17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K U R L A RA "ükıtdttjîun/, îcvligın? her kitabın bana verdiği zcvhi, başkalarty!,! bölüşn/ek dııxgtısu, bcni yazı ytizn/aya itcıı birinci nedcudir. Liu dtıygumıı, tutkuınıı, kimi zaman yazılı h.i:>:i zaman da sözlü biçimde tatnıin cttinı. Bu yazıları ka/cmc alırken sah uıctınle karşı karşıya kalmayt ycğledim. Gcnc dc zaman zanıan mctinlerin arkasıııda; tamdıg'ım yazarvı, şairin silııctini gördüm. Emeg'e duyduğum saygı, sayfalarda soluyan bir insan, yargımı çcldi mi, bilcmenı. Bu kitapla ntıız vılın cdcbiyat panoraınasını bulacaksınız, bu iddiamın alçakgb'nüllülügüme ter<; düşliıgiıiıii St'u ıııyovuııı. Yazarlartu, \aıvh riıı cdcbiyat harilüMii' azdıın. Haritaııııı ü.urmde bcğeni degişıklihlcri oldu, bazı çizgilcr kalınlastı hazılavı da yok oldu. Kitaptaki adlavııı Demet Taner'den Fotoğraflarla Haldun Taner'in Yaşamöyküsü Canlar Olesi Değil Türk Edebiyatı'mn önde gelen isimlerinden biri olan Haldun Taner'in eserleri kültürümüze çok yönlü katkılarda bulunmuştur. Haldun Taner eserleri kadar, kişiliği ile de • ' tanıyanlar üzerinde derin bir hayranlık uyandırmıştır. Elimizdeki kitapta ise onu, çok yakından tanıyan birinden, eşi Demet Taner'in kaleminden tanıyoruz. Kitaptan Taner'in özyaşamıyla ilgili bölümü aktarıyoruz. yor. 1950'de Istanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı d /l serüvcnini ııct bir biçıudc gorebıUniniı. Yalınlıgvı içindc, anlaşdırlıgın eşliğiııdc daba çok !'.ı)iuin ohıımasım sagladıgıma, dahıi çoh hiyyle yargdannıı bötıiştüğiimc inanıyorum." diyor Doğan Hızlan "Kilaplar Kitahı"na yazdtgı suiıuş yazısında. lidcbıyal eleştirimizin saygtn adı Doğan Hızlanıu yazarlar vc kıtapları üzerinc yazdığı yazıları arka arkaya okumak bir okuma şöleninc vc yakın dönnnı edcbiyatımızın tarihine dönüşüyor lidinin Htzlan'ın kiiabım. V>ol hitaph giiıılcr!... TIJRHANCÜNAY H aldun Taner, 1915 yılının 16 martında, lstanbullu bir ailenin tek çocıığu olarak Istanbul'da doğdıı. Baba Ahmet Sclahaddin Bcy, devletlerarası hukuk profesörü \'c fakülte dekanı. Işgal altmdakı Istanbul da mitinglcıc katılıyor, özgürlük adına gazetelerde yazılar yaztvor. Bu ikinci evliliği. Annc vc babanın aileleri Bevlerbevi'nde konışu. Fırtınalı bir evlilikten sonra aradığı hu/uılu ortamı, annc Scza Hanım ona razlasıvla vcriyor. Mııtlıı bir ailc ortamı içinde Bebck Bahçesi'ne bakan, ahşap bcyaz bir cvdc geçen çocuklıık; babanın ani ölümüyle bu tanlo bozuluyor. Annenin babası Matbaacı 1 lanıit Bey kızını vc torununu yanına alıyor. Sık sık gittiği Leipzig, Dresden gibi şcrıirlcrdcn çok sevdiği torununa, onun scvdiği oyuncakları getiriyor. Yetcr ki babasızlıgı hissedılmcsin. Ünivcrsitc Kektöriı (.eıııil Bilsel, Çok vatanscver bir arkadaşımızdı. Onun çocuğuna sahip çıkmak hepimizin görevidir" diyor bir Konuşmasında ve parasız yatılı olarak, Galatasaray Lisesi'nin ilk böllimünde okul hayatına basjıyor. Seza Hanım lıalta içinde de oğlunu görmcye gidiyor hep. "O ycmese bile belki arkadaşlarına ikram ederken özenir" diyc, eli kolu pastalar ve şckerlemelcrlc dolıı. O zamanki Beyoğlıı'nun en şık mağazalarından givdırmcyi de hiç ihmal ctmiyor. 1 lerhalde oğlunun ömürboyu sürecck, göstcrişsiz, gizli şıklığı o günlerde basjamıs; olmalı. Ya/ları, bazcn Maltepc'de babanın dayısınm cvindc kuzcnlcrlc, bazcn dc annenin sııf arkadaşlarından ayrılmasın diyc tuttugu, Büyükada'daki ya/.lıkta gcçiyor. Okulda en meraklı olduğıı konu atletiznı. Ama kompozisyon dcrsindc tarkına varmadan en başarılı olan da o. Bir ara Seyfettin Asal'dan kcman dcrslcri de alıyor. Lise bitince, baba dostu ve onun hukuk hıkültesinden öğrencisi Hayri Ipar, "BaSAYI 348 ' ban vaktıyle bir oğlum varsa onu I lcıdclbeıg'dc okııtnıak istcrinı demişti, oraya gitmelisin" diyor. Zaten ketıdi cocukları da orada öğrenci. Scza Hanım oğluyla birliktc, Hcidclbcrg'dc Ncckar Nenri'nin kcnannda bab(,c icinde bir e\' kiralıyor. tkisınin, "Vatana hizınet vcrenlcr" raslından aldığı dul vc yetim aylı^ı, o zamanki Türk Lirası'nın Alman Markı'na üstünlügü saycsindc hcr ikisinc dc vetiyor, hatta istenirse ünivcrsitcve taksi ile gidip gclmek bilc mtıınkiın. Arzusıı günün birinde bir gazctenin baş yazarı olmak. Bunun için de en uygunu politik bilimlcr okumak. O zaman Heidelbcrg Üniversitesi'nde ekonomi ve politik bilimler aynı takültcdc biıliktc okutuluyor. Üçuncii yılın sonunda tübcrküloza yakalanınca Karaornıanlar'da (Schönbcıg) bir scnatoryuına yatırılı\or. Bir zaman sonra da Istanbul'a dcinüyorlar. Ercnköy'dc şimcJi ne durumda olduğıınu bilmcdiğim, ama birkac yıl önccsine kadar hâlâ duran, çam ağaçlannın gölgesinde, tren yolu kcnarmdaki bir köşkc kiracı olarak taşınıyorlar. Zaten Beylerbeyi'ndeki büyÜKbabanın evi çok önccleri yandıktan sonra, kiracılık serüverıi hiç bitmiyor. Ama hcr cvin ve Istanbulclaki her semtin yaşama kattığı zenginlik \ar. Mastahgın en /.or günlcri, annenin yogun ilgisi ve özverisi saşcsindc burada atlatılıyor. Büyiikbaba ölmiiij, dayılar evlenmiij dabırliktc oturuyorlar. Amca ve dayı çocuklarıyla, baba taralından yakın akrabası Dr. Mıifide Kıilcv onu hiç yalnız bırakmıyorIar. D<>i"t yıl dııvar arasında gcçcn bastalık günlcrinin tek ka/<ıncı, okudugu yüzlerec kiiap vc yeni yeni başlayan yazarlık dcııcmclcri. Kararmı vcriyor, artık tek istediği yazar olmak. 1945'te ilk öykiisü yayımlanıyor, 1949'da ilk oyunıı Günün Adamı'nı yazı Yazarlık denemelerl Haldun Taner'in okul hayatı Imtiyaz Sahibi: Berin Nadl Basan ve Yayan: Yeni Cün Haber Ajansı Basın ve Vaymcılık A.ş. Cenel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinc Cenel Yayın Koordinatoru Hikmet çetinkaya Yazıisleri Müdurleri: Ibrahim Yıldız (Sorumlu) , Dinç Tayanç ' Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay < Craflk Yonetmen: Dilek llkorur ; Reklam: Medya C CUMHURİYET KİTAP âılnıış, amü teyzc, hüla, Boşnak dadı hcp bitiriyor. Bu yeni dönemde yeni dostluklar da başlıyor; ölünceye dek siircn. 1953'tc ilk ödül, Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu adlı öyküsüyle Ne\v York Herald Tribune gazetesi Türkiye birincisi, 1954 Sait Faik Hikâye Armağanı birinciliği, 1955 Türkiye'nin en sevilen hikâyecisi birinciliği... Öyküteri yabancı dillere çevrilip ııluslararası antolojilcre alınıyor. 1954'te ilk evliligini'yapıyor. 19551957 arası Viyana Üniversitesi'nde, Prof. Kindermann'ın yanında fclsefe ve tiyatrobilimi okuyor. 1957de Istanbul Üniversitesi'nde ilk kcz tivatro tarihi ve dramaturji dersleri, tarafından vcrilmeyc başlıyor. 1964te Keşanlı Ali Dcstanı adlı epik oyunıı oynanıyor vc o tarihtcn itibarcn pek çok yabancı dilc çevrilip dcğişik ülkclerde sahnelcniyor. 1980'dc I lamburg'daki Ernst Deııtsch Tiyatrosu'nda, oyunu Almanca olarak izlcrkcn, sanatın biitiin önyargılı duvarları nasıl yıktığına ben de şahit olmuştum. Sahnedeki Türk yazarını alkışlayan toplulu^u incclcrkcn, Bcrlin'deki bir gazctenin birinci sayfasında yer alan fotoğrafı ve altındaki yazıdan "Grandseigneur aus Istanbul" sözleri aklıma gclmişti. Yann, demiştim 1 famburg'daki gazctclcr dc bu olaydan bahscdincc, buradaki, Türk işçilcri kendilerini ikinci sınıl vatand.ış saymayacaklar. Onlar adına da kcndim aclına da bu Türk yazarını olanca gücümlc alkışlamıştım. 1965'te Lütfcn Dokunmayın adlı oyunu, Avustuıya'da Graz'da oynanıyor. 1967'de Türkiyc'de ilk ılcfa kabarc tiyatrosunu kuruvor. 1972'dc Türk Dil Kurumu Tiyatro Odülü'nü alıyor ve Ankara Sanat Sevcnlcr Derncği tarafından yılın en başarılı tiyatro yazarı scçiliyor. Genc aynı yıl Sancho'nun Sabah Yürüyüşü adlı öyküsüyle, Italva'da Bordighcra Mizah llikâycleri Odülü'nü kazanıyor. 1973'te Abdi lpckçi'nin ısrarıyla Milliyet Gazctesi'nde fıkıa yazmaya başlıyor ve Ankara Gazeteciler Dcrncgi tarahndan yılın gazetccisi scçilıyor. 9 Ocak 1976'da ikinci evliliği, 1980 ve 1982 Istanbul Gazeteciler Cemiyeti tarafından, yılın en iyi fıkra yazarı. 19811982'de davetli olarak bir \ıl kalmak üzcrc gittiği Bcrlın'dc yaptığı ışlcr arasında, Türk işçilcri üzcrine araştırmalar, tiyatro dcrslcri, Berlin Radyosu'nda konıışmalar var. Bu konuda yazdığı Şeytan Tüyü adlı öykiisü Die Zeit gazetcsinde yayımlanınca TürkAlman ilişKilcrinin konusulduğu narlamentoda yazara hak vercn konuşmafar yapıklı ve bununla ilgili basına dcmec verildi. Berlin Senatosu tarahn dan, Haldun Taner Gecesi düzenlenip eserlerinin Almanca çevirilcrindcn bölümler okundu. 1983'te Yahda Sabah adlı öyküsüyle Sedat Simavi Edcbiyat Odülü rıii kazanıyor. 1986 yılının 5 mayıs sabahı, saat 7.30'da kalp krizi gcçirdiği zaman, aklı her zamanki gibi yeni tasarılarla doluydu. Anılarının ilk cildini tamamlamak, yeni piyesini bıtırmck, düşündügü bir öykü için notlar almak, ya da o gün yapmayı planladığı başka şcylcr. Içeriden bana dcğişik bir sesle scslcndiğinde, her zaman yaptığı küçük Bölümü nü ijiikuhrındun biri .sancl/m. Dtırumun tickli yctıni ka\radığım bir ikı saniyc içindc yanına koştuğumda, ç.ıhşma masasının fıaşındaydı. îjımdi Bcylcrbcvı'ndckı Küplüce Mezarlığı'nda, aialarıyla biıliktc yatıyor. 7 Mayıs 1986'da öldü. Öldü nıü? • Canlar Olesi Değil Fotoğraflarla Haldun Taner'in Yaşam Öykiisü / Dcıı/vl lıtııcr / Scl YcivıııahL' /I27 \ SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle