Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sartre, Camus Mandarinler / Simone de Beauvoir Çevirenler: Lizi Behmoaras İlkay Kurdak Afa Yayınları, İst. 1991 / 752 s. / 45.000 TL./CKK Kod No: 011.159 TAHSİNYÜCEL Biıçok eleştirmen söylemiştir: Mandarinler, bir ölçüde de L'lnvitee bir yana bırakılatak olursa, Simone de Beauvoir çok başarılı bir romancı sayılmaz. Düş gücünden çok düşüncesinin akışma kapıldığından, gerek Le Sang des Autres (Başkalarının Kanı), gerekse Tous les lıomınes sont mortels (Bütün Insanlar Ölümlüdür) savlarını hemenbelli eden.üstelik düşünsel açıdan pck de veııi şeyleı getirmeyen, getirılikleri soruların yanııı daha baştan belli olan ronıanlardıı. Buna karşılık, Simone de Beauvoir gcrek denemelerinde, gerekse anıların da gerçekten ıısta bir vazar olarak çıkaı karşımıza. Mandarinler'in başarısı da bu iki alaııın kesişiın nok tasıtıd.ı yer almasından, bir başka deyişle, hem büvıık ölçüde anılara dayanmasından hem de bu anılar uzerine düşünce olmasından gelir. Ne olursa olsun, kırk yıla yakın bir süreden beri, çekkiliğini korumuş bir romandır. Ama bu kez, Mandarinler'i yeniden gözden geçirmeye girişirken, birdenbire ilk yayımlandığı yıllarda, K İ T A P T A N B İ R B Ü L Ü M Varoluşçu akımı vcyazarlannı anlatan biryapıt: Mandarinler Beauvoir VP Sartre Avnlmaz ıkllı Bu kez basın ozgurluğu ıçın mucddele edıvorlar, vasaklanan "La Cause du Peuple'u dağıtıyorlaı ... "Sizce ne yapıuaıııız gcrekiıdi? diye surdu llenri, sonra gülümseyerek cklcdi: "Konıünist Partiye mi yazılsaydık yanı^" "Hayır! Bir gün siziıı dc dediginiz gibi: Insan düşündüklerinın dışında bir şey için kcndini çok /.orlayamaz... Ncysc odur cünkü! Bi/.lcı iyi bir komiıııist olamazdık." Anideıı patladı. 1 "Htm onlar nc yaptılar kı zatcnr Bir hıç! Onların da clı kolu bağlıydı." "Ohnlde.'" "Yani yapılacak bir şcy yoktıı!" 1 lenri kadehini yeniden doldurdu. Dubreuilh haklı olabılirdı; ama (iylcysc, her şey gülunçlük sınırlarının da dtesindeydi! Balık tııtan adamları ö/.lemle seyrettiği Ü ilkbahar gününü aıunısadi Hcnri .. Nadiııe e "Hiç zanıanım yok! dcnıi^ti. Yoklıı gerçekieıı de.. Yapılması gereken onca şey bekliyordu onıı! Oysa gerçck şu ki, bunların hepsi boşıu." "Keşke tiim bunların daha önce larkına varsaydık! Başımız bir sııriı dertlen kurıulurdu. "Dalıa önı'f larkına varama/dık ki1" detlı Dubreuilh. "İnsanın, beşınci dereceden bir ülkeye ait olduğunu, hcm de aruk gecıniş bitıniş bir dönenıden geldiğini kabııllenmesi, öyle hir günde olacak bir şey değildir!..." Başını umuthuzea salladı: "İnsanın etkin olamayacağını kabullenmesi zor iş doğrusıı .." I lenıı Dubreuılh'e havranlıkla baktı: İşte yine bir el cabuklugu dalıa! Başarısı/lık lilan degildi bu, sadece bir yanılgıytlı! liıı vanılgı da orıava kontlıığuna göre, artık yok sayılırdı. Gecnıı^e temi/ birsungeı cekilnıişti. . Dubreuilh ise, tarihsel kaçınılmazlığın günahsı/ bir kıırbanıydı! 195()'lerin<)rtalarııula!iulılumkcndimi.()donenıbizinı yazm dünyanıızın büyük öl^üdc Anıerikan yazınına a^ıldığı, cn (,ok Hemingwayler'in, Steinbeck ler'in, (;aldwelller'iıu)kunup konuşulduğu dönemdi. Ama daha dar bir^'evrcde, baş ver Iransı/ vaıoluşı,u larına verilır, Sartre ilc (amııs ayrılnıaz bir ikili olarak görülür, "en soi" ve "pcuır soi , "exisience vc "essence" kaişıtlıkları, "saçmalık" ve "özgürlük" kavramları ikide bir gürıdenıe getirilir, yorumlanıp a^ıklanmaya (,'alı$ılırdı. Bu ilginin başlıca nedeni Sarıre ile C^amııs'nün bizler için çağdaş düijüncenin en ileri aşamasını simgelemeleriydi kuşkusuz, ancak gerçek çckicilikleı ini bir yandan Paris gibi büyülii bir merkezde şarkılara dek uzanan bir ınoda akınıın öncüleri olarak görülmeleri, bir yandan da Fransız dircnis. ey leminden yüzlerinin akıyla çıktıktan sonra toplunı içinde öncü bir işlev yüklenmiş olmalanydı. Yapııları fazla bilinmemeklc birlikte, Simone de Beauvoir da bu ilgiden payını almaktaydı kuşkusuz, yalnızca Sartre'ın yaşamını paylaşan kadın olması bile onıı fazlasıyla ilginç bir kişi gibi görmemize yetiyortlu. 1954 yılında, Mandarinler yayımlandığı, hele Goncourt Ödülü'nü aldığı zaman, çoklarımız bu uzun romanı büyük bir hazla okumuştuk. Ama bu güzel yapıtı gerektiği gibi anlayabilmi^ miydik, gercek yerine koyabilmiş miydik? Şimdi düşlinüyurum da en azından kendi payıına "Kvet", diycmiyorum. I liç kuşkusuz, Mandarinler, hem o günlerin "bağlanma" ve "özgürlük" gibi temel sorunları üzerinde yoguııla^an, hem de varoluşçu yazın anlayısına uygun olarak, en önemli yeri "durumlar'a ve "yaşanmış"a veren bir romandı, üstelik durumları ve yaşanmışı da yukarda andığımız iki romandaki gibi bir "sav" (,er(,evesinde değil, gerçek bir romancı olarak yansıtıyordu. Ama aynı zamanda, büyük bir açık görüjlülükle, bizim lazlasıyla yücelttiğimiz varolu^u akımını ve bu akımın öncüsü olarak gördüğümüz yazarları gerçek yerlerine koyuyor, güçlerinin sınırlarını belirtiyordu. Bizim varoluşçuluğa ve varoluşçulara verdiğimiz değer ülküsel bir nitelik taşıdığı için onun bu temel saptamalarını gereğince kavramamız zordu, romanda ol dııkça kolay tanınnıalarına karşın, varoluşçu vazarla rın durumıınu bu saptamaların dışında gormeye yöneliyorduk. Bugün varoluşçuluk akımı yazın taribi ıçinde ger çek yerini aldı, kaynağını "güncel den ve "mo da dan ulan "la/ladan" parıltısını vitirdi. Ama öyle sanıyorum ki Simone de Beauvoir'ın Mandarinler'i hem bu akımın en ilginç ve en olgun örneklcrinden biri hem de onun tarihinin helli bir yönünün yansız ve tuiarlı bir betimlemesi olarak ilk yayımlandığı dö nemdekinden çok daha güçlü bir parütı kazandı. D Kadın I Genç Kızlık Çağı / Çeviren: Benan Onaran / Payel Yayınları, Ist. 1986 / 486 s. / 25.000 TL. / C'.KK Kod No: 096.0 J9 Kadın II Evlilik Çağı / Çeviren: Bertan Onaran / Payel Yayınevi, İst. 1986/296s./ 17.000TL / CKK Kod No: 096.040 Kadın III Bağımsızlığa Doğru/Çeviren: Berıan Onaran / Payel Yayınevi, İst. 1986 / 216 s. / 13.000 TL. / CKK Kod No: 096.042 Bir Genç Kızın Anıları / Çeviren: Seekin Selvi Cılızoğlu / Payel Yayınevi, İst. 1982/440s./25.000TL./C;KKKod No: 096.018 KadınlığımınIlikâyesi/Çeviren: F.rdoğanTokatlı/ Pııytl Yayınevi, İst. 1988/208 s. 13.000 TL. Konuk Kız / Çeviren Bertan Onaran / Payel Yayınevi, İst. 1989/480s. /26.000TL. /CKK Kod No: 096.020 Başkalarının Kanı / Çeviren: ipek Babacan / Payel Yayı nevi.İst. 1990/264s./n.()00TL. Denemeler / Çeviren. Asıın Btvirci / Payel yayınevi, İsl 1982/144s./8.000TL./CKK Kod No: 096.019 Veda Töreni ve Jean Paul Sartrc'la Söyleşiler / Çeviren Beyhan Kayıhan / Varlık Yayınları, İst. 1983 / 592 s. / 12.000TL./CKKKodNo: 124.182 SessizBirÖliim/Çeviren: BılgeKarasu/İlerişim Yayınları.İst. 1989/84s./6.500TL. Olgunluk Çağı / Çeviren: Betül Ontırsal / Payel Yayınevi, İst. 1991 / 314 s. /20.000TL. /CKK Kod No: 096.069 Mandarinler/Çevirenler: Lizi Behmoaras İlkay kurdak/ Afa Yayınları, İst. 1991 / 752 s. / 45.000 T L / CKK Kod No: 011.159 S A Y F A CUMHUHİYfcl KlTAPS/*y/66 9