05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Idamının 20. yılında Deniz Gezmiş ve arkadaşları üstüne yazdmış kitaplar Genç ölümle gelen efsane MARE NOSTRUM En uzun koşuysa elbet Türkiye'de de devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak... En hızlısıydı hepimizin, En önce göğüsledi ipi... Ama aşk olsun sana çocuk, AŞK olsun! Can Yücel AYŞENUR ARSLAN Bir insan nasıl anlatılır? Yaptıklarıyla mı tanımlanır insan, yoksa düşleriyle mi? Bir insanı tanımanın yolu nereden geçer? Onun çocukluğunu bilmekten; ilk adımını atışına, ilk sözcüğünü söyleyişine tanık olmaktan mı? tnsan, en çok ne zaman insandır? Ağlarken mi? Sevişirkenmi?Ölürkcnmi? Deniz Gezmiş, 20 yıl önce öldü. Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan'la birlikte darağacına çıkarıldıklarında, tarih 6 Mayıs 1972 idi. Bu20yılboyunca, Deniz Gezmiş için ne çok kitap yazıldı... Anılar, araştırmalar, belgeler.. Halit Çelenk'in "Idam Gecesi Anıları ve Kararlar"ı, Nihat Behram'ın "Darağacında Üç Fidan"ı, Krdal Öz'ün "Deniz Gezmiş Anlatıyor"u hemen akla geliverenler. ölümünün 20. yılında, Deniz Gezmiş için yazılmış kitaplara yenileri eklendi. Bu yılın baslarında yayınlanan, Tnran Feyizoğlu'nun titiz araştırmasının ürünu: "Bir İsyancının İzleri". Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir kitap da, Yüksel Baştunç'un: "Şu 68 Kuşaği". Turan Fevizoğlu, "Dcniz'i toplumun değişik kcsimlcri, suç makinası, anarşist, paranoyak, maceracı, troçkist, fokocu, efsanevi kahraman vb. diye adlandırdı' diyı>r ve ardından kendi bakı$ını anlatıyor: "Ben, öykümün örgüsünü oluşturan bir insan olarak ele alıp yansıtmaya çalışacağım." Kitap, gerçekten dc "isyancının bir insan olarak portresi'ni çizmeye çalışıyor. Anneannesinin ayakkabılarını gi yıp, onun emeklilik maaşını mahalleliye dağıtan Deniz... Babasından korktuğu için akşam karanlığı basınadan koşa koşa evıne giden Deniz... Arkadaşlarıyla Çamlıca tepesinde ekmekpeynir ve bir şişe sarapla piknik yapan Deniz... Toraman ve afacan bir çocuk, atak bir genç olarak Deniz... Ya sonra? Kitap dönüp dolaşıp, Deniz Gezmiş hakkında "anlatılanları" aktarıyor. Turan Feyizoğlu'nun hakkını yememek lazım Kitabı, çok tıtiz ve uzun süre almış bir çalışmanın ürünü. Hemen her belge taranmış, tanıklara doğrudan ya da dolaylı ulaşılmış, Deniz Gezmiş'in neredeyse tüm eylemlerinin dökümü yapılmış. Sonuçta, çok önemli bir başvuru kitabı yaratmış Feyizoğlu. Ama insan... Bütün bunlarda insana rastlamak çok güç. Her "genç ölüm" ardında bir efsane bırakır. Hele bu ölüm, bir inanç/ideal uğruna ise. Ve hele ölüm darağacında gelmişse... Turan Feyizoğlu, işte bu "efsane"nin arkasına ulaşıp, insana dokunmak istemiş, ama yalnızca soluk bir portre çizebilmiş. "Şu 68 Kuşağı"nın yazarı Yüksel Baştunç ise, insanı aramadan bulmuş! Onun insanı, massmedia'nın sunduğu sıradan bir "anarşist delikanh" protoıipi. Aslında iyi niyetli... Aslında yurtsever... Aslında coşkulu bir genç... Aslında zengin üniversitellkızların gönlündeki "esas oğlan"... Ama artık kör talih mi dersiniz, dış mihraklar mı çeşitli nedenlerle anarşist olup darağacını boylamış. Bu son "faslı" kitabında söyle anlatıyor Yüksel Baştunç: "İlk önce idam edilen Deniz Gezmiş, ailcsinc son mektubunu bizzat yazmak K İ T A P T A N B İ R B Û L Ü M Deniz (Bir İsyancının tzleri) / Turan . Feyizoğlu / Belge Yayınlart / 320 s. İlk siyasal arayışlar (...) Deniz kitap okuma ilgisini babasına gönderdiği bir mektupta şöyle dile getirmektedir: "Dostoyevsky'nin kitaplarını bitirdim. Şimdi Balzac'tan okumaya başlayacağım. Çoğunu daha evvel okumuştum, ama yine rahatça, canım üJtilmadan okuyorum. Hele Dostoyevsky! Yaşadığı toplumun kesiünivermiş romanlannda. Tolstoy'un mujikleri vana onun da bir türlü iki yakaları bir araya gelmeyen şehirli küçük burjuvaları var Onları o kadar canlı anlatmış ki, insan görür gibi oluyor. Sana İngiliz. Alman, İtalyan, Lpanyol edebiyatı desem, aklına her birindcn bir isim gelecelc. örneğin, Shakespcare, Goethe, Dante, Cervantes. Ama Fransız ve Rus edebiyatı olunca durum değişir. Bir sürü isim gelir aklına. Her biri birbirinden büyüît. Aynı durum îran edebiyatı için de geçerli. Ömer Hayyam, Gazali, Şirazlı Sadi..." Deniz, dört Amerikah askeri 8 Mart 1971 günü, bırakıp kaçtıkları apartman dairesinde şu kitapları geride bırakmıştı: "Moskova önlerinde, Emperyaliznı Tekelci Kapitalizm ve Türkiye, Sosyaltst Parti, Silah Arkadaşları, İnsan Asker Doğmaz". istcmediğini söyledi. Bunun üzerine, infazda hazır bulunan zabıt katibine sözlerini dikte ettirebileceği, infaz savcısı Sami Uğur başta olmak üzerc diğer yetkililer tarafından bildirildi. Deniz Gezmiş de sapsarı bir yüzle ve titrek sesle son sözlerini dikte ettirdi." İnsan ölüme giderken sesi de titreyebilir, rengi de sararabilir kuşkusuz. Yüksel Baştunç'un bunıı yazmış olmasının "yadırganacak" bir yanı da yoktur. Tabii 300 saytalık öyküyü okumaz, neyin arandığını farketmezseniz! Kitabın, arka kapaktaki tanıtım yazısında şöyle deniyor: "Bu kitap, o dönemde Hürriyet Gazetesi'nin Yazı İşleri Müdürlüğü'nü yapmakta olan gazeteciyazar Yüksel Baştunç tarafından lam bir tarafsızlık vc büyük bir titizlikle hazırlanmıştır CUMHURİYET KİTAP SAYI 11 S S A Y F A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle