27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

îranlı yazar Amir Tahiri"KızüGökte Hilal" adıyla yayımlanan kitabında, Sovyetler Birliği'ndeki Müslümanlarla ilgili bir araştırma sunuyor. Tahiri, Rus yönetimindeki Müslümanların tarihinin bir bütün olarak imparatorluğun tarihi ile çakışır göründüğüdönemlerde bile "içseltarirTlerini . geliştirdiklerini söylüyor. Yazar, Batı'nın Sovyetler Birliği Müslümanlarını 1950'lerde keşfettiğini ve soğuk savaşta bir araç olarak kullanmaya çalıştıklarını ileri sürüyor. İRANLI YAZAR AMİR TAIIİRİ "SOVYETLER'DE İSLAMIN GELECEĞt'Nİ CUMHURİYETKtTAPA ANLATTI Bağnazlık terör yaratır CONEVT AKALM I luıneynıbiyografisiiledikkatleri üzerine çeken ve "Kutsal Tcrörün İçyüzü, Hizbullah" adlı kitabı Türkçeye de çevrilen İranlı unlü gazeteci Amir Tahiri, yeni kıtabı "Kızıl Gökte Hilal"de, Sovyetler Birliği'nde yaşayan Muslüman halkların geçmişlerini ve mevcut durumlarını ayrıntıları Kızü Gökte Hilai (Sovyetler'de İslamın Geleceği) / Amir Tahiri / Çeviren: Cüneyt Akalın / Sel Yayıncılık, İst. 1991 / 288 s. ile inceliyor ve Sovyet Müslümanlarının geleceği hakkında öngörülerde bulunuyor. Tahiri, Sovyet Müslümanlarının dıırumu, Sovyetler Birliği'nin geleceği üzerine sorularımızı yanıtladı: Sayın Amir Tahiri izin verirseniz, konuşmamıza mevcut duruma değinerek başlamak istiyorum. Sovyetler Birliği'nde yaşayan Müslümanların şu andaki durumları hakkında bilgi verir misiniz? TAHİRİ Günümuzde Sovyetler Birliği'nde 55 ila 60 milyon arasında Muslüman yaşıyor. Müslümanlar bu ülkede en yüksek doğum oranına sahip olan kesim, dolayısıyla eğer işler böyle giderse, Sovyetler'deki Müslümanların sayısı önümuzdeki 15 20 yıl içinde 100 milyona ulaşabilir. Muslüman halklar Sovyetler Birliği'nin en yoksul halkları. örneğin Türkmenistan'da kişi başına gelir 550 dolar dolayın da. Bu rakam Litvanya'da 10 kat fazla. Sovyetler'de çocuk ölüm oranı dünyanın en yüksek oranları arasında, ve bazı bölgelerde, örneğin Türkmenistan'da ve Karakalpakya'da son iki yılda açlığa yakın bir durum ortaya çıktı. Glasnost (açıklık) Muslüman bölgelere çekingen biçimde ulaştı. îşsizlik, güvensizlik, enflasyon ve yozlaşma bütün Muslüman bölgelerinde toplumsal bütünlüğü ciddi biçimde tehditediyor. Kazakistan'da, Kırgızistan'da ve özerk Tatar Cumhuriyeti'nde durum her an patlamaya hazır görünüyor. Kazan kentinde, yoksul, işsiz ve gelecekten en ufak bir beklentisi olmayan Müsluman gençlik çeteleri, giderek artan bir şiddet ortamında Ruslarla ve öteki Avrupalı yerleşik insanlarla çatışıyor. Şehider kenti Bakü'de kasvetli bir hava hüküm sürüyor. Taşkent bile mevcut duruma karşı giderek büyüyen bir öfkeyle canlanıyor. İşlerin bu duruma gelişinden kim sorumlu vc çıkış yolu nerede aranmalı? TAHİRİ Mevcut durumdantek bir kişiyi, örneğin Gorbaçov'u, hatta Sovyet Partisi'ni ya da devletini sorumlu tutmak doğru olmaz. tnsanlar çoğu kez karmaşık durumlara çare bulmaya çalışan partikrin ve hükümetlerin gücünü abartırlar. Sovyeder Birliği'ndeki mevcut buhran, özellikle Muslüman bölgelerde yaşanan buhran, iki yüzyıllık birikimin sonucudur: Fars tmparatorluğu'nun parçalanması, Çarlığın ortaya çıkışı, Osmanlı Imparatorluğu'nun çöküşü, son Çarın devrilişi, Bolşevik Devrimi, II. Dünya Savaşı, Stalinci tasfiyeler ve katliamlar, Brejnev dönemindeki yozlaşma ve kendini beğenmişlik ve nihayet Gorbaçov tecrübesi gibi etkenlerin hepsi mevcut durumun gelişmesine katkıda bulundular. Bunun yanı sıra Muslüman bölgeler siyasal tecrübeden yoksunlar ve şimdilik, değişim için ihtiyaç duyulan, ufku geniş, tahlil yeteneğine sahip güçleri seferber edebÜecek bir önderliğe sahip değiller. Bu durumda ne yapılabilir? Bana öyle geliyor ki, bu aşamada Sovyet Müslümanları dıkkaderini kimliklerini koruma ve vurgulama noktalarında yoğunlaştırmak, gerekli fikri ve siyasal önderliği geliştirmek ve Stalin ve takipçileri tarafından tahrip edilmiş olan halk örgüderini ve siyasal partileri yeniden canlandırmak durumundadırlar. Muslüman halkların kendi kaderlerini tayin etmek istemeleri normal bir şey. Bu bölgelerin yüzyıldan fazla bir süredir Rus işgali altında yaşamış olmaları gerçeğine karşın, (örneğin Bakü 1808'de ve Göktepe 1911'de işgal edilmişti) SSCB'nin Muslüman halkları Ruslaştırılamadı. Bunlar kendi kimlikleri olan uluslardır ve öz tarihlerini yeniden keşfediyorlar. Ruslarla ya da Ukraynalılarla ortak bir yanları yok. Rusya ile ekonomik işbirliği çerçevesinde bağımsız olmak isteyeceklerdir. önemli olan buna siyasal ve ekonomik açıdan hazırlanmaktır. Ve bu bir dosduk ve anlayış ortamında olmalı. Kısa vadede Gorbaçov ya da takipçileri Muslüman halklara daha iyi koşullar sunmalıdır. Eğer bunu yapmazlarsa, birkaç yıl içinde şiddet olayları hatta bir iç savaş patlak verebilir. Alma Ata'da, Bakü'de, Ferunze'de, Kazan'da, Ufa'da, Buhara'da, Semerkand'da, Oş'da, Duşenbe'de ve Batum'da son yıllarda patlak veren olaylar, çıkabilecek olaylarınboyudarı düşünüldüğünde, oldukça yumuşak uyarılar olarak anlaşdmalıdır. "SSCB'de îslamın Geleceği'' adlı kitabınızda S A Y F A 5 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI S2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle