Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gürscl Aytaç ilc "Edcbiyat Yazılan II" üzerine G E Ç M İ Ş İ N G E L E C E f i l Yalanı Anlatmak Görünmez Kentler / Italo Calvino / Çeviren: Işıl Saatçioğlu / Remzi Kitabevi Msllh Cıvıtat Andsy Bu kadar ho^landığım kit.ıp .ı/dır diyebilirim. Ünlii gezgın Marco Polo uzun yolculuğunun sontına doğru Tatar İmparntorıı Kuhilav 1 laıı'.ı konuk oluvor ve ona gezdiği, gördüğü kentlerı, o kcntlerın geleneklerinı, goreneklerinı, ceşitli bıtki ve hayvaıı türleı ıııi anlatıyor geceler boyu. Şöyle diyor Calvino daha başta: "Kubilay Han'ın unun hcr dcdiğinc inandığı söylenemez." Aııı.ı ncdcn büyük bir merak ve dikkntle J dınlemeyı sürdürüyordu. Bıı kar^ılaşmayı ve ayrırnılı cnküleri ya/anmı/ ııydurduğunn göre ncdcn kendım güç durııtnunda bırakan, bır güvcnsızlığı de ortaya attı? I^in tadı da bıırda ya' Aylar sonra bir giin, Kubilay I lan şöyle diyor Marco Polo'ya: "Anlattığın bu kenllerin lu<,birisi yok, nedcn uyduruyorsun bunlnrı Marco :>" () kcnller gerçek olsaydı, ne dıye anlatsındı Marco! Adanın birınde teınbel bir dclıkanlı varmı^, balıkçılarla dcmze çıkına/, anıa akş,am oldu da solraya oturuldu mu, arkadaşjartna kıyıda görüp konustıığu deni/ kızlannı anlatırmı^, bir giin gerçekıen deni/ kızlaruıı goıınüb, ve o ak^am hiçbir şey anlatmaınış. Oscar Wilde'in bu öyküsiinü ansıdım Görünmez Kcntlcr'iokurkcn. "Marco Polo'nun anlattığı Untleıin birbirine benzediğini, birinden ötekine, volculukLı değil, ögelerin değişmesiyle gidilcbildiğini tark etnıi^tı Kubilay llaıı." Vc bir gccc !>riyle dedı M.ırco l'olo'ya: "rkından boyle kenıleri bcıı anlatucağım sana.' Ve bir kenti anlatmaya başladı. "Dalmışolmalısın I lan'ım sözıimü kestiğindc tam da bu kenti anlatıyordum sana." "Biliyor musun onu? Ncrede? Adı ne?" "Ne adı var, ne yeri." Eskiden açık deniz kaptanları, ellerindeki haritalaraııydurma adalar kondururlar ve onlara kı/.larının ya da sevgililerinin adlarını i verirlermiş... Onıın gibi. Zobeide kentinin kumlu> | öyküsü deşöyle: "Çeşitli ulusların ıtalocalvino erkekleri aynı düşü, bir kadıııı, gece vakti, bilmedikleri bir kentte, sırtı dönük ko^arken görmiişler, uzun saçlı ve çıplakmış kadın. Onu izledikletini düşlcmişlcr. Dönmüşlcr dola^mijlar, hepsi kaybetmiş onu. Uyandıklarında o kenti aranıaya çıkmışlar; kenti bulamamışlar ama birbirlcrini bulmuşlar." Marco Polo'nun, "Artık gördüğüm kentlerin öyküsü bitti" dediği gece, Kubilay Han hatnlatır ona, "Hayır"der, "bir tane dahakaldı." "Hangisi?" "Doğduğun kcnt Marco, Venedik." Marco Polo'nun yanıtı çok ^.ı^ırtıcıtlır. "Size bep ve yalnız Venedik ı anlattıın Han'ım." 'Arastıpmacı yargıc gibidir' 158.035 tırınalar, sorunsal, motii, üslup, kurgu düzeyindcçalı^ıııalar yapılıyor. Kitabınızda "Edebiyat Eleştirisinin Rilimsclliği Ne Kadar?" başlıklı yazınızdan yola çıkarak, size çok sorulan bir soruyıı bu bağlanıda yeniden yöneltmck istiyorum: Bir 'eleştiri' yazısının ana ölçütleri ne oltnalıdır? Eleijtiriyi deneme'den ayıran özellikler nelerdir? ~ Kanınıca nesnel eleştıri, bizde henüz kurıım~ laşmamış. Gerçi son yıllarda tek tiik iyi eleştirilere raMİanııyor tleğilim, ama bu, olsa olsa bir ba^langıç Edebiyat eleştiıisındekonu veiçerik, ü/.erindedııru lacak noktalar; ne var ki biçim ve üslup, yani aıılatını satıatı ve dil ozellikleri kesinlikle ele alınıp iııcelenmesi gereken ruısııslar. 'Deneme'nin de değerlendiricieleştirici işlevi olabilir; tabii deneme, öznel olmakt.m cekinmez, hatıa öznel olmak amacındadır. Uent.e nesııel ele^üri, yaygınla^nıalı ve deııcıııe tar/ı eleştiri, ancak otorite'sayılacakki^iliklere'miıbah'olıııalı. Edebiyat çevirisi, derslerinizin yanı sıra yurt dışındaki seminerlerde dc ilgi alanınız içinde. "Edebiyat Yazıları I"de oldıığu gibi "Edebiyat Yazıları 11 "de de bu konudaki izlcnimlcrinizi okuyoruz. Katıldığım yurt dışı sempozyıım ve kongrelerde genellikle bir bildiri suna rmı. Almanca olan bu çalı^mamı, ancak Almanca konuşulan ülkelerdeki nıeslcktaşlarım yitıe ilgili yavınlarda okuyabiliyor, ama Türkiye'deki okuyucularım için en azından sempozyıım izlenimlerimi kaleme alma gereğini tluymuşumdur. Bıınu bir çeşit mesleki sorumlııluk olarak hissederim Edebiyat Yazıları II / Gürsel Aytaç Gündoğan Yayınları, Ankara 1991 278 s. / 19.000 TL. / CKK Kod No: VILMZ ECEVİT Cıürscl Aytaç, pcçcn vıl y.ıvımlanan "Türk Romanı Üzerine Incelemclcr"dc ağırhğı, haşlıktan da atıla^ılacagı iızere roman'a vcrmişti. "Edebiyat Yazıları I"dc (1990) vc bu ay çıkan son kitabı "Edebiyat Yazıları II"de ise öykii'ye ağıılık verıynr. Melisa Ciüıpınar, Senıra O/damar, Mıihtata Kutlu, Aziz Ncsin, Ü/.gcıı Lrgin, Nczihe Meriç, Nazlı Eray, Kcmal Ate$, Frcndiz Atasii, Ülkü Ayvaz, Peride Celal ve Jale Sancak, incelcdiği (iykııcüler arasında. Prol. Aytaç'la yenı kitabı üstiinc kı>nıı^tuk. Türk cdebiyatında 'kısa öykii' dalında nasıl bir gclişmcsözkonusu? Giinümuz Tıırk edebiyat ıyla ilgilenişim, romanla başlar. Asıl ıızmanlık alanım Alman edebiyatında, ara^tırmalarıın ve yayınlarım lıcp ı\)man üzerinevdi. Sonra biziııı roınanların yanı sıra öykiılerimiz de ilgimi çekti; üstelik okudııklarımdan çoğıınu, üze rinde ya/ınaya değer bııl dum. Ve şunu söyleyebilirim: Edebiyatında köklü bir şiir geleneği bulunan Türkler, şiir gibi özen iste~ Türk edebiyatında ilgi yen, şiir gibi yoğunluk' il alanınız, Aziz Nesin'den kesiyle yiırütüleıı öyküciıMustafa Kııtlu'ya uzanan, lükte sağlam adııtılarla ilersağsol ayırımının dışında liyor. bir yclpaze sergiliyor. Bu, 1980'den beri Türk yazarları, eleştirmenleri, edebiyatıyla aktif bir biyayınevleri ve dergileriyle çimde ilgilencn ve bu ilgisiıızlaşmaz bir karşıtlık güsni yazarak sürdüren bir teren sol ve sağ yayın çevreakadcmisyen ularak, geçen lerinde pek alışılmamış bir Aytac: "öykücüluğumüz sağlam adımlarla on yıl içindc edebiyat düntutum. yamızda gözlemlediğiniz gelişmeler nelerdir? Evet, Aziz Nesin'den Mustafa Kutlu'ya kadar Giiniimiizyazarlarınailginın,okıırdii?x'yinden genis, tuttuğum bir repertuarım var. Kaba çi/gileriyle araştırmn düzeyine yükseltilmesı, bence edebiyatısoldan sağa' bütün yazarlanmızla ilgileniyorum. Bir nuzda 1980'lerin en önenıli gelişmesi. ele^tirmenin, bir araştırıcının görevi bence yargıcın Konuyııbirazaçarmısınız? ki gibidir; taraflara yukarıdan bakabilnıelidir. ü t e Şöyle diyebilirim: Ya/arları benüz hayatta olan yandan edebi esertn ölçüsü, neyin işlendiğinden çok eserler, ülkemizde akademik incelemelere almmaya nasıl işjendiğinde gizlidir. Buııu ortaya çıkarmak isba^landı. Üniversiteleriınizde bu yönde kıpırdanmatediğinde, eleştirmen, ancak paletinde her reııge yer lar izleyebiliyoruz. Avrupa'daki edebiyat biliıni' anverirse ülkenin edebiyat man/.urasını yansıtabilir. layı^ındanbizdedeizlergöriilüyor. Edebiyat eleştiriBen eleştirmeni, geleceğin edebiyat tarihçilerine sinde, edebiyat araştırmasında nitelikliliğe doğru bir gidiş var. Özellikle üniversite çevrelerinde, karşılaşmalzemehazırlamaklagörevli sayıyorum. D C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 70 S A YFA 5