sevinçlerimize yakın olan bir şey olduğu noktasından hareket ediyor. Ona göre felsefe, bize, kendimize/hayata derinlemesine bakmak, gerçek lerle korkmadan yüzleşmek ve hayatımıza yön vermek için gerekli bilgi ve güveni kazandırır. Böylesi bir felsefe ise kişisellikten arınmış, kuru, teknik bir dille yazılamaz. Hayatı kuşatan, güldürürken düşündüren, kaygıya açık olan, neşe ve umut saçan bir dille kaleme alınmalıdır: "Felsefeyi Yaşamak" gibi... Etik kurallarının kökeni, ahlaki yaklaşımların neler getirip neler götüreceği gibi konular bu kitabın özünü oluşturuyor. Gündelik hayatta sık sık karşılaştığımız bazı konuları daha yakından tanıyabilmek, bu konulara bir felsefecinin nasıl bakabileceğini görmek ve daha da önemlisi, genel olarak felsefe ve özel olarak da etik ile gündelik hayat arasındaki bağın nasıl oluştuğunu anlamaya yardmcı olmak için yazılmış bir kitap "Felsefeyi Yaşamak". Guzman'ı Ararken/ Nıcholas Shakespeare/ Çevıren Murat Çelikkan/ Nısan Yayınlan/ 70 r "Abimael Guzman; dünyayı değiştirmeyi amaçlamış Kant'çı bir düşünür. Yandaşları için o, Marx, Lenin ve Mao'dan sonra Dünya Devrimi'nin Dördüncü Kılıcı'ydı. 1980'dcn 1992'ye kadar gizlendi bu süre içinde dünyanın en ölümcül devrimci örgütünü yönetti. Yirmi yıl boyunca hiçbir gazeteciyle röportaj yapmadı ve sadece tek bir fotoğrafı çekilebildi. Başına bir milyon dolar ödül kondu. Asla süpergüçlerden yardım almadan gerçekleştirdiği ayaklanmayla, tüm Güney'i ve ötesini tehdit etti. 1992 Eylül'ünde Lima'nın küçük bir ban liyösünde, Perulu ünlü bir balerinin stüdyosunda yakalandı. Onu yakalayan General Vidal, Guzman gizlenmeye başladığından beri izini sürüyordu. 26.000 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir sivil savaşın sorumlusu, Aydınlık Yol lideri Abimael Guzman'ın yakalanması sırasında tek bir el ateş edilmedi." tmdat! Ailem Beni Çıldırtıyor!/ Katbryn Lab/ Çeviren Canan Feyyat/ Scala Yayıncıltk/ 185 s. "Anneler ve babalar... En iyi koşullarda isteklerinizi sınırlar, can sıkarlar. En kötü koşullarda, saçlarınızı diken dikcn edcr, çıldırtırlar" temasından yola çıkan yazar, 5 ana karakteri işliyor. Kahramanların isimleri karikatürize edilmiş olmakla birlikte, gerek kendi kişilikleri, gerekse ait oldukları ailelerin yapısı tamamen gerçek. Onların sorunlan ve başlarından geçen olayları anlatırken, herkesi mutlu edecek olumlu yaklaşımlar ve çözüm öneriyor, uygun taktik ve stratejileri ele alıyor. Yalın ve esprili diliyle, okur kitlesi olarak hedeflediği 1218 yaş gençleriyle son derece başarılı bir iletişim kuruyor. "Anne ve babamzın mizah duygusu yeterince gelişmemişse; bu kitabı onlardan köşe bucak saklayın. Anlamaya eğilimli görürseniz, ayrı ayrı ve birlikte okumayı önerin" diyor. " Ve asla unutmayın" diye de ekliyor: "Mutlu bir anne baba, her zaman için duyarlı, anlayışlı ve cömerttir. Üstelik "evet" demeyc çok yatkındır!" Yoksa Erkekler Uzaylı mı?/ Marina Gask/ Çevıren: Ayşe Karasu/ Scala Yayıncılık/ 126 s Genç kızlar yaşıtı erkekleri anlamakta güçlük çeker, bu çok bilinmeyenli denklemi asla çözemeyeceklerini düşünürler. Gerçekten böyle mi? Yoksa erkekler hakikaten uzaylı mı? Yetişkinliğe hazırlanan 1218 yaş gençlerinin kendilerini ve birbirlerini tanıma gcreksinmesinden yola çıkan Marina Gask, yalın diliyle okurla sıcak bir ilişki kuruyor. tlkgençlik çağındaki erkekleri tüm bakış açılanndan ele alan, kaygı ve korkularını, istek ve beklentilerini, nasıl görünmek istediklerini, ancak gerçekte neler hissettiklerini, neler söyleyip ne demek istediklerini, hoşlandıkları kıza duygularını nasıl açıkladıklarıru, dış görünüşlerinde en çok nelerden korktuklarını anlatıyor. Kendi Sesinle Konuş!/ Roue Rushton/ Çevıren: Ayşe Karasu/ Scala Yayınctlık/ 136 s Topluluk önünde konuşurken zorlanıyor, yüzünüz al al oluyor, diliniz damağınıza yapışıyor, boğazınız düğümleniyor, soğuk terler mi döküyorsunuz? Derse kalktığınızda bir anda hafıza kaybına uğruyor, bütün bildiklerinizi unutuyor, gözleriniz tavanda, kulağınız zilde, bildiğiniz bütün duaları sıralayarak öğretmenin insafına mı sığınıyorsunuz? Utangaç ve çekingen misiniz? Yeni biriyle tanıştığınızda, sırılsıklam aşık olduğunuz luz ya da çocuğu gördüğünüzde, eliniz ayağınıza dolaşıyor, nutkunuz tutuluyor, "bir dahaki sefere" deyip uzaklaşıyor musunuz? Öğretmenlerinizin sizi doğru değerlendiremediğini, sorunlarınıza yeterince eğilmediğini, hatta anlayışsız olduğunu mu düşünüyorsunuz. Ailenizle çatışıyor, sizi anlamadıkiarından yakınıyor, sorunlarınızı aşamıyor, zaman zaman yaşamanın anlamsız olduğunu düşünüyor, hatta dünyaya geldiğinize lanet mi ediyorsunuz? Çevrenizdeki bu anlayışsızlar ordusuna duyduğunuz öfkeyle içinizde volkanlar patlıyor, dişlerinizi sıkmaktan çenenize ağırılar girip, sıkılmış yumruklarınızla etrafınızda terör mü estiriyorsunuz? Rosie Rusthon'un sesine kulak verin. Çünkü o, "Kendi Sesinle Konuş!" derken, duygu ve düşüncelerini, istek ve beklentilerini, sevgi ve öfkesini, hayalleri ve ideallerini olanca sesiyle haykırabilen, kendini ifade eden, başarılı ve karizmatik bir genç olabileceğinizi anlatıyor. SAYFA 1 7 J