05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

lışkan kıdemlisi, elli yılı aşkın çalışmasımn ürünü elliyi a$kın kitap ve albüme bir yenisini ekledi. Sami Güner "merhaba" ile başlayan önsözünde 75 yasını geride bıraktığından söz ediyor ve "Büyük hakem maçı bitirdi, uzatmalı devreyi oynatıyor. Son düdüğii çalmadan sevdiğim birkaç fotoğrafı bir araya toplamayı düşündüm ve bu albüm oluştu" diyor.Onun yaşama sevınci, ülkesini sevişi ve bir seyler üretme heyecanıdır fotoğraflarındaki görüntülerden önce ruhlarımıza ulajan. Sami Güner önce bu yönü ile büyüktür ve eşsızdir. Sadece fotoğraf değil bütün alanlarda çalısanlara örnektir. Albüm; 21x30 cm boyutunda ve 270 sayfa. Kapakta göz alıcı bir gorüntü ile başhyor ve sonra 263 fotoğraf sıralanıyor. Cem Ofset Matbaacılık A.Ş.'ce hazırlanmış ve basılmış. Keşke.. Sami Güner'e duyduğum büyük saygı ve hayranlık cümlenin sonunu getirmekte duraksatıyor. Evet keşke, albümün düzenini biraz alışkın birileri yapsaydı dıyorum. Fotoğraf editörlüğüne ülkemızde de gereksinme duyulmasını diliyorum. "Tanr(m gölgeleme bulutunla, güzelliklerini herkese göstermeye geldik".. Gür sesi ile ha/kınyor Sami Güner. "Her mevsimi, her günü, bir başka güzel doğanın. Defalarca geçtiğim yerleri yeni görüyor gibiyim".. Sonbaharın binbir rengi içinde Yedigöller yolundayız, dalıyoruz akıp gidep görüntülere. Birden el freni çekiliyor, heyecanla sıçrıyoruz. Kendimize gelene kadar Samı Güner makinesini kapmış ve fırlamıs, çitlerin, derelerin üzerinden aşarak taa ötelerde kaybolmuş bile.. Iki yıl önce Sami Güner için hazırladığımız bir yazı böyle başlamıştı. O hâlâ derelerin çukurunda, tepelerin doruğunda veya kubbelerin kenarında dolaşmakta. Masasının üzerinde sayfalar dolusu yapılacak ijler listesi, düşüncelerinde projeler, içgözü ülkenin her yanında, kâh karlı tepelerde, l$ân bir Yörük'ün çadırında ya da denizin mavısınde. Sami Güner 1915 YugoslavyaPiriştine doğumlu. On yaşında aile Aydın civarına göç eder. Doğayı gözlemesini ve ayrıntılan görmesini babasından öğrenmıştir. Lise, hukuk fakültesi, geçim zorluklarının itişiyle Merkez Bankası'nda 25 yıl memurluk. Arkadaş grubu, Hayat Dergisi ve. profesyonel fotoğrafçılık. Bankadan çlkınca yandan çarklı ile uzun süre oturduğu Kalamış'a yönelir: "Sarılar, pembeler, morlar, gül kurusu akjamlar. Behçet Kemal Çağ(ar'ın, Yahya Kemal'in dizeleri, Münir Nurettin'in besteleri..'. O günleri anarken şöyle der: "Toplantılarda sıra jiire, miiziğe gelirdi. Kültüre çok yatkın insanlar vardı, dostluklar güzeldi. Şimdi herkes TV'nin karjısına yapıjmı$ kalmi}. Sofra hazırlamak kolaydı. Kahkahadan Samı Guner "Fotoğraf çekerken var olan her şeyle sankı konuşuyorum " kendimizi tutamazdık, gülerdik, gülerdik.. Bakıyorum da doyasıya gülen yok artık. Garip bir feyler oldu. Kentler yığınlara dönüştü".. Bugün de fotoğraf bitince şiirler okur Samı Güner. Arkasından jakalar yapar, oyuniar icat eder. Insan olarak yaşamanın ve bir ülkede vatandaş olmanın anlamını "beoeriyi olumlu ije dönüjtürmekte" bulur. Çok sevdiğı ülkesini fotoğraflarıyla vatandaşlarına ve tüm dünyaya tanıtmak, sevdirmek Onun heyecanıdır. Söz aramızda: " h a " deyince Türkiye'yi her yönü ile tanıtacak sergiler çıkarabilecek bir başka kişi olduğunu da sanmıyorum.. Seneler önce Brüksel'den büyükelçi telefon eder: "Burada Türkiye'yi olumsuz yansıtan bir sergi açıldı, sende birşeyler vardır, topla gel".. Bir hafta sonra BrüksePde Sami Güner'in sergisi açılmaktadır. Gerektiğinde cebinden harcayarak kırktan çok ülkeye gider sergileri, ülkesinin âjik olduğu güzelliklerini yansıtarak. Tarihten doğaya kitaplar, albümler. Bir isteyince bin vererek her çalışmaya katılış, omuz veriş. Ve 1989'da, fotoğrafın 150'inci yılında, "Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü". Bu ödülün fotoğraf dünyasından birine verilmesınin onuru bir yana, herhalde Sami Güner'den çok hak eden olmamıştır. Bu noktada, fotoğrafla ilgisinin ne olduğunu anlayamadığım birinin, en ciddi olmak iddiasındaki bir ansiklopedinin yıllığına da sızarak yönektiği elejtıriyi münasebetsizlik olarak yermeden geçemeyeceğim. Sami Güner, çevresine baktığında gönlündeki cojkuyu ve sevgiyi arar, fotoğrafladığı, gerçekte kendi ruhudur. "Fotoğraf çekerken var olan her şeyle sanki konujuyorum, tad alıyorum. Milyon kere gurup çektim, bir o kadar daha çeksem gene aynı heyecanı duyarım. Aman Tanrım şunlara bakın: ağaçlar, çiçckler, tomurcuklar, kelebekler. Binbir türlüsü... Mutluluk, sevinç bunlar. Daha da "ötesinde bir fcyler ama anlatamıyorum. Fotoğraflarını çekiyorum doyamıyorum".. Sami Güner bir şiirinde kendisini şöyle anlatıyor: "Ney sesleriylc Mevlana'ya, bir başka gün martıların peşindc Bebek'ten Kalamış'a akar yıldız gibi. Guruba dalar Salacak'ta, sonra Akdeniz'in sıcaklığında, hüznü yaşar Bolu'nun sonbahannda. Çiçekleri koklar bahçelerde, burkulur yüreği şu evin kapısında, yorulduğunda çeştne başında, iftar vakti gözleri minarelerde öylesine mahzun dalıp gitmistir. Güneş doğarken Ağrı yamaçlarında, üzüm koparır Manisa bağlarında, susuzluktan yandığında önüne çıkıveren şaşıp kalmıştır". Ijte böyle geçti günlerim gecelerim Velhasıl ömrüm.. Sizlere biraz olsun tattırabildiysem Bu doyulmaz lezzeti, Hatırlarsınız belki bir gün Dostunuz Sami Güner'i.. D SAYFA 13 C U M H U R İ Y E T K İ T A P : SA Yl 2B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle