Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Marguerite Duras yazıyı, yaşamı ve ölümü birbiriyle kaynaştırdığı 'Her Şey Bitti'de, hcr zaman olduğu gibi "az yazarak çok şey söylcme" ilkesinden ayrılmaz. 'Yazmak'ta dcvingen bir etkinlik olarak açımladığı yazmayı burada durağan ve çelişkili bir etkinliğe uönüştürür. Yazma yetisini kaybederek, duvara yapışan sinek gibi can çekişen ve sürekli olarak ikilem içinde yaşayan yazar, "her şey bitti" diyerck ölümünü önceler. Yazmak'ın sonuna doğru bir bilinmeyene dönüşen yazının yazgısı' Her Şey Bitti'de de aynı koşutlukla devam eder; yazar da, yazı da, yazmak da yavaş yavaş öliir. Yrd. Doç. Dr. AYTEN ER ağdaş Fransız yazınının güncel yazarlaıından Marguerite Duras "tutkunıın yeri"l, "Yaşamın kanıtı"2 olarak betimlediği ve tüm yaşaımını adadığı "yazı'yı tcrk ederek 3 Mart Pazar 19%'da yaşama vcda ctti. Yazmak, Marguerite Duras'ın düsünnıc bıçimi, yaşam fclsefesiydi. Bu konudaki yargılarını ve çclişkilcrini 1993'te Gallimard'da yayımlanan Ecrire (Yazmak)3 adlı kitabında açık ve anlaşılır bir biçemle clile getirdi, yazma etkinliğinin ne demek olduğunu açiklayarak yaşamındakı yerini belirledi. tç dünyasının derinlıklerinden fışkıran bu etkinlikten söz ederken, bir yandan kendi ruhsal çözümlcmcsini yaptı, diğcr yandan da elcştırmenler tarahndan ya/dıkları üzerine yöneltilen sorıılan yanıtlama olanağı bııldu. Marguerite Duras'ın "işi yazmaktır, kalemi vardır, kurşun kalemier, tükenmezler"4. "Ya yazacaktır, ya da yine yazacaktır. Zaten elinden başka bir iş gelmez, sadece yazmayı becerebilmektedir"5. "Yazmak içten gelen kaçınılmaz bir tutkudur" yaşamak gibi. "Deniz kızlarının sesidir, var olmanın sabahına doğru ilcrleyiştir "6. Yazmak, yalnı/ olduğu anlarda gerçckleşcn bir etkinliktir. "Yazmak zamanı gelince yalnızlık yazardan ölüm ve yazmak arasında bir tercih yapmasını ister"7. Yazar acı çekeceğini bile bilc yazmayı tercih eder. Sözcükler çığlık ve sessizlik arasında arabulucu işfevini üstlenir. Marguerite Duras yazmaya başlamadan önce kendisini dış diinyadan so yutlar, etrafını boşaltır, yalnız kalır; yazmanın ön koşuludur bu. "Sağır ve dilsizdir, kendinde değildir, bir süzgeç gibi delik deşiktir"8. Yazı konuşmaya başlar. Yazmak öylesine farklı ve özel bir tutkudur ki vaşamını doldurur, onu büyülcr, öylc ki yazmak yaşamak; yazamamak ölnıek, yok olmaktır; "Insan duygusunun en derin gcrçeği" yalnızlıktan kurtulmanın tek yoludur. Bir dost, bir arkadaştır; yalnızlığın panzehiridir9, Insan, yasamı boyunca her şeyden kusku duyanilir; evliliğinden, dostlarından, ama yazmaktan asla. Çünkü yazarda yazma arzusunu uyandıran, içe düşen bu kuşkudur. Marguerite Duras keııdini yazma et kinliğine verdiği anlarda Trouville'dekı evinde oturmayı tereilı eder. "Yalnızlık yeri" olarak tammladığı bu uzamda yazmak tek uğraşıdır 10. Yazı ile baş Marguerite Duras'tan bir yaşamölüm kaynaşması Her Sev Bitti Ç başadır. Dış dünyayı gözlemleı: Bu/ tutan göl, parkta oynavan çocuk lar...ll. Trouville yazının dizcmini bıılduğu yerdir. Denizin devingcnliği ınsan ruhundaki dönüsumleri anımsatır, enginliğı ise sözcüklcrin giicüne güç kattığı gibi onları gizler del2. Bu "yalnızlık yerini yazı ile paylaşır. Yazı canlı bir varlık gibi yazarla aynı yerde yaşar. Yazdığı kitaplar bu evden, parkın ve gölün ışığından yaratılırl3. Yazma etkinliğini başlatan yalnızlık daha geniş uzamlara doğru yayılır; evden dışarı taşar, plaja, denizc, gökyü zünün enginliğinc ve kumlara ulaşırl4. Yazarın gittiği her yere gider, ayrılmaz bir parçası olur. Marguerite Duras, bu yalnızlık hammaddesini bir yontucu ustalığıyla işler; yalnı/lık, yazı olur, kitap olur, ölüm oluıi5. Içinden çıkılması olanaksız bir girdaba, boşluğa clüştuğü zaman yazmak, yazara yardım elmı uzatır, beyaz atlı şövalyesi gibi onu karanlıklardan çekip çıkarır. Bciylece, içinde beliren boşluk, hiçlik bir sis perdesi gibi silinip gider, yazdıklarıyla çevresinden uzaklasan insanlarla iletışim kurma olanağı bulurl6. Işte o zaman yazı, hepimizin çığlığı, vazmak ise konuşmamak, susmak, gürültü vapmadan haykırmaktırl7. Bir anlamJa yazarın iç dünyasının çığlığıdır. Kitap, yazılmadan önce bir bilinmezdir, gecedir, kapalı bir kutudur. Marguerite Duras yazma etkinliğine karanlık ve tehlikeli bir ormana daldığı gibi dalar. Yazmak, derinliğin, arzunun ve korkunun evrenidir. Orada ne ile karşılaşacağını bilemez, içgüdüleriyle hareket eder 18. Kitap, yazıldıkça biiyiir, kendi yazgısına doğru ilerler, bittiği yerde ise hep ayrılık vardır. Her yazma scrüveni sonunda yazı, kalıcı olacağı için büyük bir haz duyar. Ardınclan ye ni bir yazma serüveni, acı çeknıe başlar, yalnızlık yine her yanı kaplarl9. Marguerite Duras, yazıyla nasıl sonsuzluğa uiaştığını, küçük simgesel bir öyküyle somutlaştırır. Oykü kendisi üzerine film yapan Michelle Porte'u beklediği ıssız bir uzamda (evde) geçer. Michelle Porte'u beklerken, duvarda yapışmış bir sineğin can çekişmesine tanık olur. Olay 58 dakika kadar sürer. Duvara yapışmış olan sinek ölümtlen kurtulmaya çaIi!jir20. Ancak başaramaz ve ölür. Marguerite Duras ölmek üzere olan sinekle yalnızdır. Delirmemek için sineği gözlemlcmekten vazgeçer. Ancak nasıl öleceğini de merak eder. Sineğin devinimleri yavaşlar, öleceğini bilir, bunu kabullenir. ölüm sineği yavaş yavaş kaplar. Tanık olduğu bu ölüm sannesini Michelle Porte'a anlatır. Michelle Porte kahkahalarla güler21. Yazara göre bu playda gülünecek hiçbir şey yoktur. Olüm, ölümdür, gerçektir. Sinegin başına gelen, ölümün başka göklere, başka gezcgenlere, başka yerlere gidişidir22. Marguerite Duras bu olayı yazarak sonsuzluğa ulaştırır ve bu küçük öyküye yazının damgasını vurur23. Sincğin can çekişmesini bir hiç olmaktan kurtarmış olur. Marguerite Duras'da yazmak bcraberinde deliliği de getirir. Delilik açık seçik olarak görünmez, duyumsanır, "yazmak için biraz deli olmak gerekir"24. Adeta yazma hastalığına, yazma deliliğine tutulmııştur: Yazmak rüzgâr gibi aniden gelir, eser, yaşar, yaşatır, çekip gider "25. livet, yazmak rüzgâr gibi geldi, esti, yaşadı, yaşattı ve son kitabı C'est.Tout (Her Şcy Bitti)^6 ile çekip gitti; Ölüm Hastahğı27, Ölüm Dansı28 ve Her Şey Bitti. Marguerite Duras yazıyı, yaşamı ve ölümü birbiriyle kaynaştırdığı Her Şey Bitti'de, her zaman olduğu gibi "az yazarak çok şey söyleme'1 ilkesinden ayrılmaz. Yazmak ta devingen bir etkinlik olarak açımladığı yazmayı burada durağan ve çelişkili bir etkinliğe dönüştürür. Yazma yetisini kaybedcrek, duvara yapışan sinek gibi can çekişen ve sürekli olarak ikilem içinde yaşayan yazar, "her şey bitti" diyerek ölümünü önceler. Yazmak'ın sonuna doğru bir bilinmeyene donüşen yazının yazgısı Her Şey Bitti'de de aynı koşutlukla devam eder; yazar da, yazı da, yazmak da yavaş yavaş ölür. Olmek, yok olmak kitabın başlığıvla başlar: Her Şey Bitti. Anlatı boyunca bu öncelcme gerçekleşir, kullanılan her sözcük ölüm ateşini körükler, hcr şey yok olur. Cîelecekte yazılacak kitap için seçilen başlık da ölüm bağlamında çok şey ifade eder: "Yok Olacak Kitap"29. Marguerite Duras daha anlatının ilk sayfalarında böyle bir imge kullanarak, kendisini yapıtıyla özdeşlestirir, okuru "Yok Olacak Kitap"tan yola çıkararak "yok olacak yaşama" veya "yok olacak Marguerite Ûuras'a" hazırlar. Biçimsel olarak da Hcr Şey Bitti, bir çöküşü, yok oluşu sergiler. Başlangıçta daha sık ve daha uzun tümcelcr, gittikçe seyrekleşir, sayralar boşalır, yazıyaşamsözcük parçacıklarına tutunarak varolmaya çalışır. Yazının Yazmak'ta kapladığı geniş uzam daraldıkça dara lır. Yazarı derin karanlıklardan çekip çıkarma yetisine sahip olan yazmak, Her Şey Bitti'de sınırlı bir uzam ve sınırlı bir süremde ölüme, yok olmaya mahkum edilir. Kitabın okunma süremi, yazının, yazarın ölüm süremi ile örtüşür. Yazma etkinliğinin bitmesiyle yaşam da sona erer. Her Şey Bitti diyalog ve monologlardan oluşan bir güncedir. Marguerite Duras, Yann Andrea Steiner'nin sorularını yanıtlar; zaman zaman da yalnızdır. Yalnızlık anları, yazarda iç çatışma ların doğması için gerekli ortaıııı hazırlar; acı, huzursuzluk ve gerginlik vara tır. Yalnızlık anlarında "yazmak" süre cinin başlaması gerekirken, vazmamak, yazacak bir şey bulamamak süıecine girilmiş olması, yok olmayı önceleyen bir başka göstergedir. Monolog anlarında Marguerite Duras'ın karşısında durmadan seslendiği ve yanına çağırdığı kişi (bir varlık) vardır. Bazı sayfalarda bu kişinin Yann Andrea Steiner olduğu açık olarak algılanmaktadır. Anlatının sonuna doğru okur, bu kişinin (bu varlığı8) kım olduğu veya ne olduğu konusunda sürekli bir ikilem yaşar. Yann Andrea Steiner gerçck bir kişi olmaktan çıkar, simgesel bir varlığa dönüşiir. Kendisine seslenilir, ancalc orada olup (»lmadıgı konu sunda bir kesinlik yoktur. "Çabuk gel. Artık ne ağzım var ne de yüzüm " 30. Başlangıçta karşısındaki kişiye (varlı ğa)/Yann Andrea Steıner'ye daha uzak ve daha önlemli davranan Marguerite Duras, "Veııes (gelin)" yapısmı kulla nırken, ilerleyen sayfalarda daha samimi ve daha candandır. "Viens (gel)" derken söyleyecek bir şeyi kalmauığına göre durmadan çağrılan ve yakınlık kurulan, ölüm olamaz mı? Anlatı, somut bir atmosferden soyut bir atmosfere geçiş üzerine kurgulanmıştır. Yann Andrea Steiner ile konu şulurken, her şey daha bir belirgin ve daha bir somuttur, yazmanın yaşamıncan çekişmeye başladığı noktada somutluk, yerini sessizce soyutluğa bırakır ve işte o zaman ölümle pazarlık başlar.31 Her Şey Bitti'de yer alan yazı parçacıkları yazarın yaşamınm gencl bir na noramasını çiker. Verilen kesitlerden her biri yasamının farklı bir dcinenıine göndergeüc bulunarak, sonuçta bir Dİitünlük oluşturur. Yazarın kımliğınin tesbitiylc başlayan anlatı, ölümüyle son bulur. Marguerite Duras yazıyı, ya$amı ve ölümü birbiriyle kaynaştırdığı Her şey Bitti'de, her zaman olduğu glbl "az yazarak çok şey söyleme" İlkesinden ayrılmıyor Her Şey Bitti, 20 Kasım 199432 1 Ağustos 199533 tarihlcri arasında sekiz ay on günlük bir siireci kapsar. Sürem açısından dikkat çekici en öncmli nokta, kitabın öğleden sonra üzerinde yo ğunlaşmasıdır. Böylece sürem sürekli olarak yinelenir ve akıp gitmesine en gel olunur. Yazma ctkinliği ve yazarın devinimleri yavaşlar, bu durağan CUMHURİYET KİTAP SAYI 330 SAYFA 10