03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TÜYAP 16. İSTANBUL KİTAP FUARI ONUR YAZARI: VEDAT GÜNYO! Bir Çağdaş Derviş ZEYNEP ALİYE imilcri ona"Yazın Dünyasının Karıncası" benzetmesini yakıştırırken kimileri "Bir Çağdaş Derviş", kimilcri de onu "Yazın Dünyamızın Gümüş Saçlı Şövalyesi" olarak tanımlıyor. Ccmal Süreya "99 Yüz" adlı kitabrnda, "Içindeki aydınlığı karşısındakineyansıtmakla kalmaz, kendininkinin bir eşini de hemen onda yaratır" diye söz cdiyor ondan. Bazı konular, alanlar vardır nercsindcn tutarsanız ayrı bir kanal oluşturur. Vedat Günyol'un yaşamı da, yaşantısınm omuıgasınıoluşturmuşkimliğide bu tür romanlardan. 1966 ydındanbuyana"Dilc Gelseler", "Yeni Türkiye Ardında", "Devlet lnsan mı", "Bu Cennet Bu Cehennem", "Çalakalem", "Orman Işırsa", "Daldan Dala", "Bilinç Yolunda", "Güleryüzlü Ciddilik", "Sanat ve Edebiyat Dergileri", "Gölgcden Işığa", "Güne Gün Katmak" ve önümüzdeki günlerde Oğlak Yayınları arasında çıkacak olan " Yaşa Yaşa Gör Temaşa" gibi 20'den fazla dcneme kitabının yazarı; Fransızca, ltalyanca ve İngilizcedcn 50 civarında kitabın çevirmeni olarak bir çeviri ustası; incclcmc, günlük yazıları, gazete ve dergi yazıları yazarı; ülkemizde nesnel eleştirinin yolunu açmış bir eleştirmen... Ama bclki de hepsinden önemlisi Sabahattin Eyuboğlu vc Azra Erhat ile birlikte bir ayoınlanma ve hümanizma projesinin öncülerinden biri olması. Evet, (Ahınet) Vedat Günyol, gcrçck bir aydın, aydınlanmacı. Çeviri, deneme, incelcme, günlük, eleştiri yazılarıyla, yayıncılık, dergicilik alanlarındaki çabalanyla ülkemizde bir hümanizma hareketinin, rönesans hareketinin öncüsü olmaya sıvanmış bir kimlik. Popülizme düşmeden, anlaşılmazlığa kaçmadan, üstelik Türkçenin doruklarında yazabilme başarısını da gösterdiği, yazılarında bir yandan insana yüreğinin sıcaklığını duyumsatan, içtenliğidostluğu sunan, bir yandan da bilgc kişiliğiyle okurunu etkileyen, değiştiren bir usta. Insanlara, sevgi, mutluluk vermeyi, güzelliği, iyiliği, erdemi taşımayı amaçlamış, umudu nep yüceltmiş bir hümanist... Biraz da bu yüz Vedat Günyol K den mi "hem bilge hem çocuk" diye söz edilişi kendisinden... 1911'dekuşkusuzsoğuk birmartgününde doğmuş Fatih'tc Çırçır Mahaîlesi'nde. Doğum günüyle ilgıli olarak "2 Mart'la 6 Mart arası bir tarihmiş" diyor. Yani balık burcu. Duygusal, güzel sanatlara yetenekli, insancil. Annesi Diyarbakırlı Cemil Paşa'nın kızı. Dedesi Adliye Müsteşarı Ahmct Şükrü Efendi. Onun konağında sürmüş yaşamı, o sıralarda Kartal Kaymakamı olan babasının yinc kaymakamlık göreviyle Lice'ye atanmasına dek. Babası aydın bir insan. l yıl IV ris'te kalmış. Vedat Günyol'un deyişiyle "Gözü açılmış. lyiyi kötüyü birbirindcn ayırabilecek biri" ve Mustafa Kemal hayranı bir aydın. Vedat Günyol, Rençlık yıllarıntln yani asistanlığı sırasında gerçekleşiyor. Bir gün Robert Kolej mezunu gençlerle karşılaşıyor. Fransız okulundan mezun oldugu için gençlerdeeksik olan Fransız kültürünü, Fransızcadan yapacağı çeviri lerle giderebileceğini, böylelikle onlara yardımcı olabileceğini düşünüyor. Mauppasant'ın Oc adlı bir yazısını çevirip veriyor Yücel Dergisi'ne. Yücel, 1 lasan Ali Yücel'le ilgisi olmayan bir dergi. Vedat Günyol'un deyişiyle, "Deyim yerindeyse dermcçatma, hergörüşten.inanıştan insanlarla dolu bir dergi." Kendilerine ka tılmasını istiyorlar Vedat Günyol'dan. llk yazısının yayımlanma tarihi 1940: "Dile Gelseler". Pol Burje'nin ölümü üzcrine bu kez de onun hakkında bir yazı yazmasını istiyorlar Vedat Günyol'dan. Fransız romanlarını özetler halinde tanıtan yazılarla, kitap eleştirileriyle sürüyor yazın yaşamı. Aynı dönemde, Paris'te tanıştığı Halide Edip ve Adnan Adıvar'la yeniden birarayageliyorlar. Adnan Adıvardaondan yayımlanmak üzere çeviriler yapmasını istiyor. Ve askerlik... Ancak askerlik bitişinde döndüğü yer olmuyor Hukuk Fakültesi'ndcki asistanlığı. Birgörevi sona erdirmiş insanın iç crinciyle diplomasını ortadan kaldırıyor. Çünkü onu mutlu edecek uğraşın ne oldugunu biliyor artık: Edebiyat... Yıllar boyu dergilerle dopdolu bir yaşam. O günlerde dostu olan ancak bir süreşpnralcendisine düşman kesilen Adnan Otüken, Ankara'daki Neşriyat Müdürlüğü'ne çağırıyor Vedat Günyol'u. Klasik Işler Müşavirliği'ne getiriliyor Vedat Günyol. Derken Tercüme Bürosu'na üyelik. Tercüme Bürosu yaşamındaki en önemli dönemeç. Orada yaşamın büyük mutlulıığunu tadıyor. Hasan Ali'nin başkanlığında, Sabahattin Eyuboğlu'nun öncülüğünde Milli Eğitim Bakanlığı'nın klasik çevirilerinde önayak olan Türkiye'nin aydınlarıyla tanışıyor. Miüi Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu'nda, 13 yıl da Paris'ten tanıdığı ve kendisi evladı olarak gören Adnan Adıvar ve 1 lalide Edip'lc birlikte Istanbul'da Islam Ansiklopedisi Yazı Kurulu'nda çalışıyor. Kendi deyişiyle "Halide Edip'in gönüllü katibi olarak". (llk kitabının yayımlanması ise hayli gecikmeli olacak. Tam 26 yıl sonra. Bir deneme eleştiri kitabı...) Yücel'de yayımlanan bu yazılar zamanla doyurmuyor Vedat Günyol'u. Daha özgün yazılar yazmavı istiyor o hep. Doğrudan kendi yaratıcılığına, kendi kafa gücüne dayanan yazılar. Bunun için belki yeni bir dergi gerekmekte... Işte Yücel'den tanıdığı ve dünyada en çok sevdiği insan olan, kendisi için bir idol oluşturan Orhan Burian'la birlikte çıkarmaya başlıyorlar bu dcrgiyi. Adı, Ufuklar (1952). An cak dergi daha senesini yeni doldurmuşken OrnanBurian ölüyor. Yaşamının en büyük acısını tadıyor Vedat Günyol bu kayıpla. Burslu olarak öğrenim yaptığı Amcrika'dan alelac'ele dönüyor... Ancak bir an önce toparlanmak zorunda çünkü Sevgili Dostu nun vasiyeti var. Ölürken 1000 lira bırakmış Vedat Günyol'a, der giyi çıkarması için. 1000 lira bugün için mütniş bir para. Vedat Günyol dostunun vasiyetini yerine getiriyor