Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mavi kitaplar arasında Birinci dileğim, "toplu taşımacılıkta Mavi Yolculuğun birbirine karıştırılmaması. Ikinci dileğim, gittiğiniz her koyda, sizden önce gelmiş olan teknenin "çalgılı aile gazinosu" ile karşılaşmamanız... SOROL SflZEN HalikarnasBalıkçısı'nın 'Merhaba Akdeniz'iyle 1962'de başlayan biryolculuk "Burada mavi ve yeşil o kadar derin ve tatlıdır ki, değil insanları, fakat taşları ve duvarları bile kendine çeker. Dünyanın en saf, en koyu ve en güzel mavisi buradadır. tşte bundan dolayı şehre beş bin yıl önce, mavi meltem tanrısı olan Zefiros'un adından Zefiriya adı verilmiş. Sonraları bu ad unutulmuş, Halikarnas adı takılmıs." "Halikarnas'taki zeytinler, mandalinalar, portakallar, limonlar, hurmalar, kaparisler, muzlar, haruplar, incirler, velhasıl yemişferc mevsim mevsim geçit resmi yaptıran bütün ağaçlar, bu kıyının deniz yeşilinden ders alırlar. Pesten tize kadar yeşillerle, Ege zümrütüne yeşil bir türkü söylcrler. Bu türkünün çınlayışı göklerden ara vermeden duyulur." Bu alıntılar 1962 yılında Yeditepe Yayınları arasında yer alan Halikarnas Balıkçısı'nın Merhaba Akdeniz kitabından. Halikarnas Bahkçısı Cevat Şakir Kabaagaçlı'nın bir sürgünle başlayan yolculuğu bizlere Akdeniz'in kapılarını araladı. Âkdeniz bilinmiyor muydu öncelerden? Bilinmez olur mu!.. Ama "moda" sözcüğü var ya, hani insanın kanına giren; İşte o gün bugündür mayosunu kapıp bir kaptan aramaya başladı herkes. Önce Bodrum'a gidildi. Sonra, Halikarnas Bahkçısı ile Sabahattin Eyuboğlu, Bedri Rahmi ve Azra Erhat'ın yolunu izlemeye koyuldular. Azra Erhat Karya'dan Pamfilya'ya Mavi Yoculuk kitabında (Sergi Yayınevi1984 / Ilk baskısı: 1979) mavi yolculuğu şöyle tanımlar: "Türk ve dünya edcbiyatında 'Halikarnas Bahkçısı' takma adıyla anılan Cevat Şakir Kabaağaçlı mavi yolculuğun kurucusu ise, Sabahattin Eyuboğlu onun isim babasıdır." "Bodrum ya da Marmaris'ten bir motor kiralamak için girişimler olur, katılacak yolcuların listesi yapılır ve her yolcudan bir avans para alınır. Bu para eski zamanlarda 100 lira iken, bugün en azından 1000 lirayı bulur. Gezinin ya da gezilerin tarihleri saptanır. 1965 yılından bu yana Eyuboğlular'ın mavi gezileri hep 'Hürriyet' motoru ile yapılmıstır. Ali Eroğlu kaptan, damadı Ali Fuat Eroğlu ve degerli oğulları yıllardır mavi yolcuların her nazına katlanarak bizlerle bir aile havası içinde mavi yolculuğun gönülden yöneticileri olmuşlardır. Yüzlerce mavi yolcu geziden duydukları mutluluğu onların cömertçe insanlığına borçludur. Mavi gezinin yapılabileceği mevsim haziran ayından ekim sonuna dek uzanır. Yaz ayları açık havada, güvcrtede yatmak için en elverişli aylarsa da, güz ayları denizlerin en sakin ve balığın en bol olduğu zamanlardır. Ekim sonunda, giderek Cumhuriyet S A YF A 12 Mavi Yolculuk, denızın tadını çıkarmanın yanı sıra bir uygarlığın keşfı Bayramı'nda mavi geziye çıkan arkadaşların güneşten yanmış olarak döndükleri çok görülmüjtür. Onlar en iyi avlar eylül ve ekimdir derler." "tlk mavi yolculukları yaptığımız yıllarda, bizim kiraladığımız teknelerdeki ilkel yaşamdan dolayı bizimle alay eden edeneydi. Bir dağın tepesinde yıkık bir anıt görmek için çektiğimiz çileye, göze aldığımız yorgunluğa katlanılmaz diyenler çoğunluktaydı." "Mi A yolculuğu anlatmak zordur, mavi yolculuğu yaşamak gerek." Bu alıntılara bir ahntı daha ekleyelim. Kehânet mi yoksa görünen köy mü? Çünkü Akdeniz bir anlamda kâhinlerin de denizidır! Bu ahntımız da A. Erhat'tan: "Gün gelecek bizler artık Bodrum'a uğramak istemeyeceğiz, mavi yolculuk teknesine binmek için bile olsa, yozlaşmıs bu kente ayak basmaktan çekineceğiz, demişti Sabahattin Eyuboğlu 1968 sularında." Aradan 22 yıl geçti Eyuboğlu'nun bu sözü söylemiş olmasından. Ne mi oldu?.. Çok büyük bir değişiklik olmadı canım! Bodrum, "Bedroom" oldu o kadar!.. Konumuz Bodrum değil. Konumuz kitap ve kitaplar... Bu nedenle bu savfalarda rotamızı biraz daha derli toplu seçme zorunluluğundayız. Ama madem ki konumuz "Mavi Yolculuk" ve biraz da "Akdeniz"dir, öyleyse konvoy halinde mavi yolculuğa çıkıp, kara ve denizdeki uygarhkları dürbünle seyredenlerden (o da teknede sıkıldıklanndan) bu küçük yazıyı ırak tutmak gerek. Hızlı ve "acayip konforlu" 4050 kişilik yat ya da küçük gemilerle 45 günde tüm kıyıyı dolaşanlar ise zaten aldırmazlar böylesine yazılara. Her şey bir yana... Mavi, bir uygarhktır. 21 Ağustos 1986 günü Güneş Gazetesi'nde başlayan ve on gün süren dizi yazımın başhğı da bu adı taşıyordu: Mavi Uygarlık... İnsan öyle ya da böyle denize, suya her yerde girebilir. Tekneye binip, yelken açar, güneşlenir, yer, içer. Ama onun adı "Mavi Yolculuk değildir. Mavi Yolculuk, denizin tadını çıkarmanın yanı sıra, Akdeniz uygarhğının keşfidir. Bu da karadan kopuk bir serüven değildir. Çünkü Akdeniz'e kıyısı olan Anadolu'nun birÇOK kenti nice uygarlıkların da kaynağı olmuştur. Müziği, mimarisi, efsanesi, edebiyatı, heykeli ve resim sanatı ile. Her kıyının bir öyküsü ve efsanesi vardır. Bu, karadan yapıiacak bir yolculukla asla çözümlenemez. Denizle, limanlarla bağlantılı bir olaydır. Bugün bu olgu, deniz ve teknedeki tatava olarak ele alınsa bile Balıkçı ve Eyuboğlu'nun yolunu izleyenler de vardır. Azra Erhat'ın Mavi Yolculuk kitabı bu nedenle çok önemlidir. Biraz işin kapsamını genişletip, başkaca bilgılere de C U M H U R İ Y E T K İ T A P : SA Yl 25