Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İşteilk sayisı. Çıkış tarihi: Mart'93. I Kapağında, ' Konak'tan bir fotoğraf. Hükümet Konağı, cami, sanat kulesi, arkadan kapılı, minik, tombik otobüsler vc tramvay. En azından elli yıllık birresimolmalı GİİRHAN TÜMER OZMIR Kentinden alıyor adını ux'nun, Paris'e bakarken, gözlerinin önünde, dünyanın, "içinde en çok düşünülmüş, en çok konuşulmuş, en çok yazılmış bcş bin hektarının' bulunduğunu söylemesi de bundan değil midir? Ya İsianbııl? Doğrusu ya, o da öyle, o da şanslıdır, çok yazılmış bir kenttir. Nedim ve ürhan Veli vc Sait Faik ve Lamarıine ye Miss Jıılia Pardoe ve Pierre Loti ve İlhan Berk yazmışlardır İstanbul'u. Ve şöyle böyle bir yıldır da adı doğrudan doğruya kentin adı olan bir dergi: "Istanbul" "İstanbul'unilk sayisı önümde,elimde. Karıştırıyorum sayf alarını. Sağlam mı sağlam bir yayın ve yazı kıırulu var. Murat Bclge'ler, Doğan Kuban'lar, Semavi Kyice'ler ve daha başkaları. Arkalarında da Tarih Vakfı var. Ama yine de, Zcynep Avu'nm, "İstanbul'dan" başlıklı sunuş yazısı yakınmalı İlk tümcesi şöyle: "Bir derginin yayına hazırlanması, Türkiye'de, İstanbul'da, özellikle bu dönemde insan gücünün sonuna kadar zorlanması anlamına geliyor." Neyse ki yazı şöyle devam ediyor: "Yıllardır, yayın dünyasındaki deneyimlerimiz arasında, birinci sayıların güçliiğünü yaşamıştık. 'İstanbul'un ilk sayısında bu güçlüklerin büyük bir bölümüyle yüzleşmeyişimizin cn en önemli nedeni o 'sıcak bakıi}'tı." "htanbul" dergisinden sonra şimdi de "İzmir" dergisi ep şuna inanmışımdır: Tıpkı dağlar, taşkır, ağaçlar, kuşlar vc insanlar gibi, kentler de, ancak sözcükleıe geçtikleri oranıla, daha da somutlayayım, yazıldıkları ka dar vardırlar. Bu, bir ya/ar yaklaşımıdır elbettf ki. Ama unutulmamalı ki, Hski Ahit'e ve Kuran'a göre Tanrı da böyle, yani sözcüklerle yaratmıştır bu evreni, bu dü'riyayı. "Işık olsun" deıniştir Rab vc ışık olmuştur. ^'Suların ortasında kubbc olsun vc suları sulardanayırsın"demiştirveöyle olmuştur. F,vreni, yazarak değilse dc konuşarak, yani sözcüklcr aracılığıyla yaratan Allab, altı gün çalıştıktan sonrayedinci giin susmuştur, dinlenmiştir. ündan sonra, yazarlar devralmışlar dır sözcüklcri vc bir kcz de yazarak var etmişlerdir, var ctmektcdirlcr dünyayı ve az rince dc sövlediğim gibi kcntlcri. Kimi kentler şanslıdırlar. Paris bunlarılan hiridir örneğin. Onu yalnızca tarihçileı değil, Victor 1 lugo ve Beaudelaire de ya/mıştır. Jean Giraudo H "İstanbul"cular, Çelik Gülersoy'un ev sahipliğindc, Yıldız Parkı Malta Köşkü'ndc toplannuşlar, çahşmı^lar, Konak Meydanı 50 yıl öncesınden bir fotoğraf SAYFA 70 çabalamışlar.dergiyiçıkarmışlar. öyle görünür ki İstanbııl, kent olarak değilse bile, dergi olaralc kendini kurtardı. Ingilizce de yayımlanarak sürdürüyor yaşamını ve inşallah da sürdürecek. "Istanbul"dan başladım, ama ben kalemi "İzmir" için almıştım elime. Ancak şimdi gelebiliyorumona. Evet, İzmir'de de artık, adını bu kentten alan bir dergi var: "İzmir". İşte ilk sayisı. Çıkış tarihi: Mart' 93. Yalnız, başında değil de sonunda yayımlandıayın. Kapağında, Konak'tan bir fotoğraf. Hükümet Konağı, cami, sanai kulesi, arkadan kapJı, minik, tombik otobüsler ve tramvay. En azından elli yıllık bir resim olmalı. Kapağı çevirince, hemen ilk sayfada yine aynı resim, ama bu kez yarım sayfaya sığdırılmış, çünkü sayfanın öteki yarısından, aynı yerden çekilmiş ve bugünkü Konak Meydanı'nı gösteren, renkli bir başka fotoğraf yer alıyor. 4. sayfadaki sunuşyazısı mı? ü şöyle başlıyor: "Değerli Okurlanmız... İnsanın evine, sokağına, mahallesinc, oturduğu şehre sahip çıkması, üzüntülcrini , sevinçlcrini, birlikte yaşaması çok güzcl bir duygu. Hepimizin bu sorıımluluğu paylaştığına inanıyorıız. Bu inançla yola çıktık, ilk sayımızı size ulaştırmanın heyecan ve gururunuyaşıyoruz." Ve şöyle bitcr: "Sizleri İ'ZMİR'e sa hip çıkmayaçağırıyoruz. Çirkinlikleri, yanlışları ÎZMİR'li adına haykıralım, yazalım, güzelliklcri birlikte yaşayalım. Birlikte olmak dilcğiylc." Daha sonra, valinin orta boy bir fotoğrafı ile kısa demeci geliyor ki olmasaydı da ha mı iyi olurdu diye, ister iv temez düşünüyor insan. öyle görünür ki "İzmir" dergisi, İzmir'le ilgili hiçbir sorunu dışlama niyetinde değil. ünun için de sayfalarında, kentteki hava kirliliğinden tutun da, Kanarya Sevenler Derneği'nin ctkinliklerine kadar, çok değişik konular yer alıyor. Prof. Özdemir Nutku'nun, "İzmir ve Tiyatrn" başlığını taşıyan yazısı hayli ilginç. İzmir'dc halka açık ilk tiyatro nun, ta 1775 yılında amatör ler tarafından kurulduğunu, daha İstanbul'da bugünkü anlamda bir tiyatro yokken, 1657de, Corneille'in Nicomede'sinin İzmir'de oynanflığını, bu yazıdan, biraz da şaşırarak öğrcniyorıız. Aslında "İZMİR", bir kent dergisin den çok, bir il dergisi, çünkü 1. sayı sındâ, Bcrgama ilçesinden, oradaki altının siyanür kullanarak eldc cdilmcsinden, bir zamanlar Bergama'da iken, Almanya'ya kaçınlan ünlü Zeus Sunağı'ndan da söz ediliyor "İZ MİR"de. Böyle bir yaklaşımın i)lumlu yönleri de var, olumsuz yönleri dc. Eğer kent, kültürüyle, insanlarıyla, borsasıyla, bimlanyla, yollarıyla, geçmişiyle, bugiınüyle, yarınıyla bir bütünse, ki öyledir, o zaman, bir kentin adını taşıyan bir dergide, bütünbunlarbulunnıalıdır. Ama ötc yandan, çokscslilik, çcşitlilik sağlayalım dcrkcn, her tcldcn çalarak, karmaşaya, dağınıklığa, bclirsizliğe düşme tehlikesi de var. Bence "İZMİR"in ilk sayisı, bu ikisi arasında, bıçak sırtında duı uyor. Dergiyi, bu konuda pck dencyimli olmayan, profcsyonel olmayan bir kadrovebirreklam, tanıtım, halka ilişkiler şirketi çıkarıyor. "İZMİR" Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Rc cep Karakaş'ın belirttiği gibi, "I liç gi rişmeyin bu işe, sürdüremezsini/" uyanlarınakarşınçıkıyor. Çıkmayı siırdürmeli. Bir kentin, bü yük bir kentin, cn az bir taııe böyle bir dergisi olmalı. Bugün bizler için gerekli bu; v.ırııı ise, tarihçiler için, araştırmacılar için. İlk sayının M) ve ^ 1 sayfalan, ('ıını huriyet öncesi İzmir basinına, daha da somutla, Hicri 1328, MHâdi 1912 yı lında, bu kcnttc çıkan ünlu "Ahenk gazetesinden alıntılara ayrılmış: "Milli Osmanlı Opcret vc Dram Kumpanyası. Cııma ertesl giinii îzmir'den hareket edeceğinden elveda olmak ü/.eıe Çuhacıyan mcrhumun asarı güzidele rinden 'Kösc Kahya' nam opereti pek şaşalı bir surette guazı sahnei temaşa edeceğini İzmir tiyatro pcrveranına arz ile bu suretle de veda ederiz." "Ahenk" gazetesi, bundan yaklaşık 80 yıl önce yayımlanırmış. Kimbilir, belki de bundan 80 yıl sonra, bugün daha doğmamış birileri tarahndan ya yımlanacak olan bir dergide de " Yıllar önce tzmir Basını" başlığı altında, bu "İzmir" dergisinden söz edilecek. • C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 6 4