Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Laiklikle llnill üc önemli kita Kapak konusunun devamı. kilerini inceliyor. Bu bölümde eski toplumda Din ve Devlet, Hıristiyanlık, Roma lmparatorluğu ve Din Devleti, Orta Çağda Kilise ve Engizisyon konularını işliyor. Fransız Devrimi ile Amerikan Bağımsızlık hareketinden sonra Din Devleti ile Laik Devlet arasındaki ilişkilereyer veriyor. Kavram olarak "Aydınlanma" üzerindeduranyazar, "Aydınlanma" için, "ortaçağ karanlığından ve skolastik düşünceden kurtulan insanı ve insan düşüncesini açıklamak amacına yönelikbirkavramdır"tanımınıgetiriyor. Aydınlanma Avrupa'da üç merkezde birbirine koşut bir süreç içinde ortaya çıkmıştır. Ingiltere'de başlayacak, sonra dahaılımlı biçimdeFransave Almanya'dagörülecektir. Laiklik denilebilecek ilk düşünürün 0Makyavel olduğunu vurgulayan yazar tarihsel olarak laiklik hareketlerini şbyle açıklıyor. "Burjuvazi, kılisenin baskısından kurtulmak istiyordu. en ciddi darbesini insanlar arasındaki "eşitsizlik" temeline dayanan ortaçağın devlet felsefesine vurdu. Tanrısal bir "yönetenyönetilen" ayrımını yadsıyarak ve insanlar arasındaki "eşitliği" ön plana çıkartarak " laikliği" yaşama geçirdi. Tanrı egemenliğine karşı, halk egemenliği kavramını ileri sürerek, bunun savaşımını verdi. Yazar kuruluş döneminde Osmanlı Imparatorluğu'nun çok ileri bir hoşgörüye sahip olduğunu, Balkaniar'daki hızlı yayılma ve genişlemesini de bu hoşgörüye ve zaptettiği topraklarda yaşayan farklı uluslara tam bir din ve vicdan özgürlüğü tanımasına borçlu olduğunu belirtir. Bu hoşgörü olmasaydı Osmanlı împaratorluğu'nun çokuluslu ve çok dinli yapısını altıyuz yıldan tazla başarı ile götüremeyeceğini vurgular. Daha sonra Laik DevletSekuler Devlet kavramları üzerinde duran Ateş, bu önemli konuya şöyle açıklık getiriyor. "Sekuler devlet, kendini din kurallarınındışındasayandevlettir. Dinkonusunda mutlak tarafsızdır ve buna karşı tümüyle ilgisizdir." Sekuler devlet, geçmişinde yaşadığı "dindevlet" mücadelesini aşmış, tamamlamıştır. Bu nedenle günümüzün gelişmis demokrasilerinde "devleti din temellerine göre yeniden düzenlemek" iddiasında hiçbirgrup ya da paıti yoktur. Bu nedenle ABD veya baska bir ülkede devlet başkanının încil'in üzerine el basarak yemin etmesinde hiçbir sakınca yoktur. Hiç kimsebunda potansiyel birtehlikegörmez. Sekuler devletin din konusundaki mutlak tarafsızlığına ve ilgisizliğine karşılık, laik devlet din kurumu karşısında ilgisiz değildir. Laik devlet, laik düzeni lcorumak için dini sürekli denetlemek zorundadır. Laik devlet kendi "meşruiyet kaynagını" yani halk egemenliğine dayanma özelligini korumak zorundadır. .Daha açık bir anlatımla, laik devlet, yönetenlerin yönetme yetkisinin kaynağının Tanrı ve Din olmadığı bir devlettir. Bu yetki kaynağına yönelik bir tehdit potansiyelini taşıyan her şeyi kontrol etmek zorundadır. Önemli olan, din kurumlarını baskı altına almak değil, dinin devletin meşru egemenliğine yönelecek tehditlerini frenlemek ve farklı inançtaki yurttaşlara yönelebilecek tehditlere engel olmaktır. Zira laik devlet tüm yurttaşlarının din ve vicdan özgürlüklerini güvence altına almakla yükümlüdür. Böylece yazara göre, laiklik "siyasal bir kavramdır". Tanrı kökenli monarşik iktidara karşı halk egemenliğine dayanan bir iktidarın temel felsefesidir. Ateş'e göre "Laiklik, yönetenlerin yönetme yetkilerini Tanndan ya da uınden değil, halktan aldıkları yönet im biçimidir." Ateş'in kitabı özgün olarak hazırlanan giriş kısmındaki konuya açıklık getiren, kavram karmaşasını önleyici bilirnsel bölümüyle önem kazanmaktadır. Kitabın ikinci bölümünde Türkiye'de "Laiklik" ana başlığı altında Mustafa KemaJ ve Ulus Egemenliği'yle ülkemizde atılan olumlu adımlar irdelenmekte, bir Müslüman iilke olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanımları arlatılmaktadır. Kitabın üçüncü bölümünde konuyla ilgili olarak Ateş'in Cumhuriyet'teki köşesinde yazdığı 14 makale yer almaktadır. Kitabın Hkler kısmında, Biıieşik Devletler Bagımsızlık Bildirisi, İnsan ve Yurttaş, Hakları Bildirisi ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi yer almaktadır. * * * Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın KemalizmLaiklik ve Demokrasi adlı kitabı ise dört bölümden oluşuyor: I. bölüm Kemalizm ile Hesaplaşmak; diğer üç bölüm, Kemalizm üzerine, Laiklik üzerine, Demokrasi üzerine başlıklannı taşıyor. Bu son üç bölümde Prof. Kışlalı'nın özellikle Cumhuriyet'te yayımlanan konuyla ilgili 67 adet makalesi yer almaktadır. Ancak „ herbölümün başında konuya bilımsel SAYFA 4 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 247 I