Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Onun ve insammızın sesi . t X. X' ' Başaran'ın seçilmiş öyküleri "Kalın Mavi Bir Ses" <~ & m A # $ I $ I İ ! ^JBJHHSF^S*; Mehmet Basaran Başaran'ın öyküleri, yadırganmayan, insanı alıp götüren, oldukça şiirli bir dille yazılmıştır. Öyküler, onun ve insammızın sesidir. Kuş cıvıltıları, su sesleri içinde insanlariyla birlikte biz de yaşarız bazı olayları. Razı olaylar da ağaçsız boz topraklar üzerinde oluşup düşlerin, düşüncelerin derinliklerinegötürürbizi. MUZAFFERUYGUNER lcştirmektedir. Topragın yetersiz olması, veriminden birçok şey yitirmiş bulunması ya da bazı kişilcre yetersiz kalması yüzünden birçok kişinin kentlere hatta Almanya'ya göçünü de öykiiselliğin kuralları içindeortayakoymu^tur.Zeytin ülkesinde ise üretimdurumıı ürün bakımından olduğu kadar kişiler bakımından da deği^iktir. Zeytin Ülkesi olarak nitelendirdiği Edremit ve çevresinde, zeytin elbette ağırlıktadır. Ama, Edremit'in Fotoğraf Sahın Kaygun hemen arkası da Kazdağlan'dır ve bu dağların eteklerinde, tepelerinde yaşayanlann da sorunları değijiktir. Orada yaşayan insanların doğa ile savaşımı daha da başkadır. " « * . ^ dili bütün öykülerinde, özgünlüğünü yitirnıeden diyebileceğimiz özellikleri ile karşımızdadır. Zeytin ülkesiyle ilgili öykülerinde ise daha çok Kazdağları'nda yaşayan Türkmen köylülerinin diline yaklaştığını görüyoruz. Dilimızin sözcük hazinesinin ne kadar geniş ve büyük olduğunu onun öykülerinde bir kez daha görmekteyiz. Öykülerin de, yerel dili, yerel sözcükleri kııllanacağım diyerek gereksiz bir jlkel anlayış içinde de değildir. Konuşmaların ve rildiğini yerlerde ise ister istemez o yö renin kişisinin kullandığı sözcükleri kullanmıştır Sözgelimi, "Başka bir Emne" adlı öykiide (adı bile Emine değil Emne'dir) şöyle bir konuşma geçer: "Fena daldın kız, ıledi. Pislik su ratlı kocana kıyamıyon galiba. A/tık ayrılmakla kıymatlı mı oldıı? G'n anam git! Boynu altında knlsın onun pibi ko canın. Bi kusıırun mıı vardı da, bu ka dar horladı" (s. 13^) Bu, ö/el olarak seçilmiş bir konuşma değildir, yalnı/. cabirörnektir. Başaran, kişilerini bütün görünrüleri ile anlatır öykülerinde Dış görünüş leri, kJık kıyalelleri ile onları tanıt'ır bı ze. Bu arada biraz önce de belirttiğinı gibi, onları kendi yörelerinde konuşuİan ağız ile konuşuyor. Gene aynı öyküdeki Emine'yi, öykünün haşında şöyle tanıdır: "Yanakları solgundu. Alnında, gözlerinin yanlarında ince in ce çizgiler belirmişti. Yüzü küçülüvermiş gibi geldi ona. Boynunda nokta nokta pire yenikleri vardı Sağ gözünün altı hafiften mordu hâlâ "(s. H0). Bircik bircik kişilerin betimlemesini belirtmeye gerek yok sanırım. Ama, belirteyim ki, kişilerini bir anda büıün yönleriyle, içleri ve dışları ile tanıtmaz da sırası geldikçe tanıtması gereken yanlarını tanıtır, betimler. Başaran'ın öykülerinde doğa betim lemeleri de onemli yer tutar. Kırlar, bozkırlar, zeytinlikler, Kazdağları'nm ormanlarındaki ağaçlar ve o dağların dik, kayalık yamaçları, akarsuları, çağ layanları tanıtılır okuruna. Çünkü o görüntüler, kişilerinin yaşadığı doğal ortamdır. Kişilerini oralardan soyutlayıp da vermek, onların yaşantılanna elbette ters düşer, gerçekçÛiğe aykırı olur. Başaran'ın öyküleri, yadırganmayan, insanı alıp götüren oldukça şiirli bir dille yazılmıştır. Öyküler, onun ve insammızın sesidir. Kuş cıvıltılan, su sesleri içinde insanlarıyİa birlikte bi/ de yaşarız bazı olayları. Bazı olaylar da ağaçsız boz topraklar üzerinde oluşup düşlerin, düşüncelerin derinliklerine götürürbizi. • Kalın Bir Mavi Ses / Mehmet Bctja ran I öyküler I Cem ) 'aymevi I htanhul l992/2%sayfa. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 6 3 ehmoı Başaran'ı o/arı olaıak, öykiicii olarak ve başka konularda da yazan lıir ya /aı olarak hepimiz tanıyorıı/. Öykıilerini daha önceleri kitap olarak derleyip yayımlamıştı. Aç Harmanı U962), Zeytin Ülkesi (1964), Sürgünler ( 1 970), Elif Diye Bir Türkü (1976) veYüreğinSesiZeytin Ülkesi ( 1985) adlı kitaplarını heınen anımsayahılirız. Rıı kez, bu kitaplarından yaptığı seçmeleri kapsayan Kalın Mavi Bir Ses adlı kitabını okudum. Daha önceleri de bu öyküleri okumııştum. Bu derleme ve seçme daha kolayca bü tün öykülerinin gelişimini ortaya koyuverdi. Başaran, bu kitabına aldığı öykülerini Dilsiz Oyunu, Elif Diye Bir Türkü, Zeytin Ulkesi, Sürgünler, Aç 1 larnıaııı diye altbaşlıklara ayırarak ve kitaplan M nın basim tarıhlerinı tersine birdü/en i(,indesıralayaraksunmu^turokııra. Ba^arun, öykülerinin kunıılarını doğup büyiH.'uğu Trakya yoresindeki köyiinden, öğretmenlik yaşantısı sırasında karşılaştığı bazı sıkıntılı günlerden, görev yaptığı Edrenıit ve yöresinden almaktadır. Başaran'ın öykülerinde, daha çok ve yakından gözlemlediği köylerdeki toprak sorunu, ürünü değerlendirme zorlukları ve bazı zorbalıklar ağıılıktadır. Doğup büyüdüğü ve çocukluğunun bir bölümünü geçirdiği Trakya'daki koy ortamında toprağın çok önemli olduğunu, insan yaşantısının odağını olııştıırdLiğunıı ç«k iyi bilerek ö/.gün öyküler ortaya koymııştur. (), topragın iyelik sorunu yanında işjctilmesi sorununu da öykülerinde ölçiilü bir kurgulama it,inde vermekte, insanları da bu ortam içinde ele alıp değerlendirmekte ve öykülerinde kişi Başaran, toplumumuzun kırsal alanda yaşayan insanlarınıtı yaşamını, onların doğa ve <;evreleri ile olan durumlarını yansıtmıştır daha çok. Zorbaların insanlar üzerindeki baskıları, siyasal ba/ı baskı yöntemleri ise bazı insaııiaıı bılinçlendirıııiştir. Bazı öykülerde isi1 toplu bir bilinçlenme görülür. Bubirlikolmanın.bilinçlibirbirliğc v.ırnı.ının sonuçlarını da görürüz bazı öykülerinde. Başaran'ın öykülerindeki durunılai', olaylar gerçek olaylardır, çarpıtılmadan, öykünün kurallarına ııygun bir kurgu ve düzen içinde verilmiştir. Köy yaşamını yalnızca ekonomik diyebileceğimiz yönüyle değil, gelenekJere bağlıyaşantı yönüyle de vernıekıedir. Köylerde bazı geleneksel törenler, düğünler bu arada sayılabilir. Başaran, öykülerini yazarken herkesinanlayabileceğibiranlatımıönplanta tutrnakiadır. Anlatım dili de herkesin anlayabileceği sözcüklerden ve uzun olmayan tümcelerden oluşur. Zaman zaman yerel sözcüklere de yer verir. Onun asıl yerel sözcükleri kişilerini konuştururken karşımıza çıkar. Doğup büyüdüğü Trakya bölgesinin SAYFA 6