ve dergiyi, tam 24.5 yıl süreyle çıkartıyor. Sanatın egemen olduğu bir dergi bu. 17. sayısından itibaren adı Yeni Ufuklar olarak değişen derginin kadrosunda Fakir Baykurt, Talip Âpaydın, Samim Kocagöz, Melih C^evTarık Dursun K., Orhan Kemal, Behiç Duygulu, Cavit Orhan Tütengil, Mehmet Başaran, Sabahattin Eyuboğlu, Orhan Duru gibi önemli yazar ve şairler var. O dönem Demokrat Parti'nin Vatan Cxphesi'ni tüm şaşaasıyla, anti demokratik yapısıyla sürdürdüğü, sıkı mı sıkı bir kültür düşmanlığını yürüttüğü dönem. Ve böy' CUMHURİYET KİTAP SAYI 402 Çocukluk yaşamı Vedat Günyol'un anımsayabildiği geçmişi ilkokula gittiği yılla başlıyor. Ancak o günlerinden sonrasını net olarak anımsayabiliyor. Ama onun bir süre öncesinden yansıyan kimi sesler, görüntüler, korkuJar bugün bile çok net. Çocukluğunun cin peri masaUarıyla yüklü olduğu bir dönemi de diyebiliriz bu dönem için. Çerkez kökenli bir kadın olan anneannesi dinine çok bağk. Küçük torununu eğitme biçimi olarak da cin peri masallarından yararlanıyor. Ancak Vedat Günyol'u o kadar etkiliyor ki bu masallar, söylenceler bir gün, konağın alt katındaki kömürlükte veşil cüppeli uzun beyaz sakallı bir adamla karşılaşıyor: îlk sannsı bu. Ogünkü korkusunu, attığı o cığlığı hiç unutamıyor... Nedemerdivenleribacaklarızangırzangırtitreyerek, çığlıklar atarak üçer beşer çıkışını... Şimdi insanları olağandışı, gerçck dışı olaylarla besleyenlere karşı öflcesi biraz da bu yüzden. Kendi kurtuluşunu tam olarak anımsayamıyor. llkokulunu Diyarbakır'da bitirdiğinde, Cahit Sıtkı'yla birlikte bir bilinç tokmağı yediğini düşünüyor. Nasıl olduğunu bilmiyor ama bir gün "Akıl dışı, bilinç kaçkını hurafelerin, inanların kuyruğundan ya da buyruğundan gerçekler dünyasına adım atıyor... Bütün nurafelerden kurtu lup gerçekJer dünyasına geçiyor." ÇocukJ uk yaşamının birdönemi de Lice'ue geçiyor Vedat Günyol'un. Kurtuluş Savaşı'nın başlama yıllarında babası kimseye danışmadan kaymakamhktan istifa ediyor çünkü, Mustafa Kcmal'c katılmak isteğiyle. (Bir asi o günkü yönetimin gözünde... Vedat Günyol dakuşkusuz aydınlanmacı, başkaldıncı hümanist yanını bu Asi'den almış). Ailece yollara düşüp Diyarbakır'a gidiyorlar... Ama Mustafa Kemal'le bir türlü istediği baglantıyı kuramıyor babası. Bu ilişkiyi sağlayamamanın acısını çekiyor. Bu arada Licc Kaymakamhğı'na tayin ediliyor yeniden. Lice'de karargâhı olan Kazım Kara bekir'i çok iyi anımsıyor Vedat Günyol. Babasının arkadaşı. Kendisine ve ağabeyine çok yakın davranıyor. Abisine çok güzel siyah gözlerinden ötürü "Saat gözlü"adınıkoyuyor. ü günlerden bir de Ermeni tehcirini, Ermenilerin sürüldüğünü anımsıyor Vedat Günyol. Babasının bu tehcirekarşı ccphc aldığını da... Hatta bir gün babasının, bir Ermeni kızını alıp eve getirdiğini... Kıza Vicdan adını koyduklarını. Vedat Günyol'un en iyi arkadaşı oluyor Vicdan. Ama yine de yalnızlık, yabancılık hissctmiş olmalı, bir gün çekip gidiyor... Kızın nereye gittiöini, sonra neolduğunu hiç bilmiyor Vedat Günyol. Hiç bilmiyor ve hâlâ bir gün, bir yerdc karşılaşabilecekJerini umuyor, istiyor... Kısa bir süre sonra onlar da yeni bir tayinle bir başka kazaya taşınıyor. îstiklal Savaşı'ndaki ilk günleri oralarda başlamış oluyor. llk ögretim dönemi bu direniş savasının canlı tanığı olarak geçiyor; kanyıkım ve ölümü soluyor. Ama umudun hiç olmadığı kadar yüceldiği, güçlendiği bir umut ağacının dallan yaprakları arasında. Birkaç yıl sonra dedesi ölüyor Vedat Günyol'un, aileceyeniden Istanbul'adönüyorlar. Şehzadebaşı'nda bir evde kalıyorlar. Bir müderris olan büyükbabasının odasının anahtan ise artık babasında. Gelenbevi Ortaokulu'na kayıt oluyor Vedat Günyol. "Yıkıntılar arasında san bir gül gibi açmış bir okul binası" Gelenbevi. î IScalan aydın, Atatürk yanlısı. Babasından sonra bu insanlardan alıyor Atatürk aydınlığını. Sevgiyle, şükranla anımsadığı yıllarortaokuTyılları. Okul bitince doğrudan üniversiteye geçme şansı var o yülar. Lise mezunu çok az çünkü. Ama Vedat Günyol ortaokuldan sonra 7 yıllık Sen Benua lisesinegeçiyor... Arkadaşlarına göre zaman kaybına uğrasa da orada öğrendikleriyle bunun kayıptan çok kazanç olduöunu düşünüyor... Geniş bir düşünce atanında liseyi bitiriyor. llk aklına koyduğu meslek dcgil yazarlık. Bütün Holivut artistlerinin resimlcrini biriktiren, yaşam öykülerini merakla izleyen bir sinema delisi, sinema kuşu o. Utopyası iyi bir oyuncu olmak. Resimler çektirip Holivut'a gönderiyor. O zamanlar Ruuolf Valentino, Ramon Nuvaro, Pola Negri ile oynamak en büyük düşü... Sonrasında doktorluk giriyor düşlerine. Ama hukuöu seçiyor. Ahbap bir ailenin Hukuk Fakültesi'nde okuyan güzel mi güzel bir kızı var çünkü. Vedat Günyol'u aşkla tanıştıran hukuk öğrencisi buîuz... Ve evlilik... Istanbul Ünıversıtesi l lukuk Fakültesi o dönemde tarihinin hiçbir aşamasında olmadığı ve olamayacağı kadar dcmokratik, ılerici birkarakterde. Hitler'in gazabından kaçan, Atatürk'ün çağırdığı, Lilus olarak bağrımızı açtığımız, bilim adamlarından oluşan seçkin bir kadroyla eğitim veriyor. Bu yüzden, "Hukuk öğrenimi benim için müthiş bir mutluluk oldu" diye söz ediyor Vedat Günyol o yıllardan. Mezun olunca doktorasını yapmak için Paris'e gidiyor ama doktora çamesi mümkün oluyor Paris'te. 1939'da Hitler'in dünyayı tehdit altına aldığı günlerde, tkinci Dünya Savaşı'nın başında yurda dönmek zorunda kalıyor. Dönüşte \ lukuk Eakültesi'nde asistanlıkyaptığı sırada Çengelköy'dc Vahdettin in harap köşkünün bir bölümünde kabyor. Edebiyatla ilk birliktelikleri de bu dönemde, YeniUtuklar Çevtrmertlk yılan lışmasının ancak bir bölümünü yapabil det Anday, Güner Sümer, Sabri Altıncl, vedatCünyola göreherelestlrlyazısıbirdenememsl elestlrl, eleştlrel deneme. SAYFA 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle