27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rektirdiği için kııllanıldığından işlevseldir. Yaşananın sözcüklere ancak böyle yansıtılabileceğine inanan bir ozan karşısındadır okur. Ve sorgulamadan kendini şiire bırakır. Bir dönemin yaygın geleneği, kumaş parçalarının eklenmesiyle yapılan, yorganlann sıcaklığını duyar. O yorganları ilk kez görenler de, kadifenin yanındaki basması, ipeğin yanındaki çuhayı farketmezlerdi. Gördülcleri yalnızca bir renk uyumu ve biçim ııstalığıydı. Türkülerden yansıyan Refik Durbaş'ın şiiri, dönem olarak 1960 kuşağına bağlansa da, duygusal yoğunluğu ve benzetme bolluğuyla bu kuşağın şiirinden (t. Özel hariç) çok, 1970 kuşağının şiirine yakındır. Toplumsal içeriği, şiirin biçim ve sesinin içeriğinin önüne çıkmayışı, bireyselden toplumsala açılışı gibi ortak noktalar onu 1960 kuşağına bağlar. 1970 kuşağını dizginlenmez gibi algılanan duygu yoğunluğu, onda beynin disiplinine bağlıdır. Taklitedilmeyekalktığında taklitçisini "arabesk"e sürükleyecek "tehlikeli bir bıçak sırtında" yürür onun şiiri. Şiirin kahramanları gibi. Refik Durbaş şiirinin öne çıkan kahramanları, köyden kente göçüşün tipik kişileridir. Çok azı "vasıflı işçi"dir. Çırak çocuklar diye niteleyebileceğimizbugençlerin.kentyaşamınınyenilerini eklediği ve olanaksızhğını vurguladığı düşleri, köyün ve türkülerin imgeleriyledilegelir. Türkülerden Refik Durbaş'ın şiirine yansıyan folklor değil, folkloru oluşturan havayla, türkü yapısıdır. Ilk kitabı Kuş Tufanı'ndaki (1971) yıl: 1968, ay: Nisan, gün: Serserilik şiirinin 12. şiirinin ilk dizesi "Senin yüzündür güzel kılan evleri", bir Doğu türküsünün "O cekettir güzel eden adamı" dizesini ancak kalıbıyla anımsatır. Şiirin devamındaki anlatım, benzetmelerin türküden çok kent şiirine (hatta Batı şiirine) yakınlığı şiiri türküden koparır. Ama, "güz postacıları" gibi aykırı bir benzetme bile, Doğu türküsünden yansıyan tantdık bir sıcakla örtülü kalır. Refik Durbaş'ın şiirinde, Nâzım Hikmet'in şiiri de, çağdaş başka ustaların şiiri de, etkiler biçiminde değil, bir filmdeki gibi anımsatmalar, göndermeler biçiminde yer alır. Hücremde Ay Işığı (1974) kitabında, Ağıt şiirindeki "Kağnılar Akıyordu Dağlardan", Çırak Aranıyor (1978) kitabında Bir Dağ Yamacında şiirindeki "Bir dağ yamacında durmuşsun" dizeleri bu anımsatma örnekleridir.Durbaş, okura bu anımsatmalarla bazen, yaşananların, bir zamanlar yaşananlardan farklılığını bazen de aynılığını sezdirmeamacındadır. Sanatın, çağa tanıkhk etmek olduğuna inananlar, bunun için çeşitli yönCUMHURİYET KİTAP SAYI 221 Yaşananların ideri temler kullanırlar. Refik Durbaş, şiirinde dolaysız bir tanıldığı yeğliyor. Günlük yaşamın öğelerini, daha doğrusu şiirinin kahramanlarının günlük yasamının öğelerini (şarkıcılar, Yesilçam filmlerinin ünlüleri, delikanlı düşlerinin seks yıldızları, dillerden düşmeyen şarkılar), toplumun yaşadıklannın gazete haberlerinde yansıyan yanıyla birlikte şiirleştiriyor. Bu onun şiirlerinde "kapalı" anlatılanlara bir ışık düşürüyor, şiirin yazıldığı günlerin havasını da yansıtıyor. Adı edilen artistin hiçbir filmini görmemiş.sözü edilen şarkıyı dinlememiş de olsanız, yadırgamıyorsünuz. "Tuvalet penceresi Refik Durbaş, Cumhurlyet'e glrdlğl yıiiarda (önde). Arkada, Munin karşısı koca bir zaffer Buyrukçu, zeki Yucel.Adnan Ozyalçıner. (1971) han çoğu terzi, konfeksiyoncu, ütücü bir makiçin) sürükız Hiç sevgilisi de olmamış galiba bir ne zaman pencereden baksam saçla otobüs durağında bekleyen rınıtarıyorbiri (Kampana/Çırak Aranıyor) hafifçe dizleri açılmış birinin, yüzün" Dün Konak meydanında başlade bir dalgınlık esintisi yan yürüyüşümüzü Basmane'ye gelbana mı bakıyor içimdeki suya mı dü meden güvenlik kuvvetleri dağıttı. Büşüyor ağzının gölgesi yük bir çatışma çıktı." (...) (Beyaz Kehribar/Çırak Aranıyor) usulca bir cigara yakıyorum "Rüzgardiyorki: gözbebeğimdeCemilkalecilerinkor"Daha sonra da bayıldım. Ayıldıkulu rüyası her maçta üç çeken ğımda kendimi yarı çıplak yerde bulgözbebeğinde Türkan Şoray, Fatma dum. Beni zorla yerden kaldırıp koşGirik, ArzuOkey turmayaçalıştılar." en çok da Gökben bir şarkıda: (Bir Dağ Yamacında/Çırak Aranı" Ben dün gece bir rüyada yor) Yaşıyordumsanki Refik Durbaş'ın şiirlerindeki"döneDansettiğim kollarında min ünlü. adları, şarkıları", "gazete Genç kızlar dolandı ilanlarından, mahkeme zabıtlarından, Sağındasolunda ölüm duyurularından, haberlerden, Senisebeniseçtin bildırilerden alıntılar" örnekleri çoCennete döndü dünya" ğaltılabılir. Butürsaptamaların döneBir cigara bir cigara daha mi vurgulama ve anlatılan tipi çizme zülfünü okşayıp işareti çakıyor he gereği olduğu gözden kaçırılmamalımen dır. Eğer okur dönemi kavramazsa, "Akşam sekizde, otobüs durağında onun şiirindeki kimi adları, bir bilmeama ablamı ekersem " ce gibi çağrışımlarla anımsatılan kişilevepatlıyorbirdenağzındakiciklet rin kimliğini anlayamaz: "akşam, nöbetini tutuyorsun bir grev çadınnda (...) Ustam çok kızıyor böyle sık sık tuva onurun rüzgartanıyorseni letegitmeme buluttanıyorseni (...) sanki hiç FenerBeşiktaş maçına gitelini uzatıyorsun bir dağ yamacında, memiş birkolunkesik" hiç film görmemiş Türkan Şoray'lı, (Bir Dağ Yamacında) Ayhan Işık'lı, Arzu Okey'li " Yargılı yürek, tükenmiş zaman, gahiç ağlamamış Orhan Gencebay'ı, fil ölüm Selahattin Cesur'u dinlerken geldin vegözü yaşlı bir dağ yamacın(Akşam Orhan Gencebay'ın "Dert da ler Benim Olsun" plağını alayım çürümeyebıraktınecelnakışlıbedebir de resmini aynanın kenarına as nimi" (Cevahir) " Biri engin denizlerle arkadaş biri inancın cömert definesi biri sabrın korkusuz aslamydı onurun mescidi şimdi cesetleri" (Anıt) " Şimdiyse o aydınlık günlerden yağmalamışlargençölümleri ve hâlâ akıyorkağnılarla dağlardan aşkın, ahnterinin ve acının şiiri" (Ağıt) Mendl Refik Durbaş, şiirlerinde "değişen ve değişmeyeni" vurgulamak için yalnızca şiirin ustalarına göndermeler yapmaz. Kendi şiirinden de anımsatmalar bulunur dizelerinde. 1992 yılındayayımlananMenzil'iokurken.Kimse Hatırlamıyor adıyla kitaplaşan ilk dört kitabını (Kuş Tufanı, Hücremde Ay Işığı, Çırak Aranıyor, ÇaylarŞirketten) da anımsamak gerekir. Kitaba ad olan menzil sözcüğünün onun şiirinde yer alış biçimi ancak böyle kavranabilecektir; kitabın adının neden Menzil olduğu da. Her ozanın bir dünyası ve bir bildirisi vardır. Bu dünyayı kavramak, onun bütün şiirlerini bilmekle olanaklıdır. Durbaş'ın şiir coğrafyasında iç göç yer alır. Düşleri, düş kırıklıkları, acıları ve sevinçleriyle. Son şiirlerinde bu iç göç insanlarını (Onların öykülerini daha önce uzun uzun anlatmış olmanın rahatlığıyla) daha kısa ve lirik bir biçimle ve bir başka açıdan verir. Büyük şehirdetutunamayanlanndönüşüyle: "Saz mı çalıyor geceyi mi yalnızlığınkoynunda bağrı yanık mintanından başka eşyası yok: beyaz genç ve geç günlerini bagaja vermiş: gurbetinin sılasına dönüyor şimdi korkusuyla ellerinin: korkunun bir ucu Düzce'de Bolu'da öbürü silmişyüzünden rüzgarı Hekimhan'da güneş açmış bir avluda bir ucu (...) Bütün bir yaz çalışmış Düzce'de Bolu'da harç karmış taş çekmiş kum elemiş betondökmüşgeçmişinegeleceğine (...) Hiçbir türküyü ezbere bilmiyor ne geçmişi ne geleceği bir karşılayanı da yok Ne sordum adını ne o söyledi Durbaş'ın şiirinde yaşadığımız günlerin izleri yer alır. O, "umut bulunmaz hanemizde" diyenlerle "Aydınlığından damlarken umutlar / zulmün ve kederin bir de acının" diyenlerin şiirini, aynı dizelere sığdırma başarısını gösterdiği için çağdaşdır.B Kimse Hatırlamıyor ( Toplu Şürler)/ RefikDurbaj/Adam Yayınlart, 1994/ 216s. SAYF A 7 (AlacaAdı/Menzil)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle