01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CEMBEHAR smanlı/Türk musikisi tarihi araştırmalarında halen çok büyük boşluklar var. Bu boşlukların en önemlisi hiç kuşku yok ki imparatorluk döneminde gayrimüslim azınlıkların müzik yaşamına ilişkin olanıdır. Yuzydlar boyunca Ermeni, Rum ve Yahudi azınlddara bensup çeşitli besteci ve icracılar Türk müziğinin gelişmesine anlamlı katkdarda O Murat Bardakçı'nın "Fener Beylerine Türk Şarkıları" adlı kitabı ile Türkiye'de "bugüne kadar hiç araştırılmamış" bir konuyu ele aldığı kabul edilebilir. Ne var ki, biraz da aceleye getirildiğini izlenimini veren bu çok faydalı olabilecek kitapçığın ileride araştırmacılar tarafından dikkatle kullanılması gerekiyor. Türk beylerine Fener teraneleri bulunmuşlardır. Bu cemaatlerin gerek dini gerekse din dışı müzikleri de Türk müziğinden önemli ölçüde etkilenmiştir. Çokkültürlü bir imparatorluk olan Osmanlı'da kültürler ve cemaatlcrarası ilişki ve karşdddı etkilerin araştırdmasının öncelik taşıması doğaldır. Müzik konusunda azınlıkların geçmişte kendi dillerinde epeyce yayın yaptıkları bilinir. örneğin Yahudilerin tbrani harfleriyle basılmış malzemeleri ve müzikle ügili elyazmaları konusunda tsrail'de Edwin Seroussi ve Viyana'da Andreas Tietze ilginç araştırmalar yapmışlardır. Türkiye'de ise bu konular henüz gereği gibi incelenemedi. Türkçe olarak hemen hemen hiçbir yayın yok. Bu bakımdan Murat Bardakçı'nın Grek Ortodoks cemaatinin müzik yayınlarınaeğilenbu çalışmasını önemli bir ilk adım olarak değerlendirmek gerekiyor. Bardakçı'nun bu kitapçığına konu olarak Rum Ortodoks cemaati içerisinde yayımlanan Türk musikisi eserlerini seçmesi isabetli bir seçim olmuş. Zaten hacim ve yayın sayısı olarak en büyük kitleyi bu cemaatin yayınları oluşturuyor. "Karamanlıca Yayınlar" olarak da sınıflandırılan Grek harfleriyle Türkçe müzik yayınlarının toplam sayısı yirmi üç'tür. Bunlar "yeni Bizans" notasıyla yazdmış Türkçe müzik eserleri içeren kitapları ve çeşitli türden güfte mecmualarını kapsar. Ayrıca, bu yayınlar kronoloji açısından da çok ilginçtir. Türk musikisi eser notalan içeren dk kitap olan Evterpi'nin yayın tarihi 1830'dur. Ük matbu güfte mecmuası olan Haşim Bey mecmuasının 1854'te,HacıEmin Efendi yayını olan ve Batı notasıyla basdmış ük Türk musikisi eserlerinin de 187*5 80 ydlarına ait olduğu hatırlanırsa bu Karamanlı yayınlarının Türk musikisi tarihi açısından taşıdığı önem kolayca anlaşdır. Bardakçı da bu önemi anlamış görünüyor. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 6 7 Murat Bardakçt, "Fener Beylerine Türk Şarkıları" nı biraz aceleye getirmiş. basılan bu kitapları alanlar öncelikle Onodoks kilisesi hanendeleri ve din adamlandır. Ayrıca, siparişlerin yarıdan fazlası tstanbul dışından, özellikle Ege bölgesi kentleriyle Ege adalarından geliyordu. Fener Patrikhanesi'nin "yeniBizans" notasıyla yazdmış bu Türk musikisi eserlerinin yayın ve dağıtımını teşvik ettiği biliniyor. 1821'de Hrisantos'un (Bardakçı'nın ileri sürdüğü gibi İstanbul'da değil Paris'te yayımlanan kitabıyla) ortaya koyduğu yeni Ne var ki, bu denli önemli bir konuda ilk kez yayımlanan ve bundan sonraki araştırmalara bir başlangıç noktasıolmayıamaçlayanbukitapta.böylesi bir amaç için gerekli dikkat ve titizliği maalesef bulamıyoruz. Bu durum herhalde yayınların tümüne ulaşamamaktan ve Grekçe'ye (katharevusa da denen 19. yüzyd okumuş kesiminin Grekçesine) yeterincevâkıf olmamaktan kaynaklanıyor. Bu da bazı önemli bilgi veyorumhatalarınayolaçmış. Her şeyden önce kitabın yazarı niçin sadece nota içeren yayınları seçtiğini ve Karamanlıca güfte mecmualarıru inceleme dışı bıraktığını açıkça belirtmemiş. Oysa bu güfte mecmuaları sayıcadahaçpkturveTürk musikisi tarihi hakkında en az diğerleri kadar önemli bilgiler içerirler. "Türkiye'de bu konuda yapdmış ilk çalışma" olduğu beyan edilen bir yayında bu mecmualara da yer verilmesi gerekirdi. Bunun için de kitabın bibliyografyasında Salaville ve Dalleggio ile Balta'nın referansları yanlış verilen Karamanlıca eser kataloglarının dikkatlice gözden geçirilmesiyeterdi. Kaldı ki Bardakçı, tümünü taradığını ileri sürdüğü Bizans notalı yayınlar arasında bile son derece önemli iki kaynağı atlamış bulunuyor. Bunlardan biri ük baskısı 1859'da yapdan Kallifonos Seirin'in 1888 tarihli Üaveli ikinci baskısıdır. tkinci yayın ise çok önemli bir nazariyat kitabıdır. Şöyle yazmış Bardakçı: "Türk müziği sistemiyle makamlarının Bizans notası kullandarak anlatıldığı bÜdiğimiz Ük ve sanırız tek basdı kitap Bursa'lı KÜtzanidis'in İstanbul'da 1881'de yayınladığı eseridir" (sayfa 25). Ovsa bu kitap Bardakçı'nın sandığı gibi ne "ük" ne de "tek"tir konusunda. Anlaşdan 1843 ydında Fener Patrikhanesi tarafından yayinlanan ve kilise hanendelerine Türk musikisini öğretmeyi amaçlayan Erminea da yazarın gözünden kaçmış. 1881 ydında yayımlanan ve sözü edüen eser ise neredeyse bütünüyle gözden kaçan Erminea'dan mülhemdir. Grek harfleriyle basdmış Türk musikisi eserlerinin kimlere hitab ediyordu? "Yayınlar kimler içindi?" (sayfa 1011 başlddı bölümde Bardakçı bu yayınların öncelikle Fenerli aristokrat Rum aÜelerini, yani "Fener Beyleri"ni, Karamanldar diye büinen Türkçe konuşan Anadolu Rumlannı ve çok geniş bir okuyucu kitlesi varmışçasına, "öteki Rum Ortodokslarını" hedeflediğini ileri sürüyor. Oysa bu tür yorum hatalarından kaçınmak için her yayının sonunda verümiş olan abone listesini dikkatlice okumak yeterliydi. Siparişe göre ve en fazla 300400 adet Bizans notasını kilise hemen benimsemiş ve yaymıştır. 1881 ydında Patrik hanenin kurduğu bir komisyon ise bu nota sistemine daha sağlam akustik temeüer oluşturmaya çalışmıştır.(Bu komisyonun çalışmaları için Eugene Borrel'in 1950 y dında Revue de Musicologie'de yayinlanan makalesine bakdabilir.) Kendi müziğini her zaman esas itibariyle bir "Şark" müziği olarak gören ve müzikte aşırı Batddaşmanın etküerinden çekinen Rum Ortodoks Kilisenin bu notanın her alanda kullandmasını özendiren tutumu 1948'de İstanbul'da yayımlanan Mihaü Hacıatanasiyu'nun Bizans Musikisinin Esaslan adlı kitabında dahi açd<ça görmek mümkün. Bu bakım dan Bardakçı'nın bu "neobizantin" nota sisteminin dönemin Osmanlı müzÜcsel ve kültürel yaşamındaki öncmini geçiştirmiş olmasını bir eksiklik olarak görmek gerek. Kitapçdua başka önemli eksik ve hatalar da var. "Bölüm", "Kısım" ya da "Hane" anlamına gelen Strofi kelimesinin sistematik olarak "Peşrev" diye çevrÜmesi, taranan bazı yayinlarda bulunan sözlü/terennümlü peşrev formunun öneminin gözden kaçması, Bardakçı'nın incelediği tüm kitaplarda bolca bulunan Grekçe güfteli (fakat açdcça Türk musüiisi form, makam ve usullerini kullanan) eserleri tamamenyok sayması vs. bunlardan bir kaçı... Murat Bardakçı'nın Türkiye'de "bugüne kadar hiç araştırdmamış" bir konuyu ele aldığı kabul edüebilir. Ne var ki, biraz da aceleye getirüdiği izlenimini veren bu çok faydalı olabüecek kitapçığın üeride araştırmacdar tarafından dikkatle kuüandması gerekiyor. • Fener Beyleri'ne Türk Şarkıları / Murat Bardakçt I Pan Yayıncılık I Istanbul, 1993/79s. SAYFA 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle