08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MUZAFFER UYGUNER uzaffer İzgü, yeni bir roman yayımladı. Bu romarun adını It Adası olarak koymuş. Romanı okurken, neden bu adı koymuş diye düşünüyoruz; sordarına yaklaşınca, bu adın neden konulduğunu anlıyoruz. Romanın kahramanı Mehdi, Adana'daki nehrin ortasındaki adaya tesadüfen çıkmca, adın nedenselliği ortaya çıkıyor. Muzaffer İzgü, bu romanında bir köy ortamından giriyor konuya. O köyü, yaşayanları ve insanlarm yaşantıları ile tanıyoruz. Mehdi ise bu insanlann içinden çıkıp romanın başkişisi olmuş biri. Mehdi, evlilikleri olmayan iki kişinin cinsel birleşiminden doğmuş bir çocuk; ama, daha o doğmadan anne ile baba, kız taraiının bir "senaryosu" ile evlendiriliyor. Bu, ilginç bir scnaryodur ve köy yerlerinde yaşayanların zekâ durumlarını gösterir. Sonra Mehdi, İsa ve Musa ve daha başka çocuklar da bu ailenin konuğu oluyor, îzgü'nun deyimiyle, dere daha birçok çocıığıı bu aileye katıyor. Mehdi, okutulmuyor, köydeki bir hocanın eğitimine bırakılıyor. Böylece belirli bir yaşa, ergenlik yaşına eriyor. Bu sırada, kardeşi Isa bir kızı kaçırıyor ve onunla evleniyor. Sıra, Mehdi'de. O da kızları görme yeri gibi olan değirmene gidiyor; orada bazı kızları be M Muzaffer izgü yeni romamyla başarı grafigini yükseltiyot 11 it Adası"nda Gezinti İt Adası, gülmece bir roman değil, toplumsallığım ızın ve toplumumuzu nkötü yönlerini ortaya koyan bir romandır; bunakara güldürü mü diyeceğiz, acılarla dolu bir roman mı? İzgü'nün kalemi başarılı bir roman koymuştur ortaya. ne gelmiş ve birlikte kaçmaları için yalvarmıştı. Sonra da birlikte kaçıp Adana'ya gelmişjer. Adana'da bir sefalet semtinde buldukları evde eşyasız ve parasız kalınca, bir komşu kadının da 'yol göstermesi' ile Sarı Necmiye erkeklerle buluşmaya başlamış; Mehdi de yıkanmak için girdiği nehirdeki İt Adası'na çıkmış ve oradaki iki kişi ile uyuşturucuya başlamıştır. Bir gün de yakalanıp hapse tıkümıs,. İzgü, böyle bir düzen içinde, köyc gelen milletvekillerinden Behlül'ün nasıl aldatıcı konuşmalar yaptığını Mehdi'nin ağzından anlatır: " ü yaşımda bile anlamı^tım Behlül Beyin yalan söylediğini. Her kelimesi her cümlesi, hatta nefes alışı bile yalandı. Yeminleri de yalandı. Her yeminde kaldırdığı ayağına benden başka dikkat eden yoktu. Behlül Bey, bir saniye içinde muhalefet sözünü, Muhammed yapıvermişti /../ Kendi kendime düşündüm. Ne aptaldı şu köylü milleti. Kendisine kucak kucak yalan söyleyen bir insanı kuzu dolmasıyla besliyordu"(s. 55). Behlül Bey gibi hoca kimliğine bürünmüş bazı kişilerin de köylüyü nasıl aldattığını, mutluluk ve zenginlik muskaları yazma bahanesiyle ya da başka yalanlarla onlan nasü sömürdüğü, karıları ile nasıl cinsel birleşim sağladıklarını iki mollanın köye gelişi ile ortaya koymuştur. Bütün bunları, hocadan din dersleri almış Mehdi'nin gözlemlerine, sözlerine dayandırarak ortaya koymuştur romanın gelişimi içinde. İzgü, insanımızın ne kadar saf oldu ğunu öte yandan da bazı kişilerin çıkar yüzünden ne gibi fesatlıklara yöneldiğini ortaya koymuştur. Bütün bunları, hocadan din dersleri almış Mehdi'nin gözlemlerine, sözlerine dayandırarak orta ya koymuştur romanın gelişimi içinde. Köydeki yalancı yobazlarla Behlül, Adana'da Gülistan ve çevresi, İt Adası'ndaki iki kişi hunlara birer örnektir. Sarı Necmiye, zaten kötü yolda olduğunu Mehdi'ye baştan söylemiş, sana yar olamam diye konuşmuştur. Adana yollarındaki çobanın dost görünüp kötü adam olması da ayrıca anımsanmalıdır. İzgü, toplumdaki kötü durumları bir iki yöııuylc ortaya koymuştur. Mehdi'nin anlatımıyla yönlendirilen anlatım uygulaması, bir tanığuı gözlemleri olarak daha uyarıcı inandırıcı olmuştur. Zaman zaman gülünebilen durumlardan çok insanı acı acı düşündüren, toplumsal yaşamdaki iyi ve kötü ku tupların neler yaptığını bir kez daha izlcmek insanı sarsmaktadır. Bu kara güldurmece bile diyemeyeceğimiz durıım, toplumdaki bazı yaraların sergilen nıesi olarak görülmelidir. ğenmiyor, beğendiği de ona yüz vermiyor. O sırada kocası dışarda olan ve bazı erkeklerle cinsel ilişkileri bulunan Necmiye geliyor. Hocadan "Her kim ki, bi namahreme yan gözle bakacak olursa, ol kişinir. öteki dünyada gözleri avucuna akar" nasihaiını alan Mehdi, "fakirlerin evlenme yeri" olan değirmende karşdaştığı Necmiye'ye yakınlık gösteriyor, o da ona elbette. Sarı Necmiye, "..erkek gibi yürürken, erkek gibi konuşan bir kadındı. Çoğu ona gâvur dölü derdi. Saçlarının koyu sarı, teninin çok beyaz olması ve bu özellikleriyle köylü kadınlarına hiç benzememesi, gâvur dölü yapmıştı onu köylünün dilinde" (s. 7273). Onu köye getiren kocası sonra çekip gitmiş, köyde yalnız kalmıştı. Onunla hemen ilişki kuran Mehdi, gece de eviS A YF A 6 İzgü, romanında yeni bazı uyarlamalar, kurgular ardında değildir. O, Mehdi'nin anlatımıyla, olayları olıış sırasına göre ortaya koymuştur. Yerel sözcüklere ve söylemlere eğilmemiş; Mehdi'yi bir köylü çocuğu ya da kişisi gibi sozcüklerle konuşturmamış; ama, bir köylü diyemi (sentaksı) ile konuyu anlatmasını sağlamıştır. Bir cami hocasından eğitim almış Mehdi'nin hem belirli bir bilince varması, gözlemlemeleri gerçek yönü ile görmesi, hem de duygıısallığın pençesinde Sarı Necmiye'yi kandırıp köyden kaçması ve sonra da büyük kentlerdeki kokuşmuşluğu ortaya koy ması, kendisinin de İt Adası bataklığına düşmesi ayrıca üzerinde durulması gereken hususlardır. İt Adası, gülmece bir roman değil, toplumsalhğımızın ve toplumumuzun kötü yönlerini ortaya koyan bir romandır; buna kara güldürü mü diyeceğiz, acılarla dolu bir roman mı? İzgü'nün kalemi başarılı bir roman koymuştur ortaya. • It Adası / Muzaffer hgu I Roman I Bilgi Yayını I Ankara 1992,228 sayfa. C U M H U R IY E T K İ T A P S A Y I 1 7 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle