Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
eeğini anlatmaya çulışacuksın. Ama onlar patırtıya doymak bilme/.ler." Tarih, politika, edebiyat arasında buna benzer saptamalar içercn bu kitabı okumak garip bir dııygu veriyor; çünkü yer ver her şeyin kaygılnnmaian, korkulan, düşlcri, duşünceleri, dostlukları, meslekdaşları, okumajan ve ya/.ıları durdunnak için olduğu "Düşler Sarayı" ile benzerlik taşıyor. ("Otesi, berisi fazla düşünülmeden yazılan en ıılak paragraf, dikkatsizce bir cümlebanaçokpahalıyapatlardı.") 20 mayısta alınan ve hapisten çıkan bir arkadaşının mektubunda gösterdiği gibi, her türlü baskı ve tehdidin var olduğu anlaşılıyor. "(...) Rejim konuhtıııda ne düşündüğümü bilmeyi istiyor, hatta insanı bir casusltık işine bile bulaştırmayaçahşıyorlardı. (...) Hatta bana seninle arkadaşlığımı/ın 'rejinıc karşı olmaiTun' 'başlaktörü' olduğıınu açıklaman içinbaskı yapular.' Butun bir halkın gozallında olduğu ve derinlerde gizledikleri düşüncelerden birilerinin haberdar olabileceğini akla getirmenin bile ürperttiği; hit, kulağa çalınmamış olması yeğlenen söylentilerin olduğu Orwell'vari bir dünya .Her şeye karşın romancının hayran olduğu ve Tanrı Zeus'a benzetilen diktatöre (Amavutluğun aynı anda hem Lenin'i hem de Stalin'i olan) ilişkin söylentiler korkunun tohumlarını salıyor. Kadere bunlara "Yüce dedikodular" diyor. Akdenizli insanlarınsırrı olduğu varsayılan ve iktidar sembolünü yıkan, güzel Enver Hoca'nın Paris'te öğrenciyken homoseksüel olduğuna ilişkin söylenti, akla gelnıesi bile korkutan bir imge. Enver Hoca'nın başka bir görüntüsü de, 1941' in o meşunı kasım günü Komünist Partisi kurulur IsmallKadare ken, otu7Üç yaşında, "meleksi", son moda giyimli bir Enver lioca. Ronıan da bu portre şöyle çiziliyor: "Enver, bir delege eksik, toplantıya gelir misin? Hayır bilirsin politika ile uğraşnıayı pek sevmcın... Kısa bir sessizlikten sonrn, bu ülkeden bilmem hangi günahlann kovulmasını isteyen Tanrıların arzusıı ve bir şer gücünün yardınııyla, eli sopalı, melek yüzlü adam aniden dönertk, "Taıııam, geliyorum!" deviverdi." (ienı,iik romanı "Cana var'ı ile "Yıı/arm İşliğint' Davet'i aynı anda okum.ık <,"ok etkileyici, "Ölü Ordıınun Geııerali'nden hemen sonra 1%5'te yazdığını bu roman tüın kitapl.ı rım içinde (.ıı t,ok saldırıya uğrayan ve Arnavutluk "Edebiyaıından <,ıkarılan" birroınandır " Sosyalist dogmacılığına uyınayan yeni romuntik biçimleribukiıabınyasaklanmasına yol açtı. Şimdiki zamanla geı,nıişi, dii^le savaşı kariijtııan /.aman ve uzamı içercn bir boyut yakalanıava (,'alı^ttğı biçim sellik, ronuının içcriğinden de daha rahatsız edici bulunmu^uı. Bir LenaHelena'nın, tam da ni^anlanacağı gün, Moskova'd.uı döneu bir öğrenci taratından, AınavutlukRus (."ekişmesi sonucu, ka<,ırılnıası, ü<,' bin vıllık bir aralıkla, tanımsız /anıanlar iı,ınde garıp bir takip baş latacaktır. Truva ve Tirana (jOcuklıığuiKİan bu yana yazan büyüleyip duran İlyada'nın göriintiilcriniıı i(,ıne girip duımakıa, i(,'i<;e geçmektedir. Kadare, Troyalılar'ın yanında olmaktan kendini alamadığını her /arnan açık olarak söylemiştir. Laocoon gibi o da atın, ele geçmez Truva'ya girmesinekarşıdır. Kıışatmaaltındakı ulkesinde bıınaldığmda, kendini sık sık, i/.in verilseCanavarı, Büyük Tahia Atı, ateşe vererek Troya'yı kurtaracak olan, ama oğulları ile tanrılaıın gönderdiği yılanlar taratından boğul.ırak oldürülen Apollon rahibi ile ö/.dtşlej>tirirdi. Romancı, bir lek kendisinin ardından gözyaşı döktüğü Laocoon'ıı şöyle betimliyor: "O Paris'le Louvre'da, Londra'da, Madrid'de sayısız izleyici ve turistle çevrelenmişıır (...) İnsanlar bırbirlerine canavarların onun yüzünde bıraktıkları izleri gösterir durur'ar. Ağ/.ını açıp anlatınak ister, ama içindeıı oyulduğu mermer onu engeller," Canavar'ın ilk basılışından bu yana 25 yıl gcçti. Meı ıııer çatırdıyt>r. Laocoon hâlânobettedır. • Çcv.: Ludmila Bchramoğlu Canavar /hmailKıidare I Sımavi \'ayıııları /!(><> v. S A VF A Ismaıl Kadare romanının blrlnd bölumunu sansur altında, 'kind böluı C U M H U f l İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 7 5 /sonrd o^ymken kaleme< lıııdı